Bölüm-69 Suçlu Olan Sizsiniz!

avatar
403 0

Başlangıç - Bölüm-69 Suçlu Olan Sizsiniz!



 

Tüm bedenimi ıslatan buz gibi suyla nefes nefese bir şekilde kendime geldiğimde kocaman açılmış gözleriyle bana bakan menekşe gözlüyü gördüm.

 

Günaydın uykucu,”dedi menekşe gözlü, yumruklarını çıtlatmaya başlarken. Zorla yutkunup başka bir tarafa bakmaya çalıştım.”a-ah, o da ne öyle? Bana surat mı asıyorsun?”Sakalımı tutup yüzümü, kendi yüzüne çevirdi.”Öyle yaparsan olmaz ki. Nasıl olsa bundan sonra her gün benden dayak yiyeceksin. Yani onun için birbirimizle iyi anlaşmalıyız. Anlaştık mı?”Tek gözünü kapatıp nazikçe gülümsediğinde seğiren kaşlarımla beraber gözlerim tekrar dolmaya başladı.

 

Tam ağzını açıp konuşacakken,”L-lütfen, dövme beni,”dedim.”bak başta sen beni dövmüştün. Sonra da ben, yani ödeşmiş sayılmaz mıyız?

 

Sakalımı bırakıp geri çekildi. Ardından elini kaldırıp upuzun menekşe rengi saçlarıyla oynamaya başlarken başka bir tarafa baktı.

 

“Hm, aslında haklısın,”

 

Tekrar bana baktı.

 

Yani ödeşmiş sayılırız, daha fazla seni dövmeme gerek yok,”dediğinde içime bir anda ulaşan rahatlamayla gözlerimde biriken yaşları sildim.

 

Başımı hafifçe eğerek,“Teşekkürler,”dedim.

 

Ama,”Eğilip gözlerimin içine bakarken.”efendim ve amca Ku tartışmadan hemen öncesine kadar olanlar için ödeşmiştik. Ondan sonra ne olduğunu hatırlıyor musun?

 

Zorla yutkunurken başka bir tarafa bakmaya çalıştım,”Dur ben sana hatırlatayım.”dediği gibi kafasını yüzümün ortasına gömdü.

 

GÜM!

 

Zaten kırık olan burnumdan tekrar çatırtı sesleri yükselirken,”O enerji topunun ne kadar güçlü olduğunu biliyor musun? Aklın alıyor mu? Daha önce onu herhangi bir canlının üzerinde denemiş miydin? Eğer amca Ku o enerji topunu kalenin dışına göndermeseydi, şu anda ben ve kardeşlerim ölmüş olurduk.

 

GÜM!

 

Tekrar yediğim kafayla görüşüm bulanıklaştığı gibi yüzüme sertçe serpilen buz gibi suyla kendime geldim. Derin bir nefes verip yaşlar akmaya başlayan gözlerimle ona baktım.

 

Sinirliydim,”dedim.”bilerek yapmadım. Vallahi bak, oldu bitti, ne diye uzatıyorsun ki?

 

Hayır, bitmedi,”dedi menekşe gözlü, sinirle. “bir defa atmış olsan neyse derdim. Ama ikinci defa, bize ve hatta amca Ku’yu bile umursamadan o kahrolası enerji topunu fırlattın.

 

GÜM!

 

GÜM!

 

Tekrarlanan birkaç kafa darbesinin ardından neden hala daha yaşıyorum diye düşünmeye başladım. Durduk yere buraya getirilmem yetmezmiş gibi birde hücrenin içinde bir kadından dayak yiyorum.

 

B-bak,”dedim.”beni, cüceleri öldürdüğüm için buraya tıktıysanız eğer gerçekten bilerek yapmadım. Kendimi kaybetmiştim, zihnimi yiyip bitiren öfke yüzünden hiçbir şey düşünemiyordum. Ve…

 

Mühürlü Alan’ın içinde olan şeyleri tekrar hatırlamam ile daha fazla konuşamadım. Kafamı eğip içimde yükselmeye başlayan öfkeyi dindirmek için derin bir nefes alıp verdim.

 

Biz, şu anda neredeyiz ?”dedim.

 

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından,”Hah, bilsen de sorun olmaz,”dedi menekşe gözlü.”burası, efendimiz kalesi. Kum fırtınasını hatırlıyorsun. Kale, fırtınanın tam merkezinde.

 

Peki, kum fırtınası ?

 

Bildiğin kum fırtınası işte,

 

Kafamı kaldırıp ona baktım. Ona karşı her ne kadar sinirlenemiyor olsam da Mühürlü Alanda olanlar yüzünden kanlanmaya başlayan gözlerimle,“Mühürlü Alan?”dedim.

 

Bana, menekşe gözleriyle birkaç saniye baktıktan sonra arkasını döndü.

 

Bu günlük dayak seansımız bitti,”dedi ve ortadan kayboldu.

 

Derin bir nefes alıp içimdeki öfkeyi dindirmeye çalıştım.

 

‘Onların işi’

‘Hem onlar yüzünden cüceleri öldürdüm’

‘Hem de onlar yüzünden buradayım’

 

Üstündeki kurumuş kanlarla yırtık pırtık kıyafetlerime baktım. Ardından elime bakıp yüzüğün parmağımda olmadığını gördüm.

 

‘Kahrolasıcalar’

‘İçine bakamadılar mı’

‘Sigara ve kıyafetten başka hiçbir şey yoktu ki’

 

Gözlerimi kapattım ve tamamen solmasına ramak kalmış gelişim merkezimin etrafındaki burgaç sisinin yanında açtım.

 

‘Yaşlı bunak’

‘Eğer daha fazla kaos enerjisi özümsersem patlayacağımı söylemişti’

‘Ama patlamayacağıma dair en ufak bir şey hissetmiyorum’

‘Gelişim merkezimde kaos enerjisi kalmadığı için olabilir mi’

 

Gözlerimi açıp bağdaş kurdum.

 

‘En azından zincirlemediler beni’

 

Ardından derin nefesler alıp vermeye başladım, belki kaos enerjisini hissederim diye. Ve gözlerim açık bir şekilde meditasyon durumuna girdim. Aklımdaki düşünceler, yavaş yavaş uçup giderken görüşümün bulanıklaşmasıyla bir şeyler hissettim. Meditasyonumu bozmadan yaydığı ufak ferahlıkla beraber gelişim merkezime ilerleyen kaos enerjisini izledim. Gözlerimi yavaşça kapatıp her ne kadar çok az miktarda olsa da kaos enerjisini özümsemeye devam ettim.

 

 

 

Kalenin içindeki mavi ve mor karışımı bir rengi olan bir odada

 

Odanın içinde daire şeklinde dizilmiş üç minder. Minderlerin üstünde bağdaş kurarak oturan, sadece kırmızı ve pembe gözleri gözüken siyah kıyafetler içindeki iki koruyucu. Odanın kapısı yavaşça açıldı. Menekşe gözlü, içeriye adım atıp kapıyı kapattı. Boş olan mindere ilerleyip bağdaş kurarak oturdu. Ardından derin bir nefes verip kendisine merakla bakan kırmızı ve pembe gözlere baktı.

 

Ee,  ne yaptınız? Ne sordun ona? O sana ne söyledi? Nereden geliyormuş? Amca Ku’nun geldiği yerden mi geliyormuş?”Pembe gözlü, hevesle sorularını sıralamaya devam etmek üzereyken kırmızı gözlünün sert bakışları yüzünden başını yere eğip sustu.

 

Kırmızı gözlü,”Neden cüceleri öldürdüğünü anladın mı?”diye sordu.

 

Kafasını sallayan menekşe gözlü,”Pek bir şey değil,”dedi.”sadece kontrolünü kaybettiğini söyledi.

 

Menekşe gözlü, derin bir nefes daha verip başını eğdiğinde gözleri hafifçe kısılan kırmızı gözlü,”Formasyon ?”dedi.

 

Menekşe gözlü kafasını salladığında,”Onu korkutup kaçırması gerekiyordu,”dedi kırmızı gözlü.”neyin kontrolünü kaybetmiş?

 

Kafasını iki yana sallayan menekşe gözlü,”Bilmiyorum,”dedi.”ne yaptığının farkında değilmiş. İçini yakıp kavuran öfke yüzünden hiçbir şey düşünemediğini söyledi. Ve Mühürlü Alan diye bir şeyden bahsetti. Ne olduğunu biliyor musunuz?

 

Hayır,”                         

 

Hayır,”

 

Kırmızı ve pembe gözlü, aynı anda konuştular. Ardından üçü de birbirlerine bakıp düşünmeye başladılar.

 

Formasyon, yabancıları korkutmak için tasarlanmıştı değil mi?”diye sordu menekşe gözlü, kırmızı gözlüye bakıp.

 

Kafasını sallayan kırmızı gözlü,”Öyle,”dedi.”efendimizin söylediği buydu. Yani başka bir şeyden bahsediyor olmalı. Ya da söylemek istediklerini karıştırmıştır.”Birkaç saniye boyunca düşündükten sonra menekşe gözlüye baktı.”Neden geldin? Onu dövmeyecek miydin?

 

İstemsizce başka bir tarafa bakan menekşe gözlü,”Ş-şey,”dedi, kekeleyerek.”onun gözlerine daha fazla bakmak istemedim.

 

Gözleri kısılan kırmızı gözlü,”Neden bakamadın? Onu döve döve adam edeceğini söylememiş miydin?”dedi.

 

Kısa bir süre ne söyleyeceğini düşünen menekşe gözlü, ayağa kalkıp ortadan kaybolmadan önce,”B-ben gidiyorum,”dedi.

 

Menekşe gözlünün kaybolduğu yere boş boş bakan kırmızı gözlü, “Hehehe ona âşık oldu değil mi?”diyen pembe gözlüye sertçe bakıp onun tekrar başını eğmesine neden oldu.

 

O insana tek başına yaklaşma,”dedi kırmızı gözlü, sertçe.”biz yanında yokken sana zarar verebilir.”Pembe gözlünün omzunu aniden tutup onun tiz bir çığlık atmasına neden oldu.”Sana çok kötü şeyler yapabilir hani.

 

Kırmızı gözlünün imalı konuşması karşısında kafası karışan pembe gözlü,”K-kötüden kastın,”dedi.”ne yapabilir ki? Zindanda mühürlü değil mi ki?

 

Kafasını sallayan kırmızı gözlü,”Evet mühürlü,”dedi.”ama onun ne tür güçleri olduğunu henüz bilmiyoruz. Unuttun mu, bize fırlattığı enerji topunun ne kadar güçlü olduğunu?

 

Gözleri genişleyen pembe gözlü,”Ohh, evet hatırladım,”dedi. Elleriyle kıyafetler tarafından örtülü ağzını kapattı.”az daha ölüyorduk değil mi?

 

Pembe gözlünün kafasına hafifçe tokadı geçiren kırmızı gözlü, sertçe,”Aferin, hatırlayabildin,”dedi. Ardından pembe gözlünün attığı tiz çığlığı umursamadan onun belini tuttu.”seni öldürmekten daha kötü şeylerde yapabilir. Onun için, biz yanında yokken ona yaklaşma. Anladın mı?

 

Kafasını kısaca sallayan pembe gözlü, kırmızı gözlünün ellerinden kurtulmaya çalışırken,”A-anladım, hadi bırak beni,”dedi.

 

Derin bir nefes alan kırmızı gözlü, ellerini geri çekti. Ardından aniden atılıp pembe gözlünün attığı tiz çığlıklarla beraber onun karnını gıdıklamaya başladı.

 

Çok az miktarda olan kaos enerjisini özümsemeye devam ederken bedenime baştan aşağı serpilen buz gibi suyla aniden gözlerimi açtım. Yüzündeki gülümseme ile bana bakan menekşe gözlüyü gördüğümde derin bir nefes verip gözlerimi tekrar kapattım.

 

Git başımdan, işim var!”dedim, sertçe. Ve ağzımdan çıkanlar, daha yeni beynime ulaştığı gibi kanlanan gözlerimi açmadan önce ağzımı açtım.

 

Senin…

 

GÜMM! GÜMM! GÜMM!

 

Yüzüme yediğim birkaç yumrukla beraber görüşüm karardı.

 

 

 

Serdar’ın kanlar içindeki yüzüyle bayıldığını gören menekşe gözlü, rahat bir nefes verip,”Az daha küfür edecekti,”dedi. Ardından elinde beliren siyah taş parçasına baktı.”hepsi onlar yüzünden. Eğer aklımı karıştırmasalardı mührü aktive etmeyi unutmazdım.

 

Serdar’a tekrar baktığında az önce onu dövdüğü içinde hafiften pişman hissetti.

 

Ben neden bu terbiyesiz için kendimi kötü hissediyorum ki?”Derin bir nefes alıp verdi ve elinde beliren buz gibi suyla dolu kovayı, Serdar’ın bedenine serpti.

 

Tüm bedeni titreyen Serdar, kanlı gözlerini yavaşça aralayıp kendisine el sallayan menekşe gözlüye baktı. Ağzını açtı ve geri kapattı. Sonrada gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi.

 

Bak,”dedi Serdar.”cüceleri sizin yüzünüzden öldürdüm. Ve sizin yüzünüzden şu anda buradayım.

 

Yapma ya,”dedi menekşe gözlü.”nasıl bizim suçumuz oluyormuş?

 

Bas baya sizin suçunuz! Mühürlü Alan’ın içine nasıl girdiğimi bile bilmeden önce beni delirten kum tepelerini çıkmaya başladım.”dedi Serdar. Mühürlü Alan’ı her hatırlamasıyla kalbi, sanki birileri tarafından sıkılıyormuş gibi hissediyordu.”Ve bunlar olduğunda kum fırtınasının içindeydim. Sizin kaleniz kum fırtınasının merkezinde değimliydi ?”Menekşe gözlü, kısılan gözleriyle kafasını hafifçe salladığında Serdar, devam etti.”Yani başıma ne geldiyse sizin yüzünüzden geldi. O Mühürlü Alan’a girmemde sizin yüzünüzdendi. Ve cüceleri de sizin yüzünüzden katlettim. Ve hala daha onları öldürdüğüm için içimdeki pişmanlıkla baş edemediğim yetmezmiş gibi birde gelip beni dövüyorsun. BURADA SUÇLU OLANLAR, TAM OLARAK SİZSİNİZ!

 

Serdar, son kelimelerini sert ve haykırarak söyledikten sonra menekşe gözlüye daha fazla bakmayıp gözlerini kapattı. Kaşları çatılan menekşe gözlü,”’Mühürlü Alan’ dediğin şey ne oluyor onu önce söylemek ister misin?”dedi.

 

Serdar, gözlerini açmadan,”Ne olduğunu bilmiyor musun?”dedi.

 

Hayır,

 

Derin bir nefes alan Serdar,”Başkalarını mühürlemek için özel olarak yapılmış bir çeşit yapı. Bende ne olduğu hakkında fazla bir şey bilmiyorum ama daha önce sadece iki defa Mühürlü Alan gördüm. Biri buradaki diğeri…”dedi ve yaşlı adamı hatırlamasıyla derin bir nefes daha verdi.”Diğeri de benim dünyamdaydı.

 

Kafasını sallayan menekşe gözlü,”Burada böyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum,”dedi.”acaba yanlış görmüş olmayasın?

 

Kanlı gözlerini açan Serdar, menekşe gözlüye baktı.

 

Yanlış yok,”dedi, sertçe.”bana çok uzun gelen bir zaman boyunca oranın içinde tıkılı kaldım. Ve tek başıma da değildim. Ne olduğunu bilmediğim bir yaratığı….Haaaaahh,”Derin bir iç çekti.”sanırım Mühürlü Alan hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.

 

Evet, ilk defa duyuyoruz,”

 

Oh,”dedi Serdar, hafiften şaşırmış şekilde.”siz bilmiyorsanız eğer efendiniz biliyordur.”Alaylı bir gülümseme takındı.”Sonuçta burası onun kalesi değil mi?

 

Kaşları sertçe çatılan menekşe gözlü, Serdar’a yaklaştı, yumruğunu geri çekti. Onun kanlı gözlerini ve yüzündeki alaylı gülümsemeye birkaç saniye baktıktan sonra onu bırakıp geri çekildi.

 

Efendimi tanımıyorsun bile,”dedi sertçe.”onun hakkında bir daha bu şekilde konuşursan eğer bir daha konuşamayacağından emin olacağım!

 

Arkasını dönüp ortadan kayboldu.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44542 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr