Bölüm-58 BURADA ÖLECEK!

avatar
420 1

Başlangıç - Bölüm-58 BURADA ÖLECEK!



 

Gözlerimi açıp yaşlı adama baktım.

 

"Teşekkür ederim, yaşlı adam."

 

"Çok teşekkür ediyorsun,"dedi yaşlı adam."ayrıca bu yaşlı adama da nedir, sana deden sayılırım dememiş miydim? Onun için bana dede veya önceki gibi amca de."

 

"Tamam, amca,"dedim, kafamı sallayarak."yapmam gereken ne kaldı?"

 

Sakallarını sıvazlayan yaşlı adam, ağzını açtı, tekrar kapattı. Sakallarıyla oynamayı kesip derin bir iç çekti.

 

"Oraya gitmek istediğinden emin misin?"dedi O, arkamdan.

 

Arkamı dönmeden,"Evet,"dedim.

 

Bir süre boyunca kimse konuşmadan öylece durduk. Gri bulutlar tarafından kaplı gökten yağan kar tanelerine baktım. Elimi, omzumda duran elin üstüne koydum.

 

"Daha fazla kendini tutmana gerek yok amca."dedim.

 

Derin bir iç çeken yaşlı adam,"Tamam."dediğinde görüşüm bulanıklaştı. Tekrar düzeldiğinde etrafı mor ve mavi lavlarla kaplı büyük geçidin bulunduğu yerde olduğumuzu fark ettim. Ayağa kalkıp arkası bana dönük yaşlı adamın beline kadar uzanan saçlarla kaplı sırtına baktım.

 

"Bir sonraki aşamaya..."diyen yaşlı adamın konuşmasını,"Gerek yok, ben hallederim."diyerek kestim.

 

Kafasını sallayan yaşlı adam,"Tamam,"dediğinde elini sallamasıyla bir anda geçidin ortasında belirdim."otur ve gözlerini kapat."

 

Yere bağdaş kurarak oturduktan sonra gözlerimi kapattım. Bir kaç saniye böyle durduktan sonra başımın hafifçe dönmeye başladığını hissettiğimde bedenim uyuşmaya başladı. Ardından kapalı göz kapaklarıma rengârenk ışıklar yansıdığında ve kulaklarıma gök gürültüsü benzeri kükremeler ulaştığında kalbim sıkıştı. Dünyam allak bullak olurken içimde doğmaya başlayan korkuyla beraber bir anda bedenimin parçalanırcasına çekildiğini ve kafamdaki tüm deliklerden kanların aktığını hissetmemle bilincimi kaybettim.

 

 

 

Serdar geçidin ortasında gözlerini kapattıktan sonra derin bir nefes alan yaşlı adamın yüzü ciddileşti. Ardından bedeninden rengârenk parıltılar yayılmaya başlarken bir anda elinde beliren, şimşekler çakan mızrağın altını zemine geçirdi.

 

GÜM!

 

Zeminde oluşan göçükle beraber çatlaklar yayılırken parıltılar yayan diğer elini, Serdar'ın etrafında toplanmaya başlayan, lavlardan yayılan dumanlara çevirdi. Elini sıkmasıyla dumanlar anında Serdar'dan uzaklaşıp geçidin etrafında burgaç şeklinde dönmeye başladılar. Mor ve mavi karışımı dumanlardan oluşan burgaç, geçidi tamamen kaplayacak kadar büyürken mırıldanmaya başladı yaşlı adam.

 

Yaşlı adamın ağzından çıkan mırıltılar yavaş yavaş güçlenip yükselirken geçit ve etrafındaki lav ve dumanlardan gök gürültüsü benzeri kükremeler yankılanmaya başladı. Yaşlı adamın ağzının kenarından kanlar sızarken geçide doğru uzattığı elinin önünde eski türklerin bilinmeyen dilinde 'AÇIL' manasına gelen, etrafa rengârenk ışıltılar yayan bir kelime belirdi.

 

Kükremeler artarken dumanlar tarafından kaplanmış geçidin bulunduğu alandan çatırtı sesleri yükseldi. Yaşlı adamın kafasındaki tüm deliklerden kanlar akarken yumruğunu sertçe sıktı. Etrafa açık ve parlak mavi renkte parıltılar yayan Doğa Enerjisi ve Dünya Ruhunun Çocukları, yaşlı adamın arkasındaki zifir karanlık yerden çıktılar. Ardından Doğa enerjisi, yaşlı adam ile birleşmeye başlarken Dünya Ruhunun Çocukları, yaşlı adamın etrafına daire şeklinde dizilip yere bağdaş kurarak oturdular, ellerini iki yana doğru açıp hafifçe yukarıya uzattıktan sonra gözlerini kapatıp ilahiler mırıldanmaya başlamadan önce son bir kez yaşlı adama baktılar.

 

Yaşlı adam, iç yaraları anında iyileşirken kanlanan gözlerini, minik dostlarına çevirdi. Onlara sevgi, üzüntü, hüzün ve özlemle baktıktan sonra gözlerinden akan kanlı yaşlarla önündeki kelimeye baktı. Elinden süzülmeye başlayan Doğa Enerjisi, önündeki kelimeyle birleştiğinde kükremelerin boyutu arttıkça arttı ve dumanlar tarafından oluşan burgaç, bir hortuma dönüşmeye başladı. Esen buz soğukluğundaki rüzgârla beraber hortumun boyutu daha da arttığında yaşlı adamın etrafında dizilmiş sayıları dokuz olan Dünya Ruhunun Çocuklarından biri, yavaş yavaş yarı saydam hale geldi.

 

Bakışlarını minik dostuna çeviren yaşlı adamın gözlerinden daha da fazla kan akarken birileri kalbini parçalıyormuş gibi hissetti. Elinin önünde süzülen, etrafa göz alıcı ışıklar yayan kelimeye baktı ve savurduğu kükreme eşliğinde elini sertçe ileriye doğru itti. Yankılanan gümbürtü ve sonik patlama sesleriyle bir anda hortumun önünde beliren 'AÇIL' kelimesi, doğan patlama ve şok dalgalarıyla hortumun içinden geçip geçidin merkezinde bağdaş kurarak oturan Serdar'ın hemen önüne indi.

 

 

 

Cehennem Çukuru Dağı

 

Kratere dönüşmüş olan dağın tepesinin ucunda duran O ve yavru sincap, uçurumun aşağılarından gelen gümbürtü seslerine odaklanmışlardı. Her ikisi de kanlı gözleriyle gerçekleşenleri uzaktan izlerken bir anda tüm dünya, beyaz bir ışık tarafından boğulduğunda yer ve göğün titremesine neden olacak bir kükreme yankılandı.

 

ĞĞĞĞRRRRRAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAĞĞĞĞRRRRRR

 

 

 

Geçit, parçalanıp etrafındaki hortumla beraber yokluğa karışmadan hemen önce Serdar, yankılanan kükreme eşliğinde ortadan kayboldu.

 

Derin bir nefes veren yaşlı adamın bembeyaz saçları grileşirken bir kaç tel, toza dönüşüp etrafa dağıldı. Diğer elini uzatıp iki eliyle mızrağın gövdesinden tuttu. Bakışlarını çevirip yarı saydam haldeki minik dostunun yavaş yavaş yok olmasını izledi. Gözlerini sertçe kapatıp bakışlarını, lavların üstünde toplanan dumanlara çevirdi. Dumanlar, yaşlı adamın önündeki tüm alanı kaplayıp toplanırken yankılanan kükremeler eşliğinde ne olduğu anlaşılmayan devasa bir siluet cisimleşmeye başladı.

 

Doğa Enerjisinden oluşma bir bariyer, yaşlı adamın ve Dünya Ruhunun Çocuklarının etrafında belirirken mızrağını sertçe tutmasıyla göklerden şimşekler inmeye başladı.

 

GÜM! GÜM! GÜM!

 

GÜM! GÜM! GÜM!

 

GÜM! GÜM! GÜM!

 

 

Dumanlar tarafından oluşan siluet, yediği şimşeklerle şekli tekrar bozulurken her yerin titremesine neden olacak şekilde kükredi.

 

ĞĞĞĞRRRRRAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAĞRRRRRRR

 

"ÇOCUK!"

 

"BANA ENGEL OLMA CÜRETİNE SAHİP OLDUĞUNU MU DÜŞÜNÜYORSUN!"

 

Dumanlardan bir insana ait olamayacak kadar dehşete düşürücü bir ses yankılandığında yaşlı adamın homurdanmasıyla gökten tekrar şimşekler inmeye başladı.

 

GÜM! GÜM!

GÜM! GÜM!

GÜM! GÜM!

 

Dumanlar, ne zaman toplanıp birleşmeye çalışsa gökten inen şimşekler tarafından, yankılanan kükreme sesleriyle beraber darma duman oluyordu.

 

"SENİ KÜSTAH VELET!"

 

"BU KRALA KARŞI GELMEYE NASIL CÜRET EDERSİN!"

 

Dumanlar, anında toplanıp birleşirken belirginleşmeye başlayan siluete baktı yaşlı adam, mızrağı tek eline alıp geriye doğru çekti, yankılanan çatırtı sesleri eşliğinde şimşeklerle kaplı mızrağını ileriye, dumanlar tarafından cisimleşen siluete doğru fırlattı.

 

GÜM!

GÜM!

GÜM!

 

Yankılanan sonik patlama sesleriyle siluete doğru uçan mızrak, tüm alanı şimşekleriyle kaplarken hiç bir engel tanımaksızın direk dumanlar tarafından oluşan siluetin içine girdi.

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMMMM

 

Doğan rengârenk ışık patlamasının ardından tüm dumanları ve Cehennem Çukurunu düm düz eden, şimşeklerle dolu bir şok dalgası peydahlandı. Şok dalgası, önüne gelen her şeyi hiçliğe karıştırıp Yaşlı adamın bulunduğu lavlarla kaplı bölgenin neredeyse hepsini yok ettikten sonra yavaş yavaş solup hiçliğe karıştı.

 

Yaşlı adam, bakışlarını çevirip bir zamanlar geçidin bulunduğu yerin merkezine saplı bir şekilde duran şimşeklerle kaplı mızrağına baktı. Mızrağını geri çağırmak için elini uzattığında o ve minik canlıların etrafındaki Doğa Enerjisinden oluşma bariyerin üstünde çatlaklar belirdi. Kalbi şok ile dolan yaşlı adam, kustuğu bir avuç dolusu mor ve mavi karışımı sıvı eşliğinde tek dizinin üstüne çöktü, kaşları sertçe çatılırken kafasını kaldırıp mızrağının saplı olduğu kısımdaki zeminde beliren mor ve mavi karışımı dumanlara baktı.

 

"VELET!"

 

"BU KRALI!"

 

"DURDURABİLECEĞİNİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUN!"

 

Tüm yüzünde mor damarlar beliren yaşlı adam, zeminin cızırtı sesleri eşliğinde yanmasına neden olan pislik ile dolu bir avuç dolusu kan kustuktan sonra elinin tersiyle ağzının kenarını silip ayağa kalktı. Yoktan var olup çoğalmaya başlayan dumanlara baktı, kafasını çevirip saydamlaşıp yok olmaya başlayan minik dostlarını gördü, kandan kıpkırmızı kesilen gözlerini tekrar çevirip mızrağının dibinde zorla cisimleşmeye çalışan dumanlara baktı, ileriye bir adım atıp bariyerin dışında, mızrağının hemen önünde belirdi.

 

"NE YAPACAKSIN VELET!"

 

"HAHAHAHAHAHAHA!"

 

"BENİ...."

 

Yaşlı adam, cisimleşen şeyin konuşmasını bitirmesine izin vermeden mızrağı tutup saplı olduğu yerden çıkarmasıyla cisimleşim, hızla geri çekilip toplanmaya başladı.

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMM

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMM

 

Mızraktan yayılmaya başlayan kara bulutlarla beraber gümbürtüler yankılanırken mızrağı iki eliyle tutup kafasının üstüne kaldırdı yaşlı adam. Kara bulutlar, tüm alana yayılıp Cehennem Çukuru diye tabir edilen alanın tamamını kapladıktan sonra hafifçe yere çömeldi yaşlı adam, önce gözlerinden sonra da tüm bedeninden gümbürtü sesleri eşliğinde şimşekler çakmaya başladı. Rengarenk parıltılar yayan gözlerini kaldırıp biraz ileride, tamamen cisimleşmesine ramak kalmış olan siluete baktı, ayaklarını yere gömüp zeminin katman katman parçalanıp şimşekler tarafından toza dönüşmesine neden oldu.

 

Ortadan kaybolan yaşlı adam, kafasının üstüne iki eliyle kaldırdığı mızrakla beraber hem kendisinden hem de mızraktan yayılan parıltılar ve şimşekler eşliğinde dumanlar tarafından cisimleşen devasa şeyin hemen üstünde belirdi.

 

"BURAYI!"

 

"ASLA!"

 

"GEÇEMEYECEKSİN!"

 

Mızrağı, kendisine bakan devasa şeyin alnının ortasına sapladı.

 

 

 

 

Hilal ayın karanlık gökte yerini aldığı vakitlerde yemyeşil ve büyük bir ovanın ortasındaki geçidin önünde duran Barlas, Ay ve Diğer'leri, Serdar'ın geçidin içine girdiğinde yayılan parıltılar eşliğinde ortadan kaybolmasını izlediler.

 

Ve beklediler, en ufak bir kıpırtı olmaksızın.

 

Yarım dakika boyunca bekledikten ve geçitten herhangi bir parlaklık yayılmadığını gören Barlas ve Ay'ın kaşları çatıldı. Bir yarım dakika daha geçtikten sonra Barlas'ın alnında mavi damarlar belirmeye başladı. Kanlanan gözlerini çevirip arkasında duran yaşlı adamın sert bir yüz ifadesiyle geçidi izlediğini gördü. Kafasını çevirip tekrar geçide baktı. Ve bir dakika daha geçtiğinde Barlas'ın bedeninden koyu mavi bir hava akımı yükselmeye başladı.

 

"KAO-CHE!"

 

AAAAAAAAAAAAAAUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUU

 

Arkasını dönmeden kurdun ismini seslendiğinde çok uzaklardan bir kurt uluması işitildi. Ardından kafasını çevirip yaşlı adamın çirkin yüz ifadesine bakarak,"Bunu her kim yaptıysa şu anda, burada, ölecek!"dedi.

 

Bakışlarını çevirip kendisininki gibi bedeninden koyu mavi bir hava akımı yayılan Ay'a baktı. Ay'da kanlı gözlerini çevirip Barlas'a baktı.

 

Ay'ın,"Burada."demesiyle o ve Barlas'ın hemen arkasında dört metreye ulaşan uzun boyu ve kanlı gözleriyle Kao-Che belirdi. Kao-Che, bakışlarını herkesin üstünde dolaştırıp hırlamaya başlamasıyla,"PARÇALA!"diyen Barlas'ın sesi işitildi.

 

Yaşlı adamın yüz ifadesi iyice çirkinleşirken derin bir iç çekip Barlas'ın hemen yanında belirdi. Ardından ortadan kaybolan Kao-Che, kurtlarıyla beraber duran Diğer'lerinin arasında belirdi.

 

ĞĞĞĞĞĞRRRR

 

Kao-Che, en ufak bir tereddütte bulunmadan önünde beliren Diğer'e ve kurduna devasa pençesini salladı.

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMMM

 

Yankılanan acı dolu kükremelerle ortalık toz duman altında kalırken Diğer'leri, kurtlarıyla beraber çarpışmanın merkezinden anında uzaklaşıp soğuk gözleriyle olan bitenleri izlemeye başladılar.

 

Bir kaç gümbürtü ve acı dolu kükremeden sonra sesler kesilince yaşlı adamın elini sallamasıyla ortaya çıkan rüzgâr, toz dumanı alıp uzaklara götürdü.

 

Mahvolmuş kanlar içindeki zeminde kime ait olduğu belli olmayan beden parçalarının arasında duran Kao-Che, ağzındaki kurdun cansız bedenini bir lokmadan yutup mideye indirdi. Ardından keskin dişlerini gösterip hırlarken bakışlarını, Diğer'leri ve kurtlarının üzerinde dolaştırmaya başladı.

 

 

"Bu kadar yet..."yaşlı adamın lafını bitirmesine izin vermeden Ay'a bakan Barlas,"Başka!"dedi.

 

Derin bir nefes eşliğinde gözlerini kapatan Ay, bir saniye sonra elini uzatıp bedeninden yayılan parıltılar eşliğinde kaçmak üzere olan bir başka Diğer'i ve yanındaki kurdu gösterdiğinde Kao-Che, Barlas'ın komut vermesine gerek kalmadan ortadan kayboldu. Kao-Che, havaya kaldırdığı devasa ön patileriyle yüzünden dehşet ifadesi okunan Diğer ve kurdunun hemen üstünde belirdi.

 

GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMMMMM

 

Diğer ve kurdu, katman katman parçalanan zeminle bir olurken en ufak bir ses bile çıkaramadan hayatları son buldu.

 

Kanlanan gözlerini Barlas ve Ay'a çeviren yaşlı adam sertçe,"BU KADAR YETER!”dedi.

 

Bakışlarını çevirip yaşlı adama bakan Barlas,"Kapa çeneni ihtiyar!"dedi."Hepsini gebertene kadar durmayacağım."

 

Yaşlı adamın yüzünde damarlar belirirken bakışlarını başka bir tarafa çevirip homurdandığında gözleri hala daha kapalı olan Ay, elini uzatıp iki buçuk metrelik iri yarı bedenli bir Diğer ve yanındaki dönüşüm geçirmiş olan kurdu gösterdi.

 

Bakışlarını dev adama çeviren Barlas, konuşmak için ağzını açtığında hafifçe gülüp kafasını iki yana salladı dev adam.

 

GÜM!

 

"Ölmeden önce.."daha söylemek istediklerini bitiremeden göğsünün ortasından kanlarla kaplı kalbini tutan bir el çıktı.

 

Elin sahibi olan siyah kıyafetler tarafından baştan aşağı kaplanmış, sadece koyu kahverengi gözleri gözüken adam, dev adamın arkasından,"Hainlerin konuşmaya hakları yok!"dediğinde dev adamın kalbiyle beraber elini geri çekti.

 

Pat

 

PAT

 

Dev adam, cansız bir şekilde yere düşerken hemen yanında duran devasa kurdu da kopan kafasıyla beraber yere düştü. Devasa kurdun cansız bedeninin hemen dibinde duran siyah kürklerle kaplı boyu bir ila bir buçuk metre arasında olan bir kurt, pençesini hafifçe silkeleyip üstündeki kanlardan kurtuldu. Ardından homurtu benzeri bir ses çıkaran kurt, kafasını Ay'a çevirdi. Bir anlığına kafa karışlıkığına giren koyu kahverengi gözleriyle baktı, bakışlarını tekrar çevirip siyah kıyafetler içindeki yoldaşının yanında gidip durdu.

 

Siyah kıyafetli adama hafifçe başını sallayan Barlas, bakışlarını Ay'a çevirip onun, kafasını iki yana salladığını gördüğünde derin bir nefes verip etrafındaki koyu mavi hava akımını bedenine geri çekti.

 

Hemen yanındaki bakışlarını başka bir tarafa çevirmiş yaşlı adama kısa bir bakış atan Barlas, kanlı gözlerini Diğer'lerinin üzerinde dolaştırmaya başladı. Bir kaç siyah haricinde çoğu bembeyaz kıyafetlerin içindeki Diğer ve çeşit çeşit renkte olan kurtlara iyice baktıktan sonra Kao-Che'ye kısa bir bakış attığında geçidin hemen yanında belirdi kurt.

 

Ay'ın etrafındaki cızırtılar eşliğinde savrulan hava akımı da bedenine geri çekildikten sonra etraf tekrar sessizliğe gömüldüğünde herkes, geçide dönüp çıt çıkarmadan beklemeye başladılar.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44544 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr