Bölüm-17 Heyecan ve Tekrar Üzüntü

avatar
562 13

Başlangıç - Bölüm-17 Heyecan ve Tekrar Üzüntü





Bir an nereye kaçacağımı şaşırdıktan sonra elimdeki poşeti sıkıca kavrayıp, kendime gelişimci olduğumu hatırlattım. Hafiften cesaretimi topladıktan sonra mağazanın içine yönelmekten vazgeçip, arkama döndüm.


Göbekli amca canavardan hiç beklenmeyecek şekilde üstüme atılırken, titreyen ayağımı sıkıca yere basıp geriye doğru zıpladım.


Göbekli amca canavar az önce durduğum yere pençesini savururken, kendimi geriye doğru uçarken buldum.


Heyecandan hızlı hızlı atmayan başlayan kalbimle arkamdaki harabeye dönmüş binanın kalıntılarının arasına, canım fazla acımadan düştüm.


Heyecan ve mutluluktan daha da hızlı atmaya başlayan kalbim ile ayağa kalktım. Canavarlar bana iyice yaklaşmaya başlarken aklıma gelen delicesine fikirle sağlam kalmış önümdeki binaya baktım.


Canavarlar üstüme atlarken elimdeki poşeti kucaklayıp ayaklarımı yere tüm gücümle bastırıp hafifçe çömeldim. Ardından zeminde beliren çatlaklar ile yukarıya doğru zıpladım.


Üstüme atlayan canavarların arasından yüksek bir hızda uçup geçerken şaşkınlıktan ağzım açık gözlerim kocaman olmuş bir şekilde, önümdeki binanın duvarına sülük gibi yapıştım.


Başım dönüp yere düşecekken boşta olan elimi duvarın içine geçirdim. Başımı çevirip yere baktığımda bir kaç kat yüksekte olduğumu fark ettim. Aşağıda bana vahşice kükreyip binanın duvarına tırmanan canavarlara bakarken yüzüme yayılmaya başlayan kocaman sırıtışa engel olamadım.


Kucağımdaki poşeti tutma yerinden ağzıma koydum. Ardından diğer elimi kaldırıp, duvarın içindeki elimin biraz yukarısına tüm gücümle geçirdim. Fazla güç uygulamış olmalıyım ki kolum köküne kadar içeri girdi.


Aptallığıma küfredip tekrar aşağıya baktığımda kalbim tekledi.  Sayılamayacak kadar fazla canavar binanın etrafına toplanıp, duvara tırmanıyorlardı. Onların haricindeki canavarlar ile göbekli amca canavar benden bir kaç metre aşağıda bana bakarak kükrüyorlardı.


Az önceki sahip olduğum cesaret, havası sönen balon gibi kaybolup giderken tiz çığlıklar eşliğinde yukarıya doğru tırmanmak için elimi korkunun bana verdiği güçle duvardan çıkardım.


Elimle beraber tuttuğum kattaki tüm duvar yerinden çıkarken duvar ile beraber düşmeye başladım. Öleceğimi düşünmeye başlarken içimde dehşetengiz bir şeylerin hızla yükselmeye başladığını hissettiğimde hafiften bilincimi kaybetmeye başladım.


Gözlerim kanlanıp, yerden üstüme atlayan canavarlara doğru üstümdeki duvarla düşerken içimde yana şey zirve noktasına ulaştığında, ağzımı açıp vahşi bir yaratık gibi kükremekten kendimi alıkoyamadım. 


ARRRRRRRGGGGHHHHHH


Etrafımda belirmeye başlayan ateş kadar sıcak kırmızı hava akımıyla hala duvara gömülü olan elimi, duvarla beraber canavarların üstüne savurdum.


Canavarlar yedikleri darbeyle zemine yapışık et püresine dönerken arkamdan üstüme atlayan göbekli amca canavara dönüp, yanağına tokadı yapıştırdım. Yediği darbeyle ağzından fışkıran dişlerle dolu kanla, geldiği yere doğru kendi ekseni etrafında döne döne uçmaya başladı.


Attığım tokat darbesiyle içimde zirve noktasına ulaşan şey, aynı hızla düşmeye başlarken bilincim hızla geri geldi. Kafamı iki yana sallayıp üstüme atılan canavarları fark ettiğimde, dünya aniden yavaşladı.


Dehşete düşmüş yüzümle sanki ağır çekimdeymiş gibi havada üstüme doğru gelen canavarlara boş boş baktım. Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yokken ağır çekimde üstüme atlayan canavarlar yavaşça hızlanmaya başladı.


Düşünmeyi kesip fırsat bu fırsat deyip, hala elimde olan poşeti iyice göğsüme bastırıp, içimde hissedebildiğim şeyle ayaklarımı yere tüm gücümle basıp çömeldim. Ardından kafamı binanın çatısına çevirip zıpladım.


Bir patlama sesi ve vahşi canavarların kükremeleri eşliğinde, çatıya doğru bir roket gibi uçmaya başladım. Yüzümdeki korku yerini neşeye bırakırken çatıya yetiştim. Ve çatıyı aşıp uçmaya devam ettim.


Neşem aniden alt üst olunca, tiz çığlıklar eşliğinde uçmaya devam ettim. Kısa bir süre boyunca uçtuktan sonra uçmayı kesip, bu sefer düşmeye başladım. Belki düşmeden önce bir şeyler yaparım umuduyla etrafımda zorla dönüp aşağı baktım.


Ve ödüm resmen bokuma karıştı.


Binanın çatısından en az bir elli metre kadar uzaktaydım. İçimdeki tüm umutlarda solunca, gözlerimi sıkıca kapatıp, kendimi top haline getirdim. 


Ve bayılmadan önce hatırladığım tek şey, kemiklerimin kırılırken ki verdiği muazzam acıydı.



Bir süre sonra 



Gözlerimi ovup zorla açtığımda, kendimi yapışkan bir şeyin içinde yüzüstü yatarken buldum. Yerden destek alarak oturur pozisyona geçip, dönen başımla etrafıma bakındım. Bir evin içindeydim.


Ev mi 


Başımın zonklamasıyla bayılmadan önce olan her şey aklıma gelmeye başladı. Korkudan değişen yüzümle aniden ayağa kalkıp bedenimi kontrol etmeye başladım. Vücudumda en ufak bir kırık veya çizik bulamadığımda kafam karışmaya başladı.


En son hatırladığım kadarıyla gökyüzünden düşüyordum. Ardından bayılmama neden olan muazzam acı. Ama gariptir ki hiç acı falan hissetmiyorum şuan.


Adamın bana söylediği kelimeler aklıma geldi.


'İyileşmeye başlamış olmalısın.'


Acaba bir gelişimci olduğum için olabilir mi 


Yani, sanırım öyledir


Düşünmeyi kesip yerdeki patlayıp etrafa saçılmış temizlik ürünlerini gördüğümde sinirlerim bozulmaya başladı. Sağlam kalan vardır umuduyla bir süre yapış yapış olan temizlik ürünlerini kontrol ettikten sonra sağlam kalmış tek bir şey gördüm.


Büyük yazısıyla üstünde BİM yazan poşet parçasıydı. Kaşlarım seğirmeye başlarken başımı kaldırıp, bir kaç kat boyunca delik açılmış tavana baktım. Harbiden ha, gelişimci olmak çok güzel bir şeymiş .


Kendi kendime mırıldandıktan sonra evi kontrol etmeye başladım.


Banyodan bulduğum küçük bir tas ve kovayla içeriye yöneldim. Kuru ve sıvı birbirine karışımış olan temizlik ürünlerini, tasla kovaya doldurmaya başladım. Kova yarısına kadar dolunca, banyoya yöneldim.


Bir saatlik uğraştan sonra üstümdeki tüm pisliklerden kurtulup, kendimi sıcak suyun altına bıraktım. Bir yarım saatte suyun altında tüm olanları tekrar tekrar düşünüp biraz ağladıktan sonra banyo dolabından kimin olduğunu bilmediğim bir havlu alıp kurulandım.


İyice kurulanıp aynanın karşısına geçtim ve ohaaaa dedim. Bedenim sanki baştan yapılandırılmış gibiydi. 


Beyaz ten rengim, pürüzsüz vücudum ve bana hafiften uzamış gibi gelen boyumla abartı büyüklükte olmayan kaslarım sanki kalemle çizilmiş gibiydi. Yüzümde ise fazla bir değişiklik yoktu. Hafiften uzamış saçlarımla sadece biraz daha yakışıklı olmuştum. Hehehe 


Aynadan kendime bir süre daha baktıktan sonra kıyafet bulmak için banyonun hemen yanındaki odaya yöneldim. Burası oturma odasıydı. Kafamı çevirip biraz ilerimdeki kapısı açık olan odaya yöneldim.


Odanın açık kapısın yanına yaklaştığımda içerisinin bir bebek odası olduğunu gördüm. İçeriye adımımı attığımda, bir an için kalbim patlayacakmış gibi hissettim. Kısa bir süre odaya boş boş baktıktan sonra gözlerimden akmaya başlayan yaşlarla odadan çıktım. 


Kapıyı ses çıkarmamaya dikkat ederek,yavaşça kapattım. Titremeye başlayan vücudumla kapının dibine devrilirken elimle ağzımı kapatıp sessizce ağladım.




Not:


Sevgili okuyucular novel hakkında ki düşüncelerinizi yorumlar kısmından benim ile paylaşabilir misiniz acaba :)))


Sevgiler,  Yazarınız...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44540 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr