Bölüm-60 Anlarsın Ya Abi

avatar
406 1

Başlangıç - Bölüm-60 Anlarsın Ya Abi



 

Ne kadar süredir bu lanet kum fırtınasının içinde yürüdüğümü bilmiyorum. Artık öyle bir noktaya geldim ki ayağımı tekrar yere gömmemek için kendimi çok zor tuttum. Derin bir nefes alıp verdim ve olduğum yerde bağdaş kurarak oturdum.

 

'Bu kum dolu kaos enerjisi olmayan yerde şimdiye kadar sadece köpeklere benzeyen yaratıkları gördüm'

'Onun haricinde hiç bir şey yok'

'Köpekleri görmemiş olsaydım'

'Yaşlı adamın, beni hiç bir canlının yaşamadığı bir yere göndermiş olduğunu düşünürdüm'

 

Kendime bir kaç küfür savurdum.

 

'Neden yaşlı adamdan burası hakkında hiç bir şey sormadım ki'

 

Huffff

 

Derin bir nefes daha verip olduğum yerden kımıldamadan bir süre boyunca bekledikten sonra ayağa kalkıp ruhsal algımı maksimum menziline kadar yaydım. Mor ve mavi karışımı kumlardan başka bir şey göremediğimde ruhsal algımı geri çekip arkama doğru ilerleyen kum fırtınasına karşı tekrar yürümeye başladım ve fazla bir vakit geçmeden yerimde durdum. Bir anda karşımda beliren kumdan tepeye bakıp ruhsal algımı yaydım ve kafam karışmaya başladı.

 

Çünkü tam önümde duran kum tepesini, ruhsal algım ile göremiyordum. Ruhsal algımı geri çekip tekrar yaydıktan sonra yine kumlardan başka hiç bir şey göremediğimde ruhsal algımı geri çektim.

 

'Ne bu şimdi'

'Yaratık falan olmasın'

 

Çatılmaya başlayan kaşlarımla kaos enerjisini bedenime yayıp parıltılar eşliğinde yarı saydam bir kalkana dönüştürdüm ve küçük kum tepesine doğru adım attım. Tepenin üstüne çıktığımda karşımda bir başka tepe daha gördüm.

 

'Allah Allah'

 

Yürüyüp o tepenin de üstüne çıktıktan sonra delirmeye başladığımı düşünmeye başladım. Çünkü önümde bir tepe daha vardı. 'Ya Allah' deyip o tepeninde üstüne çıktım. Ve karşımda bir tepe daha belirdi. Arkama baktım, üstünde durduğum tepe olması gereken yerin fırtınayla beraber savrulan dümdüz kumlardan ibaret olduğunu gördüm.

 

'Tamamdır'

'Delirdim'

 

Geldiğim yola dönüp düz kum yolunun üstünde bir kaç on adım attım. Tekrar arkamı dönüp baktığımda boş boş öylece karşımda duran tepeye baktım. Kalkana dönüştürdüğüm kaos enerjisini geri çekip tepeye doğru derin bir nefes eşliğinde yürümeye başladım ve tepenin üstüne çıktığımda karşımda bir tepe daha belirdi.

 

Soluma dönüp oradan yürümeye başladım. Ve attığım bir kaç adımdan sonra önümde bir kum tepesi belirdi. Ruhsal algımı yayıp arkamı döndüm ve yürümeye başladıktan bir kaç saniye sonra tekrar kum tepesi belirdi. Ama kum tepesi, ruhsal algıma girmiyordu, sanki orada değilmiş gibi.

 

Tekrar soluma dönüp kum fırtınasına karşı yürümeye başlarken ruhsal algımı geri çektim. Ve bir kaç adımdan sonra tekrar kum tepesi belirdiğinde yürüyüp tepenin üstüne çıktım ve bir sonraki tepenin üstüne de çıktım.

 

Sonraki

 

Sonraki

 

Sonraki

 

Sonraki

 

Ta ki çıldırmama ramak kalıncaya dek kum tepelerini ardı ardına çıkmaya devam ettim. Yerimde durup kanlı gözlerimle etrafı tarayıp hala daha devam eden kum fırtınasına baktım.

 

'KAHRETSİN'

 

Ayağımı kaldırıp büyük bir toz bulutu eşliğinde yere geçirdim.

 

GÜÜÜMM

 

Zaten kum fırtınası yüzünden kumla dolup taşan kıyafetlerim, havaya savrulan kumlar yüzünden daha da beter bir hale geldiğinde çarpıklaşan yüzümle kafamı geriye atıp vahşice kükredim.

 

"KAHRETSİİİİİİİİİİİİİNNN"

 

"KAHRETSİİİİİİİİİİİİİNNN"

 

Bir kaç defa bağırdıktan sonra kanlı gözlerimi önümdeki kum tepesine çevirip yumruğumu geri çektim.

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMM

 

Kum tepesi, tozlar halinde kum fırtınasına katılırken tüm gücümle ileriye koşmaya başladım ve önüme çıkan bir sonraki kum tepesine de geriye çektiğim yumruğumu geçirdim.

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMM

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMM

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMM

 

Sayamayacağım kadar fazla kum tepesini yerle bir ettikten sonra nefes nefese bir şekilde önümde duran kum tepesine bakarken gözlerim dolmaya başladı.

 

'Kahrolasıcalar'

'Sonunuz yok mu lan sizin'

 

Yumruğumu geri çekip tam kum tepesine vuracakken dizlerimin üstüne çöküp kafama sardığım kıyafet parçasının arasından sarkan saçlarımı çekiştirmeye başladım.

 

'Neden yaşlı adama hiç bir şey sormadım ki'

'Ne demiştim bir de'

'Ben hallederim mi'

 

AHAHAHAHHAHAHA

 

Deli gibi gülüp yüzümün ortasına yumruğumu gömdüğüm gibi dünyam allak bullak olurken kum fırtınasının içinde savrulmaya başladım.

 

PAT!

 

Sağlam bir sesle kumların içine yüz üstü düştükten sonra kımıldamadan öylece yerde yatmaya devam ettim. Kısa bir süre uzandıktan sonra uykum gelmeye başladığında yerden destek alıp oturur pozisyona geçtim. Kafamı iki yana sallayıp üstümdeki uykuyu atmaya çalışırken tıkanmış burnumdan akan sıcak bir sıvı hissettim.

 

‘Kahretsin’

 

Kanlarla kaplanmış yüzümdeki kıyafet parçasını çıkarıp kırılmış burnuma dokunduğumda kaşlarım seğirdi. Yüzümdeki kanları kıyafet parçasıyla silmek için elimi kaldırdığımda öylece durdum.

 

‘Eh’

 

Kum fırtınası yoktu, aslında hiçbir şey yoktu. Sadece karanlık, her yer karanlıktı. Etrafıma bakınıp bakışlarımı durduğum yere çevirdiğimde karanlıktan başka bir şey göremedim, elimi uzatıp zemine dokundum; soğuk ve sert, sanki taş gibi. Elimdeki kıyafet parçasıyla yüzümü silip onu yüzüğe gönderdikten sonra ayağa kalktım.

 

‘Burası da neresi be’

‘Kendime fazla sert vurup ölmüş olmayayım’

‘Allah Allah’

 

Kendi aptallığıma küfredip ruhsal algımı etrafa yaydığımda karanlık dışında hiçbir şey göremedim. Ruhsal algımı geri çekip dikkatli bir şekilde ileriye bir adım attım.

 

PAT!

 

HRRRHHH

 

Ayağımın altında çıkan tok ses, karanlık alanda yankılanmaya başlarken omurgamdan tüm bedenime bir titreme yayıldı. Ses, çok uzaklara doğru yankılanmaya devam ederken bir insanın çıkaramayacağı türde homurtu benzeri bir ses yankılandı. Kalbim teklerken ruhsal algımı maksimum menziline kadar yayıp tekrar karanlık dışında hiçbir şey göremediğimde korkmaya başladım.

 

‘LAN’

 

Aklıma, beni korkudan tir tir titretecek düşünceler akın ederken zorla yutkunup ileriye bir adım daha attım.

 

PAT!

 

HRRRRRRHHHH

 

Yankılanan tok ses uzaklara, tekrarlanarak yankılanırken tekrar homurtu benzeri bir ses yankılandı ama bu seferki daha yüksekti.

 

‘HAYIR LAN’

‘BU OLAMAZ’

 

Ayağımı kaldırıp tekrar yere vurdum.

 

PAT!

 

Yankılanan sesle beraber bu sefer ödümün bir yerlere karışmasına neden olacak bir hırlama yankılandı.

 

ĞĞĞRRRRRRRR

 

Kapa lan çeneni, velet!”

 

Yankılanan hırıltılı, boğuk ve kaba sesle tüm bedenime aniden baskı çökerken ve en ufak bir ses çıkarmadan yere sertçe yapışırken bedenimden çatırtı sesleri yükseldi.

 

‘Bitti’

‘Sonum geldi’

 

Üstümdeki baskı yüzünden tüm hareket kabiliyetlerimi yitirirken gözlerim dolmaya başladı.

 

‘Neden böyle bitecekti ki’

‘Neden bir şeyler tarafından yenilip ölmem gerekiyordu ki’

 

Yüzümden yaşlar akmaya başlarken ağzımı açmaya zorlayıp,”A-ağbiğğğğ beğğniii yeğmeeğğğ.”diyebildim, salya sümük ağlamaya başlarken.

 

LAN SANA ÇENENİ KAPATMANI SÖYLEMEDİM Mİ BEBE

 

Üstümdeki baskı aniden artarken iç organlarımın ezilmesiyle ağzımdan bir avuç dolusu kan fışkırdığında daha da yüksek sesle ağlamaya başladım.

 

YAPMAAAAAĞĞĞĞ

 

LAAAAAAAAAAAANNN……..”

 

Ben, ağlayıp beni yemiş olan şey her ne ise ona yalvarmaya devam ederken kükreyen şey, aniden sessizleşti. Kısa birkaç saniye daha bağırıp çağırdıktan sonra üstümdeki baskı aniden yok olunca bir avuç dokusu daha kan kustum.

 

EHH

 

Beni yemiş olan şey, şaşırmış gibi bir ses çıkarırken yaş ve kan ile kaplı bakışlarımla karanlığın içinde bakınmaya başladım.

 

A-abii, beni yeme lütfen,”dedim, gözlerimden tekrar yaşlar akmaya başlarken.

 

Ne yemesi lan bebe!”

 

Yüzümdeki yaşları kırılmış kollarım ile silerken,”B-beni yememiş miydin abi?”diye sordum, bedenimdeki acılara dayanmaya çalışırken.

 

Mal mısın yavrum sen?”

 

Seni yediğimi kim söyledi?”

 

Kafam karışmaya başlarken kırık ellerimle yerden destek alarak oturur pozisyona geçtiğimde acıdan inlememe neden olacak şekilde kırık kollarım ile etrafı gösterip,”B-burası miden değil mi abi?”diye sordum.

 

Ha, midem mi?”

 

Eh, ehhe, ehehehe, AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA

 

WAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHA

 

PUHAHAHAHAHAHAHAHA

 

Kulaklarımın çınlamasına neden olacak kadar yüksek yankılanan vahşi ve farklı farklı seslerle kalbim teklerken yüzümün ısınmaya başladığını hissettiğimde boğaz temizleme sesi yankılandı.

 

Bu da mal çıktı.”

 

İnsanların hepsi zaten mal da bu bebe, ayrı mal.”

 

İçimdeki utançla beraber sinirlenmeye başlarken sinirimi dışarı yansıtmamaya çalıştım. Boğazımı temizleyip,”Affedersin abi, burası neresi acaba?”diye sordum, elimden geldiğince kısık ve bu göremediğim şahsiyeti kızdırmamak için yumuşak bir sesle.

 

Burası mı?”

 

Kafamı salladım.

 

Hmmmm, hmmmmmmmmmmmmmm, burası neresiydi ki?”

 

Düşünüyormuş gibi mırıldanmalar çıkaran şey, birkaç saniye sonra,”Aha, hatırladım!”dedi.”Burası, beni mühürlemek için kaçığın teki tarafından yapılmış bir Mühürlü Alan.”

 

‘Mühürlü Alan mı’

‘Benim burada ne işim var be’

 

Boğazımı temizleyip,”Buradan nasıl çıkabilirim abi?”dedim, elimden geldiğince kibar bir şekilde.”Yanlış anlamazsan önemli işlerim vardı da.”

 

Buradan çıkmak mı istiyorsun?”dediğinde kafamı salladım.”Eh, bu çok basit.”

 

Bu şeyin belki anlaşabileceğim ve her ne kadar belamı bellemiş olsa bile yine de iyi biri olabileceğini düşünürken yüzümde beliren gülümseme ile onun konuşmasını bekledim.

 

Tek yapman gereken şey,”dedi.”ölmek, pfffffttt WAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAH

 

Söyledikleri ve tekrar yankılanan kahkahalarıyla onun hakkında az önce düşündüğüm şeylerin hepsi geldiği hızda geri giderken benimle dalga geçiyor olabileceğini düşündüm. Yüzüme tekrar bir gülümseme kondurup,”Abi, şaka yapıyorsun değil mi?”diye sordum.

 

Gülüşlerine bir ara veren şey,”Öhö öhö, yok canım niye dalga geçecekmişim?”dediğinde gayet ciddi bir şekilde konuşmuştu.”Bir de şu yüzündeki ifade ne lan?”Bu sefer dalga geçiyormuş gibi,”Gülümsüyor musun yoksa sen? Ayy kıyamam ki ben sana, MUHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA, tipini bellediğim, PUHAHAHAHAHAHAHAHA

 

Karanlıkların içinde yankılanan değişik kahkahalarla kulaklarım inlerken kaşlarım çatıldığında gülüş sesleri aniden kesildi.

 

Ona ne lan bebe? Kaşlarını mı çattın sen bana şimdi?”

 

Kalbim teklerken omurgamdan tüm bedenime bir titreme yayıldığında kırık ellerimi hızlıca sağa sola sallayıp,”H-hayır abi, olur mu öyle şey,”dedim, gelen acılar yüzünden gülümsemeye çalışırken farklı bir şekle girdiğini hissettiğim yüzüm ile.”ben neden senin gibi mükemmel birine kaş çatacakmışım ki? Olur mu öyle şey abi? Ben kim, senin gibi dehşetengiz birine kaş çatmak kim?”

 

Aklıma gelen tüm yaltaklanma dolu cümleleri sıralamaya devam ederken,”Kes lan bebe,”dediğinde ağzımı sıkıca kapattım.”bizden başka burada kim var ki kaşlarını çatabileceğin?”

 

Ezilmiş iç organlarım yüzünden ağzımdan kanlar sızarken dişlerimi sıkıp,”B-ben kendi kendime kaşlarımı çattım abi.”dedim.”Anlarsın ya benim gibi değersiz birinin, senin gibi dehşet-ül vahşet bir canlının karşısına nasıl çıkmış olabileceği hakkında düşünürken kaşlarım çatıldı abi.”

 

Ağzımda birikmeye başlayan kanları zorla yutup derin bir nefes aldım.

 

Hmm, hmmm, bu kadar da beni övdün,”dedi.”ama ben şimdi senin gibi değersiz bir varlığa, nasıl değerli bir varlık olunur söylemezsem olmaz ki. Ehem, napalım şimdi? İyisi mi sana bir görev verelim, o şekilde değerli bir canlı olursun herhalde.”

 

Yankılanan seslerle bir anlığına sanki daha öncede benzer kelimeler işitmişim gibime geldiğinde bu işin sonunun hiç iyi bitmeyeceğine dair bir şeyler hissettim. Bakışlarımı, kanlarla ıslanmış kıyafetlerime çevirip bu göremediğim şeyin sadece baskısıyla bile beni öldürme noktasına kadar getirebilecek olan bir yaratık olduğunu anlamıştım zaten. Derin bir nefes verip gülümsemeye çalışarak,”Buyur abi,”dedim.

 

Hmm, kölem ol, ancak bu şekilde değerli bir canlıya dönüşebilirsin, seni değersiz varlık. Ehehehehe,”

 

Yankılanan sesler ile boş boş karanlığa bakarken bu benzer kelimeleri nerede işittiğimi hatırladığımda kaşlarımı sertçe çattım. Ardından sert bakışlarımı karanlıkta dolaştırıp,“Seni yaşlı bunak,”dedim.”benimle oynamaktan sıkılmadın mı lan!”

 

Ehhhhhhh”diye bayağı bayağı şaşırmış bir ses çıkarken bu konuşan kişinin yaşlı adam olduğuna kesin emin oldum.

 

Yetmedi mi lan yaşlı bunak!”dedim.”Ne zaman beni rahat bırakacaksın, bir bırak artık yakamı!”

 

Konuşmayı kestiğimde sert ve yüksek sesim karanlıklar içinde tekrarlanarak yankılanırken bir şeyler oluyormuş gibi hissettim. Kafam karışmaya başlarken yankılanan hırıltılı derin bir nefes verme sesinden sonra kulaklarımın çınlamasına, bedenimden çatırtı seslerinin yankılanmasına ve ağzımdan fışkıran kanlar eşliğinde havada savrulmama neden olacak bir homurtu sesi yayıldı karanlıkta.

 

PAAAATTT

 

Dünyam allak bullak olurken sert ve soğuk zemine yapıştım. Ağzımdan kanlar akmaya devam ederken hareket etmek istediğimde parçalandığını hissettiğim iç organlarım ve kemiklerim yüzünden ancak acıyla inleyebildim.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44543 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr