Bölüm 244-1: Yüz Vadi, Ebedi Kan Meyvesi

avatar
5441 17

Charm of the Soul Pets - Bölüm 244-1: Yüz Vadi, Ebedi Kan Meyvesi


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 

 

Chu Mu utangaç ya da çekingen bir insan değildi. Kollarını genişçe açtı ve Chu Qian istese de istemese de, güzel ve sevecen kız kardeşini sarmalayıp kucakladı.

 

Chu Qian’ın bedeninden, özellikle saçlarından eşsiz bir koku yayıldı. Chu Mu onu kollarıyla sardığında burnunu yaklaştırıp saçlarından derin bir nefes çekti.

 

Bu sarhoş edici koku, başkaları için dayanılması zor bir şeydi. Chu Mu ona sadece basit bir şekilde sarılmak istemişti ama Chu Qian’ın da ince kollarıyla sarıldığını hissettiğinde onu daha sıkı kucakladı.

 

Yumuşak, kemiksiz beden, pürüzsüz cilt ve yeniden bir araya gelmenin verdiği taşkın duygular, Chu Mu’nun aklını başından aldı...

 

Chu Mu genç ve sağlıklı bir adamdı. Kadınlara dair bir sürü fikri vardı ve sık sık onlarla ilgili fanteziler kurardı. Mesela, Ye Qingzi’ye karşı hissettikleri, bir dereceye kadar onun güzel yüzü ve zarif bedeninden dolayıydı.

 

Elbette prensiplere sahipti ve hoşlanmadığı kızlara dokunmazdı.

 

Chu Qian’ın, Chu Mu’nun sevdiği ilk kız olduğu söylenebilirdi. Küçükken, her zaman abla-küçük kardeş ilişkisine sahip olduklarından Chu Mu da kalbindeki hisleri saklamıştı.

 

Ama Chu Mu’nun duyguları çok değişmemişti. Bu kıza geçmişteki gibi sıkı sıkıya sarıldığında içinde yoğun bir sahip olma arzusu kabardı ve Chu Qian’ın güzel yüzüne baktığında, başını eğip onu kırmızı dudaklarından öpmek istedi.

 

Harika bir dokunma hissi, büyüleyici bir koku, güzel bir yüz ve kıpkırmızı dudaklar…

 

Chu Mu hafifçe başını eğdi ve Chu Qian’ın seksi, dolgun dudaklarına dudaklarını yaklaştırdı, ama onu öpmedi…

 

Chu Qian, Chu Mu’nun bu anlık hareketini hissetmiş gibiydi ve biraz şaşırmıştı. Başını kaldırdığında, dudakları tesadüfen Chu Mu’nun dudaklarının kenarına sürtündü…

 

Gözler birbirine kilitlendi, ikisi de öylece kalakaldı. Chu Mu’nun kalbi bir anda patlayacak hâle gelmişken, Chu Qian’ın kalbi küçük bir geyiğin sekmesi gibi atmaya başladı, yanakları hemen kıpkırmızı oldu.

 

“Eh, Kız Kardeş Qian Qian, diğer konular hakkında konuşalım en iyisi. Ne tür bir sorunla karşılaştın?” diye sordu Chu Mu.

 

“Ah? Eh? Bu...Önce senin birkaç yıl boyunca yaşadıkların hakkında konuşalım. Babam mektubunda sadece güvenli bir şekilde döndüğünden bahsetti, ayrıntılara girmedi.” Chu Qian gözlerini kaçırdı, Chu Mu’ya dolanmış kollarını hafifçe gevşetti. Yüz yüze olduğu adamla vücutlarının hâlâ birbirine sarılmış olduğunu fark etti. Parıltılı bakışlarında bir utangaçlık ortaya çıktı.

 

Chu Qian, Chu Mu’yla kan bağı olmadığını biliyordu elbet. Yaptıkları şey ne kadar samimi olursa olsun, biraz utanç vericiydi. Özellikle de dudaklarının birbirine sürtünmesi. Dudaklarında hâlâ Chu Mu’nun dudaklarının tadı vardı.

 

Chu Mu ilk önce bu utancı çözmesi gerektiğini biliyordu ve bu yüzden önce kendi durumundan bahsetti. Elbette Camgöbeği Kabus Adası ve Hapis Adası gibi korkunç bölümleri Chu Qian’a anlatamazdı. Sadece zorla eğitildiğini ve sürekli başka yerlerde olduğunu söyledi.

 

Chu Qian’ın duyguları henüz sakinleşmemişti. Chu Mu konuşmayı bitirdikten sonra, endişesini gösteren birkaç tutarsız cümle kurdu.

 

“Tam olarak ne oldu?” Chu Mu, Chu Qian’ın sorunu hakkında endişeleniyordu. Chu Qian, sorununu daha önce ailesine anlattığından ve bu sorunu çözmek kolay olmayacağından bundan bahsetmek istemedi.

 

“Hiçbir şey, hiçbir şey, kendi başıma halledebilirim. Endişelenmene gerek yok; çok uzaklardan gelmiş ve şimdi yorgun olmalısın. Önce seni dinlenmeye götüreyim.” dedi Chu Qian.

 

“Bu önemli değil, önce sorununu anlat.” dedi Chu Mu.

 

Chu Qian başını kaldırdı ve Chu Mu’ya baktı. Biraz tereddüt ettikten sonra dedi ki: “Mektubumda senin geldiğini öğrendiğim için Wangluo Şehri’ne dönmek için hazırlandığımı yazmıştım. Ama öğretmenim buna izin vermedi, ben de kendi başıma ayrılmaya çalışırken yakalandım ve beni cezalandırmak istedi. O sırada, benim işlerime burnunu sokmayı görev edinmiş biri bana iftira attı. O gece aileme dönmek için ayrılmaya çalışmadığımı, onun ruh nesnesini çaldığım için ayrılmaya çalıştığımı söyledi. Onlara iade etmezsem, tüm ruh hayvanlarımı geri alacaklar ve beni buradan kovacaklar…”

 

Chu Qian’ın açıklamasını dinledikten sonra, Chu Mu kaşlarını çattı. Chu Qian, Büyük Chu Ailesi içinde tek başınaydı ve güvenebilecek kimsesi yoktu. Öğretmeninin emirlerini dinlemeyip izinsiz ayrılması, kesinlikle öğretmenini kızdırırdı. Bunun ardından o şerefsizin Chu Qian’a iftira atması, korumaya sahip olmayan Chu Qian’ın zor durumda bırakmıştı.

 

“Öyleyse Büyük Chu Ailesi seninle nasıl ilgilenmeyi planlıyor?” Chu Mu’nun biraz yüzü karardı ve sordu.

 

“Öğretmenim de böyle bir şey yapmayacağımı biliyor ama kanıtlar açık ve çürütmesi zor…Aslında deneyim kazanmak ve öğretmenimin bana verdiği görevi tamamlamak için Büyük Çökmüş Izdırap Vadisi’ne gitmeyi planlıyordum. Bundan sonra daha fazla Büyük Chu Ailesi’nde kalmayacağım. Ama bu konunun etkisiyle öğretmenim görevimin zorluk seviyesini yükseltti, çaldığımı iddia ettikleri ruh nesnesini, Ebedi Kan Meyvesi’ni getirmem gerekiyor, Ona geri verdikten sonra cezam hafifletilecek.” dedi Chu Qian.

 

Chu Qian olanlar hakkında şikayetçi bir şekilde konuştu. Ona yardım etmesi için başka birine güvenildiğinde, mantıkla olsa da söylenemeyecek pek çok şey vardı. Yüz Vadi’de Ebedi Kan Meyvesi’ni bulmaya gelince, bu hemen hemen mümkün değildi. Yüz Vadi Bölgesi’nin tehlikeleri ve Ebedi Kan Meyvesi’ni bulmanın zorluğu görmezden gelinse bile, Ebedi Kan Meyvesi’ni koruyan böcek tipi ruh hayvanları olacaktı ki, Chu Qian onlarla ilgilenemezdi.

 

“Yaşlı Li, Yüz Vadi hakkında bilgi verebilir misin?” Chu Mu hemen uzamsal yüzüğündeki Yaşlı Li’ye sordu.

 

“Büyük Çökmüş Vadi birkaç seviyeye ayrılmıştır. İlk seviye, nispeten düşük güç ve tür seviyesinde ruh hayvanlarının yaşadığı On Vadi’dir. Oradaki ruh hayvanları gruplar hâlinde dolaşsalar da sayıları onu aşmaz ve ruh hayvanı eğitmenlerinin çoğu oraya gider. Yüz Vadi’de ise, On Vadi’ye göre daha karmaşık ruh hayvanları yaşar. Tür ve güç seviyeleri nispeten daha yüksektir ve eşsiz ortam nedeniyle pek çok ruh nesnesi yetişir. Sadece güçlü ruh hayvanı eğitmenleri oraya gider.”

 

“Söylenmesi gerekir ki, Yüz Vadi’deki ruh hayvanları gruplar hâlinde dolaşsa da, gruplardaki ruh hayvanı sayısı yüzü aşmaz. Dikkatsiz davrananlar böcek sürüleri tarafından öyle bir saldırıya uğrar ki, geriye kemikleri bile kalmaz. Yedinci evrenin üzerinde üç tane komutan sınıfı ruh hayvanı olmadan oraya girmek çok zorlu olur. Bir grup oluşturup oraya girenlerin ise, gruplarına nitelikli ruh hayvanı eğitmenleri almaları gerekir. Sonuçta daha fazla ruh hayvanının bir arada olması güvenlik sağlamaktan ziyade zarar getirir.”

 

“Yüz Vadi’nin dışında, Wogu Sıradağları’nın derinliklerinde bir de Bin Vadi vardır. Ruh Lordu olmayanların ve Ruh Lordu olup da hükümdar sınıfı ruh hayvanları olmayanların oraya girme fikrinden vazgeçmeleri en iyisi olur. On Bin Vadi ise, bir efsanedir, uzun zamandır kimse orayı bulmayı başaramadı. On Bin Vadi, Genç Efendi’nin başa çıkabileceği bir yer değil, o yüzden detayları açıklamasam daha iyi olur.”

 

Yaşlı Li oldukça açıklayıcı konuştu ve Chu Mu’yu bu bilgileri arama zahmetinden kurtardı.

 

“Şimdilik bu nahoş konuları bir kenara bırakalım. Yorgun görünüyorsun; seni evime götüreyim de önce dinlen. Hâlâ biraz zamanım var, bunu çözmenin bir yolunu bulacağım.” Chu Qian gözyaşlarını silmeden gülümsemeye çalıştı.

 

Chu Qian’ın gülümsemesini gören Chu Mu’nun kalbi ısındı. Chu Mu’nun en çok sevdiği şey, Chu Qian’ın gülümsemesinin diğer insanları mutlu edebilmesiydi.

 

Ayrıca bu meselenin usulünce çözülmesi gerektiğini farkındaydı. Chu Qian’ın önerisini kabul etti ve Chu Dağı’nın ana zirvesine doğru onu takip etti.

 

Geriye döndüklerinde, Ye Wansheng ile Chu Xi’nin tartıştıklarını duydular. Ye Wansheng uçarı ve coşkulu bir tavra sahipken, Chu Xi öfkeliydi.

 

ÇN: İngilizce çevirinin azizliği, seride Chu Mu dışında ismi doğru yazılan bir karakter ya da herhangi bir terim yok neredeyse, geçen bölümlerde Lan Xi denilen kız Chu Xi yapılmış ve doğrusu bu, o yüzden bundan sonra Chu Xi olarak devam edecek, bu kimdi demeyin.

 

Ye Qingzi ise, önceki gibiydi hâlâ. Ye Wansheng kadınlarla tartıştığı zamanlarda, görmezden gelirdi ve şimdi de kenara oturmuş kendi hâlinde duruyordu.

 

Bu ay içinde, Chu Mu’nun Ye kardeşlerle bir dostluk geliştirdiği söylenebilirdi. Chu Mu, Ye Wansheng gibi geveze ve çabuk parlayan birinin nasıl bu kadar sakin, bilge ve zarif bir kız kardeşe sahip olabildiği konusunda meraklar içindeydi.

 

“Sonunda konuşmayı bitirebildiniz. Chu Chen, buraya gel ve bu kıza ne kadar güçlü olduğumu söyle. Sekizinci evre Çıyan Kuyruklu Taş Devi Şeytanı’nı yendiğimizde en büyük katkı sağlayan ben değil miydim?” Ye Wansheng, Chu Mu’nun geldiğini görünce ou hemen bir kenara çekti.

 

“Hmph, sekizinci evre Çıyan Kuyruklu Taş Devi Şeytanı’nı yenebileceğini mi düşünüyorsunuz? Yedinci seviye bir Çıyan Kuyruklu Taş Devi Şeytanı bile sizin için korkunç bir yaratık olacaktır.” Chu Xi kabul etmedi.

 

Chu Mu, su gibi sakin olan Ye Qingzi’ye baktı. Chu Mu onun bu moronu görmezden gelen ifadesini gördü ve çaresizce başını sallayıp dedi ki: “Yeter, kavga etmeye gerek yok. Önce ana zirveye gidelim, sonra ne yapacağımızı konuşuruz.”

 

Ye Wansheng gerçek bir uzmanın karakterine sahip değildi, sokaklarda bol keseden sallayan aylaklara benziyordu.

 

“Chu Xi, böyle yapma. Onlar, küçük kardeşimin arkadaşları. Xiling Bölgesi’nden geliyorlar ve yorulmuş olmalılar. Geri dönüp dinlenelim.” Chu Qian da geveze Chu Xi’yi durdurmaya çalıştı.

 

“Hmph, daha önce hiç bu kadar utanmaz birisini görmemiştim.” Chu Xi bunları söylerken arkasını dönüp yürümeye başladı.

 

Chu Qian özür diledikten sonra gülerek açıklamaya girişti: “Kız kardeşimin tabiatı böyle. Lütfen gücenmeyin!”

 

“Merak etme, gücenmeyiz. Ben, Ye Wansheng, yüce ruhlu biriyimdir. Bu güçlü kadının yakışıklı bir adama sevdalanmasına engel olamasam da, bu sevdayı ayak altına düşürmem.” Ye Wansheng centilmen bir tavır takındı, Chu Xi ve Chu Qian karşısında tamamen farklı kişilermiş gibi davranıyordu.

 

Chu Qian kahkaha attı ve Ye Wansheng’in muhteşem ve sıra dışı kız kardeşine baktı. Onunla dostane bir şekilde birkaç kelime konuştu.

 

……….

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr