Bölüm 646 : Dev Hayalet Kralın Oyunu

avatar
3338 27

A Will Eternal - Bölüm 646 : Dev Hayalet Kralın Oyunu


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Klanı başpapazı kuvvetli bir kahkahayla birlikte, “Odun tipi güçle kontrol edilebiliyorsun, Dev Hayalet Kral. Hele zayıflama periyodunda daha da fazla. Bu durumda nasıl karşılık vereceksin ki?!” dedi.



Bu sözler eşliğinde Cai ve Chen Klanı başpapazlarıyla birlikte Dev Hayalet Krala doğru atıldı.



Dev Hayalet Kralın suratındaki ifade her zamanki sakinliğindeydi. Enerjisi ve yetişim basamağı odun boyutu tarafından hızla yenmekteydi, öyle ki artık Yarı Tanrı Aleminde değildi. Deva Alemine inmişti, hatta yakında Ruhun Başlangıcına inecek derecede hızla tükenmekteydi!



Ama yine de tamamıyla sakindi, suratındaki özgüvenli gülümseme de bir grup palyaçoyla karşı karşıyaymış gibi yerinde duruyordu. Tabii ki bu başpapaz ve göksel markileri daha da geriyordu.



Havayı yoğun gümbürtüler doldururken Dev Hayalet Kral tek başına üç deva ve altı devaya yakın bireyle karşı karşıyaydı!



Bu şok edici manzara yaşanırken üç klanın ve altı göksel markinin orduları da hep birlikte şehre akın etmekteydi.


Bai Klanı şefiyse klan kıdemlilerinden bir orduyla öldürücü bir şekilde hendeğe doğru hücum ediyor, pek çok Cai Klanı kıdemlisi de onlara katılıyordu.



“Gökler değişiyor, Bai Hao! Kaçamayacaksın!” Klan şefinin kalbi beklentiyle yanıp tutuşuyordu; bugünü çok uzun zamandır bekliyordu, hatta Dev Hayalet Kral umurunda bile değildi. Onun amacı Bai Hao’nun derisini diri diri yüzmekti!



Aşağıya kaos hakimken üç klanın başpapazları ve altı göksel marki Dev Hayalet Kralla şiddetli bir çarpışmaya tutuşmuştu. Beklenmedik bir şekilde mücadele şimdiden sonlanmanın eşiğinde gibi görünüyordu. Bir patlama bir diğerini takip ediyor, Dev Hayalet Kralın ağzından kanlar fışkırıyordu. Yetişimi çoktan Ruhun Başlangıcına inmiş ama özgüvenli gülümsemesi hala silinmemişti. Hatta hiç kimsenin gerçeği görmemiş oluşuyla alay eder gibi bir havası vardı!



Lakin o gerçeğin yakında ortaya çıkacağı ortadaydı. İşte o noktada Dev Hayalet Kralın bedeni cismani değilmişçesine ansızın titreşti. Eli bulanıklaştı ve Bai Klanı başpapazı bir anda bağırmaya başladı: “Bir terslik var!! O… o bir klon!!! Lanet olsun! Klonmuş! Bu Dev Hayalet Kralın gerçek benliği değil! Yalnızca harcanabilir bir klon!!!”



Diğer iki başpapaz da suratlarına yayılan mutlak bir hayretle titremeye başlamıştı.



“İmkansız! İlahiyatın eşsiz işlerliği nedeniyle Ruhun Başlangıcından daha güçlü klonlar yaratılamaz! Yarı Tanrı Aleminde bir klon olması mümkün değil!!”



“Nasıl böyle bir klonu olabilir ki!? Ve dahası… bunu onca yıl nasıl fark edemedik!?!?”




Şok olanlar başpapazlardan ibaret değildi. Dük Ölümtellalı ve Dük Cehennem de derinlemesine sarsılmış, ikisinin suratına da tam bir hayret yerleşmişti.



Bai Klanı başpapazı dişlerini acı bir şekilde sıkarak Dev Hayalet Krala bakmaktaydı. En sonunda adamın neden başından beri bu kadar sakin olduğunu anlamıştı… Ve şimdi her şeyin tam da Dev Hayalet Kralın tarif ettiği gibi olduğunu anlıyordu: bir oyun. “Demek... gizli silahın buymuş. Bu yüzden… bu yüzden bu kadar özgüvenliymişsin…” 



Bu, Dev Hayalet Kralın dikkatlice planladığı bir oyundu ve bu oyunda kaybetmeyeceğinden emindi…



Bilgi toplamalar, tahrikler, tavizler, teskinler, güçsüz görünmeler, hiçbiri gerçek değildi. Hepsi koca bir oyundu…



Herkes şok olmakla meşgulken Dev Hayalet Kralın kahkahası işitildi. Şimdiye bedeni neredeyse tamamen ortadan kaybolmuştu. Lakin üstün ve nihai bir güç barındıran kahkahası hala yer ve gökte yankılanmaktaydı.



