BÖLÜM 19

Hissettiğim öfke, adamın yanında uyandığımda acısından kalbimin parçalara ayrılacakmış gibi hissetmeme neden olan öfke değildi. Bu tam olarak, duvarla beraber canavarların arasına düşecekken hissettiğim güç ile dolu öfkeydi.

Kafam karışırken bunun nasıl mümkün olduğunu kendi kendime düşünmeye başladım. Şuan tüm gördüklerim rüya olmalı, yani başka bir açıklaması yok. Peki neden canavarların arasına düştüğüm zaman hissettiğimle bu kırmızı misketten yayılan şey aynı. 

Düşüncelerim iyice karmaşıklaşırken içimden kırmızı miskete dokunma dürtüsü geldi. Elimi göremediğim halde, elimin yavaş yavaş yükselip kırmızı miskete doğru uzandığını hissettim. 

Elimi durdurmak için en ufak bir direniş göstermedim. Sanki başından beri bir parçammış gibi kırmızı misketle bir olma isteği belirmeye başladı içimde.  

Göremediğim elimle kırmızı miskete dokunduğumda, hissettim. Onun, doğduğum günden beridir benim bir parçam olduğunu hissettim. 

Kırmızı misket, sanki ona dokunduğum için heyecanlanmış gibi üstündeki parlaklık aniden yükseldi. Ve daha da yükselemeye devam ederken beni kendisine doğru nazikçe çekmeye başladı.

En ufak bir direniş göstermeden, kırmızı misketin beni üstüne doğru çekmesini, yüzümde istemsizce beliren gülümseme ile izledim. Ardından kırmızı misketin üstüne bağdaş kurarak oturduğumda, sanki yapbozun son kalan eksik parçası yerine konmuş gibi bir tamamlanma hissiyatı yükselmeye başladı içimde.

Kırmızı misketten yayılan parlak ışık gözümün görebileceği tüm alana yayıldığında, kırmızı misket yavaş yavaş şişip büyümeye başladı. Kırmızı misketin boyutu artmaya devam ederken beni içine çekmeye başladı.

Kırmızı misketin kan kırmızısı içine tamamen girdiğimde, kulak zarlarımın titremesine neden olacak bir patlama gerçekleşti. Ardından içimde yükselmeye başlayan muazzam bir güç hissettim.

Bu öyle bir güçtü ki sanki nereye vurursam vurayım parçalanıp yok olacakmış gibiydi

Sanki önüme çıkan her ne olursa olsun bir yumrukta yok edebilecekmiş im gibiydi 

Hissettiğim muazzam güçle kalbim deli gibi atmaya başlarken muazzam güç yavaş yavaş azaldı. Ardından görüşümü kaplayan kan kırmızısı renk aniden yok oldu. Hafifçe başım dönmeye başlarken kafamı iki yana sallayıp etrafıma bakındım.

Her şey eskisi gibiydi. Merkezdeki, etrafına insana hayal gibi gelen rengarenk ışıklar saçan büyük misketin, etrafında daire şeklinde yayılmış diğer sekiz küçük misket. Üstünde oturduğum kırmızı miskete bakmak için başımı indirdiğimde, misketin artık orada olmadığını fark ettim. 

Endişelenip nereye kayboldu diye etrafıma bakacak iken içimden anlamlandıramadığım bir şekilde, kırmızı misketin çağrısını hissettim. Bana, 'Ben buradayım, tam içinde.' diyordu sanki.

Kafam karışmaya başlarken ona ulaşmak istediğimde, yavaş yavaş içimden etrafa yayılmaya başlayan ateş kadar sıcak kan kırmızısı hava akımı ile muazzam bir güç hissettim.

Etrafımda daire şeklinde süzülmeye başlayan kan kırmızısı hava akımının güzelliğine dalıp gittim. Kısa bir süre daha baktıktan sonra yavaş yavaş üstüme uyku çökmeye başladı. Uykuya tamamen dalmadan önce tek hatırladığım şey, kırmızı misketin çağrısıydı.

Uyanıp gözlerimi açtığımda, binanın çatısında hala yerde bağdaş kurarak oturduğumu fark ettim. Esneyerek ayağa kalktım. Ardından hafifçe gerinirken aklıma gördüğüm rüya geldi. 'Çok ilginç bir rüyaydı' diye düşünmemle içimden çağrının gelmesi bir oldu.

Yüzüme yansıyan şok ifadesiyle kendi kendime konuştum.

"Yoksa gördüklerim rüya değil miydi."

Bana karşılık gelen cevap ise bedenimden yayılmaya başlayan, ısısını hissedebildiğim ateş kadar sıcak kan kırmızısı hava akımı ve muazzam güçtü. Yüzümdeki ifade şok ve heyecanla dolarken kan kırmızısı hava akımı bedenimin etrafında daire şeklinde süzülmeye başladı. 

Bir süre boyunca hava akımına baktıktan sonra bakışlarımı ellerime çevirdim. Ellerimi boyun hizama kadar kaldırıp, içimde hissettiğim muazzam güç ile sıktım. 

Etrafa yankılanan çatırtı sesleri ve ellerimin arasından çıkan boş havayı gördüğümde, kendi kendime aptal gibi gülmeye başladım.

Bir süre boyunca ellerimi açıp kapattıktan ve çatırtı sesleriyle yumruklarımın arasından çıkan boş havayı izledikten sonra aklıma gelen fikirle içimden gelen çağrıya ulaşmaya çalıştım. Ve bunu düşünmemle gözlerimin önünde kan kırmızısı küçük bir misket belirdi. 

Bu o, rüyamda gördüğüm misket

Yani, rüyada kinden bayağı bir küçük

Ona kim olduğunu sorduğumda, bana cevap vermedi. Ona bir kaç tane daha kişisel soru sorup bana cevap vermedikten sonra bu gücü nasıl geri çekebileceğimi sormak için ağzımı açtım. Ama ben daha ağzımı açmadan kan kırmızısı hava akımı ile muazzam güç yavaş yavaş içime çekilmeye başladı. 

Sanırım tek yapmam içimden düşünmek

Aklıma gelen fikri kanıtlamak için onun tekrar gelmesini istedim. Ve düşündüğüm gibi hava akımı ile güç tekrar içimden yükselmeye başladı. Bunu bir kaç defa daha tekrar edip, kırmızı misketi düşünerek çağırabileceğimden emin olduktan sonra kırmızı misketin güçlerini geri çekmesini istedim.

Ardından kafamı çatının kenarına çevirirken yüzümde yavaş yavaş kararlılık belirmeye başladı.

Abi 

Kanın yerde kalmayacak