Bölüm-47 Klanlar Arası Kapışma

avatar
479 3

Başlangıç - Bölüm-47 Klanlar Arası Kapışma



Bulutların arasına dalıp tüm görüşüm bembeyaz olurken aklıma gelen tüm küfürleri sıralamaya başladım, hem kendime hem de yaşlı adama.


Kısa bir kaç saniyenin ardından uçuş hızım yavaşlarken aniden bulutların arasından çıkıp daha da yukarılardaki kara bulutları gördüm. Omurgamdan tüm bedenime bir titreme yayılırken ve bakışlarımı etrafımda gezdirirken tam da yavru sincapla uçuruma doğru atladığımız yere doğru yükseldiğimi gördüm.


'Bu manyak yaşlı bunak'


'Ne yaptım ki ona'


Yaşlı bunağa küfürler yağdırmaya devam ederken yavaş yavaş dev ağaçlarla kaplı ormanı görmeye başladım. Kısa bir kaç saniyenin ardından ağaçların dibine ulaştığımda yükselmeye devam ettim.


Ta ki uçurumu geçip ağaçların tepesine doğru uçana kadar. Ağaçların üstüne kadar geldiğimde ve uçmayı kestiğimde bakışlarımı aşağıya çevirip sonu görünmeyen uçuruma baktım.


'Buradan düşersem eğer sonum hiç iyi bitmez'


Uçuruma doğru düşmeye başlarken bedenimdeki tüm kaos enerjisini, vücudumun arkasına gönderdim. Ardından kaos enerjisini sıkıştırıp patlattığımda yankılanan sonik patlama sesleriyle ormanın içine doğru önüme gelen tüm ağaçları parçalaya parçalaya uçmaya başladım.


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMM


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMM


Ona yakın ağacı parçalayıp geçtiğimde ve uçuş hızım yavaşladığında şok dolan yüzümle kendimi havada sabitleyip bir sonraki ağaca çarpıp parçaladıktan sonra ağacın büyük olan bir paçasına ayaklarımı basıp kendimi yere doğru fırlattım.


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMM


Büyük bir toz bulutu eşliğinde yüz üstü yere yapışırken toprak zeminde küçük bir krater oluşturdum. Yerden destek alıp ayağa kalktıktan sonra dönen başımı iki yana salladım.


Kafam karışmaya başlarken bulunduğum yere baktığımda az önce çıkardığım sesler yüzünden kalbim tekledi.


Korkudan titremeye başlarken havaya zıplayıp büyük olan ağaçlardan birinin dalına çıktığım gibi ruhsal algımı maksimum menziline kadar yaydım. Etrafta benden başka hiçbir canlının olmadığını gördükten ve rahat bir nefes verdikten sonra ruhsal algımın eskisinden biraz daha fazla bir alana yayıldığını fark ettim.


'Kaos enerjim'


'Ve ruhsal algım'


En son meditasyon durumuna girdiğimi ve yaşlı adamın söylediklerini hatırlamam ile neden eskisinden farklı olduğumu anladım.


'Gelişim merkezim orta evreye ulaşmıştı'


'Ve ruhsal algımda onun sayesinde gelişti'


Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp ruhsal algımı yarısına kadar geri çektim. Ardından çok dikkatli bir şekilde ağaçların üstünde sıçraya sıçraya nereye gideceğimi bilmeden ilerlemeye başladım.


'Buradan uzaklaşmam gerek'


Gerisini düşünmeden ağaçtan ağaca sıçramaya devam ettim.





Bir süre sonra



Uçurumdan oldukça uzaklaştığımdan emin olduktan sonra büyük ağaçlardan birinin tepesine çıkıp ruhsal algımı her yere yaydım. Etrafta benden ve ağaçlardan başka hiç bir şey olmadığından emin olduktan sonra dallardan birinin üstüne bağdaş kurarak oturdum. Ardından ruhsal algımı çeyrek menziline kadar indirip öylece beklemeye başladım.


Bayağı uzun bir süre boyunca etrafı dikkatle kolaçan edip peşimden gelen hiç bir şeyin olmadığına emin olduktan sonra ruhsal algımı tamamen geri çekip derin nefesler eşliğinde gözlerim açık bir şekilde kaos enerjisi özümsemeye başladım.


'Ruhsal algımı, maksimum boyutunda uzun süre kullanamıyorum'


'Bu çok büyük bir sıkıntı'


'Ayrıca gelişim merkezim'


'O yaşlı bunak, hiç bir şey söylemeden beni buraya fırlattı'


'En azından bir şeyler söyleyip yollasaydı ya'


'Bu da aynı'


'Beni buraya gönderen Ay, ustam ve Diğer'leri gibi çıktı'


'Hepsinin kafasında sıkıntı var'


Düşünmeyi kesip yarısına kadar boşalan gelişim merkezime, kaos enerjisini özümsemeye devam ettim.


Kısa bir süre daha kaos enerjisi özümsedikten sonra ruhsal algımı maksimum menziline kadar yaydım. Bir süre o şekilde durup etrafta hiç bir şey olmadığına emin olduktan sonra ruhsal algımı bedenime geri çekip gözlerim açık bir şekilde tekrar kaos enerjisi özümsemeye başladım.


Aynı işlemi bir kaç defa daha yaptıktan ve başıma ağrılar girmeye başladıktan sonra bu işlemi yapmayı kesip bir kaç derin nefes aldım.


'İşimi şansa bırakamam'


Başımdaki ağrılar hafifçe dinince aklıma gelen fikirler ruhsal algımı 1/10e kadar yaydım. Ardından derin nefesler eşliğinde gözlerimi kapattım.


'Umarım işe yarar'


Aldığım bir kaç derin nefesin ardından kaos enerjisini burnum aracılığıyla çekmeye başladım.


'Ya Allah'


Dediğim gibi gelişim merkezimin bulunduğu bölgede gözlerimi açtım. Ardından hala daha dışarıda olup biten her şeyi ruhsal algım aracılığı ile görebildiğimi fark ettiğimde kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.


'Ben çok zekiyim ya'


'O kadar zekiyim ki kendimi bile şaşırtıyorum'


Halimden son derece memnun bir şekilde kendimi övmeye başladım. Kısa bir süre kendimi övdükten sonra övünmeyi kesip gelişim merkezime baktım.


Gelişim merkezim, etrafındaki rengarenk burgaç sisi ile birlikte eskisinden çok daha büyük bir boyuta ulaşmıştı. Gelişim merkezim, eskisinden iki ila üç kat kadar büyümüştü. Ama gelişim merkezimin etrafındaki rengarenk burgaç sisinin boyutu, gelişim merkezimin etrafında daire şeklinde dizilmiş kapılara olan yolun yarısına kadar büyümüştü.


'Sanırım Doğa Enerjisi sayesinde böyle oldu'


'Ve sadece boyutu artmadı'


Gelişim merkezimde toplanıp rengarenk burgaç sisi ile birleşen kaos enerjisi, sanki eskisinden çok daha güçlü bir hale geliyordu. Yani eskiden kaos enerjisinin gücü birdi ise şimdi iki olmuş durumdaydı.


'Evet'


'Haklıyım'


'Gelişim merkezime özümsediğim kaos enerjisi eskisinden bir kat daha güçlü oluyor'


'Bu da sanırım Doğa Enerjisi sayesinde olmuş olmalı'


'Ya da yaşlı adamın söylediği gibi'


'Gelişim merkezim orta evreye ulaşmış olduğu için olabilir mi'


Gelişim merkezim hakkında kısa bir süre daha düşündükten sonra bakışlarımı, siyah ve zincir benzeri bir şeylerle etrafı tamamen kaplanmış hız kapısına çevirdiğimde istemsizce titredim.


'Bir daha açmak gibi bir düşünceye sahip olacağımı sanmıyorum'


'Ayrıca bu zincir benzeri şeyler de neyin nesi'


'Kesin o bunağın işi'


Kaos enerjisini gelişim merkezime özümsemeye devam ederken kaos enerjisinin, burgaç sisi ile nasıl birleştiğini daha dikkatli bir şekilde gözlemledim. Bir süre boyunca gözlemleyip daha fazla kaos enerjisi özümseyemeyeceğimi hissettiğimde ve kaos enerjisini, bedenimin içinde ve dışında döndürmeye başladığımda eskisinden bir kat daha güçlü olduğumu hissettim.


Gelişim merkezimdeki kaos enerjisi, yarısına kadar boşaldığında bu işlemi kesip tekrar kaos enerjisi özümsemeye başladım.


Ve bunu, bir kaç defa tekrar ettikten sonra çok dikkatli bir şekilde kaos enerjisini, bedenimin dışında sıkıştırmaya başladım.


'Madem o bunak beni buraya gönderdi'


'Bende bir daha ölüme yaklaşacak kadar zayıf bir duruma düşmemek için'


'Kaos enerjisi üzerindeki kontrolümü çok daha yükseklere taşıyacağım'


İçimdeki kararlılıkla kaos enerjisini yavaş yavaş bedenimin dışında sıkıştırmaya devam ederken başım giren ağrılar yüzünden normalden çok daha yavaş bir şekilde sıkıştırma işlemine devam etmek zorunda kaldım.


'Bu sıkıntı'


'Zihinsel gelişimi yapmadığım için olmalı'


'Buna bir çözüm bulmalıyım'


'Ama ne'


Bir süre daha düşünüp aklıma, uygulayabileceğim herhangi bir şey gelmedikten sonra sıkıştırma işlemine devam ettim.


Ve devam ettim.




Gelişim merkezimdeki kaos enerjisi, ne zaman yarısına kadar boşalsa yaptığım işlemi bırakıp meditasyon durumuna girdim.


Ve bayağı uzun bir süre boyunca bu işlemi devam ettirdim.


Saçlarım, ben farkında olmadan boynuma kadar uzarken artık kaos enerjisini, bedenimin istediğim herhangi bir yerinde 'bedenimin içi hariç' hemen ve hiç bir baş ağrısı hissetmeden sıkıştırabiliyordum.


Ve sadece bunu yapmıyordum. 


Yaptığım onca sıkıştırma işleminin ardından artık yeni bir şey öğrenmiştim. Kaos enerjisini, kendimi korumak için bir kalkana çevirebiliyordum. 


Etrafa rengarenk parıltılar saçan kaos enerjisini, bedenimin dışına, vücuduma yapışık kalacak şekilde çıkardım. Ardından kaos enerjisini toplayıp sıkıştırmaya başladım. Bir kaç saniyenin ardından kaos enerjisi, bedenimin her yerine sarılı ve yarı saydam bir kalkana dönüştü.


Ve bir şey daha vardı.


'Ama bunu şuan da kullanamam'


'Durduk yere Şeytanlaşmış Diğer'lerini üstüme çekmek istemiyorum'


HAAAAHHH


Derin bir nefes verip kalkana dönmüş kaos enerjini, eski haline çevirip bedenime geri çektim. Ardından son bir kez daha gelişim merkezimi kaos enerjisi ile doldurup daha fazla özümseyemeyeceği hissettiğimde meditasyon durumumu bozdum.


Gözlerimi açıp ruhsal algımı maksimum menziline kadar yaydım. Etrafta hiç bir şey olmadığına emin olduktan sonra ruhsal algımı bedenime geri çektim. Ardından bir kaç derin nefes alıp verdikten sonra ağacın tepesine çıkıp hala daha gökte duran kara bulutlara baktım.


'Burası da'


'Tıpkı dünya gibi'


'Orada toz bulutu'


'Burada kara bulutlar'


'Cehennem Çukurunun Dağı ha'


Heh


Kendi kendime hafifçe gülüp kafamı iki yana salladım.


Kısa bir süre boyunca sonu görünmeyen ormana baktıktan sonra,"Şeytanlaşmış Diğer'lerini avlamamı söylemişti. Diğer'leri ha."kendi kendime kısık sesle konuştum.


Ağacın tepesinden inip ruhsal algımı  1/10'ine kadar etrafa yaydıktan sonra toprak zemine yakın olan dalların üstünde sıçraya sıçraya yavaş bir şekilde ilerlemeye başladım.


'Onlarla tekrar karşılaşırsam eğer'


'Bu sefer'


'Eskisi gibi olmayacak'


'Ama o yaşlı bunak'


'Neden beni'


'Onları avlamam için gönderdi ki'


Derin nefes alıp verdikten sonra hala daha uyuyan ateş kapısını açmayı denedim. Ama açılmadı. Herhangi bir şey ile daha fazla uğraşmadan ilerlemeye devam ettim. Ta ki ruhsal algıma Şeytanlaşmış Diğer'lerinden bir kaçı girene kadar.


Ses çıkarmamaya dikkat ederek bir ağaç dalının üstünde durup kendimi ağaca yapıştırdım.


'Bunlar, küçük olanlar'


Ağaçların arasındaki toprak zeminde boyunları bükük bir şekilde yürüyen, sayıları iki olan Şeytanlaşmış Diğer'lerine baktım.


'Nereye gidiyorsunuz'


Onlara fark ettirmeden takip etmeye başladım. 


Kısa bir süre boyunca yürüyen Şeytanlaşmış Diğer'lerini takip ettikten sonra ruhsal algıma bir kaç tane daha Şeytanlaşmış Diğer'leri girdi. 


Yeni gelen ikisi de aynı şekilde boyunları bükük bir şekilde yürüyordu. 


'Toz bulutu tarafından dönüşüm geçirmiş insanlar olmasa da'


'Yine de onlara benziyorlar'


Yeni gelenler, takip ettiklerimin önüne geldiklerinde hepsi de oldukları yerde durdu. Ardınlar kafalarını kaldırdıkları gibi birbirlerine girdiler.


GÜÜÜÜÜÜÜÜMMM


PAAAATTT


GÜÜÜÜÜÜÜÜMMM


PAAAATTT


'Ehh'


'Bunlar niye kapışıyorlar'


Onların, birbirlerini yumruklayıp parçalamalarını bir süre boyunca izledikten sonra ruhsal algıma daha da fazla Şeytanlaşmış Diğer'leri girdi. Dört bir yandan ruhsal algıma giren Şeytanlaşmış Diğer'lerini gördüğümde titremeden edemedim.


'Ortalarında kaldım'


Ses çıkarmamaya dikkat edip ağacın üstüne tırmanırken yeni gelenlerinde birbirlerini gördükleri gibi kapışmaya başladıklarını gördüm.


'Ehhh'


'Klanlar arası savaş falan mı yapıyorlar acaba'


Ağacın tepesine çıkıp ruhsal algımı maksimum menzilinin yarısına kadar yaydığımda dört bir yandan buraya doğru akın eden Şeytanlaşmış Diğer'lerini gördüm.


'Kesin iki birliğin kapışmasıdır'


Hem korku hem de birazda heyecanla ortalığı darma duman Şeytanlaşmış Diğer'lerini izlemeye başladım.


Yeni gelenlerin arasında diğerlerinden bir baş kadar daha uzun olan iki tane Şeytanlaşmış Diğer'lerini gördüğümde bakışlarım istemsizce koluma kaydı.


'Şerefsizler'


Bir an onların içine dalıp alayını gebertmeyi düşündükten sonra bu fikirden vazgeçtim.


'Bu kadar kalabalık bir gruptan kaçabilsem bile'


'Çok daha büyük olanlardan biri gelebilir'


Kendimi sakinleştirmek için derin bir nefes aldığımda ve birbirleriyle kapışmaya hazırlanan büyük olan ikisi, bakışlarını benim tarafıma çevirdiklerinde çektiğim nefesimi tuttum.


'Beni fark etmediler ya'


Büyük olan ikisi, kısa bir süre daha benim tarafıma baktıktan sonra bakışlarını, tekrar birbirlerine çevirdiler.


'Fark etmemişler'


Tuttuğum nefesi ses çıkarmadan bırakıp büyük olan ikisinin birbirlerine doğru atılmalarını izledim. Ama herhangi bir çarpışma olmadan ortadan kayboldular.


'Fark ettiler'


Kaos enerjisini bacaklarıma yüklediğim gibi bastığım ağacı parçalayarak başka bir yöne doğru atıldım.


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMM


Ruhsal algım sayesinde onların, az önce durduğum noktada belirip savurdukları yumrukların birbirlerine çarpması izledim.


'Hehe'


'Sizi çirkinler'


'Artık sizden çok daha güçlüyüm'


Yüzümde beliren sırıtışla ağaçların üstünde sıçramaya devam ederken ruhsal algımı maksimum menziline kadar yaydım. Arkamdaki beni takip eden ikisi ve onların bayağı arkasındaki Şeytanlaşmış Diğer'lerinden başka bir canlı görmediğimde hafifçe rahatladım.


Kısa bir süre sonra Şeytanlaşmış Diğer'leri, ruhsal algımdan çıkıp etrafımda hiç bir canlının olmadığını gördüğümde rahat bir nefes verdim.


'Yani'


'Onlardan çok daha güçlüyüm'


'Ve onlardan istediğim şekilde kaçabilirim'


Kısa bir süre daha ağaçtan ağaca zıplayıp Şeytanlaşmış Diğer'lerinden oldukça uzaklaşmış olduğuma emin olduktan sonra ilerlemeyi kesip büyük olan bir ağacın tepesine çıktım. Ve ruhsal algımı bedenime geri çekerken kendimi ağaca yapıştırıp hareketsiz bir şekilde durdum.


'Hadi bakalım'


'İlk kim'


'Gelecek'








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44552 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr