Göğe bakıp korkutucu düşüncelere dalarken ustamın bana döndüğünü gördüm.

"Neden şimdiye kadar yaşayan kimseye denk gelmediğimizi bende bilmiyorum."dedi. Devam ederek:"Belki sığınaklarda yaşayanlar vardır. Onun için saçma düşüncelerle kafanı bulandırma."

Ustamın söyledikleri ile kendime gelirken az önce ne kadar da saçma şeyler düşündüğümü hatırlarken yüzüme sıcaklık yayılmaya başladı.

"Tamam usta."dedim.

Ustam kafasını sallayınca ileride bana bakarken nazikçe gülümseyen o meleği gördüm. Ve ben tam tekrar hayal dünyama dalmak üzereyken kafama hafif bir tokat yedim. Düşüncelerimden sıyrılıp elini kafamdan çekerken kaşları seğiren ustamı gördüm.

Bayana dönen ustam:"'Diğer'lerine ulaştın mı?"dedi.

Kafasını iki yana sallayan bayan:"Hayır."dedi.

"Senin burada ne işin var?"dedi ustam.

"Görevdeydim."dedi bayan, yüzüne düşen bir kaç tel saçı kulaklarının arkasına atıp bana bakarken. Kafamı zorla çevirip ona bakmamaya çalıştım.

Ustam arka cebinden bir sigara çıkarıp yakarken her zaman olduğu gibi gözlerim sigaraya kaydı. Ustam arkasını dönmeden başka bir tane daha yakıp bana verdi. Sigarayı alıp derin bir nefes çektim.

Nefesimi bolca duman ile beraber geri verirken bana bakarken yüz ifadesi garipleşen bayanı fark ettim. Ben, bu sefer ne oldu diye düşünürken bayan bakışlarını ustama çevirdi. Ardından kaşları seğirmeye başlarken arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Acıktım ben."dedi bayan.

Ustam kafasını iki yana sallayıp bayanı takip etmeye başlarken kurt, bana kısa ve keskin bir bakış atıp bizden uzaklaşmaya başladı. Kafamı kurttan çevirip bayanın arkasından yürüyen ustama bakarken etrafın çok sessiz olduğunu fark ettim.

En ufak bir canavar yok

Sanki hepsi hiçliğe karışmış gibi

Ustama yetişip arkasından ilerlerken:"Usta."dedim.

"Söyle."dedi ustam.

"Bu bayan kim?"dedim.

Bir süre sessizce ilerledikten sonra konuştu ustam:"Bir başka gelişimci."

"Sizin bir birliğiniz falan mı var usta?"dedim.

Kafasını sallayan ustam:"Evet."dedi. Devam ederek:"Artık sende bu birliktesin."

Heyecanlanıp:"Bir gelişimci olduğum için mi?"dedim ustama.

Yerinde duran ustam kafasını çevirip bana baktı:"Hayır. Sen, benim öğrencim olduğun için."dedi.

Anın heyecanıyla:"Diğer gelişimciler peki usta?"dedim.

Yürümeye devam eden ustam:"Diğer gelişimciler, ölü gelişimcilerdir."dedi.

Ustamın söyledikleriyle içimde aniden korku filizlenmeye başladı. Zorla yutkunup ustamın arkasından ilerledim. Biraz ileride karşılıklı duran sağlam kalmış yapıların ortasında duran bayanı gördüm. 

Bir binanın altında A101 diğerinde BİM. BİM yazısını ve tanıdık mekanı görünce, bunun geçenlerde geldiğim BİM olduğunu hatırladım. Ardından aklıma gelen bayan canavar ile hafiften tırsarken onun hala burada olup olmadığını merak ettim.

Bayan, bir süre kafasını iki yapı arasında çevirip durduktan sonra BİM'e yöneldi. Bayan içeri girmeden ona yetişmek için hızlanırken ustamın bana attığı garip bakışı fark etmedim. Bayanın önüne geçip onu durdurdum.

Ardından kafamı çevirip bana garipçe bakan ustam ve yüzündeki gülümseme ile beni izleyen bayanı gördüm. Onların neden bana böyle baktıklarına anlam veremedim.

"Usta, geçen sana bahsetmeyi unuttuğum bir şey vardı."dedim. Ustam kafasını sallayınca devam ettim:"Beni geçenlerde tek başıma giyimcide bıraktığında temizlik ürünleri almak için buraya gelmiştim."

Bayanın yüzü garipleşir, ustamın ki daha da garipleşirken devam ettim:"Burada ne gördüğüme inanamayacaksınız."dedim, olanları hatırlayıp istemsizce bacaklarıma kısa bir bakış atarken."İçeriden bir kaç parça temizlik ürünü aldıktan sonra çıkışa ilerlerken kasada bir canavar gördüm."

Yüzüm ısınırken devam ettim:"Ondan poşet istemiştim. Ve o da bana poşet verdi. Eşyaları poşete doldurduktan sonra bana böyle yapmıştı."elimi avuç içi yukarı bakacak şekilde uzatıp kapatıp açtım."Yani benden para istemişti. Ve o bir canavar. Tıpkı Muhammed abi gibi."dedim, Muhammed abiyi hatırlamam ile bir iç çekerken.

Bayanın yüz ifadesi iyice garipleşirken ustam ciddileşen ifadesiyle:"Göster bize."dedi.

Kafamı sallayıp camları kırık kapıdan içeriye girdim. Ardından bekleyip bayan ve ustamın girmesini bekledim. Bayan içeri girerken bana, ciddi ve gariplik arasında gidip gelen yüz ifadesiyle baktı.

Kafam karışırken ustam da içeriye girdiğinde, konserve yiyeceklerin bulunduğu bölüme ilerlemeden önce kapının önünden bir sepet aldım. Ustam, kenardan kendine bir şeyler seçerken bayan, ses çıkarmama konusunda en ufak bir çaba göstermeden sağı solu karıştırmaya başladı.

Bayan, beni eliyle yanına çağırdığında ona doğru ilerledim.

"Sepet."dedi bayan, konserveleri karıştırırken. Sepeti uzatıp içini konserve yiyecekler ile doldurmasını izledim. Sepet ağzına kadar dolunca, tüm bunları kim yiyecek diye düşünmeden edemedim. Sepet, bayanın atmaya devam ettiği konservelerle dolup taşarken:"Yeter bu kadar."diyen ustamın sesini duydum.

Bayan, kafasını sallayıp konserve yemekleri sepete atmayı kesti. Ardından bana dönüp gülümseyerek:"Hadi bize şu canavar arkadaşını göster."dedi.

Ulan ben hangi ara arkadaş dedim

Ustam da yanıma gelip bana bakmaya başlayınca kafamı salladım. Ardından kucağımda ki konservelerle dolu sepetle çıkışa doğru yürümeye başladım. Bir iki dönüşten sonra kasa bölümüne geçip etrafıma bakındım. 

Bayan canavar ortalıkta gözükmüyor 

Acaba hala kasada mı

Umarım buradadır

Düşünmeyi kesip hemen arkamdan beni takip eden ustam ve bayanla kasaya doğru yöneldim. Bir kaç adım sonra kasa duvarına sırtını dayamış bir deri bir kemik kalmış canavarı bana bakarken gördüm. Başta biraz korktum ama sonra bir gelişimci olduğumu ve çok güçlü iki insanın arkamda durduğunu hatırlamam ile gülümsedim.

"Merhaba hanımefendi, nasılsınız?"dediğimde, kendime küfretmeme ramak kalmıştı.

Göbekli amca canavara da nasılsın diye sormuştum mal gibi

Düşünmeyi kesip bana boş bakışlarla bakan bayan canavara:"Poşet alabilir miyim acaba?"dedim, kucağımdaki sepeti bandın üstüne bıraktım. Bir kaç saniye daha bana boş boş bakan canavar keskin dişlerini gösterip tıslarken ileriye bir adım atıp elini kaldırmak üzere olan bayanın önüne geçip onu durdurdum.

Bayanın yüz ifadesi garipleşirken canavar, bana doğru avuç içi yukarı bakacak şekilde elini uzatıp kapatıp açmaya başladı. Utanırken buruk bir şekilde gülümsedim.

"Acaba para var mı yanınızda?"dedim, bayan ve ustama. Ustam bana öylece boş boş bakarken bayanın kaşları seğirmeye başladı. 

Ne kadar da yakışıyormuş bu meleğe kaş seğirmesi

Duyduğum tıslama sesiyle hayal dünyama giremeden kendime gelip canavara doğru ellerimi kaldırdım.

"Bunu da borç yazsan olmaz mı?"dedim, zorla gülümseyerek.

Canavar bana bir süre daha bakıp kısık sesle tısladıktan sonra kasanın çekmecesinden bir poşet çıkardı. Ardından poşeti bana uzatırken:"Bir kaç tane daha versen olur mu?"dedim, uzattığı poşeti alırken.

Canavar, küçük bir tıslamadan sonra çekmeceden bir kaç tane daha poşet çıkarıp uzattı. Poşetleri alıp içlerini konservelerle doldurduktan sonra bana ve canavara garip yüzleriyle bakan bayan ve ustam ile çıkış kapısına yöneldik. 

Kapıyı açıp dışarı çıkacakken duyduğum tıslama ile yerimde durup arkama döndüm. Canavar bana bakıp bir iki defa kısa bir şekilde tısladıktan sonra kafamı salladım.

"Paranı getireceğim, söz veriyorum."dedim, ona elimi sallayıp dışarı çıkarken. Dışarıya çıkıp arkamı döndüm. Ve bana sanki gülmemek için kendini zor tutuyormuş gibi bakan, bayan ve garip yüz ifadeli ustamı gördüm.

Ardından boğazımı temizleyip:"Gördünüz. Usta, Muhammed abiyi de sana söylemiştim."dedim. Devam ederek:"Bazı canavarlar, sanırım hala akıl kabiliyetlerini koruyabiliyorlar. Ama onlar büyük ihtimal öldükten sonra canavarlaşmış insanlar. Ve canavara dönüşürken kendi gözlerimle onları gördüm."

Derin nefes alıp veren bayan:"Onu bizde biliyoruz. Ama bu gördüğümüz bayağı bir ilginçti."dedi, ustama bakarken.

Ustam kafasını sallayıp:"Haklısın, dönüşümlerini bende gördüm. Toz bulutu tarafından canavara dönüştürülen ölü insanlar bunlar. Ama bu içerideki canavar..."dedi ve yüz ifadesi sertleşirken bayana baktı.

Ustamın ne düşündüğünü anlıyormuş gibi bayanın da yüz ifadesi olabildiğince sertleşirken:"Bir sonraki şama."dedi.

Kafasını sallayan ustam:"Evet. Büyük ihtimalle böyle işliyordur."dedi ustam. 

Ustamın ve bayanın ne hakkında konuştuklarına dair en ufak bir fikrim yoktu. Ustama bakıp:"Neyden bahsediyorsunuz usta?"dedim.

Ustam bana bakıp:"Yakında öğreneceğiz"dedi. Kafam karışmaya başlarken ustamın çaldığı ıslıkla bir anda arkamda devasa bir şeyin gölgesi belirdi. 

Ulan 

Ne meraklı çıktı bu kurt arkamda belirmeye

Arkamı dönüp bana keskin dişlerini gösteren kurdu gördüğümde irkilip bir iki adım geri çekildim. Ardından ustam kurda yaklaşırken elini kurdun kafasına koyup gözlerini kapattı. Bir kaç saniye sonra gözlerini açtığında, kurt kafasını sallayıp ortadan kayboldu. 

Ustam derin bir nefes alıp verdi. Ardından bayana bakarak:"Ruhsal algını yayabiliyor musun?"dedi.

Kafasını iki yana sallayan bayan:"Hayır."dedi. Siyah kırmızı toz bulutlarına bakıp:"Nedeni bu olabilir."

"Başka bir açıklaması yok."dedi ustam.

Kafam, ustam ve bayanın anlamlandıramadığım konuşmalarıyla karışmaya başlarken bayan kafasını bana çevirdi.

"Ona bilmesi gereken her şeyi anlattın mı?"dedi bayan, bakışlarını ustama çevirirken.

Ustam kafasını iki yana sallayıp:"Hepsini değil."dedi.

"Tamam."dedi bayan, bakışlarını tekrar bana çevirirken:"Önce yemek yiyelim sonra sana bilmen gereken her şeyi anlatacağım."

"Bana neyi anlatacaksınız acaba hanımefendi?"dedim, meraklanırken.

"Hanımefendi değil."diyen bayan, yürüyüp önüme geldi. Ardından elini uzatıp gülümsedi.

Bir süre boyunca boş boş eline baktıktan sonra elini havaya kaldırdı bayan. Ardından el inişe geçip kafama indi. 

Bu sefer ne yaptım diye düşünürken bayan tekrar elini uzatıp:"El sıkmasını bilmiyor musun?"dedi, soğuk yüz ifadesiyle.

Bayanın söyledikleriyle utançtan ısınmaya başlayan yüzümü başka tarafa çevirip:"Özür dilerim."dedim.

"Özür dileyerek mi özür diliyorsun?"diyen bayana, hala sıcak olan yüzümle dönüp baktım. 

Ardından gülümsedim.

Elimi uzatıp elini nazikçe sıktım.

"Merhaba, ben Serdar. Tanıştığımıza memnun oldum."dedim, bayanın elini sıkmaya devam ederken.

Nazikçe gülümseyen bayan:"Merhaba, bende Ay. Ve bende tanıştığımıza memnun oldum Serdar."dedi.