Çeviri: bebebiskuvisi

Her iki tarafın da ruh hayvanları daha önce görülmüştü zaten. Bu sebepten ruh hayvanları tekrar çağrıldığında, ne savaş alanının içindekiler ne de dışındakiler onlara ilgi gösterip onlar hakkında uzun uzadıya tartışmadı.

Elbette bu savaşı kimin kazanacağını da tartışıyor değildiler, tartıştıkları kesin sonuca kaç dakika sonra ulaşılacağıydı…

“Savaş başlasın!”

Ses duyulduktan sonra, Bitki Krallığı’ndan bir ruh hayvanına sahip Ting Yu, hemen bir savaş bariyeri oluşturmaya başladı. Koskocaman dikenli güller savaş alanında filizlenmeye başlayarak çabucak dikenli bir gül duvarı oluşturdu.

“Anca bunu yapabilirim…” dedi Ting Yu.

Ting Yu’nun Dikenli Gül Şeytanı, geçen savaş sırasında yaralanmıştı. Bundan dolayı, Ting Yu onu zoru zoruna kısa bir süreliğine çağırmıştı.

Dikenli gül duvarı oluştuğunda, aniden kumlu savaş alanının ortasında kurt dişinden çekiçlere benzer keskin dikenlerle kaplı dört dikenli hint kamışı ortaya çıktı. Bu hint kamışlarının bedenleri pitonlar gibi bükülmüştü ve Ting Yu’nun Dikenli Gül Şeytanı’nın yarattığı dikenli gül duvarını önlerine katıp süpürmüşlerdi.

“Hu hu!!”

Dikenli hint kamışlarının duvara müdahalesinden sonra, tüm duvar bir anda kopmuş yaprak yığınına dönüşüp savaş alanına dağıldı.

“Bu çiçek duvarı tekniği sadece bir süs.” Karşı taraftaki ikinci evre beşinci seviyede olan Diken Şeytanı’nı kontrol eden amele, Ting Yu’nun duyabileceği şekilde konuştu.

Ting Yu onun dengi olmadığını biliyordu ve kahramanlık yapmaya da çalışmadı. Dikenli Gül Şeytanı’nı geri çağırmadan önce birkaç teknik daha kullanmayı planlıyordu, ama bu olaydan sonra zaten yaralı olan Dikenli Gül Şeytanı’nı geri çağırmakta tereddüt etmedi.

Feng Gu, Li Zhi ve diğerleri ruh hayvanlarına alelacele emirler vermek istemedi. Aksine, ilk önce düşmanın saldırmasını beklediler.

Chu Mu ise, Mo Xie’yi takımdan ayırarak onu savaş alanının kenarlarında dolaştırmaya başlamıştı. Mo Xie’nin tam hızını kullanması için yeterli bir alan gerekliydi. Dahası, diğerlerinin yanında kalmaya devam ederse, Mo Xie, düşmanın alan etkili büyü teknikleri tarafından vurulabilirdi.

Beklediği gibi de, ikinci evre ikinci seviyede olan Rüzgar Perisi yeterince yaklaştığında altı metre genişliğinde ve beş metre uzunluğunda bir kasırga yarattı.

Kum taneleri havalanıp kasırgayı besleyerek garip uğultular çıkarttı!

Güçlü kasırga, ruh hayvanlarının arasındaki vahşi bir canavara benziyordu. Feng Gu’nun Kaya Canavarı kendi bedenini kullanarak ona direnmeseydi, kesinlikle büyük bir zarara sebep olurdu.

“Sadece birazcık dağıldı, bu Rüzgar Perisi’nin Kasırgası, son aşamaya ulaşmış!” dedi Feng Gu herkese.

Diğerleri de kasırganın gücünün farkındaydı ve bu yüzden de ruh hayvanlarına dağılmalarını emrettiler. Ama dağılmaya başladıkları anda kumlu zemin parçalandı ve aniden kalın yılanlara benzer dört dikenli hint kamışı ortaya çıktı.

Dikenli Bağlama! Diken Şeytanı’nın kontrolü oldukça korkunçtu. Dört dikenli hint kamışı, dikenlerini saplayarak dört ruh hayvanını bağladı. Onları tamamen hareketsiz kılarak acı feryatlar atmaktan başka bir şey yapamaz hâle getirdiler.

İkinci evrenin beşinci seviyesindeki Diken Şeytanı, amelelerin sahip oldukları arasında en iyi ruh hayvanlarından biri sayılabilirdi. Dikenli Bağlama Tekniği ile sekizinci seviye ruh hayvanlarının güçleri arasında çok büyük bir fark vardı.

“Shua Shua!”

Çevrede koşuşturan Mo Xie, ne zamandır bilinmez, diğerlerinin arasına geri dönmüştü. Keskin pençeleriyle yerden fırlayan hint kamışına saldırdı. Diken Şeytanı’nın efendisi Ayışığı Tilkisi’ni tamamen göz ardı ettiğinden dikenli hint kamışlarını zamanında geri çekemedi ve bir tanesi Mo Xie tarafından parçalandı.

Diken Şeytanı’nın hint kamışları yenilenebilirdi ama bunun için iki gün gerekliydi. İkinci evre beşinci seviyedeki Diken Şeytanı, beş adet hint kamışına sahipti. Bunlardan biri geçen savaşta kesilmişti ve biri de şimdi Mo Xie tarafından parçalanmıştı.

Diken Şeytanı’nın eğitmeni bakışlarını hemen Ayışığı Tilkisi’ne çevirdi ve yüzünde hafif öfkeli bir ifade ortaya çıktı. Tam Diken Şeytanı’na Ayışığı Tilkisi’nin peşinde düşmesini emredecekken yanında duran Wang Keluo dedi ki: “Diğerleriyle ilgilen. Gölgem’in işine karışma!”

Wang Keluo’nun ses tonu buz gibiydi. Hatta bir emirden farksızdı, ama Diken Şeytanı’nın eğitmeni ona karşı çıkamadı. Wang Keluo’dan çok korkuyormuş gibi görünüyordu!

Dikenli Bağlama sadece beş saniye daha sürdü. Diğer üç ruh hayvanı dikenler tarafından delinmiş ve kan akıtmaya başlamıştı. Bedenleri yaralarla doluydu ve savaşma güçleri ciddi şekilde azalmıştı.

“Hint kamışının dikenleri zehirlidir. Ruh hayvanlarınızı geri çağırın, Dikenli Gül Şeytanım ile zehrin etkisini gidereceğim!” dedi Ting Yu.

Üç amele ruh hayvanlarını hemen geri çağırdı. Ting Yu da Dikenli Gül Şeytanı’nın eşsiz yeteneği, Bitki Nektarı’nı kullanarak çiçek özsuyunu ruh hayvanlarının yaralarına damlattı ve kalan zehri çıkarttı.

Üç ruh hayvanı savaştan çekildiğinde, takım dizilişinde bir boşluk belirdi. O anda, savaş alanında şiddetli bir titreşim sesi ortaya çıkarken tüm kum da havaya uçtu!

Rakip ruh hayvanları bir saldırı başlatmıştı. Her yandaki kum dönerek rakip takıma doğru uçtu!

Chu Mu hemen karar vererek Mo Xie’nin kendini takımdan ayırmasını emretti. Mo Xie’nin hızına erişebilecek hiçbir ruh hayvanı yoktu. Chu Mu sadece değişiklikleri sessizce izlemek istiyordu. Durum çok umutsuz bir hâle gelirse, hemen pes edecekti!

Rakip takımdan hiç kimse Ayışığı Tilkisi’ne odaklanmadı, herkes Feng Gu’nun ve diğerlerinin ruh hayvanlarına saldırdı. Güç ve azamet arasındaki fark, savaşın tek taraflı görünmesine neden oldu.

“Bu savaş o kadar da önemli değil!” Chu Mu iç geçirdi.

Chu Mu iç geçirdiği anda, şaşırtıcı bir şekilde Mo Xie’nin üzerinde bir gölgenin ortaya çıktığını ve garip bir şekilde Mo Xie’nin bedenini çevrelediğini fark etti.

“Gölgenin Ruh Bağlaması, uzman Gölgeler’in kısıtlayıcı tekniği…”

Gölgenin Ruh Bağlaması, karanlık ve hayvan özniteliklerinin birleşiminden oluşan bir zihinsel teknikti. Düşmanın gölgesine girdikten sonra onu hareketsiz ve hiçbir zihinsel tekniği kullanamaz hâle getirirdi.

Wang Keluo’nun yüzünde bir gülümseme ortaya çıktı ve kışkırtma maksadıyla Chu Mu’ya bakarak fısıldadı: “Ayışığı Tilkin çok hızlı olsa bile, Gölgenin Ruh Bağlaması’ndan kurtulamaz!”  

Mo Xie’nin bedeni hareketsizdi ve gümüş gözlerinde öfkeyle kendi gölgesine bakıyordu.

“Bu teknik fena değil, ama…” Chu Mu, Mo Xie’nin hareketlerini kısıtladığı için bu teknik karşısında baya şaşırmıştı. Ama zaten bu savaşta pes etmeyi düşünüyordu ve Gölgenin Ruh Bağlaması, ruh hayvanı eğitmeninin geri çağırma yeteneğini engellemiyordu.

Kaotik savaşın başlamasının ardından, pek çok kişi ruh hayvanını geri çağırmıştı. Chu Mu da, doğrudan Mo Xie’yi geri çağıracak sözleri söylemeye başladı.

Ama o anda, aniden oldukça küçük bir zihinsel darbe hissetti!

Bu zihinsel darbe, kesinlikle onu hedef almıştı!

Chu Mu, birisinin ona gizli bir saldırı düzenleyeceğini düşünmemişti. Ürpertici zihinsel andaç, Chu Mu’nun zihnine girerek onun geri çağırma sözlerini yarıda kesti. Ardından çabucak ruh andacını mühürledi!

Chu Mu’nun kalbi buz kesti ve aniden bedeninin ağırlaştığını hissetti. Baştan ayağa donmuş gibiydi, hareket edemiyordu!

“Savaş bu kadar ilginçken neden daha fazla zevk almaya çalışmıyorsun?” Cao Yi ne kadar zamandır oradaydı bilinmez, Chu Mu’nun arkasında ortaya çıkmıştı ve konuşurken oldukça tuhaf bir ses tonu kullanmıştı!