“Artık anladınız ama iş işten geçti. Bunların hepsi benim gözümde bir oyundan farksızdı… Ne olmuş zayıflama periyodumu biliyorsanız? Ve ne olmuş odun tipi güce karşı zayıflığımdan haberdarsanız?



“Zayıflama periyodum yeni başlamadı. Hatta sona ermek üzere. Üç ay içerisinde tamamen toparlanacağım… Ve o zaman… geri dönüp sizinle eski günleri yad edeceğim.” Dev Hayalet Kral küçümseyici bir şekilde etrafına bakarak kafasını salladı. O küçümseme dolu bakış isyan eden herkesin suratına inen koca bir tokat gibiydi.



“Yalnızca üç ayınız var. Bakalım bu süreçte gerçek benliğimi bulabilecek misiniz… Bu da küçük oyunumun ikinci aşaması.”
 dedikten sonra başını arkaya atıp kükrercesine bir kahkaha patlattı ve yavaşça ortadan kayboldu.



Üç deva başpapaz ve altı göksel marki doğru düzgün nefes almakta zorlanıyor, hiç kimse gözlerindeki dehşeti gizleyemiyordu. An itibarıyla Dev Hayalet Kralın sözlerine inanmaktan başka şansları yoktu. Yalnızca üç ayları olduğunu biliyorlardı.



Üç ay içerisinde Dev Hayalet Kralın gerçek benliğini bulamazlarsa… onlar da klanları da yok edilecekti. E kaçabilirlerdi tabii ki. Yaban Araziler devasaydı. Ama Dev Hayalet Kral gücünün zirvesindeyken ondan kurtulmaları mümkün olamazdı!



“Bulun onu!” diye bağırdı Bai Klanı başpapazı. “Hiçbir şeyi esirgemeyin! Tüm kaynakları araştırmaya adayın. Dev Hayalet Kralın gerçek benliğinin nerede olduğunu bulmamız lazım. Hala zayıflama periyodunda, yani onu bulabilirsek hayatta kalırız. Ama bulamazsak hepimiz öldük demektir!!



“Üç ay dedi ama ona güvenemeyiz. Bir ay! Onu bir ay içerisinde bulmalıyız!



“Bir şekilde beklenmedik bir şey yapıp bir klon yaratmayı başardı. O klonu kontrol edebilmesi için gerçek benliğinin yakınlarda olması gerekir. Ben yüzde seksen ila doksan ihtimalle Dev Hayalet Şehrinde olduğunu düşünüyorum!”



Bai Klanı başpapazının kalbi şimdiden çaresizlikle dolmuştu. Yenilmişlerdi. Yıllardır hazırlanıp güç topluyorlardı ama her şey mahvolmuştu. Neredeyse gülünecek şeydi. Herhangi biri imkansız olması gereken bir şeyi, yani Dev Hayalet Kralın bir şekilde bir yarı tanrı klonu yaratabileceğini nasıl düşünebilirdi ki…?



“Nasıl böyle bir klonu olabilir!?!?” Gözleri kanlanan Chen Klanı başpapazı da benzer emirler sıralamaya, hatta havalanarak kralı bizzat aramaya başlamıştı.



Cai Klanı başpapazı ve altı göksel marki de korkudan tir tir titriyor ama benzer şekilde arayışa koyuluyordu. Hiç kimse hiçbir şeyini esirgemiyor, Dev Hayalet Kralın gerçek benliğini bulma amacıyla Dev Hayalet Şehri didik didik aranıyordu.



Bu sırada Dük Ölümtellalıyla daha fazla savaşacak havada olmayan Dük Cehennem mücadeleden çekilmişti. Dük Ölümtellalı da devam etme niyetinde değildi ve öylece havada süzülmeye, ciğerleri elverdiğince kahkaha atmaya başlamıştı.



Hiç kimse ona Dev Hayalet Kralın gerçek benliğinin nerede olduğunu sormuyordu. Herkes Dev Hayalet Kralın böyle önemli bir bilgi konusunda kimseye güvenmeyeceğini biliyordu. Anlamsız sorular sormaktansa aramaya devam etmek çok daha mantıklıydı.



Ve bu konuda haklıydılar. Dük Ölümtellalı bile onca zamandır konuştuğu kişinin… yalnızca bir klon olduğundan haberdar değildi!



Üç büyük klan ve altı göksel marki Dev Hayalet Şehrini arayadururken Bai Xiaochun Şeytan Hapishanesinin D Bloğundaki hücresinde sıkkın şekilde yoldaş mahkumlarından biri olan, yıllar önce Dev Hayalet Kralı gücendirdiği için hapse atılan kırmızı doğum lekeli yaşlı adama bakmaktaydı.



İç çekerek, “Hey ihtiyar, ne zamandır buradayım ve sana bir sürü şey söyledim. Bir gün bana cevap verecek misin?” dedi.

İlk başta bu yaşlı adamla aynı dertten mustarip iki kişi olarak iletişim kurabileceklerini düşünmüştü. Ama adam bırakın bir şey söylemeyi, bir kez olsun kendisine bakmamıştı bile.



En nihayetinde Bai Xiaochun da onu görmezden gelmeye karar vermişti. Ama bugün yaşlı adamın gözleri açılmış, üstelik ifadesi birkaç kez değişmişti. Meraklanan Bai Xiaochun da ona yeni sorular soruyor ama yine duymazdan geliniyordu.



“Sen benim kim olduğumu bilmiyor musun, ihtiyar?”
diye bağırdı Bai Xiaochun. “Dinle bak. Ben Şeytan Hapishanesinin bir numaralı karanlık engizitörüyüm. Benim tepemi attırmanın sana faydası dokunmaz!”



Ancak yaşlı adam öylece oturmaya devam ediyor, kaşlarını çatıyor, Bai Xiaochun’u duymazdan geliyordu.



Aşağılanmış bir şekilde bakakalan Bai Xiaochun soğuk bir şekilde homurdanmıştı ve tam bir şeyler daha söylemek üzereyken bloğun girişi açıldı, 9. takım kaptanı peşinde Bai Xiaochun’un bilhassa yakın olduğu birkaç korumayla içeri dalıverdi. Aceleyle gelen grubun suratlarından panik okunuyordu.



“Büyük bir şeyler oluyor, Bai Hao!” dedi kaptan aceleyle. “Hemen bizimle gelmen lazım! Üç büyük klan isyan etti ve altı göksel marki de onlarla birlikte! Tüm Dev Hayalet Şehrine kaos hakim… Bai Klanı yakanı bırakmayacaktır. Buradan çıkman lazım, biz de sana yardım edeceğiz!” 



Kaptan bu sözlerle Xiaochun’u kolundan kaparak sürüklemeye başladı.



Bai Xiaochun klanların hamle yapmasını çoktandır bekliyor olmasına rağmen bu kadar ani oluşu karşısında şaşırmıştı.



Ama sonra kaptan Dev Hayalet Kralın yetişim basamağının zayıflama periyodu gereği düştüğünü açıklamıştı… Sonraysa herkesin gördüğü Dev Hayalet Kralın aslında bir klon olduğunu ve üç büyük klanın adamın gerçek benliğini aradığını anlatmıştı. Tüm bu bilgiler Bai Xiaochun’u derinlemesine sarsmıştı.

 


En sonunda Dev Hayalet Kralın üç büyük klanı neden tarihten silmediğini anlıyordu. Yapmak istemiyor değildi, zayıflama periyodundan ötürü yapamıyordu…



Üç büyük klanın isyan konusunda kendilerine güvenme sebebi de yine bu zayıflama periyoduydu. Ama en nihayetinde… Dev Hayalet Kralın oyununa gelmişlerdi.



“Lanet olsun sana, Dev Hayalet Kral! Oyun oynamak istiyorduysan iyi! Ama beni neden o oyuna sürüklemek zorundaydın ki!?” Canı sıkılsa da hiçbir çaresi olmayan Bai Xiaochun başının dertte olduğunu biliyordu. Öfkeli Bai Klanı onun peşini bırakmazdı, bu yüzden olabildiğince hızlı şekilde kaçması gerekliydi.



Düşüncelerinde bu noktaya vararak kaptanın omzunu minnettar bir şekilde sıktı.



“Kardeşlerim,” dedi kaptanı ve gardiyanları işaret ederek, “gösterdiğiniz inanılmaz nezaket için teşekkür ederim. Bunu asla unutmayacağım. Ama şimdi konuşma vakti değil, buradan çıkmam lazım…” Fakat tam oradan ayrılmak üzereyken… kulaklarında küçük kaplumbağanın sesini işitti!



“Hey, küçük serseri, gitme konusunda niye bu kadar gerildin? Burada ciddi para kazanma şansımız var, ne dersin?” 

 

#Şu doğum lekeli amcamızda bir tuhaflık olduğu başından beri belliydi. Şimdi gerçek benlik ve klon meselesi açılınca da o adamın gerçek kral olduğu netleşti gibi. Küçük kaplumbağanın son anda bizimkini oradan gitmekten vazgeçirmeye çalışması da cabası. 
Galiba bizimkinin başına yine talih kuşu kondu. Gerçi o talih kuşunun pek talih getirmeme ihtimali de var, malum bütün klanlar tarafından aranıyor. Gerçekten heyecanlı bölümler geliyor arkadaşlar.
Ve 2019un son bölümünden seslenirken 2020nin hepiniz için çok iyi geçmesini diliyorum. Umarım huzur, sağlık, mutluluk dolu bir yıl olur, bir sonraki bölüme görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr