Bölüm-25 Gelişimciler

avatar
532 8

Başlangıç - Bölüm-25 Gelişimciler




Barlas, yani ustam, cümlesini bitirdiğin de sanki içimde bir şeyler onunla bağlanmış gibi hissettim. Ardından yankılanan kurt ulumasıyla kulak zarlarım titrerken elini elimden çekip kafamın üstüne koydu ustam.


"Aramıza hoş geldin, Serdar."dedi.


Etrafımızdaki hava akımları geri bedenimize çekilirken kafamı kaldırıp bana hafifçe gülümseyen ustama baktım.


"Hoş bulduk, usta."


Elini kafamdan çeken ustam dağın tepesine doğru elini salladı:"Hadi, ona hoş geldin de, Kao-che."dedi, hala dağın tepesinde duran kurda.


Kurt tekrar uluyup göremeyeceğim kadar hızlı bir şekilde bir sıçrayışta dağdan atladı. Ardından hemen arkamda yankılanan patlama sesiyle etraf toz duman altında kaldı.


BOOMMM


Sürekli arkamda belirmeyi kesse ne güzel olurdu


Yutkunup arkama dönerken yüzüme değen sıcak ve kan kokusuyla dolu nefesle irkildim. Gözlerimi kısıp dibimde duran kurda baktım. Ardından titreyen elimi kaldırıp:"M-merhaba."dedim, gülümsemeye çalışırken. 


Kurt bir süre boyunca bana baktıktan sonra kocaman ağzını açtı. Ardından bana geri çekilme fırsatı vermeden üstünde hala kan olan uzun dili çıkarıp bedenimi baştan aşağı yaladı. Kurt dilini geri çektikten sonra kısa kısa bir kaç defa hırladı.


Yemin edebilirim ki 


Yine güldü


Bir süre boyunca gözlerim kapalı bir şekilde olduğum yerde durduktan sonra tek gözümü açıp gözlerinin içi gülerken bana bakan kurdu gördüm. Yüzümdeki salya ve kan pisliğini elimle silip yere attım. 


"Bende tanıştığımıza memnun oldum, Kao-che."dedim, hafifçe gülümseyerek.


Kurt, bir iki defa upuzun kuyruğunu sallayıp tekrar dağın tepesine doğru yöneldi.


"Hadi, gidelim Serdar." diyen ustama dönüp başımı salladım.


Kısa bir süre sonra dağın orta kısmındaki mağaranın yanına ulaştığımızda onun kesik kolunu tekrar fark ettim.


"Usta, koluna ne oldu?" dedim, ustama bunu neyin yapmış olabileceğini düşünerek.


Mağaranın ilerisindeki boş alana bağdaş kurarak oturan ustam:"Bir canavar ile dövüştüm."dedi. Devam ederek:"Bayağı büyük olan bir tanesiyle."


Canavarın nasıl bir şekli olduğunu kendi kafamda hayal etmeye başlarken:"Ne kadar büyüktü usta?"dedim. Ardından dev canavara dönüşen göbekli amca canavarı hatırlamam ile konuştum:"Bende bir tane büyük olandan öldürdüm de."


Kafasını sallayan ustam:"Biliyorum, onu gördüm. Ama benim dövüştüğüm, senin öldürdüğünden bir kaç kat daha büyüktü."dediğinde, tırsmaya başladım.


"Ona ne oldu usta. Onu öldürebildin mi?"dedim, meraklı bir şekilde.


"Öldü. Ve bu kadar boş konuştuğumuz yeter."dedi. Devam ederek:"Şimdi sana, önce gelişimcilerden bahsedeceğim." eliyle yere oturmamı işaret ederken.


Kafamı sallayıp ustamın karşısında bağdaş kurarak oturdum. Ardından kulaklarımı dört açıp onu dinleme başladım.


"Gelişimciler. Bu kelimenin ne zaman çıktığını söyleyebilecek her hangi bir varlık olduğunu sanmıyorum. Yani, başlangıcımızdan beridir var olan bir kelime de diyebilirsin."dedi.


Kafamı sallayıp onu dinlemeye devam ettim.


"Gelişimci ne demektir diye sorarsan eğer bana, sana bu kelimenin anlamını kesin bir şekilde açıklayabilecek hiç bir kelimeye sahip değilim."dedi. Devam ederek:"Ama bir örnek verecek olursam eğer bu, ölümlü dünyanın kurallarına artık bağlı kalmak istemeyen insan topluluğu olurdu. ."


"Ölümlü dünya mı ?"dedim.


Kafasını sallayan ustam:"Evet yaşadığımız gezegen bir ölümlü dünya."dedi. Devam ederek:"Bunu şimdilik boş ver, sana gelişimci olmak isteyenler hakkında bir kaç örnek vereceğim."


Ustamı dinlemeye devam ettim.


 "Bazıları sevdiklerini korumak için bazıları intikam almak için ve bazıları da kendi egolarını tatmin etmek için gelişimci olur."dedi. Devam ederek:"Ama bu demek olmuyor her isteyen bir gelişimci olabilir."


Son cümlesiyle kafam karışmaya başlarken:"Usta, o zaman ben nasıl gelişimci olabildim?"dedim.


Arka cebinden bir başka sigara paketi çıkarırken mallaşmaya başladım. 


Ulan adam az önce paketini bana vermişti


Bu paketler nereden çıkıyor diye düşünürken:"Sigaranın nereden çıktığını merak ettin sanırım."dedi, hafifçe gülümseyerek.


Kafamı salladığım da arka cebinden küçük, siyah renkte bir yüzük çıkarıp bana gösterdi.


"Buna boyutsal yüzük derler."dedi. Ardından yüzük hafifçe parıldayıp üstünde bir sigara paketi belirdi. 


Gözlerim genişlerken:"Bunu biliyorum. Okuduğum kitaplarda sürekli bahsi geçen, bir şeyleri saklamaya yarayan özel bir şekilde yapılan yüzükler."dedim.


"Evet, aynen dediğin gibi ve çok nadirler."dedi, paketi bana fırlatırken.


Paketi yakalayıp içinden sigara çıkaracakken:"Şimdi değil."dedi, kendi sigarasını yakıp içen ustam.


"Bana, nasıl bir gelişimci olduğunu sormuştun."kafamı salladığımda devam etti:"Bunu bende bilmiyorum."


Kafam karışmaya başlarken:"Nasıl gelişimci olunur peki usta?"dedim.


"Belli bir düzen ve disiplin ile normal insanların dayanamayacağı türde acı verici eğitimlerden geçenler ancak bir gelişimci olabilir."dedi. Ardından elini kaldırıp parmağıyla kalbini göstererek:"Gelişimci olabilmek için en önemli etken ise inançtır."


İnanç 


"Ne için inanç, usta ?"dedim.


Sigarasından derin bir nefes çekip bırakan ustam:"Eğer ne için gelişimci olmak istediğini bilmez isen ne kadar eğitim yaparsan yap ne kadar acı çekersen çek ve ne kadar güçlü olursan ol asla bir gelişimci olamazsın."dedi.


Kafam iyice karışmaya başlarken devam etti ustam.


"Çünkü ancak inanırsan"gözlerini kapatıp nefes alma egzersizlerine başladı. Bir kaç nefesten sonra etrafında rengarenk ışık parçacıkları belirirken:"Kaos enerjisini hissedebilir ve görebilirsin."dedi, gözlerini açarken.


Ustamın bahsettiği kaos enerji denilen ışık parçacıklarına bakarken:"Çünkü hiç bir nedenin olmazsa eğer asla kaos enerjisini hissedemezsin."dedi,ustam.


"Bir amaca ihtiyacın olmalı."ışık parçacıkları yavaş yavaş solup hiçliğe karışırken devam etti ustam."Bu amaç, sevdiğin birilerini korumakta olabilir öldürmek istediğin birinden intikam almakta."


Kafamı sallayıp:"Yani, sadece bir şeye inanmam gerek. Ve bunun ne olduğu önemli değil."dedim, ustamın söylediklerini anlamaya başlarken.


Ustam kafasını sallayıp:"Evet"dedi."Gelişimci olabilmek için bir şeyleri kendine amaç edinmelisin."


Ustam konuşmayı kestiğinde, onun söylediklerini düşünmeye başladım. 


İnanç


Bir şeyleri amaç edinmeliyim


Benim bu hayatta her hangi bir amacım yok ki


Ne ailem var 


Ne de artık değer verdiğim birileri


Ama ben nasıl olur da öylece gelişimci oldum


Her hangi bir amacım olmadan ve eğitim görmeden nasıl bir gelişimci olabildim ki 


Derin düşünceler içine dalarken aniden aklıma gökyüzü parçalandığında gördüğüm rüya geldi. Ustama bakıp:"Usta" dedim. Ustam kafasını sallayınca devam ettim:"Gökyüzünün parçalanışını gördüğüm zaman bayılmıştım."


Ustam beni dinlemeye devam ederken:"O zaman çok ilginç bir rüya görmüştüm."dedim.


"Anlat"dedi ustam, biten sigarasını atıp yeni bir tane yakarken.


"Bayıldıktan sonra ne olduğunu pek hatırlamıyorum ama sanırım uykum gelmişti rüyada."dedim, gördüğüm rüyayı iyice hatırlamaya çalışırken.


"Bayıldıktan sonra uykun mu gelmişti. Emin misin?"dedi, ustam.


"Evet usta, eminim."dedim. Ustam kafasını sallarken devam ettim:"Ardından aniden düştüğümü fark etmiştim."ustam herhangi bir şey söylemeyince devam ettim:"İrkilip kendime geldiğimde boş karanlıkta düşüyordum. O zaman ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum. Sanki sonu gelmeyen bir kuyuya düşüyormuşum gibiydi. Ve tekrar uykum gelmeye başlamıştı."


Ustam:"Devam et"dedi, hafiften kaşları çatılmaya başlayınca.


Ustamın neden kaşlarını çattığını bilmiyorum. Belki rüyam hakkında bir şeyler biliyordur diye fazla düşünmeden kafamı salladım:"Uykum gelmeye başladığında birinin bana seslendiğini fark etmiştim. Uykum tekrar kaçarken artık düşmediğimi fark etmiştim. Ardından bana seslenen kişiyi bulmak için etrafıma bakındığım da hala her yer karanlıktı."dedim.


"Sana, ne diyordu?"dedi,ustam.


"Bana, 'Uyan' demişti usta."dedim.


Ustam kafasını salladığında devam ettim:"Kısa bir süre sonra bana tekrar 'Uyan' dedi. Ardından karanlıkta gözüme küçük bir ışık parçası takıldı.  Elimi uzatıp seslenmek istediğimde, ne sesimi duyabiliyordum ne de elimi."dedim."Öylece bir süre ışık parçasına baktıktan sonra ona ilerlemek istedim. Ve ışığa doğru süzüldüğümü fark ettiğim de o ses bana tekrar "Uyan" dedi."


Rüyayı iyice hatırlamaya çalışırken şaşırmama neden olacak şekilde yavaş yavaş en ufak ayrıntısına kadar olanları hatırladığımı fark ettim. Derin bir nefes alıp kaldığım yerden devam ettim.


"Ama ışığa doğru süzüldüğüm de sesin arkamdan geldiğini fark etmiştim. Durup bana sesleneni görmek için arkamı dönmek istediğimde, eskisinden çok daha hızlı bir şekilde ışığa doğru süzülmeye başlamıştım."dedim."Ardından ışığa iyice yaklaşmaya başlarken ses, bu sefer haykırırcasına "UYAN" dedi."


Kaşları iyice çatılmaya başlayan ustam:"Sonra ne oldu?"dedi.


Omzumu tutarak:"Sesten sonra biri omzumu koparırcasına tutup beni geriye çekti. Ardından kafenin önünde uyanmıştım."dedim.


Ustam derin düşüncelere dalarken:"Bunun, benim gelişimci olmam ile alakası olabilir mi usta?"dedim.


Ustam düşünmeyi kesip:"Bir ihtimal."dedi. Devam ederek:"Belkide değildir. Bunu şimdilik boş verelim."


Bana, paketten çıkarıp yaktığı sigarayı fırlatırken:"Ama eğer tekrar benzer rüyalar görürsen bana söyle."dedi, bana attığı sigarayı yakalarken.


Kafamı sallayıp sigaradan derin bir nefese çekip bıraktım:"Tamam usta."


Derin bir nefes alan ustam:"Tamam. Sana gelişimci olmak için gerekli olan şeyleri söyledim. Şimdi sıra gelişim aşamalarında."dedi. "Gelişimcilerin üç çeşit yöntemi vardır. Hem fiziksel, yani bedensel gelişim, hem ruhsal, yani içsel gelişim ve sonuncusu zihinsel gelişim." 


Kafamı sallayınca ustam devam etti:"Fiziksel gelişimde, bedenine kaos enerjisini özümseyip normal insanların asla sahip olamayacağı türde güçler kazanırsın."dedi. Ardından parmağını zemine yavaşça bastırınca, zeminde küçük örümcek ağı benzeri çatlaklar belirirken parmağı zemine girmeye başladı."Bunun gibi."


Ustam devam ederek:"Tabi bunun belli aşamaları var. Ve bu aşamalara ulaşmak için daha önce hiç tatmadığın acılara dayanmalısın."dediğinde, söylediği acılar kelimesi yüzünden istemsizce yutkundum."İlk aşamada, kaos enerjisini çok dikkatli bir şekilde tenine doğru yönlendirmeye çalışmalısın."


Ustam devam etmeden:"Bunu nasıl yapacağım usta?"dedim.


"İyi izle"dedi ustam, nefes egzersizlerine başlarken. Ardından etrafında beliren kaos enerjisi yavaş yavaş tüm bedenine doğru çekilmeye başladı. Kaos enerjisi bedeninin içine emilirken:"Düşünmen yeterli. Kaos enerjisine komut vermelisin."gözlerini açıp"Kaos enerjisini canlı bir şey gibi düşünmelisin. Ki bedenlerimize yaşam veren şeyin ta kendisidir, kaos enerjisi."


Ustamın söylediği 'bedenlerimize yaşam veren' kelimeleriyle meraklanırken:"Usta, yaşamdan kastın nedir?"dedim.


"Bunlar çok derin konular. Şimdilik bilmesen de olur."dedi. Ardından kaldığı yerden devam etti ustam:"Yani sen, kaos enerjisini hissedebildiğin zaman, onu istediğin gibi kontrol edebilirsin."dediğinde elini kafa hizasına kadar kaldırdı. Ardından kaos enerjisi elinin üstüne yavaş yavaş toplanıp burgaç şeklinde dönmeye başladı. Burgaç, ustamın elinin tamamını kaplayacak kadar büyürken yavaş yavaş sıklaşıp etrafa göz alıcı renklerin saçılmasına neden olan bir küre biçimine bürünmeye başladı.


Gözlerim, ustamın elinin üstünde süzülen kürenin güzelliğine kapılırken:"Bu gördüğün şeye, kaos topu diyorum."diyen ustama bakıp:"Ne kadar güçlü usta?"diye istemsizce sordum.


Ustam bir süre düşündükten sonra:"Bunu şimdiye kadar test etmediğim ve ben daha çok fiziksel dövüşleri tercih ettiğim için pek bilmiyorum."dedi ustam, sesi sonlara doğru çok hafif kısılırken.


Neden sesinin kısıldığını anlamadığım ustam, elinin üstünde süzülen küre ışık parçacıklarına dönüşüp kaybolurken:"Kaos enerjisini, teninin her yerine özümsediğinde, teninde daha önce oluşmuş olan yaralar kaybolurken doğduğun günden beridir teninde biriken pislikler ve kıl, tüy benzeri gereksiz şeyler, siyah ve yapışkan bir sıvı olarak bedeninden akar."dedi ustam.


Ustam pislikten bahsedince, beni üstümdeki pislikle tek başına giyimcide bıraktığı anları hatırladım."Usta, sanırım bahsettiğin pislik daha önce bedenimden akmıştı."dedim, hafiften keyfim kaçarken.


Ustam kafasını sallayıp:"Biliyorum. Sen, birinci aşama olan 'Tenini kaos enerjisi ile döv' ü geçtin zaten."dediğinde, kaçan keyfim hemen geri geldi."Bu ten aşaması tamamlandığında kişi ne kadar güçlü olur usta ve benim artık acı çekmeyeceğim anlamına mı geliyor bu?"dedim.


"Tenin çelik kadar sert bir hale gelir. Ve tek bir yumruğun ile koca bir binayı yıkabilirsin. Tabi önce teninin kazandığı gücü kontrol etmeyi öğrenmelisin."dedi." Ve acı, asla bitmeyecek. Bunu kafanın bir köşesine kazı."yüz ifadesi soğurken.


Zorla yutkunurken kafamı salladım.


"İkinci aşama"dedi."Sen şuanda ikinci aşamanın başındasın."


Ustam konuşmaya devam etmeden önce:"Başındayım derken usta?"dedim.


"Her aşamanın içinde üç evre var."dedi."Başlangıç, orta ve zirve evreleri. Kaos enerjisi ile geliştirilen bölgelerin başlangıç evrelerine alışma, orta evrelerine anlayış ve zirve evrelerine de mükemmeliyet denir."


Kafamı sallayınca ustam devam etti:"İkinci aşama ise 'Kas ve etini kaos enerjisi ile döv' ün başındasın şuan. Yani şuanda alışma evresindesin."dedi. "Bunu orta ve son evrelere çıkarmak için ise kas ve etini, kaos enerjisi ile sürekli besleyip dövmen gerek. Bunu yapmak için ise sürekli ve düzenli olarak meditasyon yapmalısın."


"Yani nefes egzersizleri, değil mi usta?"dedim, ustamın söylediklerini unutmamak için kafamın bir yerine not ederken.


Kafasını sallayan ustam:"Evet, nefes egzersizleri."dedi. "Ama sadece meditasyon ile evreleri aşamazsın."


"Nasıl peki usta?"dedim, iyice meraklanırken.


"Sürekli ve düzenli meditasyon ile geliştirdiğin bölgeni sadece biraz güçlendirebilirsin. Ancak hem meditasyon yaparak hemde bulunduğun aşamaları bazı teknikler uygulayarak, çok daha hızlı ve çok daha sağlam bir şekilde geliştirebilirsin."dedi ustam.


"Ne tür teknikler usta?"dedim.


Elini bana doğru kaldırıp sıkarak:"Savaşarak."dedi.


Aklıma gelen korkutucu düşüncelerle zorla yutkunarak:"Kimlerle savaşarak usta?"dedim.


Ustam biten sigarasını atıp yeni bir tane yakarken:"Eskiden olsaydı eğer bu senin için biraz sıkıntılı olabilirdi. Ama şimdi etrafta o kadar canavar varken bu senin için çok kolay olacak."dedi. Sonra devam etti:"Canavarlar sayesinde çok daha hızlı bir şekilde gelişebilirsin. Ayrıca yanında ben olacağım için kötü bir duruma düşmeyeceksin."


Konuşmasının ortalarında tek başıma canavarlar ile savaşacağım için içimde korku doğmaya başlarken son cümlesiyle korku geldiği gibi kayboldu. 


Ama ustamın:"Ben sadece izleyip sana komut vereceğim."kelimelerinden sonra korku gittiği hızda geri geldi.


Elimi kaldırıp:"Beraber savaşsak olmaz mı usta?"dedim.


Ustamın yüz ifadesi sertleşirken:"İstersen geriye kalan seçeneklerini sana tekrar sunabilirim."dedi.


Zorla gülümseyerek kafamı iki yana salladım:"Yok, kalsın usta. Böyle daha iyi."dedim.


"İyi."diyen ustam devam etti:"Canavarlardan korkmana veya onlara üzülmene gerek yok. Onlar artık insan değiller."dedi sert bir sesle ustam.


Ustamın sözleriyle kafamı eğip aklıma gelen Muhammed abi ve BİM'deki bayanı düşünmeye başladım. 


Ustama bakıp:"Ben, öyle sanmıyorum usta."dedim, çekinerek.


"Paylaşmak istediğin bir şey varsa söyle."dedi, kafasını dağın tepesine bakmak için hafifçe çevirirken.


Ustamın neden dağın tepesine baktığını sanırım biliyorum.


Ustam kafasını tekrar bana çevirirken:"Beni kurtardığın kafede çalışıyordum. Kafede ki bardan sorumlu Muhammed abi vardı. Onunla abi kardeş gibiydik"dedim. Bir kaç saniye durup devam ettim:"Gökyüzü parçalanmadan hemen önce Muhammed abinin ölüşünü izledim. Ve sen beni kurtarmaya gelmeden önce sanırım diğerleri gibi toz bulutu tarafından o da bir canavara dönüşmüştü."


Gözlerim kızarmaya başlarken:"Muhammed abi, beni diğer canavarlardan korumak için kendini feda etti."dedim.


 Ağlamamak için kendimi tutarken ustam hiç bir şey söylemeden konuşmamı bekledi.


Gözlerimden bir kaç damla yaş akarken:"Muhammed abi, küçük canavarlar ile savaşırken kafe kapısının önünde diğerlerinden çok daha büyük bir canavar belirmişti. Ben, canavara baktıktan sonra kafamı Muhammed abiye çevirmiştim."dedim. Kendimi tutamayıp gözlerimden akmaya başlayan yaşlarla: "O, dev canavara saldırmadan önce bana bakıp gülümsemişti. Ve bana 'Kendine iyi bak abim' demişti."




NOT:


Sevgili okuyucu ve yazarlar


Bu bölümde ve bir sonraki bölümde gelişimciler ve aşamalardan bahsedeceğim.


Ama hepsini değil


Sadece öğrenmeniz gereken kadarını anlatacağım.


Bir sonraki bölümlerde çok daha detaylı ve düzenli bir şekilde 'kendim tarafımdan düşünülüp tasarlanmış' gelişim aşamalarından bahsedeceğim.


Yani tamamen bana özgü bir gelişim sistemi olacak.


Bunu yapmak için ise gerçekten beynimi yakma derecesine kadar zorluyorum.


Onun için bir kaç bölüm daha dişlerinizi sıkıp sabır ile beklersiniz umarım.


Ayrıca bölüm hakkında ki düşüncelerinizi benim ile paylaşabilir misiniz lütfen ?


Sevgiler, Saygılar


Yazarınız...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44543 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr