Çeviri: bebebiskuvisi

Camgöbeği Kabus çok garip bir şekilde hareket ederek çabucak Mo Xie’nin önüne geldi. Pençelerinde hemen camgöbeği renkli ateş alevlendi ve bununla birlikte şiddetle yere vurdu.

“Beng!!”

Korkunç şeytan ateşi bir anda Mo Xie’nin bedenini tutuşturdu. Mo Xie bedenini yere attı ve Chu Mu’nun önünde duran koruyucu kalkana varıncaya kadar yuvarlandı.

Şeytan ateşi Mo Xie’nin bedenini ve kürkünü tutuşturmasa da, Mo Xie emsalsiz bir acı çekiyordu, zira ateş, ruhunu yakıyordu!

“Wuwuwuwu” Çevik bedeni koruyucu kalkanın dibine kıvrılırken Mo Xie acı dolu inlemeler çıkarmaya başladı.

Mo Xie’nin kesiklerle ve çürüklerle dolu bedeninden bir de hazin ve acı dolu çığlıkların geldiğini görünce, Chu Mu’nun öfkesi kendi ruhunu yakıyormuş gibi alevlendi. Bedeninden çıkıp arşa ulaşıyormuş gibiydi!

Cao Yi, Mo Xie’nin vurulduğunu görünce yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Daha fazla direnemeyen Chu Mu’ya da baktıktan sonra Ada Efendisi’nin onu keşfetmesini umursamıyormuş gibi uyguladığı zihinsel baskıyı arttırdı ve Chu Mu’nun Mo Xie’ye emir bile vermekten aciz bir duruma düşmesine neden oldu!

Chu Mu’nun bedeninde muazzam bir acı dalgası ortaya çıktı. Bu acı, ölüm acısından bile daha kötüydü, zira ruhu delinmişti. Ama Chu Mu bunun farkında bile değildi. Gözleri alev almış gibiydi ve ne zihinsel baskı ne de acı, kırılmanın eşiğinde olan sakinliği karşısında bir anlam ifade etmiyordu.

Chu Mu, kalbindeki öfkeyi serbest bırakıyormuş gibi ruh gücünü serbest bıraktı. Ceketi savruldu ve karmakarışık uzun saçları dimdik oldu!

“Nie!! Nie!!”

Chu Mu ağzını açmadı, ama yine de bedeninin içinden gelen şeytan feryadı, izleyen herkesin korkudan titremesine neden oldu!

Chu Mu’nun aşırı öfkesini hissedince, bedenindeki Beyaz Kabus beklenmedik şekilde uyanmıştı. Bu kez açlıktan değildi, Chu Mu’nun kalbindeki şiddetli öfkenin etkisiyle uyanmıştı. Bu öfke, korkunç şeytani andaç formuna dönüşerek şaşırtıcı şekilde Cao Yi’nin ruh andacıyla çarpıştı.

Ölümün buz gibi aurası Cao Yi’ye saldırdığında, ruhu bu acı dalgasının etkisiyle titremeye başladı. Chu Mu’dan gelen geri tepmenin, ölümün kötücül ve buz gibi kinini içerdiğini hissedebiliyordu. Bu zihinsel güç dalgalanması, Cao Yi’nin ölüm tanrısının kulağının dibinde olduğunu ve ruhunu çekip çıkaracak bir şey okuduğunu hissetmesine neden oldu!

Cao Yi’nin yüzü bembeyaz kesilirken, Chu Mu’ya uyguladığı zihinsel saldırı bir anda bozuldu ve hatta birkaç adım geri çekilmek zorunda kaldı. Ruhunu kaybetmiş bir biçare gibi yere yığıldı!

Cao Yi’nin zihinsel baskısından kurtulduğunda, Chu Mu’nun bedeni ve ruh andacı, şeytani bir gülümsemeyle Mo Xie’ye doğru yaklaşmakta olan Camgöbeği Kabus’a karşı koymak için özgürlüklerini kazandı.

Mo Xie’nin bedeni hâlâ ruh alevleri tarafından yakılıyordu ve Chu Mu, Mo Xie’yi şimdi geri çağıracak olursa, sadece Mo Xie’nin ruhu yakılarak yok edilmekle kalmaz, Chu Mu da ölürdü!

Böyle bir kriz anında, Chu Mu hemen ruh tekniği - Ani Dondurma’nın sözlerini okumaya başladı.

Chu Mu’nun avucunda bir buz topu ortaya çıktı ve kısa büyülü sözleri tamamladıktan sonra buz enerjisini koruyucu kalkana fırlattı ve koruyucu kalkanın üzerinde buz yayılmaya başladı!

Beyaz, soğuk buz, hızla koruyucu kalkanı kapladı. Tamamen kapladığında, Chu Mu koruyucu kalkanı kırmak için kendi bedenini kullandı.

“Beng!”

Donmuş koruyucu kalkan yeterince sağlam değildi ve Chu Mu’nun vücut darbesiyle kırıldı. Buz parçaları her yana dağıldı!

Bedenini delen buz parçalarını görmezden gelen Chu Mu hemen Mo Xie’nin önüne koştu ve yaralı Mo Xie’yi koluyla sararak kucağına aldı!

Şeytan ateşi, garip bir aktarım etkisine sahipti. Chu Mu, Mo Xie’nin bedenine dokunduğunda, şeytan ateşi hemen Chu Mu’nun bedenine sıçradı ve ruhun alev alma acısı, Chu Mu’nun tüm bedenini sardı.

Ama böyle bir acı, Chu Mu için önemsizdi. Kaşları bile kırışmadı. Mo Xie’yi kucaklamaya devam etti ve buz gibi gözlerle Camgöbeği Kabus’a bakarak yavaşça ayağa kalktı.

Camgöbeği renkli şeytan ateşi, Chu Mu’nun ruhunu yakmaya başladıktan sonra aniden ortadan kayboldu. Chu Mu, Camgöbeği Kabus’a bakmaya devam ederken bedeninden beyaz renkli bir şeytan ateşi çıkmaya başladı ve muazzam uğursuzlukta bir aura tüm savaş alanını etkisi altına aldı.

Bu kayıtsız şeytani aura, Camgöbeği Kabus’un ortaya çıkardığı uğursuz aurayla kıyas kabul etmezdi. Korkunç bir fırtınayla, tatlı sabah meltemini kıyaslamak gibiydi!

Arenanın dışındaki, ameleler ve reisler, hatta dördüncü evredeki Avcı Kurt bile, bu korkunç aura fırtınasının altında titremeye başladı!

“Nie!”

Ruh titreten şeytan feryadı bir kez daha arenada yankılandı ve zifiri karanlık geceyi delerek herkesin kulaklarına ulaştı!

“Beyaz...Beyaz renkli ateş…”

“Beyaz Kabus...Beyaz renkli ateş, Beyaz Kabus!”

Ada Efendisi koltuğundan fırladı. Chu Mu’da yayılan beyaz renkli alevleri fark ettikten sonra, bakışlarında tam bir şok vardı!

Beyaz Kabus! Bu bir Beyaz Kabus olmak zorundaydı! Bu dünyada, Beyaz Kabus’tan daha güçlü bir ölüm aurası ortaya çıkarabilecek hiçbir canlı yoktu!

Tüm savaş alanı, Chu Mu’nun bedenini çevreleyen beyaz alevler tarafından işgal edilmiş gibi görünüyordu. Ona kıyasla, Camgöbeği Kabus’un camgöbeği renkli alevleri önemsizdi!

Chu Mu, Camgöbeği Kabus’un iki metre ötesinde durdu ve aniden iki farklı göz bebeğiyle bir Yanan Diken fırlattı!

Ruh tekniği - Chong Mei!

Bedeni öfke alevleriyle tutuşmuştu zaten. Mo Xie’ye saldırmaya devam etmek isteyen Camgöbeği Kabus’a bakarken, Chu Mu en güçlü ruh tekniğini kararlılıkla yerine getirdi. Dahası, kullandığı, Mo Xie’nin Yanan Diken yeteneğinin değişim geçirmiş bir hâliydi!

Yanan Diken normalde kırmızı alevlerle yanardı ama Chu Mu’nun göz bebeklerinde beyaz bir alev vardı. Kullandığı Yanan Diken, şaşırtıcı bir soluk beyazdı!

Soluk beyaz renkteki Yanan Diken, Camgöbeği Kabus’un bedenine vurdu ve beyaz alevler Camgöbeği Kabus’un bedenini sarmaya başladı. Camgöbeği renkli alevleri yok ettiler ve çılgınca yayıldılar!

Bu beyaz renkli şeytan alevleri, camgöbeği renkli alevleri çabucak yok etmişti. Chu Mu’nun ruhuna saldırmış Camgöbeği Kabus, ruhunun yakılmasının acısını çekmeye başladı ve acı dolu çığlıklar attı.

Beyaz renkli şeytan alevlerinin tutuşmasından sonra, Camgöbeği Kabus’un hayaletimsi bedeni tamamen küle dönüştü. Daha sonra da, şiddetli bir rüzgar patlamasıyla, küller savaş alanının üzerine dağıldı…

Camgöbeği Kabus’un sefil çığlıkları yankılanmaya devam etti. İkinci evredeki Camgöbeği Kabus o kadar güçlüydü ki, üçüncü evrede olan bir hizmetçi seviye ruh hayvanına bile karşı koyabilirdi. Ama kendini koruyacak bir yetenek kullanmak için çok geç kalmış ve beyaz alevler tarafından hiçliğe dönüştürülmüştü!