Bölüm-68 SENDE KIZAR YAŞLI BUNAK!

avatar
411 0

Başlangıç - Bölüm-68 SENDE KIZAR YAŞLI BUNAK!



 

Yankılanan gümbürtü sesleriyle ikimizde ayrı yönlere doğru savrulmadan önce dizim, onun dirseğiyle çarpıştı.

 

GÜMM!

 

Devasa kolonu yıkıp içinden çıktığım ve ayaklarım yere değdiği gibi tekrar önümde beliren menekşe gözlüye atıldım. Yumruğumu geri çekerken,”ÇEKİL LAN ÖNÜMDEN!”dedim ve onun midesine savurdum.

 

PAT!

 

Yankılanan tok sesle beraber yumruğum, onun bir anda beliren avucunun içine sertçe yapışırken doğan küçük çapta şok dalgası ile menekşe gözlü, birkaç adım geriye kaydı. Yumruğumu geri çekip anında iyileşmeden önce üstündeki ezilmiş eklemlere baktım. Kanlı bakışlarımı tekrar ona çevirdim.

 

SANA, ÇEKİL DEDİM!

 

Ateş kapısının gücünü sırtıma gönderip patlattım. Yankılanan gümbürtü sesleri eşliğinde bir anda menekşe gözlünün önünde belirip onun boğazından tuttum. Ardından onu kaldırıp yere gömdüm.

 

GÜÜÜMMM!

 

Ağzımdan fışkıran kanlarla havada savrulup birkaç kolon parçaladıktan ve zemine çakıldıktan sonra elimi yere geçirdim.

 

GÜM!

 

Ayağa kalkıp yan yana duran siyah kıyafetlilere baktım. Ateş kapısının gücünü, onlara doğru uzattığım elime gönderip sıkıştırdım. Kafamdaki tüm deliklerden akan kanlarla beraber elimdeki zifiri siyah enerji topunu onlara gönderdim. Enerji topu, havayı delip geçerken bir anda siyah kıyafetlilerin önünde belirdiğinde yoktan çıkan yaşlı Ku, elinin tersiyle enerji topuna vurdu.

 

GÜM!

 

BOOOOOOOMMMM

 

Enerji topu, ortalıktan kaybolduktan sadece birkaç saniye sonra yankılanan patlama sesiyle beraber her yer delicesine titremeye başladı.

 

Çıldırdın mı lan sen velet!

 

Siyah kıyafetlilerin önünde duran yaşlı Ku’ya bakıp,”Benim önüme geçtiler!”dedim sertçe.

 

Niye nereye gidiyordun bebe?

 

Yaşlı Ku’nun azarlı tonlarını işitirken seğiren kaşlarım ile,”Sana yardım edecektim yaşlı bunak!”dedim.

 

Gözleri genişleyen yaşlı Ku, eliyle kendisini gösterip,”Bana mı?”dedi, şaşkın bir sesle.

 

Kafamı salladığım gibi onlara doğru yürümeye başladım,”Ama artık sana yardım etme gibi bir düşüncem yok!”dedim. Ateş kapısı kapanmadan önce şu çatlaklara günlerini göstermeliydim,”Şimdi, çekil önümden!

 

Elimi kaldırıp ateş kapısının güçlerini tekrar sıkıştırmaya başladım. Ardından yerimde durup yankılanan gümbürtü sesleriyle beraber enerji topunu onlara doğru göndermeden önce bana dikey kızıl gözleriyle bana bakan yaşlı adama baktım.

 

ÇEKİL DEDİM YAŞLI BUNAK!”

 

“YOKSA SENİDE KIZARTMAYA ÇEVİRİRİM!

 

Yaşlı Ku’nun yüz ifadesi garipleşirken,”Sana bunu kim öğretti?”dedi, elimdeki enerji topunu gösterirken.

 

Kaşlarım çatılır ve kafamdaki ağrılar, daha fazla katlanamayacağım bir boyuta ulaşırken,”SENDE KIZAR YAŞLI BUNAK!”enerji topunu, yankılanan sonik patlama sesleriyle gönderdim.

 

Enerji topu, yaşlı Ku ve siyah kıyafetlilerin önünde bir anda belirirken tekrar elinin tersini savurup enerji topuna vurdu yaşlı Ku.

 

GÜM!

 

BOOOOOOOOOOOOMMMMMM

 

Tekrar yankılanan patlama sesiyle beraber her yer titredikten sonra ateş kapısı kapanmaya başladı. Onca efor yüzünden hızlı hızlı atan kalbimi sakinleştirip yaşlı Ku’nun arkasındaki kırmızı, pembe ve menekşe gözlü siyah kıyafetlilere baktım.

 

Burası,”

 

Bir anda önümde beliren taçlı adam, kibirli bakışlarıyla bana baktı.

 

Sizin oyun oynayabileceğiniz bir yer değil!

 

Bedenim korkuyla titrer ve zihnim allak bullak olurken üstüme inen baskıyla dizlerimin üstüne çöktüm.

 

PAT!

 

Kafamı istemsizce yere eğerken tüm bedenim, önümdeki canlıdan yayılan dehşet verici görünmez bir şey yüzünden titredi.

 

Hmph!

 

Üstümdeki baskı ve içimdeki korku aniden yok olunca yere devrildim. Gözlerimi çevirip hemen önümde beliren siyah kıyafetlilere baktım. Bana merakla bakan iki çift göz ve küçümseme dolu menekşe gözleri gördüm. Yere eğilen menekşe gözlü, omzumdan tuttuğu gibi görüşüm bulanıklaştı. Ardından ön ve yan tarafları demir parmaklıklarla çevirili karanlık zindanın içinde olduğumu fark ettiğimde,”Bayağı küstahsın,”diyen menekşe gözlüye baktım.

 

Kaşlarım çatıldı, kafamı geriye çekip onun yüzüne vurmak istediğimde en ufak bir şekilde hareket edemediğimi fark ettim.

 

Sanırım burada kafa atacaktın değil mi?

 

Onun kısılan menekşe gözlerine bakıp ağzımı açmak istediğimde onu da yapamadım. Bakışlarımı tekrar menekşe gözlüye çevirmeden önce ağzımdaki siyah bez parçasına baktım.

 

Burada ne oluyordu?”Gözleri daha da kısıldı.”Küfür mü edecektin?

 

Konuşmasını bitirdiği gibi kafasını geriye çekip yüzümün ortasına gömdü.

 

GÜM!

 

Burnumun ezildiğini hissetmemle sertçe duvara yapıştım. Kanlı gözlerimi çevirip bana yaklaşan menekşe gözlüye baktım. Elini uzatıp kıyafet parçalarıyla sarılı alnını ovuşturdu.

 

Ne sert kafan varmış senin,”Eğilip gözlerimin içine baktı.”bu günden sonra her gün benden dayak yiyeceksin.”Kafasındaki kıyafet parçalarını çıkarıp ona, bir anlığına istemsizce boş boş bakmama neden oldu. Nazikçe gülümsedi,”Yani şimdiden seni alıştırmaya çalışacağım, tamam?

 

Sanki çok güzel bir şeyler söylüyormuş gibi yüzündeki gülümseme ile konuşurken ne düşüneceğimi bilemedim. Ağzımdaki bez parçasına uzanıp,”Söylemek istediğin bir şey var mı?”çıkardı.”Ama unutma, küfür etmek yok.”

 

Onun menekşe gözlerine birkaç saniye baktıktan sonra ağzımı açtım.

 

Hepiniz manyaksınız!”

 

 

 

Taht salonunda

 

Tahtında oturan Kral ve basamakların dibindeki minderde oturan yaşlı Ku.

 

İkisi de çatık kaşlarıyla birbirlerine bakıyorlardı. Derin bir iç çeken Kral,”Size yardım edeceğim, ”dedi. ”ama gezeninize girmek o kadar kolay olmayacak. Bunu sende biliyorsun.

 

Kafasını sallayan yaşlı Ku,”Biliyorum,”dedi, sert bir sesle.

 

Gezegeninize girmek için o yaşlı bunaklardan izin almam gerek. Ama bunu onlara söylesem bile bana yardım etmeyecekler. Daha da kötüsü beni engelleyeme çalışırlar. Bunun için onların haberi olmadan bunu yapmamız gerekiyor. Ve ikinizin yardımına ihtiyacım var. Bu konu da hem fikir miyiz?

 

Yaşlı Ku kafasını salladığında,”Güzel,”dedi Kral.”şimdi öncelikli işimiz, senin gelişim merkezini dengeye sokman gerek.

 

Yüz ifadesi sertleşen yaşlı Ku,”Bana söylemene gerek yok!”dedi.

 

Birkaç saniye yaşlı Ku’nun yüzüne bakan Kral, derin bir nefes verip kafasını salladı.

 

Tamam, gelişim merkezini tamamen dengeye sokmana yardımcı olacak bir yer biliyorum,”dedi Kral.”sana oraya nasıl gideceğini söyleyeceğim. Ve sen oraya gittiğinde, şimdiden uyarıyorum seni,”Kral, hafifçe eğilip yaşlı Ku’nun gözlerinin içine baktı,”Aydınlanıp aklının hayalinin sığamayacağı talihler de elde edebilirsin. Aydınlanma esnasında kendini kaybedip ölebilirsin de! Tabi oraya ulaşabilirsen. Gideceğin konusunda hemfikir miyiz?

 

Derin bir iç çeken yaşlı Ku,”Hemfikiriz,”dedi.”zaten fazla bir zamanım kalmadı. Ailemi ve evimi korumak için yapabileceğim her şeyi yapmaya hazırım.

 

Tamam,”dedi Kral. Ardından elinde beliren parlaklığı yaşlı Ku’nun alnının ortasına gönderdi.”bu, sana yolu gösterecek.

 

Kafasını hafifçe sallayan yaşlı Ku, gözlerini kapatıp birkaç derin nefes alıp verdikten sonra gözlerini tekrar açtı.

 

Velede iyi bak,”dedi yaşlı Ku. “onun ölmesini istemiyorum.

 

Tamam,”dedi Kral. Elini sallayıp yaşlı Ku’nun hemen yanında bir geçidin açılmasına neden oldu; etrafa yaydığı rengârenk parıltılarla beraber ortası zifiri siyah olan ve çevresindeki havayı görünür bir şekilde içine çeken kara delik benzeri bir şey.

 

Ayağa kalkan yaşlı Ku, saçları ve sakalları geçidin emme kuvvetiyle beraber savrulurken geçidin önünde durdu. Ardından kafasını çevirip tahtında oturan Kral’a baktı. Geçidin içine girip ortadan kaybolmadan önce,”Geri döneceğim!”dedi.

 

Biliyorum,”diyen Kral, elini tekrar sallamasıyla geçit, ortadan kayboldu.”geri geleceğini biliyorum. Ama hala daha aynı kalabilecek misin?

 

Verdiği derin bir nefes eşliğinde kafasını kaldırıp taht salonunun kubbe tavanına baktı.

 

Ne yapmam gerek, usta?

 

Onları koruyabilecek miyim?

 

Kafasını indirip gözlerini kapattı.

 

Sen olmadan, ne yapacağımı bilemiyorum…

 

 

 

GÜM! GÜM! GÜM! GÜM!

 

Ayakları ve elleri ile bedenimi kum torbası gibi kullanan menekşe gözlüden yediğim darbelerle dünyalar arası geçiş yapıyordum.

 

Huh,”Elinin tersiyle alnındaki terleri silen menekşe gözlü, derin bir nefes verdi.”hala uyanık mısın sen?”Eğilip sakalımdan tuttu, beni kendisine yaklaştırıp,”Bayağı sertsin hani. Bayılmaya niyetin yoksa seninle işimiz var demektir.”diyen menekşe gözlü, kafasını geriye çekip yüzümün ortasına gömdü.

 

GÜM!

 

Kırılan burnumdan yankılanan sert çatırtı sesiyle beraber kafam, arkamdaki sert duvara yapıştı. Dönen görüşümle bayılmanın eşiğine geldiğim gibi yüzüme serpilen buz gibi suyla kendime geldim. Yüzündeki gülümsemeyle elindeki nereden çıktığını anlamadığım kovayı yüzümün önünde sallayan menekşe gözlü,”Ama şimdi de bayılmanı istemiyorum,”dedi. Kovayı bir kenara attı.”merak etme. Ne zaman bayılma noktasına gelsen, seni ayıltacağım.”Gözlerimin içine baktı.”Ama ben istediğimde!

 

Ona boş boş baktıktan sonra ağzımı açtım.

 

Senin ben dünyana seveyim!

 

Senin gelmişini geçmişini seveyim!”

 

Senin…”ağzımdan çıkan kelimelerin, yumuşak ve övmeyle alakalı olduğunu fark ettiğimde yüzüm çarpıklaştı.

 

‘Neler oluyor lan’

‘Ben neden onu övüyorum’

 

Kalbim sinirden sıkışırken kafamı geriye attım.

 

SENİN ANANI BABANI SEVEYİM!

 

Attığım tiz çığlıkla beraber ellerimle ağzımı kapatıp menekşe gözlünün yüzündeki geniş sırıtmaya baktım.

 

Nasıl, hoşuna gitti mi?”dedi. Eliyle zemini gösterdi.”Efendimizin bana verdiği formasyon sayesinde artık küfür edemeyeceksin. Ve çok hoşuna gidecek bir şey daha söyleyeceğim sana.”Ellerini iki yana açtı.”Artık istediğim şekilde hareket edeceksin. Hem de hiçbir zıt düşünceye sahip olamadan. Nasıl ama ha, hoşuna gitti mi? AHAHAHAHAHAHAHA

 

Sözleri ve kahkahalarıyla dolmaya başlayan gözlerimden birkaç damla yaş akarken bakışlarımı ayaklarıma çevirip öylece bakmaya başladım.

 

‘Ben’

‘Kime ne suç işledim’

‘Neden’

 

Tamam, bugünlük dayak dersimizin sonuna geldik,”diyen menekşe gözlüye, gözlerimden akan yaşlarla baktım. Bakışlarını bana çeviren menekşe gözlünün yüzünde aniden üzgün bir ifade belirdi.”ah canım, sen niye ağlıyorsun ki şimdi? Olur mu öyle şey? Daha seninle çok güzel günlerimiz olacak.

 

Ardından bana yaklaşıp elini kafamın üstüne koydu. Bana birkaç saniye baktıktan sonra saçlarımdan tutup geriye çektiği kafasını yüzümün ortasına gömmeden önce,”Senin dünyanı yakacağım. Sen daha hiçbir şey görmedin,”dedi.

 

GÜM!







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44540 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr