Bölüm-21 Hadi, Gel Bakalım

avatar
593 11

Başlangıç - Bölüm-21 Hadi, Gel Bakalım





Serdar'ın yanından ayrılırken adamın kaşları çatıldı. 


'Benden daha güçlü birileri bana fark ettirmeden ona yardım etmiş olabilir mi?'


'Bu pek mantıklı gelmiyor'


'Öyle bir şey olsaydı sadece genç adamı kurtarmazdı'


'Yada eski hayatlarından uyandırdığı anılar olabilir mi'


'Bu daha gerçekçi geliyor'


'Yoksa nasıl olur da anında gelişim yoluna girip kapılardan birini açmış olabilirdi ki'


Adam bir süre daha derin düşünceler içerisinde ilerler iken yüz ifadesi aniden şokla dolup yerinde durdu. Ardından aklına gelen, inanmak istemeyeceği düşünceyle kafasını yavaş yavaş toz bulutları arasında saklanan gökte ki yapıya çevirdi.


'Umarım düşündüğüm gibi değildir'


Adam kafasını dağlarda ki sığınak bölgesine çevirirken yumruklarını sıkmaya başladı.


'Bunu öğrenmenin tek bir yolu var'


Ardından gözden kaybolup dağlara doğru yöneldi. Sığınak bölgesine ulaşması fazla vaktini almamıştı ki yavaş yavaş belirmeye başlayan canavar topluluklarını gördüğünde yüz ifadesi çirkinleşti. 


Artmaya başlayan canavar topluluklarının arasından onlara fark ettirmeden ilerlerken dağın içine yapılmış sığınağın, sonuna kadar açılmış kapısını gördü. Bedeninden yavaş yavaş yayılmaya başlayan kan kırmızısı hava akımıyla, canavarların adamı fark edip ondan uzaklaşmasına neden olacak türde bir ısı yaymaya başladı.


Adamın gözleri kan kırmızısı rengine bürünürken onu fark edip kükremeler ile saldırmaya hazırlanan canavarları umursamadan, sığınağın açık kapısına doğru sıçradı. Kapıdan içeri geçip here yeri baştan aşağı aradıktan sonra sağ kalan kimsenin olmadığını gördüğünde, etrafında ki kırmızı hava akımı dokunduğu yerleri yakıp eritmeye başladı.


Sığınaktan çıkıp dağın en üst noktasına çıktı. Ardından genç adamın bulunduğu yöne doğru baktı.


"İnandığın her şeye dua etmeye başlasan iyi olur."


Ardından oradan ayrılıp kendisine en yakın ilçe olan Siverek'e doğru rüzgar gibi ilerlemeye başladı. Yüz kilometre boyunca ilerledikten sonra Siverek'in sığınak bölgesine bölgesine doğru yöneldi. 


Oranında sallana sallana yürüyen canavar topluluklarıyla dolu olduğunu gördükten sonra Viranşehir'e yöneldi. Ama yarı yolda ilerlerken durup Karacadağ'a doğru yöneldi. Kısa bir süre sonra içine inşa edilmiş küçük sığınak bölgesine ilerledi.


Oraya yaklaşmaya başlarken sadece tek bir canavar topluluğu olduğunu gördüğünde içinde hafif bir rahatlama yükselmeye başladı. Ama bu rahatlama, küçük sığınağın açık kapısını gördüğünde geldiği hızla gitti. 


Çarpıklaşmaya başlayan yüz ifadesiyle açık kapıdan içeri girmek üzereyken küçük bir ev boyutunda dağ parçası üstüne doğru fırladı. 


İblise benzeyen yüzüyle kan kırmızısı gözlerini çevirip üstüne atılan dağ parçasına baktı. Ardından havada etrafında bir tur dönüp tüm gücüyle sıktığı yumruğunu dağa savurdu.


Dağ koca koca öbek parçaları şeklinde etrafta ki canavarların üstüne savrulup onları et peltelerine çevirirken yayılmaya başlayan kan kırmızısı renginde şok dalgası ile alanda bulunan ne var ne yoksa yanıp küle döndü.


Adam rahat bir şekilde ateşle kavrulmuş zemine ayak bastı. Ardından dağ parçasının kendisine uçtuğu yöne bakmadan önce sığınağın açık kapısından içeriye kısa bir bakış attı.


'Tedbiri elden bırakma vakti.'


Ortalıktan kaybolup, diğer dev canavarlardan çok daha büyük bir boyutta, omuzlarından, dizlerinden ve dirseklerinden kemik çıkıntılar çıkmış olan canavardan on metre uzaklıkta belirirken yumruğunu sıkmaya başladı. 


Alanı dümdüz etmiş ateş topluluğu, sağa sola doğru dans ediyormuş gibi sallandıktan sonra yerden yükselip ortadan kayboldular. Ardından adamın hemen arkasında belirip, yumruğunun etrafında çok yüksek bir hızda daire şeklinde toplanıp birleşmeye başladılar.


Devasa canavar, adamın kendisinden biraz ileride belirdiğini gördüğünde, hırlayıp yumruğunu geri çekti. Ardından arkasındaki bin metre karelik alanda bulunan ne kadar siyah kırmızı toz bulutu varsa, daire şeklinde dönüp yumruğunun etrafında toplanıp koluyla birleşmeye başladılar.


Siyah kırmızı toz bulutu ve kan kırmızısı renginde olan yumruklar buluştuğunda, dünya bir anlığına dondu. Ardından bin metre karelik alanda bulunan taş ve toprak dolu zeminde önce çatlaklar belirdi. Sonra üstünde donmuş bir şekilde duran canavarlarla beraber olduğu olduğu yerden sökülüp havaya savrulurken siyah kırmızı ve kan kırmızısı renginde doğan şok dalgasıyla parçalara ayrılıp toz taneciklerine dönüştüler.


Şok dalgası, etrafında bulunan ne var ne yoksa üstüne doğru çekip büyüme başlarken kendi ekseni etrafında dönmeye başladı. Ardından küçülmeye başlarken rengi değişip siyah kırmızıya dönmeye başladı. Şok dalgası iyice küçülüp bir ev boyutuna geldiğinde tekrar renk değiştirmeye başladı.


Kan kırmızısı bir renge bürünürken daha fazla küçülemeyecekmiş gibi üstünde beliren çatlakların arasından siyah kırmızı ve kan kırmızısı renginde ışıklar yayılmaya başladı. Şok dalgasının üstünde daha fazla çatlak belirirken kan kırmızısı renk yavaş yavaş cehennemin mavi tonlarına bürünmeye başladı. 


Şok dalgası bunu daha fazla kaldıramayacakmış gibi şişip küçülürken dehşet verici bir hızda titremeye başladı. Ardından toz bulutunun kaybolup gökte ki dokuzgen yapının görünmesine neden olacak bir patlama gerçekleşmeden önce cehennemden çıkıp gelmiş gibi vahşi bir yaratığın kükremesi işitildi.


Şok dalgasından, yakındaki ilçelerden gözükebilecek bir ışık patlaması gerçekleştiğinde tüm bölge sarsılmaya başladı. Ardından on bin metre karelik alanda ki dağ sıralarıyla beraber her şey hiçliğe karıştı.




O esnada çatıdan delik açarak evin içine baygın bir şekilde düşen genç adam, oluşan sarsıntıdan dolayı hafifçe titredi.




Karacadağ bölgesi


Şok dalgasından doğan ışık yok olup giderken ayrı yönlere doğru, bin metre derinlikte oluşan kraterin içine düşen iki cisim belirdi. Birinin, bedeninin etrafında ki cehennemin mavi tonlarında ki rengiyle sağ kolu omzundan tamamen kopmuştu. Diğerinin, etrafında yavaşça dönen siyah kırmızı toz bulutu ve derin yara izleriyle dolu vücudundan çıkan tüm kemik çıkıntılar parçalanmışken sağ kolu ve sağ göğüs kısmı artık yerinde değildi. 


İkisi de baygın bir şekilde kraterin derinliklerine doğru düşmeye devam ederken, aynı anda gözleri açıldı. Ardından savurdukları kükremeler ile havada birbirlerine doğru atıldılar.


Havada yakınlaştıkları gibi kendilerini savunmadan, ikisi de kalan tek kollarıyla birbirlerinin yüzüne yumruk savurdular. Yedikleri darbeyle geriye doğru uçup, sert bir şekilde kraterin kenarlarına gömülmeleri ile taş ve toprak parçaları etrafa savruldu.


Ardından gömüldükleri yer sanki bomba patlamış gibi parçalanıp havaya savrulurken, ikisi de kraterin merkezinde belirip birbirlerine yapıştılar. Devasa canavar koca eliyle adamı tutup ezecekken adam, devasa canavarın yüzünün ortasına kafasını gömdü. 


Devasa canavarın kafası geriye yatarken adamı tutan eli gevşedi. Ardından havada düşmeye devam ederlerken devasa canavarın üstüne çıkan adam, bacaklarını onun boynuna tüm gücüyle dolayıp yüzünü yumruklamaya başladı. 


Havada, devasa canavarın yüzünün şeklini yumruklarıyla değiştirdikten sonra kraterin dibine çakılmalarına az kaldığını fark eden adam, devasa canavarın boynuna doladığı bacaklarını geri çekip göğüs kafesinin üstüne çıktı.


Ardından bedeninde ki bitecekmiş gibi gözüken, soluk cehennemin mavi ateşini bacaklarına doğru gönderdi. Yere çakılmalarına bir kaç on metre kala, ayaklarını tüm gücüyle devasa canavarın göğüs kafesine gömüp yukarıya doğru zıpladı.


Adam yukarıya doğru uçuşa geçip devasa canavarın yere çakılmasıyla yüz metre karelik alan komple yerinden sökülüp havaya savruldu. Adam yukarıya doğru uçmaya devam ederken aşağıda beliren küçük kratere baktı. 


Ardından bedeninde ki soluk cehennemin mavi ateşi sönerken yere doğru yüzünde beliren yorgunluk ifadesiyle düşmeye başladı. Kraterin içine doğru çakılmasına ramak kala bilincini kaybetmeye başladı. 


Bayılmamak için dilinin ucunu ısırıp zarar görmeden düşmek için kıpırdamaya başladı. Ama adam kraterin içine derin bir çukur eşliğinde gömülürken bedenini en ufak bir şekilde kımıldatamadı.


GÜMMMMM



Bir süre sonra 


Adam, duyduğu boğuk kükreme sesiyle kanlı gözlerini zorla açıp etrafına bakındı. Derin bir çukurda olduğunu fark ettikten sonra aniden kan kusmaya başladı. Yarı sağlam kalmış tek koluyla çukurun kenarından destek alarak ayağa kalkmaya çalıştı. 


Ayağa kalkıp kısa bir süre sendeledikten sonra yukarıya bakıp zıpladı. Çukurun içinden çıkıp ayağı yere değdiği gibi yediği darbeyle başı dönerken bir kaç on metre boyunca geriye doğru uçup yere çakıldı.


Kafasını iki yana sallayarak eliyle yerden destek alıp ayağa kalktı. Ardından kendisine saldıran şeye baktı. Harap olmuş bedeninin her yerinden kırılmış kemikleri çıkan canavarı gördü. En kötüsü ise göğüs kafesinin kemikleriyle beraber tamamen parçalanıp patlamış iç organlarından siyah kırmızı akan kandı.


Yorgun yüz ifadesi yavaş yavaş sertleşirken konuştu adam.


"Hadi, gel bakalım"


Harap olmuş devasa canavar boğuk sesiyle hırlayıp adama doğru sendeleye sendeleye yürümeye başladı.


Adam da güçsüz bedeni ile devasa canavara doğru yürümeye başladı.


Aralarında bir kaç metre kalınca ikisi de durup birbirlerini süzmeye başladılar. Ardından yumruklar geri çekilip ileriye doğru savruldu.


Yumruklar buluştuğunda önceki olanlar gibi ahım şahım bir patlama gerçekleşmedi. İkisi de sadece bir kaç on metre geriye savrulup yerde yuvarlanmaya başladılar. Ardından aynı anda kendilerini oldukları yere sabitleyip tekrar çarpışmak üzere sendeleye sendeleye yürümeye başladılar.


Gerçekleşen bir kaç çarpışmanın ardından ikisi de bedenlerinde ki yeni oluşan çeşitli kırık ve yaralar ile tekrar yakınlaştılar. Devasa canavar, tek gözü açık ve yorgunluktan ölmek üzereymiş gibi gözüken yüz ifadesi ile kendisine artık çok ağır gelen kolunu yukarıya kaldırıp adama doğru savurdu.


Gelen darbeye karşılık veremeyen adam, titreyen elini kaldırıp devasa eli tutmasıyla tek dizinin üstüne çöktü. Kısa bir süre boyunca ikisi de kesik kesik nefesler alarak pozisyonlarını korudular.


Ardından devasa canavar eliyle adamın kafasını tutup sıkmak üzereyken adamın kanlı gözlerinde cehennemin mavi ateşi belirirken boğuk ve kısık sesisyle kükredi. Ardından devasa canavarın ayağına, toplayabildiği tüm gücüyle yandan bir tekme savurdu.


Devasa canavar yediği darbeyle havada dönüp sırt üstü yere çakıldı. Gözlerindeki cehennemin mavi ateşi artmaya devam ederken yerdeki devasa canavarın üstüne atıldı adam. Ardından elini kaldırıp devasa canavarın, kalbi gözüken parçalanmış göğüs kafesine soktu. 


Adam, devasa canavarın kalbini sıkarken son kükremesini atıyormuş gibi içinde bulundukları devasa kraterin içinde örümcek ağı benzeri çatlakların belirmesine neden olan bir kükreme savurdu devasa canavar.


Açık olan tek gözünden, cehennemin mavi ateşi gözlerinden etrafa yayılırken yüzünde ki şeytani gülümsemeyle kendisine bakan adama baktı devasa canavar. Ardından elini kaldırıp son gücüyle yumruğunu adama savurdu. 


Adam gelen darbeye karşılık, sadece eliyle sıktığı devasa canavarın kalbini daha da sıktı. Ardından yediği darbe ile elindeki devasa canavarın kalbiyle geriye doğru bir kaç yüz metre boyunca yere çarpa çarpa uçmaya başladı. 


Adam kraterin kenarına gömülürken önce elindeki devasa canavarın kalbine sonra bir kaç saniye boyunca titreyip yerde kıpırtısız bir şekilde uzanan devasa canavara baktı. Bayılmadan önce tek bir kelime söyledi.


Gerizekalı


Bir süre sonra 


Adam, kendisine tanıdık gelen kurt ulumasıyla zorla gözlerini araladı. Biraz ilerisindeki devasa canavarın cesedine baktı. Ardından kraterin içine devasa boyutlarda bir şeyin düşmesiyle taş toprak parçaları her yöne doğru savrulup etraf toz duman altında kaldı.


Adam, gözlerini kısıp toz duman altında kalan yere bakarken işittiği kurt uluması ile devasa boyutlarda bir şeyin, devasa canavarın cesedine atılıp parçalamaya başladığını gördü. Adamın gözlerine şok yansırken cesedi parçalayıp yiyen, uzunluğu beş metre ve yükseliği üç metreye ulaşan, üstündeki siyah kırmızı renginde ki tüyleri ile kan kırmızısı renginde ki dikey gözlere sahip Kurt'a elini uzattı.


"Kao-che"


Devasa kurt duyduğu sesle cesedi parçalamayı bırakıp kafasını çevirdi. Ardından sanki bir şeyleri hatırlamaya çalışıyormuş gibi yüzü karmaşaya büründü. Adama doğru gözlerini kısıp bir süre baktıktan sonra yüzünde beliren üzgün ifade ile hafifçe hırlayıp ona doğru ağır adımlarla yürümeye başladı.


Adamın önüne gelip onu bir kaç defa kokladıktan sonra gözlerinden okunan kafa karışıklığıyla geri çekilip hırlamaya başladı Kurt. 


Adam yerden destek alıp ayağa kalkmaya çalışırken zar zor konuşabildi.


"Kao-che, baba-na gel oğ-lum" 


Kurt işittiği kelimeler ile sanki içinde iki çeşit yaşam formu varmış gibi bir adama doğru üzgünce uluyup bir şeytanileşen yüz ifadesiyle hırlamaya başladı. 


Adamın ona doğru sendeleyerek ilerlemeye başladığını gören Kurt, ondan uzaklaşmaya başladı. Adamın hala üstüne doğru yürümeye devam edip konuştuğunu gören Kurt, yüzündeki üzgün ifadeyle kafasını sertçe iki yana sallayıp göğe doğru uludu. 


Ardından tüm gücüyle ileriye atılıp kraterin kenarına kafasını vurdu. 


Kurt, kafasını kraterin kenarına gömerken adamın gözleri dolmaya başladı. Ona doğru yürüyüp titreyen bedenini nazikçe okşamaya başladı. 


"Ha-di oğlum, ba-bana bak."


Eliyle nazikçe kurdun boynundan tutup geri çekmeye başladı. Kurt, kısa bir süre boyunca adamın kendisini çekmesine direndikten sonra karşılık vermeyi bıraktı. Adam, kurdun kafasını koyduğu delikten çıkarırken kurt kafasını başka bir tarafa çevirip üzgünce ulumaya başladı.


Gözlerinden akmaya başlayan yaşları engelleyemeyen adam, kurdun yanına çöküp nazikçe kafasını okşamaya başladı.


"Geç-ti oğ-lum, geçti."


Kurdun kafasını tutup yüzünü kendisine çevirdi. Kurdun kapalı gözlerinden akan yaşları görünce sanki biri kalbini parçalamış gibi hissetti. Yüzünü kurdunkine nazikçe değdirip yanaklarını okşamaya başladı.


"Ha-di oğlum, evi-mize gidelim."


Kurt, kısa bir şekilde uluyup adamın sırtına daha rahat çıkması için yana uzandı. Adam, kurdun sırtına yorgun bir şekilde uzanırken ayağa kalkan kurt, kafasını geriye atıp toz bulutu tarafından tekrar kaybolmaya başlayan dokuzgen yapıya doğru uludu. 


Ardından kafasını önüne çevirip kraterin kenarlarına keskin pençelerini geçirdi. Ve tırmanmaya başladı.




NOT:


Sevgili okuyucu ve yazarlar


Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi yorum kısmından benim ile paylaşabilir misiniz




Sevgiler, Yazarınız...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44543 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr