Bölüm-8 Diğer --- Abi ?

avatar
726 19

Başlangıç - Bölüm-8 Diğer --- Abi ?


Not:

Lütfen yorum yapmayı unutmayınız Sevgili Okuyucular.


Üstünde ki kanla kaplı ceketini çıkarıp bir kenara atan Sayın Başkan, "Asena, Tesisin içinde sağ kalan var mı?" dedi, kapıya doğru yöneldiğinde. 


"Kontrol ediliyor."


Daha fazla drone çıkıp, yerde ki kan ve pislik içinde bedenleri şimdiden morarmaya başlayan insanları taramaya başladı. 


Sayın Başkan kapının önüne yetiştiğinde,


"Tarama tamamlandı. Sağ kalan sayısı sıfır." 


Duyduklarıyla keder ve öfkeden gözleri kızarmaya başladı Sayın Başkan'ın. Yumruğunu sıkıp var gücüyle dayanıklı materyallerden yapılmış zemine gömdü. 


"Kahretsin, bana kapıyı aç Asena." dedi Sayın Başkan. 


"Tavsiye edilmiyor." 


İfadesi çirkinleşen Sayın Başkan, "Ne demek tavsiye edilmiyor."dedi.


" Atmosfere sızan toz bulutunun ne tür etkiler doğurabileceği bilinmiyor. Öncelikli görevim Sayın Başkan'ı korumak. "


" O zaman örnek alması için dronları gönder. "dedi, Sayın Başkan. 


" Tavsiye edilmiyor. "


" Ne yapmaya çalışıyorsun Asena? "dedi, Sayın Başkan kaşları seğirirken. 


" Toz bulutundan örnek alması için drone gönderirsem eğer, kimliği bilinmeyen yabancı yapı tarafından fark edilebiliriz. "


Asena'nın söyledikleriyle hafifçe kendine gelen Sayın Başkan," Haklısın, sağlıklı düşünemiyordum."dedi, yerde ki ceketine ilerlerken. 


Ceketinin cebinde ki sigara paketinden bir dal çıkarıp yaktı. Derin bir nefes çekip," Ulaşabileceğin herhangi bir yer var mı? "dedi. 


" Tekrar ediyorum, dünya üzerinde ki tüm elektrik ağı kesildiği için diğer gizli tesisler hariç, hiç bir yere ulaşamıyorum. "


Sayın Başkan derin düşüncelere dalarken, Asena tekrar konuştu. 


" Diğer gizli tesislerle bağlantı kurmamı ister misiniz? "


Kafasını iki yana sallayan Sayın Başkan," Hayır, onları boşver."dedi. Kısa bir duraksamanın ardından," Dronları, askeri üslere ve polis karakollarına gönder. Eğer hala hayatta ve gücü yerinde olan varsa, onlara tüm vatandaşları en yakın sığınaklara götürmelerini söyle. "dedi. 


" Emredersiniz Sayın Başkan. "


" Diğer'lerine dronlarla mesaj göndermemi ister misiniz Sayın Başkan. "


İstemsizce yumruklarını sıkan Sayın Başkan," Hayır. Diğer'leri, ne yapmaları gerektiğini biliyorlar. "dedi. 






Türk'lerin doğduğu gerçek bilinmeyen tarihten beridir var olanlara, bu çağda verilen isim. 


Diğer


Onlara zamanın da bir çok isim verildi. 



Kagemono



Özgür



Bu isimler onlardan bazıları. 


Onlar, O isimlerle doğmazlardı. Onların O isimleri hak etmeleri için, kan denizlerini aşıp, ceset dağlarını tırmanmaları gerekiyordu. 


Ve isimleri almayı hak ettikten sonra tek bir görevleri vardı. 



YOK ET



Kim veya ne olduğunun hiç bir önemi yoktu. 


Devletine başkaldıran yabancıları  YOK ET


Devletinin vatandaşlarına zarar veren yabancıları  YOK ET


Devletine zarar vermek isteyen yabancıları  YOK ET


İstilacıları YOK ET




Kıyamet gerçekleşmeden hemen önce


Şanlıurfa


Nemrut Anıtları


Anıtların biraz ilerisinde ki uçurumun hemen yanında, sağ elinde, bir zamanlar insan olduğu zar zor anlaşılan kan ve kemik torbası tutan, iki metre boyunda, iri yapılı, askeri tıraşlı saçıyla, üstünde kanla lekelenmiş basit gündelik kıyafetler giyen bir adam. 


O esnada gökyüzünde ki kıyamet fenomenleri başladı.


Adamsa yüz ifadesinde en ufak bir değişiklik olmadan soğukça gerçekleşen olayları izledi. 


Dokuzgen yıldıza benzeyen yapı, kırmızı siyah toz bulutunun arasından çıktıktan sonra, ağzını açıp kaba sesiyle sadece iki kelime söyledi. 


YOK ET


Elinde ki kemik ve kan torbasını kağıt parçasıymışçasına  bir kenara atıp, uçuruma adım attı. 




Türkiye'nin sınırları dışında 'Görev' yapan tüm Diğer'ler, yaşanan fenomenin ardından hemen ülkeye geri dönüş yoluna girdiler. 


Türkiye'nin içinde ki ormanlarda, bayırlarda ve dağlarda 'Görev' yapan Diğer'ler ise, şehirlere inmeye başladılar. 




Kafede 



Yerde iyice uzandıktan sonra sürünerek lavabonun köşesine ilerledim. Sırtımı duvara dayayıp, elimi başımın üstüne kaldırıp duvarın sağını solunu yoklamaya başladım ışıldağı bulmak için. 


Işıldağın yuvasına değen elimle, altında ki küçük boşluğa bastırıp yukarı kaldırmaya çalıştım. Bir kaç kez deneyip yerinden çıkaramadıktan sonra, diğer elimle yerden destek alarak hafifçe yükselip, ışıldağı yuvasından çıkardım. 


Yuvasından çıkan ışıldak dümdüz ilerleyip, kafamın tam ortasına düşüp durdu. Sinirden titremeye başlayan elimle ışıldağı alıp düğmesine bastım. 


Işıldağın yanmasıyla biraz önce düşmeme neden olan şeyi gördüm. Bir bayanın kanlar içinde iki büklüm olmuş cesedi. 


Kaşlarım seğirirken aklıma gelmeye başlayan kötü düşüncelerimi bastırıp ayağa kalkmaya çalıştım. 


Işığı kırık aynaların üstünde dolaştırdığımda, küçük bir parçası sağlam kalmış aynaya yaklaştım. Ve kendime baktım. 


Kanlar içinde ki yüzümün sol tarafı tanınmayacak şekilde çizilmiş, sağ tarafında ise beş parmaklı bir el izi. 


Işıldağı kenara bırakıp, yüzüme batan küçük cam parçalarını yavaşça çıkarıp, elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra kafamı suyun altına koydum. Hafifçe kendime geldikten sonra yerde ki acil yardım çantasını alıp lavabonun kenarına bırakıp içinden tentürdiyot ve sargı bezi çıkardım. 


Üstüne tentürdiyot sürdüğüm bezle yüzümü iyice temizledikten sonra bakışlarımı bacağıma çevirip demir çubuğa baktım. 


Çubuk, baldırımın arkasını delip çıkmış. Ama şimdi dikkatli bakınca, kemiğime denk gelmediğini fark ettim. Sanırım kemiği sıyırıp geçmiş. 


Çantadan çıkardığım makasla, çubuğa dokunmamaya çalışarak pantolonumu kesmeye başladım. Pantolonu kestikten sonra, üstü mor ve kırmızı damarlarla dolu kanı kurumuş bacağımdan bakışlarımı çekip derin bir nefes aldım. 


Temiz bezlerden birini suya batırıp, Ya Allah deyip çubuğun etrafını temizlemeye başladım. Acıdan ekşiyen yüzümle sürekli derin nefesler alıp durdum. 


İyice temizledikten sonra tentürdiyotlu bezlerden birini alıp nazikçe demir çubuğun etrafına sürmeye başladım. Bir kaç dakikalık uğraştan sonra baldırımın arkasından ucu görünen demir çubuğunda etrafını zor ve acı dolu bir şekilde temizleyip tentürdiyotlu bezle sardım. 


Bacağımın acısı hafiften dinmeye başlayınca, kapıdan içeri yavaşça süzülen siyah kırmızı toz bulutunu fark ettiğimde kalbim tekledi. 


O toz bulutunun bana ulaştığında ne tür etkileri olabileceğini bilmiyorum. Bir çıkış yolu bulabilmek için etrafıma baktığımda kendime küfrettim. Kahretsin, burası lavabo nereden çıkacağım ki. 


Korkarak lavabonun köşesine geri çekildiğimde, toz bulutunun içeriye dolup üstümü baştan aşağıya kaplamasını izlemekten başka bir şey yapamadım. 


Gözlerimi kapatıp olacakları beklemeye başladım. Bekledim. Bir kaç dakika boyunca aptal aptal bekledikten sonra hiç bir şey olmadığını fark ederek gözlerimi yavaşça açtım. 


Toz sanki benimle ilgilenmiyormuş gibi benden uzaktaydı. Tam, yerde ki bayanın cesedinin üstünde. Dikkatli bakınca özellikle, kafasında toplanıp deliklerinden içeri girdiğini fark ettim. 


Bu ne lan


Titreyerek ışıldağı aldığım gibi lavabodan bacağım el verdiğince hızlı çıkmaya çalıştım. Geçtiğim yerde ki tozlar benden uzaklaşırken iyice tırsmaya başladım. 


Bunun zekası falan mı var


Kafenin içinde ki durumda tam olarak aynıydı. Ama şef ve diğer müşterilerin cesetlerinde ki toz bulutları, lavaboda ki bayanınkinden çok daha azdı. 


Buradan bir an önce uzaklaşmak için kapıya yöneldiğimde, Muhammed abinin cesedinin olması gereken yerde olmadığını gördüğümde az daha kalbim duracaktı, yerimde donup kalırken. 


Neler oluyor lan burada


Muhammed abinin cesedinin neden yerinde olmadığı hakkında aklıma en ufak bir şey gelmedi. 


O gözlerimin önünde ölmüştü. Nefes almıyordu. En ufak bir kıpırtısı olmadan mosmor kesilmiş bedeniyle yerde yatıyordu. 


Eğer birileri yardıma falan gelmiş olsaydı, en azından seslenirlerdi, veya sadece Muhammed abinin cesedini durduk yere alıp götürmezlerdi. 


Deli gibi atmaya başlayan kalbimle, etrafıma çok dikkatli bir şekilde bakarak yürümeye başladım. Kapıya yaklaştığımda, toz bulutunun arasından zar zor görebildiğim caddenin karşı tarafında sanki bana bakan biri varmış gibi hissettiğimde oracıkta kalpten gitmeme az kalmıştı.


Toz bulutu yavaşça dağılıp oraya iyice odaklanınca, benim tarafıma çevrili bedeniyle bir insan silüeti gördüm. 


Tabiri caizse eğer, ödüm bokuma karışmadan önce gördüğüm şey, Ölü olması gereken Muhammed abinin dimdik ayakta, bana bakıyor olmasıydı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44552 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr