Bölüm-27 Hiç İyi Değil

avatar
517 7

Başlangıç - Bölüm-27 Hiç İyi Değil




Barlas, mağaranın içinde bağdaş kurup oturdu. Ardından bakışlarını elindeki kaos topunun içinde olan kan damlasına çevirdi. Bir süre boyunca baktıktan sonra:"Hadi, içinde ne saklıyormuşsun görelim."dedi. Ardından gözlerini kapatıp bedeninden yayılan kan kırmızısı hava akımını eline doğru yönlendirdi.


Hava akımı elinin etrafında toplanıp burgaç şeklinde dönmeye başladı. Burgaç sıklaşıp küçülürken Barlas'ın alnında ter damlacıkları belirmeye başladı. Geçen bir kaç dakikanın ardından Barlas'ın tüm bedeni ter içinde kalırken aniden çatılan kaşlarıyla gözlerini açıp dışarıya baktı.


Yerinden kaybolup tekrar belirdiğinde yerde ağzı açık bir şekilde titreyen Serdar'ın yanındaydı. Ardından geri tepmesini yiyeceğini bile bile elindeki kaos topunu, içindeki kan damlasıyla beraber dağdan aşağıya doğru gönderdi.



Ardından elini kaldırıp Serdar'ın midesine bastırdı:"Sana, başka bir şeyler düşünmeden sadece meditasyon yapmanı söylemiştim."


Devasa canavarla yaptığı savaştan kalma yaralar daha tam iyileşmeden Barlas, Serdar'ın gelişim merkezini dengeye sokmak için tüm gücünü kullanırken yüzü beyazlaştı. Ardından başı dönerken dudaklarının arasından kan sızmaya başladı.


Kontrolünü kaybetmemek için dişlerini sertçe birbirine yapıştırırken eski yaraları tekrar nüks etmeye başladı. Bir süre boyunca eski yaraların acısına ve baş dönmesine karşı koyduktan sonra elini Serdar'ın midesinden çekip rahat bir nefes verdi. 


Tüm olanları sessizce izleyen kurt, kan kusarken geriye doğru sendeleyen Barlas'ın düşmemesi için kuyruğuyla onu nazikçe tuttu.


Ardından kendisine kafasını sürten Kao-che'nin başını okşadı:"Sorun yok oğlum, geçti."dedi. Kafasını çevirip yerde baygın yatan Serdar'a baktı:"Ölmediğin için kendini şanslı say genç adam."


Barlas konuşmasını bitirdiğinde kurt, aniden kafasını çevirip uzaklara baktı. Ardından hırlamaya başlayan kurt, Barlas'a nazikçe yere indirip ona kısa bir şekilde uludu. Barlas'ın kaşları çatılırken çok uzaklarda, dağ ve tepelerle dolu alanda yavaş yavaş kırmızı siyah toz bulutunun toplanmaya başladığını fark etti. 


Sağına soluna baktığında da aynı şekilde uzaklarda toz bulutunun toplandığını gören Barlas:"Kao-che dağın tepesine çık ve etrafa bak."dedi, Serdar'a doğru yönelirken. Kurt, bir kaç sıçrayışta dağın tepesine ulaşıp etrafına baktığında neredeyse her yerin toplanmakta olan toz bulutlarıyla kaplı olduğunu gördü. 


Ardından Serdar'ı mağaranın içine taşıyan Barlasın yanına bir kaç sıçrayışta ulaştı kurt. Barlas, hırçınlaşmaya başlayan kurdun kafasını iki yana salladığını gördüğünde:"Kaçacak bir yer yoksa, burada savaşacağız"dedi, Serdar'ı mağaranın içine yerleştirirken.


Mağradan çıkıp tüm görüş alanını kapatmaya başlayan toz bulutuna soğukça baktı. Ardından bakışlarını saldırmaya hazırlanan kurda çevirdi. Kurdun kan kırmızısı gözleri siyahlaşmaya başlarken Barlas'a bakıp bir kaç defa kısa bir şekilde hırladı.


"Berabe...."Barlas'ın konuşmasını tamamlamasına izin vermeden bir sıçrayışta dağdan kaybolup kırmızı siyah toz bulutlarının hemen ilerisinde belirdi. Ardından göreni korkudan titretecek bir şekle bürünen yüz ifadesi ile toz bulutlarının arasından zar zor görünen kocaman bedenlere hırladı. 


Kocaman bedenler toz bulutunun arasından çıkar, kurt pençelerini yere gömüp ortadan kaybolurken az önce durduğu yer parçalara ayrılıp havaya savruldu. Ardından esen küçük bir rüzgarla taş ve toprak parçaları toza dönüştü.



ĞĞĞRRRRRAAAAAAAHHHHHHRRRRRRRR



ĞĞĞRRRRRAAAAAAAHHHHHHRRRRRRRR



Ardından yankılanan kükremeler ile kesik beden parçaları ve kafalar havaya uçmaya başladı. Barlas, kurdun toz bulutunun arasına dalıp dev canavarları parçalara ayırmayısını çatılı kaşlarıyla izledi. Ardından derin bir nefes alıp yere bağdaş kurarak oturdu. Kurdu izlemeye devam ederken nefes alma egzersizlerine başladı.


Kurt, yönünü değiştirip dağa yaklaşmaya başlayan toz bulutunun arasına daldı. Kısa bir kaç saniyenin ardından dağa yaklaşmakta olan toz bulutu dağıldı. Neredeyse tanınmayacak halde olan dev canavarların beden parçalarını arkasında bırakan kurt, kanlı ağzını açıp diğer toz bulutlarına doğru atılırken kükredi.


GGGRRRRRRRAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞRRRRR


Kurt, nereden geçerse geçsin, hangi toz bulutuna giderse gitsin, yankılanan kükremelerle kesilen beden parçaları dört bir yana savrulurken toz bulutları dağılmaya başladı. Toz bulutları yavaş yavaş azalmaya başlayıp arkasındaki boş araziyi gözler önüne sererken bir kükreme yankılandı.


ĞĞĞĞRRRRRRAAAAAAAAAAĞĞĞĞRRRRR


Yankılanan dehşet verici kükreme ile Barlas ve Serdar'ın bulunduğu dağın tüm çevresinde ki toz bulutları aniden ilerlemeyi kesip gerilemeye başlarken kurt, kıyım gerçekleştirdiği, dağılmaya başlayan toz bulutundan tamamen kanla kaplı bedeniyle ağır adımlarla çıktı.


Ardından ortadan kaybolup dağın biraz ilerisinde belirdi. Toz bulutlarının oldukları yerde durduğunu gördüğünde, dört uzvunu da yere gömüp çömeldi. Etrafta ne kadar siyah kırmızı toz bulutu varsa hepside kurda doğru süzülüp ön ayaklarının etrafında burgaç şeklinde dönmeye başladı. Burgaç küçülüp sıklaşırken ön ayaklarını havaya kaldırdı.


Burgaç kurdun ön ayaklarının içine emilip kaybolurken az önce yankılanan kükremeden aşağı kalmayacak bir şekilde kükredi kurt. Ve ayaklarını yere gömdü.


ĞĞĞĞĞĞĞĞRRRRRRRAAAAAAAAAAAAĞĞĞĞRRRR


GÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMMMMMM


Kurdun ön ayakları yere gömülürken arkasında ki dağ hariç, yayılmaya başlayan siyah kırmızı şok dalgasıyla taş ve toprak zemin katman katman parçalanıp havaya savruldu. Şok dalgası ilerleyip yerlerinde duran tüm toz bulutlarına çarparken yankılanan acınası kükremelerle dev bedenler kıymaya dönüştü.


Şok dalgası, etrafta ki tüm toz bulutlarını geriye savurup onları dağıtmaya devam ederken savrulan bir yumruk darbesiyle şok dalgası cam gibi parçalandı. Etrafında dönen toz bulutuyla üçüncü aşama devasa canavar, savurduğu yumruğunu geri çekip dümdüz olmuş alanın ortasında ki kesik nefesler alan kurda bakıp hırladı.


Kurt, devasa canavara kükreyip atılmadan önce sağlam kalan dağa göz ucuyla kısa bir bakış attı. 


Kurt devasa canavara doğru atılırken Barlas, ayağa kalkıp mağaraya kısa bir bakış attı. Ardından dağın tepesine bir sıçrayışta çıkıp dağa çok yaklaşmış toz bulutlarına baktı. Elini kaldırıp etraftaki kaos enerjisini toplamaya başladı. Kaos enerjisi burgaç şeklinde dönerken küçülüp sıklaşmaya başladı. Barlas'ın elindeki burgaç, kaos topuna dönerken elini toz bulutlarına doğru çevirdi. Ardından bedeninden yayılmaya başlayan kan kırmızısı hava akımı kaos topuna ilerleyip onunla birleşmeye başladılar. Kaos topunun boyutu artarken Barlas'ın yüzü beyazlaştı.


Ardından Barlas, daha fazla kontrol edemeyecekmiş gibi elindeki kaos topu titremeye başladı. Dişlerini sıkan Barlas, elini hafifçe ileri ittirip kaos topunu toz bulutlarına doğru gönderdi. Kaos topu, Barlas'ın elinden ayrılırken etrafa kan kırmızısı bir renk yaymaya başladı. Ardından kaos topu toz bulutunun içine girdiğinde, dünyanın rengi bir anlığına kan kırmızısına döndü. Daha sonra gerçekleşen patlamayla tüm toz bulutlarını içine alacak büyüklükte kan kırmızısı bir burgaç oluşmaya başlarken her yer sallandı.


BOOOOOOOOOOMMMMMMMM


Burgaç önüne gelen gel her şeyi bir vakum gibi içine çekerken kaşları çatılan Barlas:"Hiç iyi değil."dedi. Kafasını çevirip dağdan aşağıya atladı. Mağaraya yönelirken tüm dağın sallanıp üstünde çatlaklar belirdiğini fark ettiğinde içinden küfretti. Mağara yıkılıp tüm dağ burgaç tarafından parçalanıp çekilmeden önce Serdar'ı kaptığı gibi mağaradan dışarıya uçtu Barlas.


Barlas, taşıdığı Serdar ile beraber dümdüz olmuş alana düşerken arkasına bakmadan ileriye doğru koşmaya başladı. İleride devasa canavarla savaşan kurdu gördüğünde:"Kao-che, gidelim."dedi yüksek sesle.


Kurt, devasa canavardan gelen pençe darbesini savuşturarak kuyruğuyla ona vurdu. Devasa canavar havaya savrulup uzaklara uçarken kendisine seslenen Barlas'a göz ucuyla baktı kurt. Serdar'ı taşırken koşan Barlas'ın arkasından, tüm dağı parçalayıp içine çeken devasa büyüklükte kan kırmızısı burgacı gördüğünde tereddüt etmeden havada uçmaya devam eden devasa canavara doğru atıldı.


Kurt, devasa canavarı kuyruğuyla tutup sertçe sıkarken arkasını dönüp büyümeye devam eden kan kırmızısı burgaca doğru atıldı. 


"KAO-CHE, SANA GİDELİM DEDİM."bağıran Barlas, kurdun onu dinlemeden devasa canavarın bedeniyle kan kırmızısı burgaca doğru atıldığını gördüğünde gözleri kanlanmaya başladı.


Kao-che burgaca yaklaşırken kuyruğundaki devasa canavar vahşi bir kükreme savurup onun kuyruğunu keskin dişleriyle ısırdı. Gelen acıyı umursamayan kurt, burgaca biraz daha yaklaşırken aniden yerinde durup gelen momentum ile kendi etrafında dönmeye başladı. Bir kaç defa kendi ekseni etrafında döndükten sonra kuyruğundaki devasa canavarı tüm gücüyle burgaca doğru fırlatırken kükredi.


ĞĞĞĞĞĞRRRRRRAAAAAAAAĞĞĞRRRRR


Devasa canavar bir roket gibi uçup burgaç tarafından çekilirken kurt, yarısı kopmuş kuyruğunun acısını umursamadan arkasını dönüp Barlas'a doğru atıldı. Barlas, kurdun kendisine doğru yaklaştığını gördüğünde havaya zıpladı. Kurt, Barlas'ı havada sırtına aldığı gibi ortadan kaybolup bir kaç yüz metre ileride belirdiğinde şimşek kadar hızlı bir şekilde koşmaya başladı.


Kurt, burgaçtan bir kaç kilometre uzaklaşmışken bir kaç yüz metre yüksekliğe erişen devasa burgaç titremeye başladı. Titreme kesildiğinde son derece hızlı bir şekilde küçülmeye başladı burgaç. Bir kaç saniye içerisinde boyutu bir kaç metreye inen burgaç küçülmeyi kesti. Ardından tüm şehir bir anlığına kan kırmızısı bir renge büründü. 


Barlas, arkasına bakmak için kafasını çevirdiğinde yüzüne çarpan sıcak havayla gördüğü manzara, içini titretecek cinstendi. Biraz önce durduğu dağ ile beraber her şey hiçliğe karışmıştı. Küçük burgaç hariç.


Barlas, kolunun arasına sıkıştırdığı Serdar ile kurda sıkıca tutunurken gözleri iyice kanlanmaya başladı.


"Bu kadar güçlü olacağını bilseydim, belki de o gün.."Barlas, konuşmasını tamamlayamadan burgacın üstünde beliren çatlaklar ile kulaklarından kan akmasına neden olacak çatırtı sesleri gelmeye başladı.


ÇAAAAAAATT


Burgacın üstündeki çatlaklar artarken:"Daha hızlı oğlum."dedi Barlas, kurda. Kurt, etraftaki seyrek toz bulutlarını kendine çekmeye başlarken hızını arttırmaya başladı. Burgaçtan bir kaç on kilometre uzaklaştıklarında tüm şehrin titremesine neden olacak bir patlama gerçekleşti


BOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOMMMMMMMMMMMMMM


Kan kırmızısı burgaç patlarken içindeki elektrik kıvılcımlarıyla dolu bir şok dalgası yayılmaya başladı. Şok dalgası, son derece hızlı bir şekilde ilerleyip önüne gelen her şeyi küle dönüştürürken  kurda yaklaşmaya başladı.


"İyi değil. HIZLAN KAO-CHE, HIZLAN." şok dalgasının önüne gelen her şeyi yok edip kendilerine yaklaştığını gören Barlas, kükredi. Kurt, etrafındaki toz bulutunu ayaklarına yönlendirirken bir kaç yüz metre ileride uçurum belirdi.


Şok dalgası kurdun kuyruğuna değip bir parçasını hiçliğe karıştırırken, bacaklarına emilen siyah kırmızı toz bulutuyla ayaklarını yere gömen kurt, ortalıktan kayboldu. Bir kaç kilomtre ileride havada belirirken dümdüz uçmaya devam etti. Kurt, havada uçmaya devam ederken şok dalgası yavaş yavaş etkisini yitirip hiçliğe karışmadan önce son bir patlama daha gerçekleşti.


BOOOOMMMMMM


Ama bu seferki patlama, sadece içten dışa daire şeklinde yayılan bir hava akımı yarattı. Kurt, kendisine çarpan sert hava akımıyla dengesini kaybedip sırtındaki Barlas ve Serdar toz bulutlarının arasından düşmeye başladı. 


GÜÜÜÜMMM


Büyük bir toz bulutu eşliğinde yere düşen kurdun sırtında ki Barlas ve Serdar ayrı yönlere doğru savruldu. 


Barlas, kafasını iki yana sallayıp gömüldüğü yerden çıkarken ayaklarındaki tüm kemikleri parçalanıp dışarı çıkmış kurdu gördü. Gözleri kanlanırken kurda doğru koşup kaos enerjisi ile kaplanmaya başlayan elini kurdun sırtına bastırdı.


"Kao-che oğlum, bana bak."dedi titreyen kurduna. Kurt, zorla kafasını çevirip Barlas'a kısa bir şekilde uluduktan sonra gözleri kapandı. Etrafında kan kırmızısı hava akımı belirmeye başlayan Barlas, tüm gücünü, kurdunu iyileştirmek için toplamaya başladı. 


Kısa bir süre boyunca gücünü toplayıp etrafındaki kan kırmızısı hava akımı cehennemin en derin mavi rengini bürünürken hava akımını, etraftan kaos enerjisi çeken eline doğru yönlendirdi. Ardından yavaş yavaş elindeki gücü kurdun bedenine göndermeye başladı.


Güç, Barlas'ın yönlendirmesiyle kurdun bedenine girerken titremeye başladı kurt. Kurdun titremesi artarken siyah kırmızı renkte kan kusmaya başladı. Gözleri kandan görülemeyecek noktaya kadar kızaran Barlas:"Neden, kabul etmiyor."dedi, çıldırmanın eşiğine gelirken.


Barlas, kanlı gözleriyle kurdunu iyileştirmeye çalışırken duyduğu hırlama ve kükreme sesleriyle kafasını etrafta toplanmaya başlayan canavarlara çevirdi. Biraz ilerideki harabe yapının arasına gömülmüş Serdar'ı çıkaran canavarları gördüğünde, tıpkı eskiden olduğu gibi bir şeylerini kaybetme acısını tekrar hissetmeye başladı.


Canavarlar, Serdar'ı gömüldüğü yerden çıkardıkları gibi arkalarına bakmadan kaçmaya başladılar. İkileme giren Barlas, bir yerde titrerken ağzından kan akan kurda bir canavarlar tarafından kaçırılan Serdar'a bakarken ağzının kenarından kan sızmaya başladı. Ardından kandan kıp kırmızısı kesilmiş gözleriyle kafasını geriye atıp vahşi bir yaratık gibi kükredi.


ARRRRRRRRRGGGGGGGGGHHHHHHHHH


Barlas'ın kükremesinin ardından bir ses duyuldu.


"Aman aman, hayvanlaştın mı yine sen?"









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44543 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr