Bölüm-28 Merhaba İlginç Küçük Kardeş

avatar
511 7

Başlangıç - Bölüm-28 Merhaba İlginç Küçük Kardeş




"Aman aman, hayvanlaştın mı yine sen?"


Kanlı gözler ve vahşi yüz ifadesiyle kafasını sesin yankılandığı yere doğru çevirdi Barlas. 


Zifiri siyah uzun saçlar, mavinin en derin rengine sahip gözler, 1.85'lik boyu, kar beyazı tenli, dünya güzeli denilebilecek bir yüz ve fit vücuduyla üstündeki tertemiz siyah uzun bir elbise giyen bayana bir kaç saniye öylece baktı.


Ardından bayanın elindeki Serdar'ı gördüğünde:"Yardım et, lütfen."dedi Barlas, vahşi yüz ifadesi düzelmeye başlarken.


Bayan, bakışlarını yerde titrerken ağzından kanlar akan kemikleri kırılmış kurda bir kaç saniye baktı.


"Onun emanetine, böyle mi muamele ediyorsun?"dedi bayan, Barlas'a doğru ilerlerken. Barlas titremeye başlayan elini kurttan geri çekerken söyleyebilecek hiç bir şeyi yok. Ardından Serdar'ı Barlas'a fırlatan bayan:"Yeni ve 'ilginç' kardeşimiz bu mu?"dedi.


Bayan, kaos enerjisiyle kaplanmaya başlayan elini yukarıya kaldırdığında kafasını sallamakla yetindi Barlas. Bayanın elindeki kaos enerjisi büyüyüp burgaç gibi dönerken etraftaki siyah kırmızı toz bulutlarını vakum gibi çekmeye başladı.


Burgaç büyümeye devam edip yeterince toz bulutunu çektiğinden emin olan bayan, elini kurdun sırtına doğru yavaşça indirdi. Ardından toz bulutuyla kaplı kaos enerjisi tüm kurdun bedenini kaplayacak şekilde yayılmaya başladı. 


Bir süre bu şekilde durduktan sonra elini kurdun sırtına sertçe yapıştırıp tüm kaos enerjisi ve toz bulutunun kurdun bedenine girmesini sağladı. Kurt bir süre daha titredikten sonra koca bir avuç dolusu kaos enerjisi ve cehennemim mavi ateşini tükürdü. 


Bedenindeki kırıklar yavaş yavaş iyileşmeye başlarken gözlerini aralayan kurt, sırtındaki elin sahibine baktı. Ardından bir kurt yavrusu misali uluyup kafasını bayana sürtmeye başladı. Bayan diğer elini kaldırıp kurdun kafasını okşarken nazikçe gülümsedi.


"Merhaba Kao-che. Bayağıdır görüşemedik değil mi?"dedi bayan, kurdun bacakları tamamen iyileşirken. Kurt, ayağa kalkıp kafasını yavaşça sallarken bir yavru gibi bayanın etrafında dönüp iyileşmiş kuyruğunu sallamaya başladı. 


Olanları sessizce izleyen Barlas, kurdun yeniden ayağa kalkıp bir yavru gibi bayanın etrafında döndüğünü gördüğünde etrafında ki soluklaşmış cehennemin mavi rengindeki hava akımı bedenine geri çekildi. Ardından kızaran gözlerini başka bir yere çevirip:"Teşekkürler."dedi. 


Barlas'ın sesini duyan kurt bayanla oynamayı kesip acı bir şekilde uludu. Ardından kafasını çevirmiş olan Barlas'ın yanına gidip kafasını bedenine sürtmeye başladı. 


"Peki, şimdi bana bir açıklama borçlusun."dedi bayan, önce yukarıdaki toz bulutunu gösterip sonrada Serdar'ı gösterirken.


"Sadece bir tahmin."dedi Barlas, yakınlarda giyimci var mı diye bakınmaya başlarken.


Kollarını göğsünde kavuşturan bayan:"Dinliyorum."dedi.


Biraz ilerideki sağlam kalan yapılara doğru ilerlemeye başlayan Barlas:"Önce üstüme düzgün bir şeyler giyeyim."dedi. 


Kafasını sallayan bayan"Peki."dedi. 


Ardından kurt ile beraber Barlas'ın peşinden ilerlerken:"Bu arada, diğer kolun nerede?"dedi, yüz ifadesi hafiften garipleşen bayan.


Duyduğu kelimelerle yerinde durdu Barlas. Bir süre boyunca o şekilde kıpırtısız durduktan sonra hiç bir şey söylemeden yürümeye devam etti. Barlas'ın cevap vermeden yürümeye devam ettiğini gören bayan, kafasını kurda çevirip:"Sen biliyor musun Kao-che?"dedi, kurdun kanla kaplı tüylerini umursamadan okşarken.


Bir süre boyunca düşündükten sonra hırlamaya başlayan kurt, kafasını yavaşça salladı. 


"Oh, yaşıyor mu peki?"dedi bayan, yüz ifadesi iyice garipleşirken.


Kurt kafasını iki yana salladığında bakışlarını Barlas'a çevirdi bayan. Barlas, kan revan içindeki bedeni ve üstündeki yırtık pırtık kıyafetlerle artık eski Barlas gibi gözükmüyordu bayana. Boş şeyler düşünmeyi kesip kafasını iki yana salladı bayan.


Yıkıntıların arasında sağlam kalan bir giyimcinin önüne geldiklerinde Barlas, elindeki Serdar'ı yere bıraktı.


"Ben gelene kadar sana emanet."diyen Barlas, giyimcinin içine girdi. 


"Hay hay."dedi bayan, Barlas içeri girerken. Ardından yerdeki Serdar'ın yanına gidip onu baştan aşağı süzdü. Bir süre Serdar'ı süzdükten sonra kafasını kurda çevirdi. Bayanın kendisine baktığını gören kurdun dudakları yavaş yavaş kavislenmeye başlarken Serdar'ın bacağına küçük bir kesik attı.


Serdar'ın en ufak bir tepki vermeden uyumaya devam ettiğini gören bayan, eğilip elini Serdar'ın karnının üstüne koydu. Ardından gözlerini kapattı. Bir kaç saniye sonra gözleri açılınca, içlerinde şaşkınlık belirtileri vardı.


"Oh, bak sen. Tesadüf olamazsın değil mi?"kendi kendine konuştuktan sonra Serdar'ı dürtmeye başladı. Onu bir kaç defa dürttükten sonra tepki vermediğini gören bayan, Serdar'ın alnına fiske atmak için elini uzattı. Ama parmağı, Serdar'ın alnına bir santim uzaklıktayken yankılanan patlama sesiyle giyimcinin içinden bir şey uçmaya başladı.


GÜÜÜÜÜÜÜMMMMMM


Uçan şey, bayan ve Serdar'ın kafalarının üstünden uçup geçerken bu sefer yankılanan tiz çığlıkla kafasını aşağıya çevirdi. Dehşete düşmüş yüz ifadesiyle uyanmış Serdar'ı gören bayan, nazikçe gülümseyip:"Merhaba, ilginç küçük kardeş."dedi.


 


Bir şeyler beni kesti, sanırım


Ama uyumak istiyorum


Beni kesen şeyi umursamadan uyumaya devam ettim


Ardından birinin karnıma elini koyduğunu hissettim


Ahh hadi ama


Şurada uyumaya çalışıyorum


Bir süre boyunca karnımda duran el geri kalktı


Ohh be 


Salın beni uyuyayım


Tam uykunun en güzel noktasına kapılacakken 


Bu sefer birileri beni dürtmeye başladı


Yetti ama ha


Dürtülmeye devam ederken gözlerimi açıp açmama konusunda düşünmeye başladım


Bir süre boyunca düşündükten sonra her kim yapıyorsa beni dürtmeyi kesince 


Bende uykuma kaldığım yerden devam ettim


Tekrar tam uykuya dalacakken bu sefer gelen patlama sesiyle irkilip gözlerimi açtım. Ve üstüme doğru uçuyormuş gibi görünün dev bir beden gördüğümde ağzımdan kaçan tiz çığlığı engelleyemedim. 


Dev beden uçmaya devam ederken:"Merhaba, ilginç küçük kardeş."diye bir ses duydum. İrkilip sesin sahibine baktığımda öylece dondum.


Bu


Bu nasıl olabilir


Bir canlı nasıl bu kadar


Güzel olabilir


Elimi kaldırıp yüzüme bir tokat attım, belki bir rüyadır bu gördüklerim diye. Ama hala daha bana bakan güzel şeyin gözlerimin önünde olduğunu gördüğümde kımıldamadan ona bakmaya devam ettim.


Bayana mal mal bakıp onun ne kadar güzel olduğu hakkında derin düşüncelere dalarken tekrar dürtüldüğümü hissettim. Kımıldamadan izlemeye devam ettim. Ve tekrar dürtüldüm. Sürekli ve sürekli hem uykumda hemde şuanda güzel anımın içine eden dürtülme hissinden sıkılıp onu durdurmak için elimi uzatıp tuttum.


Bu sanırım bir parmak


Parmağı kımıldamaması için sıkıca tutup yüzümde beliren gülümseme ile bayanı izlemeye devam ettim. Tuttuğum parmak kımıldamaya başladı. Ama ben umursamadım. 


"Bıraksan artık."


Bayanın konuşmasını umursamadan yüzümdeki gülümseme izlemeye devam ettim. Parmak bir kaç defa daha kımıldadıktan sonra bayanın yüzündeki gülümseme silinmeye başladı. Ardından görüşüme giren bayanın diğer elinin havaya kalkışını izledim. Ve el, bir tokat şeklinde yanağıma doğru indi.


ŞLAAAAAPPP


Yediğim tokatla havaya savrulup bir yere sert bir şekilde gömülürken görüşüm karardı.



Bayan, az önce tutulan elini hafifçe silkeleyip ayağa kalktı. Ardından giyimcinin içinde ki duvara baygın bir şekilde gömülen Serdar'a baktı.


"Kafasında sıkıntı var sanırım."kendi kendine konuşurken bedenindeki kurumuş kanların üstüne yeni kıyafetlerini giymiş Barlas, kapının önüne gelip durdu. Ardından yüzündeki tokat izi ve dudaklarında ki gülümseme ile kıpırtısız bir şekilde duvarın içine gömülmüş Serdar'a baktı.


Elindeki çantayı bayana fırlatırken"Niye vurdun ona?"dedi Barlas.


Bayan elini kaldırıp parmağını gösterirken çantayı yakaladı.


"Parmağımı bırakmadı."dedi bayan. Ardından yüz ifadesi üzgünleşirken"Ona bırakmasını söyledim ama ben."


Barlas, bayanın saçma cevabını umursamadan duvara gömülmüş Serdar'ın karnına elini koyup gözlerini kapattı. Ardından gözlerini açıp Serdar'ı duvardan çıkardı. Ve onu sallamaya başladı.


"Yeter bu kadar uyuduğun. Uyan hadi."dedi Barlas, Serdar'ı sallamaya devam ederken.




Yediğim tokatla kendimi başka bir dünyada bulmuştum 


Karanlık bir dünya


Ama ben bunları umursamadım


Yüzümdeki gülümseme ile bayanın ne kadar güzel olduğu hakkında düşünmeye devam ettim



"Yeter bu kadar uyuduğun. Uyan hadi."


Birinin beni tutup sallamaya başladığını hissettim. Keyifsiz bir şekilde zar zor gözlerimi açarken başımın döndüğünü hissettim. Ardından ustamı, bana soğuk yüz ifadesiyle bakarken gördüm.


Ustam


En son ne olmuştu


Sanırım 


Ustama bir kaç saniye baktıktan sonra bayılmadan önce olan her şeyi hatırlamaya başladım. Ve ustamın, yüzü beyazlaşırken ağzından kan aktığını hatırlamam ile kendimi kötü hissetmeye başladım.


Sanırım benim yüzümdendi


Kafamı yere eğip:"Özür dilerim usta."dedim,kısık sesle.


Derin bir nefes veren ustam:"Kendine geldin mi?"dedi, beni bırakırken.


"Evet usta."dedim.


"İyi, üstüne bir şeyler giy şimdi."dedi ustam, arkasını dönerken.


Ustam biraz ilerideki kapıdan dışarı çıkarken kapının yan tarafında açılmış, biri büyük biri küçük olan delikleri gördüm. Bir kaç saniye deliklere baktıktan sonra birinin benim tarafımdan açıldığını anımsadım.


Az önceki Melek bayan


Bayan aklıma gelir gelmez, delikten bir şeyin bana baktığını fark ettim.


"Ah, uyandın mı sen bakayım?"diyen, melek yüzlü bayanı gördüm. Bayanın güzelliğine tekrar dalmak üzereyken yediğim tokadı hatırlamam ile istemsizce yanağımı tuttum. Ardından arkamı dönüp hafiften boğazımı temizledim.


"M-merhaba, az önce olanlar için üzgünüm."dediğimde yüzüme sıcaklık yayılmaya başladı. Bir kaç saniye bekleyip bayandan her hangi bir yanıt gelmeyince, etrafa dağılmış kıyafetleri fark ettim. 


Kendi kendime kafamı sallayıp yerden bir kaç parça 'Siyah' kıyafet alıp köşedeki kabinlerde üstümü değiştim. Üstümdeki yırtık pırtıkları indirince bedenimin, sanki biraz cılızlaştığını fark ettim. Ayrıca kendime dikkatli bakınca, ten rengimin hafiften solduğunu fark ettim.


Niye böyle göründüğüm hakkında düşünürken üstümü değiştirip kapının önüne geldim. Ve melek yüzlü bayanı hemen dibimde gülümserken gördüm. 


Ohh


Sen nasıl bu kadar güzel olabilirsin ki


Onun güzelliğine tekrar dalarken omzuma hafifçe dokunup içeriye yöneldi. Ben hayal dünyama dalıp bayanın ne kadar güzel olduğu hakkında düşünmeye başlarken arkamdan biri bana seslendi.


"İlginç küçük kardeş, orada daha ne kadar duracaksın?"


Arkamı dönüp baktığımda bayanın bana gülümseyerek baktığını fark ettim. Ama sanki biraz değişmişti. Az önce beline kadar uzayan açık saçlarıyla üstünde siyah bir elbise giyiyordu. Şimdi saçlarını toplayıp bağlamış ve fazla dar olmayan, siyah bir pantolon ve t-shirt giymişti.


Ama güzelliğinden en ufak bir şey kaybetmemişti


Bayanı yeni kıyafetleriyle ölçüp biçerken bakışlarını arkama çeviren bayan:"Bunun kafasında sıkıntı mı var dı?"dedi, yüzündeki gülümseme tekrar silinirken.


Bir anlığına bayanın silinen gülümsemesine baktıktan sonra aniden aklıma gelen düşünceyle tırstım. 


Bu bayan da bir gelişimci olabilir mi


Arkamı dönüp ustamın yanına giderken:"Özür dilerim, bilerek yapmıyorum."aslında belki birazcık bilerek yapmış olabilirim.


Kafasını iki yana sallayan ustamın yanına gelip köşede uzanırken bana keskin bakışlar atan kurdu gördüm. 


Ehh


Ben buna bir şey mi yapmıştım


Kurdun neden bana, beni yiyecekmiş gibi baktığına anlam veremeyerek elimi kaldırıp salladım.


"Merhaba Kao-che, görüşmeyeli nasılsın."


Ohh


Hoho


Ben 


Korkak olan ben


Hangi ara 


Beni yiyecekmiş gibi bakmaya başlayan devasa bir kurda elimi sallayıp selam verecek kadar cesaretlendim


Titremeye başlayan elimi indirip kafamı yere eğerek ustamın arkasına geçtim. 


"Hayatta kalan kimseyi gördün mü ?"dedi ustam, bayana bakarken.


Kafasını iki yana sallayan bayan:"Kimse yok."dediğinde kafama dank etti. 


Harbiden


Neden şimdiye kadar yaşayan kimseye denk gelmedim


Yaşayan birilerinin olması gerekiyor değil mi


Şimdiye kadar yaşayan hiç bir şey görmedim 


Bir hayvan bile


Tabi şu kurt hariç


O zaman ben


Neden yaşıyorum


Derin düşünceler eşliğinde ustama bakıp:"Usta."dedim. Ustam kafasını sallayınca devam ettim.


Bayana bakıp:"Sanırım hanımefendi de bir gelişimci."dedim. Bayan gülümserken devam ettim."Neden siz gelişimciler hariç yaşayan kimseye denk gelmedim şimdiye kadar?"dedim, inanmak istemediğim türde düşünceler aklıma akın ederken.


Bayan daha tam gülümseyemeden söylediklerim ile yüzündeki gülümseme silindi. Ustama bakıp yüz ifadesinin sertleştiğini gördüğümde:"Ben, neden yaşıyorum usta?"dedim, korkmaya başlarken.


Ustam hiç bir şey söylemeyince devam ettim.


"İnsanlar ölürken ben, sizin gibi gelişimci değildim. Peki herkes ölürken ben, neden hala yaşıyorum."kafama akın eden, beni çıldırtacak kadar saçmalık derecesinde düşüncülerle kafamı yukarı kaldırıp her yere dağılmış toz bulutuna baktım.


Bu olamaz değil mi


Gökyüzü parçalanmadan önce gördüğüm rüya


Uyandığımda herkes ölmüştü


Ama ben yaşıyordum


Ben


Benim yüzümden olmuş olamaz


Değil mi










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44544 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr