Çeviri: bebebiskuvisi

“Beyaz Kabus! Bu gerçekten de bir Beyaz kabus!”

“Sözde sadece Kabus Sarayı’nın çekirdek üyelerinin sahip olması gereken bir Beyaz Kabus!”

“Bir amele nasıl bir Beyaz Kabus’u besleyebilir?”

Bu reisler için, Beyaz Kabus korkunç bir ruh hayvanıydı. Camgöbeği Kabus’tan daha üst seviyede olan ruh hayvanlarına gelince, sadece Mavi Kabus vardı.

Tüm Camgöbeği Kabus Adası’nda, en güçlü kişi olan Ada Efendisi’nin sadece Mavi Kabus’un vardı. Bir Mavi Kabus’un beslenme süreci, birçok ruh hayvanı eğitmeninin hayatı üzerine kurulmuştu. Mavi Kabus’u tek başına besleyebilecek çok çok az insan vardı.

Camgöbeği Kabus’a sahip reislerin gözünde, bir Mavi Kabus zaten ulaşabilecekleri şeylerin üzerinde bir varlıktı. Mavi Kabus’un seviyesinin üzerinde bir canlı daha vardı ki, o da korkunç Beyaz Kabus’tu!

Beyaz Kabus’un dehşeti, reislerin kolayca hayal edebileceği bir şeydi. Kabus Sarayı’nda Beyaz Kabus’a sahip her üye, Kabus Sarayı’nın nihai gücünü elinde tutardı!

“Nie!! Nie!!”

Şeytanın ruh titreten feryatları duyulmaya devam etti. Chu Mu’nun bedenindeki Beyaz Kabus’un daha yeni ikinci evreye geçmiş olduğu çok açıktı!

Yine de bu ikinci evredeki ruh hayvanı, böylesine ezici bir aura ortaya çıkarıyordu; öyle ki, dördüncü evredeki Avcı Kurt bile korkuyla sinmişti. Aslında artık art niyetli ve uğursuz görünmüyor, Chu Mu’ya yarım inç bile yaklaşmaya cesaret edemiyordu.

Arena oldukça genişti ama herkesin gözü, kumlu arenanın ortasında şeytan alevleriyle çevrelenmiş öfkeli Chu Mu’nun üzerindeydi.

Chu Mu, Mo Xie’yi taşıyor ve kalbinden taşan öfkeli beyaz alevleri hissedebiliyordu. Bakışları Cao Yi’nin üzerine sabitlenmişti ve o piçi küllerine dek yakmayı arzuluyordu!

“Üçüncü andaçta Ruh Askeri, hmph, hmph...Ne olmuş yani. Ruh gücünü çoktan kullandın. Bir dahakine Beyaz Kabus’u beslemek için kendi ruhunu kullanmak zorunda kalacaksın.” Yüzü biraz solmuş olan Cao Yi, zar zor da olsa zalim bir gülümseme sergilemeyi başarabildi.

Chu Mu’nun durumu açıktı. Beyaz Kabus’u gerçekte çağırmamıştı. Bunun yerine, Beyaz Kabus, Chu Mu’nun olumsuz enerjisini özümsemiş ve anlık olarak bedenleri ve ruhları birbirine bağlanmıştı. Bunun ardından da onun uğursuz enerjisi Chu Mu’nun gücüne dönüşmüştü.

“Üçüncü andaç Ruh Askeri!”

Cao Yi’nin sözlerini duyunca, yanındaki Feng Gu ve diğerlerinin kalplerinin içinden büyük bir dalga yükseldi.

Chu Mu’nun gücünün onlarınkiyle kıyaslanabilir oluşunun sebebi, bedeninde onların Camgöbeği Kabusları’ndan çok daha korkunç olan Beyaz Kabus olması mıydı?

Hepsi altıncı andaç Ruh Öğrencileri’ydi. Chu Mu’nun ruh gücü ise, onlarındakinden çok daha büyüktü!

Chu Mu sessiz kaldı. O soğuk ve uğursuz enerji, çevredeki amelelerin ve reislerin ruhlarının derinliklerine bir soğukluğun sızdığını hissetmelerine neden oldu!

Aniden Chu Mu’nun gözlerinde bir şeytan feneri tutuştu ve beklenmedik bir şekilde soluk bir şeytan alevi ateşlendi.

Ruh tekniği - Chong Mei, Şeytan Alevinden Yanan Diken!

Beyaz renkli Yanan Diken bir kez daha gözlerinden fırladı ve Cao Yi’nin bedenini iki keskin kılıçmış gibi deldi!

Chu Mu’nun saldırısı çok hızlıydı ve umutsuz durumdaki Cao Yi’nin bundan kaçınma şansı yoktu. Şeytan alevleri hemen Cao Yi’nin tüm bedenini yakmaya başladı!

Beyaz, şeffaf alev hemen Cao Yi’nin bedenini sardı, ama bu alevler ne Cao Yi’nin derisine zarar verdi ne de onun bedeninden ayrıldı.

Yine de alevlerin acısından dolayı bembeyaz kesilmiş Cao Yi ağzını açtı ve çatlak bir sesle acı dolu çığlıklar attı!

“Dört...Dördüncü andaç...Sen dördüncü andaca mı ulaştın?”

Daha az önce Chu Mu’ya zihinsel baskı yaparken onun üçüncü andaçta olduğuna emindi. Ama şimdi Chu Mu’nun andacı bir seviye daha yükselmişti. Dahası, o uğursuz enerjiyi ödünç almış ve daha yüksek bir aşamaya ulaşmıştı!

Cao Yi altıncı andaçta bir Ruh Askeri’ydi ve bu yüzden zihinsel gücü, Chu Mu’nunkini tamamen bastırmaya yetmişti. Yine de, Beyaz Kabus’un Korku saldırısına yakalandıktan sonra, Chu Mu’ya karşı zihinsel güç kullanması çok zordu. Ve Chu Mu’nun ruh andacı beklenmedik bir şekilde yükselmiş ve şaşırtıcı şekilde onun ruh andacını bastırmıştı.

Beyaz renkli şeytan alevleri, Cao Yi’nin ruhunu çılgınca yakmaya başladı. Cao Yi’nin yüzü çarpılmış, çektiği acıdan ötürü yere diz çökmüş, çığlıklar atmaya başlamıştı.

Cao Yi güçlü bir ruh andacına sahipti ve bu yüzden, şeytan alevleriyle onun ruhunu yakmak çok zordu. Ama Beyaz Kabus’un ruh alevleri çok korkutucuydu. Ruhunu yakarak öldüremese bile dayanılmaz acılar çektirirdi. Ölmek için yalvartacak kadar çok…

“Seni...seni...seni öldüreceğim!” Cao Yi başını kaldırdı ve titremeye devam ederken ağzından birkaç söz çıkarabildi.

Beyaz renkli şeytan alevleri Cao Yi’nin bedeninde yanmaya devam etti. Cao Yi binbir zorlukla da olsa çağırma büyüsünü söyleyerek bir ruh hayvanı çağırdı.

Yavaşça koyu mavi bir desen ortaya çıktı ve çabucak koyu mavi desenin ortasında kötü niyetli bir ruh hayvanı belirdi.

Gri Kurt!

Cao Yi’nin ikinci ruh hayvanı, Gri Kurt!

Koyu mavi kürkü tüm vücudunun buzla kaplı gibi görünmesine neden oluyordu. Her tüyü buz saçakları kadar keskindi ve korkunç ürperticilikteki kükremesi arenada yayıldı!

“Saldır! Saldır!” Cao Yi güçlükle de olsa Gri Kurdu’na bağırdı.

Gri Kurt, Chu Mu’dan yirmi metre uzaktaydı. Ama vahşi kurt dikkatle Beyaz Kabus’un aurasını inceledi. Beklenmedik şekilde yaklaşmaya cesaret edemedi ve bunun üzerine Cao Yi daha da öfkelenerek bağırmaya başladı.

“Cao Yi, delirdin mi sen?” Ada Efendisi hemen ayağa kalktı ve öfkeyle Chu Mu’ya saldırmaya çalışan Cao Yi’ye bağırdı.

Chu Mu’nun bedeninde Beyaz Kabus vardı; ve bu da demekti ki, arkasında Kabus Sarayı’nda büyük bir güce sahip biri olmalıydı. Böyle biri kesinlikle normal bir amele olamazdı. Onun öylece ölüp gitmesine nasıl müsaade edilebilirdi!

Ama Cao Yi mantıklı düşünecek durumda değildi. Aklındaki tek düşünce, Chu Mu’yu öldürmekti ve kalbindeki öfke, bastırılamayacak kadar çoktu.

Ama Cao Yi ne kadar öfkeli olursa olsun, Gri Kurdu, Chu Mu’nun Beyaz Kabusu’nun aurasından korkuyordu. Chu Mu’ya yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Bu da Cao Yi’nin öfkeden delirmesine neden oldu ve ruhundaki yaralanmadan ötürü kan kusmaya başladı.

“O şey sadece ikinci evrede! Ve onu...tam...tam olarak çağırmadı. Seni korkak...öldür onu...onu öldürmeni istiyorum!” Cao Yi ruh hayvanına bağırmaya başladı.

Eğitmeninin bağırmasından sonra, Gri Kurt nihayet biraz cesaret topladı ve uzun adımlarla Chu Mu’ya yaklaşmaya başladı!

Cao Yi’nin bir saldırı başlattığını gören herkes, bir kez daha şok oldu. Yüksek savaşçı seviyeli Gri Kurt, üçüncü evrede olsa bile, Liu Zheng’in dördüncü evredeki Avcı Kurdu’ndan çok daha güçlüydü! Bir amele nasıl böyle bir ruh hayvanına karşı koyabilirdi ki?

Ama kimse Beyaz Kabus’la birbirine bağlanmış Chu Mu’nun aniden Cao Yi’ye saldırmasını beklememişti. Daha da az insan, Cao Yi’nin bunun üzerine aklını kaybedeceğini ve Gri Kurdu’yla Beyaz Kabus’a sahip Chu Mu’ya saldıracağını düşünmüştü!