Bölüm-24 Aramıza Hoş geldin Küçük Kardeşim

avatar
507 10

Başlangıç - Bölüm-24 Aramıza Hoş geldin Küçük Kardeşim





Adam kafasını iki yana sallayıp:"Hayır, yanlış bir şey yapmadın."dedi. Dönüp soğuk gözleriyle bana bakarken arka cebinden sigara paketi çıkardı: "Benim kim olduğumu biliyor musun?"


Sigara yakan adama bakarken:"Hayır abi, bilmiyorum."dedim.


Paketten bir sigara çıkartıp bana fırlatırken:"Ben, bu şehrin koruyucusuyum."dedi, bana attığı sigarayı yakalarken. 


Özel bir bereli olabilir mi acaba?


"Özel bir bereli falan mısın abi?"dedim, cebime uzanırken.


"Hayır. Gelişimci kelimesini daha önce duydun mu?"dedi.


Cebimde çakmak olmadığını fark ettiğim de gözlerim istemsizce adamın parmaklarına kaydı:"Evet abi, sadece okuduğum kitaplarda."dedim.


Adam eliyle karnımı gösterip:"İçindeki gücü çağır."dedi.



Kırmızı misketten bahsediyor herhalde



Başımı sallayıp kırmızı misketi çağırdım. Ardından içimden yükselen muazzam güç ile bedenimden etrafa kan kırmızısı bir hava akımı yayılmaya başladı. Kan kırmızısı hava akımı bedenimin etrafında burgaç şeklinde dönmeye başlarken:"Bunun ne olduğunu biliyor musun?" dedi,adam.


Kısa bir süre düşünüp:"Bir çeşit özel güç mü?"dedim.


Kafasını sallayan adam:"Evet, ama tam olarak öyle değil."dedi. Devam ederek:"Gücü eline yönlendirmeye çalış!"


Nasıl yapacağım hakkında düşünürken aklıma gelen fikirle kan kırmızısı misketten gücünü elime göndermesini istedim. Bedenimin her yerine yayılmış gücün, yavaş yavaş koluma doğru yöneldiğini hissetmemle başım dönmeye başladı. 


Geriye doğru sendelemeye başlarken muazzam güç ve bedenimin etrafında dönen kan kırmızısı hava akımının geri çekilmeye başlamasıyla yere düştüm. Neden böyle olduğu hakkında düşünmeye başlarken adamın konuşmasıyla başımı ona çevirdim.


"Ayağa kalk."dedi, bir şeyler düşünüyormuş gibi bana bakarken.


Baş dönmem geçince, yerden destek alarak ayağa kalktım. Ardından adama kafam karışmış bir şekilde bakarken:"Az önce ne olduğunu biliyor musun?"dedi adam.


Allah için nasıl bilebilirim ki


Kafamı iki yana sallayıp:"Hayır."dedim.


Adam arkasını dönüp uçurumdan ileriye bakarken:"Sana iki seçenek sunacağım."dedi.


Allahım sen sabır ver


Keyfim kaçmaya başlarken:"Ne seçeneği?"dedim.


Sigarasından çektiği nefesi boşluğa doru bıraktı. Ardından benimkini aşacak güç ve boyutta, bedeninden yavaş yavaş kan kırmızısı hava akımı belirip etrafında burgaç şeklinde dönerken:"Ya seni şimdi öldürürüm."dedi.


Korkudan kalbim teklerken terleyip titremeye başladım.


Neden böyle söyledi şimdi bu


Ne yaptım ki ben


Kafasını bana çevirirken etrafında dönen kan kırmızısı hava akımı yavaş yavaş renk değiştirip üstümdeki ter damlacıklarının buz tutmasına neden olacak soğuklukta mavinin en derin tonlarına bürünmeye başladı.


"Yada sana kim olduğumu söylerim."


"Ve ebediyen benim emirlerimi uygularsın."dedi.


Titreyen bacaklarımla geriye doğru bir kaç adım atıp zorla yutkundum:"B-ben ne yaptım. Lütfen, yanlış hiç bir şey yapmadım ben."dediğimde, gözlerim hem öfkeden hemde korkudan dolmaya başladı.


Sigarasından yeni bir nefes alırken:"Yanlış hiç bir şey yapmadın."dedi.


Korkunun ve öfkenin bana verdiği cesaretle:"Peki neden böyle davranıyorsun bana?"dedim hafiften bağırarak. Ardından devam ederek:"Daha kim olduğumu bile bilmiyorsun. Ben kötü bir insan değilim ki."dedim, gözlerimden akmaya başlayan yaşlarla.


Adam, elindeki sigara buz tutup toz parçaları halinde dağılmadan önce bana döndü. Ardından üstüme doğru yürümeye başlarken geriye attığım bir kaç adımdan sonra ayaklarımın takılmasıyla sırt üstü yere düştüm:"S-senin derdin ne be?"dedim, üstüme görünmez bir baskı çökmeye başlarken.


Adamın her adımında artan üstümdeki baskı ile geriye doğru sürünürken aniden artan baskıyla sırt üstü yere yapıştım. Üstümdeki baskı yüzünden yavaş yavaş kemiklerim kırılırken acı yüzünden yüzüm buruştu. Bağırmak için ağzımı açtığım da boğazımı sertçe ezmeye başlayan bir ayak gördüm.


Acı ve nefessizlikten yüzüm renk değiştirirken elimi zorla uzatıp adamın ayağını boğazımdan kaldırmaya çalıştım.


"Hadi, göster bana." 


Konuşan adamı görmek için başımı zorla kaldırdığım da buz soğukluğunda ki yüz ifadesi ile bana baktığını gördüm. Havasızlıktan bilincimi kaybetmeye başlarken içimden dehşet verici bir şeylerin yükselmeye başladığını hissettim.


Adam ayağını boğazımdan kaldırdığın da tam bir nefes alacakken yüzüme yediğim tekmeyle mağaranın içine doğru havada taklalar atarak uçtum. Mağaranın duvarına sert bir şekilde gömülürken vücudumdaki tüm kemiklerin kırıldığını hissettim.


Görüşüm yavaş yavaş kararmaya başlarken içimde bir şeyler kırılmış gibi bir ses duydum. Ardından bayılmadan önce adamın anlam veremediğim kelimeleri kulağıma ulaştı.


"Hadi, çık dışarı."



Kurt, dağın tepesinde dev canavarın bedeniyle beslenirken tüm tüyleri aniden diken diken oldu. Kanla kaplı ve keskin dişlerle dolu kocaman ağzını açarak hırladı. Ardından dağın tepesinden aşağıya doğru atıldı.


Mağaranın önünde duran adamı gördüğünde önüne doğru ilerleyip mağaranın içine bakarak hırladı. Adam nazikçe kurdunu okşarken bedeninden yayılan cehennemin mavi tonlarında ki hava akımı yavaş yavaş kan kırmızısı formuna geri döndü.


"Bunu bana bırak oğlum."


Kurt hafifçe ulusa da yerinden kıpırdamadı. Adam kafasını iki yana sallarken:"O bana zarar veremez. Ve onun ölmesini istemiyorum."dedi.


Kurt kafasını adama çevirip sanki onunla konuşuyormuş gibi bir kaç defa kısa bir şekilde uludu. Adamın yüzünde tebessüm belirirken kafasını salladı. Kurt son bir kez daha uluyup dağın üst kısımlarına doğru atıldı.


Adamın yüzündeki gülümseme silinip yerine soğukluk gelirken tüm dağın titremesine neden olacak bir kükreme yankılandı mağaradan.


ARRRRRRRRGGGGGGGGGGGGGGGGGHHHHHHHHHHHH


Ardından gelen patlama sesiyle mağaranın içinden, etrafında burgaç şeklinde dönen kan kırmızısı hava akımıyla adama doğru bir siluet fırladı.


Üstüne doğru uçan genç adamdan hafifçe yana kayarak kaçındı adam. Ardından dağdan aşağı uçan genç adamın arkasından atladı. 


Genç adam sanki tüm öfkesini kusacak bir şeyler arıyormuş gibi vahşi kükremeler ile etrafına bakarken sırtına yediği darbeyle seyrek ağaçlarla kaplı alana büyük bir toz bulutu eşliğinde düştü.


GÜÜÜÜMMMMMM


Taş toprak ve ağaçlar havaya savrulurken toz duman altında kalan alandan vahşi kükremeler yankılandı. Ardından hala havada olan adama doğru, tozların arasından bir şey uçuşa geçti. Adam, kendisine doğru uçan vahşileşmiş genç adamı gördüğünde havada ileriye atılıp genç adamın boğazından tuttu.


Genç adam, kendisine yumruk savuracak iken onu kaldırıp yere doğru fırlattı adam. Genç adam büyük gürültüler eşliğinde yere gömülürken adam yere doru inişe geçti. Toz duman altında kalan alandan biraz uzakta yere rahat bir şekilde inen adam:"Tüm gücün bu mu?"dedi.


Ona karışılık gelen cevap ise kendisine doğru vahşi kükremeler ile uçan genç adamdı. Kafasını iki yana sallayan adam, genç adamın kendisine savurduğu yumruktan hafifçe yana kayarak kaçındı. Ardından havada uçan genç adamın ayağından tutup kendi etrafında bir tur dönerek havaya fırlattı.


Genç adam bir kaç elli metre boyunca yükseldikten sonra adam, onun düşeceği noktaya ilerleyip elini havaya kaldırdı. Ardından düşen genç adamı yakalayıp yere yapıştırdı. 


GÜÜÜÜÜÜMMMMMM


Genç adamın tüm vücudunun kan içinde kaldığını gören adam geri çekildi. Genç adam yerden kalkarken bir kaç kaç ağız dolusu kan kusup sendelemeye başladı. Ardından elinin tersiyle yüzündeki kan ve pisliği silip atarken biraz ilerisinde duran adama bakarak hırladı.


Genç adam ayağını yere gömüp geriye çektiği yumruğuyla ileriye atılırken taş ve toprak zeminde bir kaç on metre boyunca örümcek ağı benzeri çatlaklar belirdi. Üstüne gelen yumruk darbesine karşılık sadece avuç içini uzattı adam.


Yumruk ve avuç içi buluştuğunda sadece kısa bir tok sesi çıktı. Ardından avucuyla genç adamın elini sımsıkı yakalayan adam, gelen diğer yumruk darbesine karşılık yine avuç içiyle karışılık verdi. Küçük pop sesinin ardından o eli de sımsıkı tutup insanlıktan çok uzak vahşi kükremeler ile boynuna doğru kocam açmış ağzıyla saldıran genç adama baktı adam.


'Senin, gerçekten hiç bir suçun yok'


'Özür dilerim'


Yüzünde hafif üzgün bir ifade beliren adam, kafasını genç adamın kafasına fazla sert olmayacak şekilde vurdu. Ardından genç adamın, bir kaç saniye kıpırtısız durduktan sonra gözlerinden yaşlar akmaya başladığını gören adam, onu bırakıp bir kaç adım geri çekildi.


Genç adam yere düşüp kalbini tutarken cebinden sigara paketini çıkardı adam. Ardından etrafında ki kan kırmızısı hava akımı bedenine geri çekilirken bir dal çıkarıp yaktı adam. Yerde iki büklüm yatarken ağlayan genç adama arkasını dönüp dumanını yukarıya doğru bıraktı.


 


Kalbimi yakıp parçalayan o nedenini anladığım öfke ile kendime geldiğimde gözlerimden akan yaşları durduramadım.


Neden böyle oluyor ki


Neden kahrolası kalbim acıyor


Yerde kalbimin acısından iki olmuş bir haldeyken benden biraz ileride sigarasını içen adamı gördüm.


Kesin onun suçu


Daha öncede bu öfkeyle uyandığımda o adam yanımdaydı


Hepsi onun yüzünden 


Başka açıklaması yok


Ona doğru sürünürken:"B-ben ne yap-tım sana se-ni kah-rolası"dedim. Adamın dibine geldiğimde ayaklarından tutup:"Ne-den ba-na böy-le davra-nı..."söylemek istediklerimi bitiremeden adam, bana hafifçe üzgün bakan yüz ifadesiyle döndüğünde sustum. 


"Sana başka bir seçenek daha sunacağım."dedi. Ardından yüz ifadesi her zaman ki soğukluğuna büründü.


Adamın ayaklarını sıkıp tam küfretmek için ağzımı açmak üzereyken:"Benim öğrencim olmak ister misin?"dedi.


Aptal aptal ona bakarken kalbimi yakıp kavuran öfkenin yavaş yavaş azaldığını hissettim. Ardından bedenimden yayılan hava akımı geri çekilirken tutuğum ayakları bırakıp geri çekildim. Yerden destek alarak ayağa kalktım. Bir kaç defa sağa sola sendeledikten sonra dik durabildim.


Ardından kafamı kaldırıp adama baktım. 


"Önce sigara"dedim, elindeki sigarayı gösterirken.


Adam hafifçe tebessüm ederek elindeki sigara paketini bana attı. Sigara paketini yakalarken:"Nasıl yakacağım bunu?"dedim, keyfim kaçarken.


Bana yaklaşıp üstünde ateş beliren parmağını uzattı. Sigarayı çıkarıp yakarken yüz ifadem garipleşti. Yüzümü fark eden adam konuştu:"Merak etme. Ben evliyim."dedi.


Yüz ifadem iyice garipleşir iken geri çekilip:"Ne demeye çalışıyorsun. Benim erkeklere falan ilgi duyduğumu mu düşündün?"dedim, sinirden titremeye başlarken.


"Hayır, için rahat etsin diye söyledim."dedi adam.


Ardından yüz ifadesi tekrar buz soğukluğuna bürünürken:"Öğrencim olmak ister misin?"dedi, sert bir sesle.


Sigaradan bir nefes çekip bıraktım. 


"Bana yine zorbalık yapacak mısın?"dedim, çekinerek.


"Hayır."dedi, kafasını iki yana sallayan adam.


Kısa bir süre düşünüp:"Bana ne öğreteceksin?"dedim.


"Bildiğim her şeyi." devam ederek:"Kim olduğum ve gelişimciler hakkında sahip olduğum her şeyi sana anlatacağım."dedi.


'Gelişimciler' kelimesini tekrar duyunca içimde yükselen heyecan ile bir süre düşündüm. Ardından sanki bir şeyler beni parçalara ayırmak istiyormuş gibi hissettiğim de titremeye başlayan elimle dağın tepesini gösterdim.


"O kurt, nasıl böyle büyüdü."dedim. Ardından duyduğum hırlama sesiyle üstüme gölge çöktü. Titreyerek kafamı yukarı kaldırdığım da kan ile kaplı keskin dişlerini bana gösterirken hırlayan kurdu gördüm. Kafamı çevirip aptal aptal dağın tepesine tekrar baktım.


Kafamı bu sefer adama çevirip titreyen sesimle konuştum:"B-bu kurt az önce dağın tepesindeydi."dedim. 


Kurt, kafasını iyice yaklaştırıp kan kırmızısı gözleriyle bana bakarken bir kaç defa kısa kısa hırladı.


Ulan 


Bu kurt az önce güldü mü


Yoksa bana mı öyle geldi.


"Rahat bırak onu oğlum." dedi, adam eliyle kurdu yanına çağırırken. Kurt benimle uğraşmayı kesip adamın yanına yöneldi. Ardından adamın arkasında uzanırken bana keskin gözleriyle bakmayı sürdürdü.


"Hadi, kararını ver."dedi adam, kurdun kafasını okşarken.


Çekinerek:"Son bir soru daha sorabilir miyim?" dedim, kurdun gözlerine bakmamaya çalışarak. Adam kafasını sallarken devam ettim:"Bu toz bulutunun ne olduğunu ve insanların neden canavara dönüştüğünü biliyor musun?"elimle her yere dağılmış toz bulutlarını gösterirken.


Kafasını iki yana sallayan adam:"Hayır, ama bunu öğreneceğim."dedi, yumruklarını sıkmaya başlarken.


Başımı sallayıp:"Tamam, öğrencin olacağım."dedim.:"Herhangi bir seremoniye ihtiyacımız var mı?"aklıma novellerde olan, ustaya diz çökme olayı falan gelirken.


Sağ eli kan kırmızısı bir renge bürünmeye başlarken:"İçindeki gücü çağır"dedi.


Kafamı sallayıp küçük misketi çağırdım. Bedenimden muazzam güç ve kan kırmızısı hava akımı yayılmaya başlarken tekrar konuştu:"Elini uzat."dedi, avuç içi bana bakacak şekilde elini uzatırken.


Elimi, arada bir kaç santim kalacak şekilde onun eline uzatıp bekledim. Ardından elim hafiften ısınmaya başlarken elini elime yapıştırdı adam. Elim, yanma noktasına kadar ısınmaya başlarken konuştu adam:"Bana, adını söyle genç adam."


Elimin acısına zar zor dayanırken:"Benim adım, Serdar."dedim, yüzüm acıdan büzülürken.


Adam hafifçe gülümseyip:"Çok onurlu bir isim."dedi. Ardından devam ederek:"Ben, Diğer Birliği'nden Barlas. Şuanda duyuruyorum ki bu günden itibaren ebediyen birbirimize bağlı kalacağız."dediğinde, içimden bir şeylerin elime ulaşıp adamın eliyle birleşmeye başladığını hissettim.


Ardından etrafımdaki hava akımı öncekileri tamamen aşan, en derin kan kırmızısı rengine bürünürken adamın bedeninden de aynı renk ve şekilde bir hava akımı yükselmeye başladı. Hava akımları yavaşça birbirlerinin etrafında dönmeye başlarken görüşüm tamamen kızarmaya başladı.




Serdar ve Barlas, Eski Türklerin, kayıtlarda hiç bir zaman geçmemiş olan bir tarzda, usta öğrenci seremonisi gerçekleştirmeye başlarken yerde uzanan kurt, ayağa kalkıp dağın en tepesine doğru atıldı. Serdar ve Barlas, etraflarında burgaç şeklinde dönen koyu kan kırmızısı hava akımı tarafından kaybolurken kurt, ön ayaklarını önündeki taş çıkıntısının üstüne koyup başını yukarı kaldırdı.


Ardından derin bir nefes çekip gökteki toz bulutunun katman katman dağılıp ardında ki dokuzgen yapının görünmesine neden olacak şiddette uludu.



AAAAAUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUU



Seremoninin gerçekleştiği yere yakın olan iller de 'görev' başında olan Diğer'leri, gökte yankılanan kurt ulumasıyla kafalarını sesin geldiği yöne çevirdiler. Ardından çoğu dönüşüm geçirmiş Diğer'lerinin yanındaki kurtlar, kafalarını göğe doğru kaldırıp uludular.



AAAAUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUU



Kurtlarının, gökte yankılanan ulumaya saygıyla karşılık verdiklerini gören Diğer'leri, sağ ellerini yumruk yapıp kalplerinin üstüne koydular. Ardından hepside aynı anda ağzını açıp göğe doğru kükrediler.


"ARAMIZA HOŞ GELDİN KÜÇÜK KARDEŞİM"



"ARAMIZA HOŞ GELDİN KÜÇÜK KARDEŞİM"



"ARAMIZA HOŞ GELDİN KÜÇÜK KARDEŞİM"









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44540 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr