Çeviri: bebebiskuvisi

"Lider ne düşünüyor?" Zhang Ying konuşmasını bitirdikten sonra Lider Da Kun'un fikrini sordu.

"Bu genç adam buraya kadar tek başına gelebildiğine göre güçlü olmalı; ama durum az önce bahsettiğin gibi olmalı." dedi Da Kun.

"Onu önemsemeyin. Bir sonraki adım için ruh hayvanı oluşumumuzu tartışmalıyız. En güvenli yolu seçtiğimizden ruh hayvanlarımızın fiziksel gücü hızlıca tükenecektir. Beşimiz on beş ruh hayvanımızı koordine edebilir ve on beş ruh hayvanımızın böcek tipi demir derili ruh hayvanlarını bastırıp bastıramayacağını görebiliriz." dedi Yin He.

Diğer dördü de başlarıyla onayladı ve yüksek savunmalı, kocaman ruh hayvanlarıyla uğraşmak için kullanacakları ruh hayvanı oluşumlarını tartışmaya başladılar.

   ……

   ……

Vadinin en güneyinde, en kısa dar yol vardı. Bu dar yolun uzunluğu sadece iki kilometre kadardı ve tam hızında koşan bir şeytan bu mesafeyi beş dakikadan daha hızlı alabilirdi.

Ama iki kilometrelik bu dar yol, tüm yollar içinde en tehlikeli olanıydı, zira içeride yaşayan böcek tipi ruh hayvanlarının hepsi gizli, güçlü saldırılara ve bıçak gibi kollara sahipti. Bu keskin silahlar soğuk bir parıltıyla kullanılabilir ve dikkatsiz birini parçalara ayırabilirdi.

Beş kişilik avcı grubu, bu yolu tehlike çok yüksek ve yaralanmak çok kolay olduğu için seçmemişti. Bu nedenle daha fazla zaman ve daha fazla fiziksel güç harcayacakları larva türü ruh hayvanlarıyla dolu yolu seçmiştiler.

Chu Mu'nun kendi başına ilerlemek için kendi nedenleri vardı. İlki, seçtikleri yolun dört-beş kilometre uzunluğunda olması ve daha güvenli olsa da daha fazla zaman harcamayı gerektirmesiydi.

Chu Mu beşliden önce işi bitiremeyeceğini bilseydi, onların takımına girer ve ödülün 1/6'sına razı olurdu, hem bu şekilde daha güvenli olurdu.

Ama bu yolu seçip hızlı hareket ettiği sürece, onlar toplam beş kişi olsa da, iç vadiye daha önce ulaşabilir ve hükümdar sınıfı ruh hayvanını elde edebilirdi.

Neredeyse yarım aydır Yıldız Anka Kelebek Kuyruğu'nun peşindeydi. Diğerleri tarafından fark edilmesini beklemiyordu ve bu ruh hayvanını önce onlar ele geçirirse kalbinde büyük acı olurdu. Bu nedenle, o beş kişiye karşı zamanla yarışmak zorundaydı.

Ondan çalmaya çalışan birileri olduğundan, Chu Mu gereken zamanı iyice azaltacaktı. Bu yüzden dışarıda oyalanmadı ve kararlı bir şekilde tehlike dolu böcek vadisine girerek diğerlerinden daha hızlı hareket etmeye çalışmaya başladı.

Asıl planına göre geri çağırmadığı üç ruh hayvanını zihnen dinlendirmişti ve her an savaşmaya hazırdı.

Ot ve çimlerle dolu araziden geçerken yüzey yavaşça aşağı eğim aldı. Dağ şekillerini takip eden Chu Mu'nun gözleri önünde, çok geçmeden dar bir yol ortaya çıktı.

Dar yol aşırı dardı ve birkaç büyük ruh hayvanının geçmesi bile zordu. Neyse ki, Chu Mu'nun ruh hayvanlarının hiçbiri çok büyük değildi ve duvarlar arasından kolayca geçebilirlerdi. Chu Mu böylece vadideki iç göle uzanan dar yola girdi.

Dar geçidin her iki tarafı da oldukça dikti ve duvarlarda böcek tipi ruh hayvanlarının salgıladığı yapışkan bir şey vardı. Pençeleri olmayan ruh hayvanlarının tırmanması çok zordu.

Geçit en başta beş metrelik genişliğe sahipti ama ilerledikçe yavaş yavaş daha da daralmaya başladı.

“Hu hu hu hu hu~~~~~”

Vadiden esen bir rüzgar Chu Mu'nun yüzüne vurdu. Dağ duvarlarından geçtikten sonra rüzgar anormal derecede soğuk oldu ve Chu Mu buz bıçakları yüzüne çarpıyormuş gibi hissetti.

Buradaki güneş ışığı yeterli değildi, böcek tipi ruh hayvanlarının çoğu güneş ışığının girmediği karanlıklardan zevk alırdı.

Chu Mu ilerledikçe geçit daha dar ve daha karanlık oldu. Sonuçta güneş ışığının hiç görünmediği zifiri karanlık bir yere ulaştı, güneş ışığı olsa bile sadece dağ duvarındaki yarı çatlaklardan sızabilirdi.

“Chi chi chi chi~~~~~”

“Zhi shi zhi zhi~~~~~zhi zhi zhi zhi~~~~~”

Kayaların ve ağaç dallarının arasından, çamurlu toprağın ve bitkilerin altından gelen böcek tipi ruh hayvanlarının sesleri duyulabiliyordu. Dar geçitte yürürken çevredeki ruh hayvanlarının hareketleri daha açık bir şekilde hissedilebilirdi. Zaman zaman karanlığa giren insana bakan birkaç parlak göz görülebiliyordu...

Şeytan Ağacı Askeri, Zhan Ye ve Hayalet Kral nispeten yüksek güç seviyelerine sahipti. Auraları belli miktarda korku verdiğinden güçsüz böcek tipi ruh hayvanları, sayıları çok fazla olsa bile, harekete geçmeye cesaret edemedi. Onları organize edecek bir liderleri olmadan saklandıkları yerden çıkmaz, onları gözlemeye devam ederlerdi.

“Pu Pu Pu Pu~~~~~”

Sonunda on Gizli Bıçak sessizliği bozdu ve Chu Mu'nun etrafında meydana çıktı. Titrek sarı gözler Chu Mu'ya baktı ve bıçağa benzer dört el birbirine sürtünerek metalik bir ses çıkardı. Bu hareketle silahların keskinliğini anlamak mümkündü.

"Sekizinci evre savaşçı sınıfı bir Gizli Bıçak, yedinci evre Gizli Bıçak grubuna liderlik ediyor..." Chu Mu düşmanlarına baktı ve hemen etrafındaki on beş Gizli Bıçak'ın güçlerini sınıflandırdı.

Gizli Bıçak: Şeytan Krallığı'ndan - böcek tipi - Gizli Bıçak türü, orta seviye savaşçı sınıfıydı.

"Hayalet Kral, onları sana bırakıyorum." dedi Chu Mu.

Hayalet Kral bir silah kullanıyordu ve hükümdar sınıfının mizacıyla, güç seviyeleri kendinden daha yüksek olan bu ruh hayvanlarına küçümsemeyle bakıyordu.

Chu Mu emir verdikten sonra, kıvrımlı kılıcında hayalet aurası yükseldi ve Hayalet Kral'ın hayalet gözleri sekizinci evre Gizli Bıçak'a odaklandı.

“Nuo!!!!!” Sersemletici bir ses çıkardı!

Altıncı evrenin üçüncü seviyesindeki Hayalet Kral kıvrımlı kılıcını savurdu ve sekizinci evre savaşçı sınıfı Gizli Bıçak'a karşı bir saldırı başlattı.

Yedinci evre Gizli Bıçaklar yedinci aşama saldırılara bile sahip değildi. Hayalet Kral'ın hedefi çok açıktı. Hareket ederken onları tamamen görmezden geldi ve kolunu sekizinci evre Gizli Bıçak'a savurdu.

Hayalet Kral'ın hükümdar sınıfı aurasını hissedebilen sekizinci evre Gizli Bıçak savaş gerçek manada başlamadan paniğe kapıldı ve hemen bir kayanın arkasına saklandı!

“Beng!!!!!!”

Hükümdarın hayalet kılıcının gücü uzandı ve devasa kayayı keserken sekizinci evre Gizli Bıçak'a da çarpıp onu geri uçurdu.

“Clang clang clang~~~~~~”

Yedinci aşama Gizli Bıçaklar aynı anda Hayalet Kral'a saldırı başlattılar ama yedinci aşama saldırıları Hayalet Kral için sorun teşkil etmiyordu. Aniden ileri çıktı ve elindeki kavisli kılıcı yere vurdu!!

“Long long long~~~~~”

Hafif nemli zemin bölündü ve yarıktan sayısız kötücül taş piton fırladı. Yedinci evre Gizli Bıçaklar'ın hepsini süpürdüler ve sekizinci evre Gizli Bıçak'a atıldılar!

Hayalet Kral saldırı başlattığında Şeytan Ağacı Askeri de harekete geçti. Hayalet Kral sekizinci evre Gizli Bıçak'la savaşmak zorunda kalsaydı, ikisinin uzun bir süre savaşması gerekirdi, sonuçta sekizinci evre savaşçı sınıfıyla altıncı evre hükümdar sınıfı denk güçlere sahipti.

Ağaç Parmak Hapsi ortaya çıktı ve sekizinci evre Gizli Bıçak'ı hapsetti. O anda, Hayalet Kral'ın yedinci aşama kaya tipi tekniği de ulaştı!

Sekizinci aşama Gizli Bıçak yedinci aşama kaya tipi teknik için kendini hazırlamamıştı ve devasa kaya pitonları saldırırken Gizli Bıçak'ın garip ve ince bedeni yaralarla kaplandı. Acı dolu bir çığlık attı, böcek tiplerinin büyük yaşam gücüne sahip olmasaydı, yedinci aşama bu kaya tipi teknik muhtemelen doğrudan hayatını alırdı.

Hayalet Kral uzun kılıcını savurdu ve engel olan birkaç yedinci evre Gizli Bıçak'ı kestikten sonra sekizinci evre Gizli Bıçak'a yaklaşıp kılıcını onun kafasına sapladı ve hayatına son verdi.

Sekizinci evre Gizli Bıçak, hayatını tamamen kaybetmeden önce kısa süre mücadele etti. Kalan Gizli Bıçaklar Hayalet Kral'ı engellemeye cesaret edemeyerek hemen dağıldı.

Chu Mu bunun onu ve ruh hayvanlarını durdurmaya çalışan en zayıf saldırı dalgası olduğunu biliyordu; ilerlemeye devam ettikçe daha fazla yaratık ortaya çıkacaktı.

“Chi chi chi chi chi~~~~~~”

“Chi chi chi chi chi~~~~~~”

Daha iki yüz metre bile ilerlememişken yaklaşık elli tane yedinci evre ve yukarısında olan Gizli Bıçak ortaya çıktı. Aralarında dört tane sekizinci evre Gizli Bıçak vardı ve Hayalet Kral'ın tek başına bu büyük grupla uğraşması zor olacaktı.

"Şeytan Ağacı, Şeytan Ağacı Kökleri!" Etraflarını saran Gizli Bıçaklar'ın sayısı artarken Chu Mu ruh hayvanlarına savaş emri verdi.

Yüksek seviye Şeytan Ağacı Kökleri oldukça etkiliydi. Her on kök birleşti ve yedinci evre bir Gizli Bıçak'ı tek hamlede öldürdü. Şeytan Ağacı Askeri seksenden fazla köke sahip olduğundan bu teknikle yedi-sekiz Gizli Bıçak'ı tek hamlede öldürebilmişti. Buna Şeytan Ağacı Askeri'nin aynı anda birden fazla teknik kullanabileceği gerçeği de eklendiğinde, tek saldırı dalgasıyla ondan fazla Gizli Bıçak öldürmüştü.

Şeytan Ağacı Askeri çoğunu öldürme sorumluluğunu üstlenirken Zhan Ye de on tanesini aldı. Hayalet Kral, Şeytan Ağacı Askeri kitlesele öldürme yeteneklerine sahip olduğundan, savaş bittiğinde sadece üç tanesini öldürebilmişti.

Elliden fazla Gizli Bıçak ise, Şeytan Ağacı Askeri tarafından delinerek ya da boğazlanarak öldürüldü.

Gizli Bıçak cesetlerinden bir sinyal veriyorlarmış gibi garip bir koku çıktı. Savaşın sona ermesi üzerinden çok geçmeden başka bir büyük grup ortaya çıktı!

Sarp dağ tarafının üstünde, çok sayıda Gizli Bıçak dağılmıştı. Sayıları en az iki yüzdü!

Chu Mu burada kalmaya devam ederse bu şeyler tarafından sıkıştırılacağını biliyordu. Zhan Ye'nin sırtına atladı ve Şeytan Ağacı Askeri'nin yolu açmasıyla daha derinlere doğru ilerledi.