Bölüm 676 : Haraç

avatar
3434 27

A Will Eternal - Bölüm 676 : Haraç


Çevirmen : Clumsy 

 

Salondan çıkan Bai Xiaochun kafasını üç büyük klan istikametine çevirdi, suratına bir küçümseme yerleşmişti. Klanlara yönelik sağlam bir kini olmasa da onu defalarca öldürmeye çalıştıkları bir gerçekti.

 


Gardiyanken intikam alması imkansızdı, tabii mahkumken daha da zordu. Ama artık işler değişmişti. O, Dev Hayalet Şehri kralı için çalışan Vekilharç Bai olmuştu.



“Göksel Marki Chen Hai’yi çağırın!” diyerek parmağını şaklattı ve yakınlardaki korumalar emrini yerine getirmek için hemen harekete geçti.



Sonra da salonun dışına geçti, kollarını arkasında kavuşturup göğe bakarak Chen Hai’yi beklemeye başladı. Beklerken de Zhou Yixing’e bir mesaj gönderdi.


“Adamların benim adıma üç büyük klana göz kulak olsun!”



“Hiç merak etme, lordum. Ben her şeyin icabına bakacağım. Bu arada Chen Klanı halkının korkudan aklı çıkmış durumda.”



Bai Xiaochun bu yanıttan sonra bir iki talimatta daha bulundu ve gözlerini kapatarak beklemeyi sürdürdü. Çok geçmeden de içerisinde orta yaşlı, tıknaz bir adam barındıran bir ışık huzmesi göründü.



Bu adam isyana katılmayan dört göksel markiden biriydi. Ayrıca Bai Xiaochun’a köşk ve benzeri pek çok hediye sunan kişinin ta kendisiydi. Xiaochun’un sarayın dışında dikildiğini gören Chen Hai’nin suratına ciddi bir ifade yerleştirmişti. Kollarını kavuşturup eğilen adam, “Emriniz neydi, Vekilharç Bai?!” dedi.



“Göksel Marki Chen, adamlarını topla. Benimle ufak bir yolculuğa çıkacaksın!” Bai Xiaochun’un tümgenerallik geçmişi vardı ve dolayısıyla cümlelerindeki asalet Chen Hai’yi sarsmıştı. Bakışlarını önce saraya, sonra Bai Xiaochun’a çeviren adam onayını dile getirdi ve hiç tereddütsüz komutası altındaki ruh yetişimcilerine emirlerini sıraladı. Kısacık bir sürede 20,000 adam toplanmıştı. Ve o noktada önce Bai Xiaochun ile Chen Hai, arkada da ufak bir ordu Dev Hayalet Şehrini uçarak terk etti!       


Bilhassa 20,000 ruh yetişimcisinin üç büyük klandan biri olan Cai Klanına yöneldiğini görmek şehirdeki herkesi sarsmıştı. An itibarıyla herkes biliyordu ki hedef… intikamdı!



20,000 yetişimcilik ordu öldürme güdüsü yayarak ilerlemekteydi. En öndeyse kollarını arkasında kavuşturmuş, kibirli bir ifade takınmış Bai Xiaochun gidiyordu. Kendisini yeniden Büyük Sete dönmüş de her emrine koşacak astlarını toplamış kudretli bir tümgeneral olmuş gibi hissediyordu. 



Chen Hai de hemen yanında ilerliyordu. Parmaklarını onaylayıcı bir şekilde kaldıran adam o noktada lafa girdi. “Harika bir iş çıkardın, Bai, eski dostum! Gerçekten erkekler arasında bir ejdersin. Sana şöyle söyleyeyim, yıllar boyunca ansızın güç kazanıp eline yüzüne bulaştıran çok adam gördüm. Ama sen onlardan değilsin, Bai, eski dostum. Sen harika bir iş çıkarıyorsun. Gerçekten de Dev Hayalet Şehri için bulunmaz nimetsin!




“Bu 20,000 ruh yetişimcisi seni yerinden kımıldatılamaz bir dağ gibi, daimi bir deniz gibi gösteriyor. Seninki gibi bir zeka prensler arasında bile nadir görülür.” Chen Hai son derece ciddi bir surat ifadesiyle konuşuyor, göbeği aşağı yukarı sallanıyordu. Birazcık yaltaklandığı belli olsa da sözleri kulağa tamamen güvenilir geliyordu.


Haliyle Bai Xiaochun kendisini harika hissediyor ve bu Chen Hai gerçekten de iyi bir gözlemci diye düşünmeden edemiyordu. Kocaman gülümserken aklına bir atasözü gelmişti: Oturacak güzel bir tahtırevanın olsa da seni kaldıracak olan başka insanlardır. Bu yüzden birkaç sokulgan cümle kurdu ve ikili çok geçmeden hoş bir sohbete başladı.



Bai Xiaochun bir yandan da bu haraç işini nasıl yürüteceğini düşünüyordu. Kral resmi bir emir vermediği için bunu zorlayıcı bir şekilde yapamayacaktı.



“Güç kullanamayacak olabilirim ama yine de intikamımı tamamıyla alabileceğim!” diye düşünürken çantasına baktı, küçük kaplumbağayı düşündü ve ansızın aklına bir fikir geldi.



Çok geçmeden Cai Klanı önlerinde belirdi. Bu klanı seçmesinin özel bir sebebi yoktu, yalnızca yakınlığı değerlendirerek seçim yapmıştı.



Tabii ki Cai Klanındaki herkes onun gelişi karşısında fazlasıyla gerilmişti. Her biri fark edilir şekilde titremekte ve klan şefi bir yetişimci grubunu peşine takarak beti benzi atık şekilde kapıya, misafirleri karşılamaya gelmekteydi.



Zamanında Bai Xiaochun’u öldürmeye çalışan genç seçilmiş de ona zenginlikleriyle zorbalık etmeye kalkan züppeler de oradaydı. Ve hepsinin rengi atmış, vücutları titremeye başlamıştı.


Son zamanlarda klanlarının üzerine çöken baskı çok büyüktü. Başpapazları ölmüştü ve klanın her üyesi kendilerinin de ölümün eşiğinde olduğunu hissediyordu.



Haliyle Bai Hao’nun kalabalık bir ruh yetişimcisi grubuyla bizzat ziyarete gelişi herkesi panikletmişti. En çok korkanlarsa her şeye rağmen sükunetlerini koruyan klan şefi ve klan kıdemlileriydi.



Sonuçta… Dev Hayalet Kral onları öldürmek isteseydi bunu yapmak için bu kadar beklemezdi…  



Cai Klanı sakinleri ön kapıdaki yerlerini alırken Bai Xiaochun, Chen Hai ve 20,000 ruh yetişimcisi de kara bir bulut misali göğü kaplamıştı. Grup yaklaşırken Chen Hai yüksek sesle, “Alanı kilitleyin. Vekilharç Bai’nin emri olmadıkça hiç kimse giriş çıkış yapamayacak!” dedi.



20,000 ruh yetişimcisi hemen yayılarak Cai Klanını kuşattı ve giriş çıkışları tamamıyla engelledi. Cai Klanı yetişimcilerinin tamamı şoktaydı. Klan şefininse titreşen ifadesine rağmen dişlerini sıkıp aceleyle Bai Xiaochun’a yaklaşmak ve saygılı bir şekilde kollarını kavuşturmaktan başka şansı yoktu.


“Selamlar, Vekilharç Bai, Göksel Marki Chen.”
Ardından klanın geri kalan fertleri de benzer şekilde kollarını kavuşturarak selamlarını sunmaya başladı.



Bai Xiaochun ise onları hiçe sayarak Chen Hai’ye doğru memnuniyetsiz bir bakış attı.


“Göksel Marki Chen, buraya Cai Klanını yok etmeye gelmedim. Neden klan şefini korkuttun ki?”



“Anlıyorum, Vekilharç Bai,”
dedi Chen Hai ciddiyetle, “ama mütevazı hizmetkarınızın da aldığı emirler var!”



Bai Xiaochun kafasını sallayarak hafiften mahcup şekilde klan şefine yaklaştı.


“Oh, endişelenmeyin,” dedi klan şefi, “Göksel Marki Chen’in uyması gereken emirler olduğunu anlıyoruz. Vekilharç Bai, lütfen içeri gelin de yapılması gerekenler üzerine konuşalım.” Klan şefinin Bai Xiaochun ve Chen Hai arasındaki danışıklı dövüşü fark etmemesi mümkün değildi. Fakat bu farkındalığın pek faydası olduğu söylenemezdi.


Bai Xiaochun Cai Klanına hemen girmedi. Bunun yerine boğazını gürültülü bir şekilde temizleyerek Chen Hai’yi daha da sert bir ifade takınmaya itti.



“Tüm Ruhun Başlangıç seviyesi görevliler Vekilharç Bai’yi korumak için bir adım öne çıksın!” Bu emirle birlikte 20,000 kişilik gruptan bir düzine civarı yetişimci sıyrıldı ve her biri Bai Xiaochun’u çevreledi.



Bai Xiaochun hala halinden memnun görünmüyordu ama en sonunda iç çekerek klan şefine buruk bir gülümseme sundu. “Bilirsiniz ya, gerçekten başka şansım yok. Cai Klanınıza güvenmiyor değilim. Sadece kral hazretleri bana çok değer veriyor, ne yapalım.”



Gidişat konusunda daha da canı sıkılan klan şefi ise “Evet, evet, evet, tabii ki. Vekilharç Bai Dev Hayalet Şehri için çok önemli. Kesinlikle hiçbir aksiliğe müsaade edemeyiz. Gayet iyi anlıyorum…” diyerek yanıt verdi.



“Peki, hadi içeri girip konuşalım öyleyse.” diyen Bai Xiaochun kolunu sıvayarak son derece önemli ve güçlü biri olmanın tadını çıkarttı. Tabii ki klandan içeri ilk önce korumalığını üstlenen Ruhun Başlangıç yetişimcileri girdi. En ufak bir şüpheli durumda onun güvenliği için saldırıya geçecekmiş gibi bir halleri vardı.



Cai Klanı yetişimcileri korkudan titriyor, bilhassa bir seçilmiş, fark edilmeme umuduyla kafasını eğik tutuyordu.



Klan şefininse canı çok sıkılmıştı ama kıdemlilerle birlikte Bai Xiaochun’a eşlik etmekten başka şansı yoktu.



Bu sırada klanın ana salonuna giren Bai Xiaochun rahatça oturarak gülümsedi. “Klan şefi Cai, bugün buraya resmi bir iş için gelmedim. Sadece Cai Klanının bin yıllık bir birikimi olduğunu işittim ve birazcık incelemek istedim.”



“Anlıyorum, Vekilharç Bai. Lütfen bir dakika bekleyin.” diyen klan şefi suratına yapmacık bir gülümseme yerleştirerek yanına döndü ve birkaç emir sıraladı. Klan üyeleriyse çabucak harekete geçerek kısa bir süre içerisinde göz kamaştırıcı ışıklar saçan bir ruh şişesi getirdi.



Pek büyük olmayan şişe sıradan bir vazoyu anımsatıyordu. Fakat etrafını saran ışıklar sıra dışı bir nesne olduğunu belli ediyordu. Ayrıca yüzeyinde, on bir kat ruh güçlendirme geçirdiğini anlatan tek bir altın dizayn bulunuyordu!



Şişeyi saygılı bir şekilde Bai Xiaochun’un önüne koyan klan şefi, “Vekilharç Bai, bu ruh şişesi Cai Klanının güçlü bir büyülü hazinesidir. Lütfen bir bakıp ne düşündüğünüzü söyleyin.” dedi.



Bai Xiaochun hiç değişmeyen surat ifadesiyle şişeyi alarak incelemeye başladı. İlahi hisleriyle bile taradı. Şişe yalnızca inanılmaz olmakla kalmıyordu, içerisinde de 100,000,000u aşkın kinci ruh barındırıyordu. Etkileyici bir hediye olduğu belliydi ve Bai Xiaochun da etkilenmişti. Ama Cai Klanının çılgınca zenginliklerine rağmen kendisine yalnızca 100,000,000 kinci ruh teklif ettiklerini fark eder fark etmez tepesi attı.



Surat ifadesi sertleşti, yetişim gücü açığa çıktı ve sağ elini sıkıp çıkarttığı çat sesiyle ruh şişesini paramparça etti. Tabii bu hareketle birlikte 100,000,000u aşkın kinci ruh açığa çıktı. Neyse ki etrafta bu ruh kalabalığını bastırabilecek kadar çok sayıda Ruhun Başlangıç uzmanı vardı.



Klan şefine dik dik bakan Bai Xiaochun bu hareketinden sonra da buz gibi bakışlarla şöyle dedi: “Klan şefi Cai, bir ekipman dövme ustası olmayabilirim ama yetişime adadığım onca yıldan sonra beni aptal mı sanıyorsun? Gerçekten tek bir ruh şişesiyle benim gözümü boyayabileceğini mi düşünüyorsun?!”

 

#Oo Vekilharç Bai sinirlendi  Bizimkinin en sevdiği şey etrafına birilerini toplayıp böbürlenmek, hava atmak. Bu bölümlerde de klan klan gezip böbürlenecek, iltifatlar alacak ve hediyeler toplayacak gibi görünüyor. Mis gibi! 
Peki bu bölümler tamamen olaysız geçecek mi? Okuyup göreceğiz, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr