Bölüm 613 : Cennetler!

avatar
3501 15

A Will Eternal - Bölüm 613 : Cennetler!


Çevirmen : Clumsy

 

Sesinde inanılmaz bir hüsran ve öfke vardı, bu yalnızca öz oğlunun öldürülüşüne tanık olan birine ait olabilecek bir öfkeydi. Ses tonu Bai Hao’nun var olduğu her saniyede görünmez güçlerin ona öfke çığlıkları attığını, olanlar için onu suçladığını anlatıyordu.



Klan şefi, sesinde yankılanan o birikmiş öfkeyle patlayan okları muazzam bir ruh yumruğuyla karşıladı.


Bu ruh yumruğu baştan aşağı tam 300 metreydi ve sayısız ruhtan şekillenmişti. Bu Bai Klanının gizli bir büyüsü olan 30,000 metrelik Ruh Yumruğuydu!



An itibariyle 30,000 metre olmama sebebiyse klan şefinin yetişim basamağıydı. Lakin 300 metrelik ruh yumruğu dahi alaya alınamayacak düzeydeydi.



Ruh yumruğu kelimelerin tarif edebileceğinden daha hızlı bir şekilde ortaya çıkmış ve Bai Xiaochun’un üzerine çullanmak adına havaya atılmıştı.



BAMM!!


Ortalığı sağır edici gümbürtüler doldurdu. Suratı asılan Bai Xiaochun ansızın geriye devrilmişti. Fakat bu esnada kükreyen klan şefi yerinde dönerek ikinci bir 300 metrelik ruh yumruğu saldı ve yumruk tüm süreç boyunca şok edici bir baskı yayarak havada ilerlemeye başladı.



Onu üçüncü yumruk takip etti ve sonra da dördüncü…



Kaşla göz arasında yerle gök çarpıtılıp bükülmüş, toplamda dokuz yumruk art arda Bai Xiaochun’un üzerine salınmıştı.



Dokuz ruh yumruğu havada dokuz büyülü mühür misali gümbürdüyordu. Bai Xiaochun tepki verme fırsatı bulamadan önce dokuzu da önüne ulaşmış ve patlamaya başlamıştı. Xiaochun anında geri çekilmiş olsa da tamamıyla zararsız kurtulmasına imkân yoktu.


Patlamalar art arda havayı kasıp kavururken Bai Xiaochun bir iki adım geri sendelemiş, aurası titreşmeye ve gözleri irileşmeye başlamıştı. İlk defa Ruhun Başlangıcının orta evresinde biriyle böyle ölümcül bir mücadele gerçekleştirmekteydi. An itibariyle, şu anki güç seviyesiyle bu seviyedeki biriyle klonları olmadan dövüşebileceğine fakat büyük ihtimalle o kişiyi öldüremeyeceğine karar vermişti.



“Ama bu da ne kadar ilerleme kaydettiğimi gösteriyor!”
diye düşünüp derin bir nefes alarak klan şefinin dokuz ruh yumruğunun doğurduğu patlamalara katlandı.



Hava hala çarpıtılmayı sürdürürken klan şefi darmadağın saçlar ve kan çanağına dönmüş gözlerle bir ışık huzmesi şeklinde Bai Xiaochun’a saldırıya geçti.



“Bai Klanı gizli büyüsü, Gece Dadanan Yüz Hayalet!!”
Sesi Dokuz Dingin yeraltı dünyasından çıkıp gelmiş gibiydi. İlahi hisleri ortalığı doldururken uğursuz rüzgarlar doğmuştu. Bu gizli büyü, Ruh Akımı Tarikatındaki benzer isimli büyüden farklıydı. Bai Klanı versiyonu bu büyüyü ilahi hisleri hayaletlere dönüştürmek adına kullanmaktaydı…



Bariz şekilde gündüz vakti olmasına rağmen bu gizli büyü tam 300 metrelik alanı gece karanlığına çevirmişti!


Gün ışığının aşamadığı kapkara bir geceydi ve siyah bir güneş hüküm sürmekteydi! Ayrıca o siyah güneşin içerisinde… ansızın yüz göz açılmıştı!!


Kan kırmızısı bu gözler eşsiz gaddarlıktaydı. Aynı zamanda pek çok kükreme havayı yararak yeri göğü sarsıyordu. Sonra da… siyah güneşin içerisinden tam yüz adet şeytani hayalet süzüldü!!



Hayaletler simsiyahtı ve her birinin kafasında iki boynuz yer almaktaydı. Uzun, keskin dişleri, kıpkırmızı gözleri ve açık, kan kırmızısı ağızları vardı. Olabilecek en uğursuz auraya sahip olan bu hayaletler gerçekten de gece dadanmasını bekleyeceğiniz cinstendi! Klan şefinin etrafında bir tur atan hayaletler kükreyerek parmağının çizdiği rotada Bai Xiaochun’a hücum etmeye başlamıştı.


Bu hayaletler güneş ışıklarının antiteziydi, öyle ki güneş ışıkları önlerinden çekilmekteydi. Böylece ilerleyişleri gece karanlığını daha da derinleştiriyordu…



“Bakalım bundan nasıl sağ kurtulacaksın, seni hain piç!!” diye kükreyen klan şefinin sesi nefret doluydu. Bai Xiaochun ise sarsılmıştı; bunca şeytani hayaleti görmek gerçekten korkutucuydu. Fakat labirentte atlattığı onca şeyden ve Yaban Arazilerdeki ateş yaratma tecrübelerinden sonra hayaletlerden eskisi kadar korkmayı bırakmıştı. Hatta dişlerini ve pençelerini sergileyerek yaklaşan hayaletleri görmek yalnızca suratında son derece ciddi bir ifade doğurmaya yetmişti.



“Peki, sana nasıl sağ kurtulacağımı göstereyim!” diyerek sağ elini bir büyü hareketiyle savurdu ve aslında ateş klonunun ta kendisi olan bir ardışık imge belirtti.



Klan şefinin gözleri ansızın hayretle açılmıştı.



“Bir klon mu?!” diye geveledi. “Gerçekten bir klonun mu var!!?”



Ateş klonu her bağlamda Bai Xiaochun’un gerçek benliğine benziyordu. Görünümü de yetişim basamağı da bedeni de genel gücü de onunla birebir aynıydı!!



Tek farkları klonun aurasının bir nebze ateş tipi güç içerişiydi. Klon açığa çıkar çıkmaz Bai Xiaochun’un gerçek benliğine katılmış ve yüz hayalete yapacağı yumruk saldırısına eşlik etmişti!!



Klonunun savaşa katılışı Bai Xiaochun’un savaş gücünü ansızın ikiye katlamıştı. İkisinin birlikte saldığı yumrukla önlerinde şiddetli bir rüzgâr oluşmakta ve o rüzgar hayaletleri ezip geçmek adına savrulmaktaydı. 


Havayı patlamalar doldururken Bai Xiaochun’un klonu homurdanarak sendeledi. Klan şefiyse suratı asılarak bir iki adım geri çekilmiş, öfkesi alevlenmiş, öldürme arzusu daha da güçlenmişti.



“Bir klonun olmasının önemi yok. Yine de sana saldırdığımda yaşayacak güçte değilsin!!” Bu sözlerle birlikte bir adım öne çıkarak ufak bir ışınlanmayla Bai Xiaochun’un önünde belirdi. O noktada 3,000 metrelik bir ruh bulutu çağırarak bir avuç saldırısıyla Bai Xiaochun’a saldı.



“Işınlanma mı? Onu ben de yapabilirim!”
Bir anda süzülen frijit qi ile birlikte 3,000 metrelik alan buzla kaplanarak yalnızca Bai Xiaochun’a ait bir dünyaya çevrildi.



Burası onun frijit mülküydü ve tam klan şefinin avcuyla buluşmak üzereyken ortadan kaybolmuş, bir an sonraysa dosdoğru adamın arkasında belirmişti! İşte orada da kendi avuç saldırısını gerçekleştirdi!



Aynı zamanda ateş klonu da saldırıya geçti ve eşzamanlı olarak yeni bir klon açığa çıktı! Bu hiç tereddütsüz gerçek benliğin ve ateş klonunun saldırısına katılan odun klonuydu!



“Lanet olsun!!”
diye homurdanan klan şefi dönerek sağ elini salladı ve 3,000 metrelik ruh bulutunu Bai Xiaochun ile iki klonuna doğru savurdu.



Pat. Pat! BOOOOOOM!



Sonucunda doğan patlamanın yoğunluğu tüm arazileri hunharca sarsmıştı. Çatlaklar giderek yayılırken klan şefi geriye doğru sendeledi ve suratındaki kan çekilerek Bai Xiaochun’a döndü. Gözleri hala öldürme güdüsüyle titriyor olsa da içlerine bir de hayret yerleşmişti.



“Bir klon daha mı? Kaç klonun var senin!?!?”
Klan şefi Bai Xiaochun’la dövüşmenin zorluğu karşısında şok olmuş ve yeni insanlar ekleyerek savaş gücünü arttırışına öfkelenmişti.



“Başka bir klonun daha olduğuna inanmayı reddediyorum!”
 diyen adam dişlerini sıkarak yeni bir küçük çaplı ışınlanmayla Bai Xiaochun’a doğru hücuma geçti. Bai Xiaochun ve klonlarının bu saldırı karşısında geri çekilmekten başka şansı yoktu. Ve iki klonuna rağmen hala Ruhun Başlangıcının ortasındaki adama denk olamadığını fark etmek suratının asılmasına yol açmıştı.



Bu açığı yalnızca üçüncü klonunu çağırarak kapatabilirdi…



Dördüncü klonu çağırdığındaysa… zirveye çıkacağından emin olacaktı!!



“Cennetler! Demek… Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcı böyle çalışıyormuş. Ve ben daha yolun başında, klonları şekillendirme aşamasındayım. Büyük çembere ulaştığımda neye benzeyeceğimi hayal dahi edemiyorum…”
Yeniden ışınlanan klan şefini izleyen Bai Xiaochun da gözleri titreşerek bir ışınlanma sergiledi.


İkili birbirine yaklaşırken klan şefi, bu lanet olasıca Bai Hao’nun varıyla yoğuyla savaşmadığını, klanlarını kullanma pratiği yaptığını fark edebilmişti! Ayrıca savaşın ortasında öğrenme ve adapte olma konusunda şok edici bir yeteneğe sahipti ve hepsinin üzerine savaş gücü de giderek yükselmekteydi!



Tüm bunlar klan şefini küçük düşürmüştü. Bağıran adam iki elini önüne çekerek çift elli bir büyü hareketi gerçekleştirdi. Gözlerinde gizemli ışıklar parıldarken toplam dokuz ruh istifleyen pagoda çağırmıştı.


Çığlıklar yayan pagodalardan koskocaman bir kinci ruh bulutu çıkmaktaydı. İçerisindeki ruhların sıradan ruhlardan farklı olduğu ortadaydı. Ayrıca çıkan ruhlar Bai Xiaochun’a saldırmak yerine klan şefinin gözlerine ilerliyor… sonra da oraya yerleşiyordu!



“Bai Klanı Ruh Simbiyozu!!” Klan şefi başını arkaya atarak ıstırap ve öfke dolu bir şekilde kükredi. Ruhlar bedenine işledikçe teni dalgalanıp kabarıyor, üzerinde suratlar beliriyordu. Bir anda büyüyüp değişmeye başlamış, dört bir yana inanılmaz baskılar yaymıştı.



An itibariyle Bai Xiaochun’u engin bir tehlike hissi teslim almaktaydı!

 

#Bizimki artık hayaletlerden korkmamaya başlamış. Aklıma şu mezar bekçisiyle ilk karşılaştığı bölüm geldi. Önce hayalet diye aklı çıkmıştı, sonra kendisinin de öldüğünü düşününce biraz rahatlamıştı falan, hatırladınız mı  Ey gidi günler, o günden bugüne bizimki neler yaşadı neler... Ama daha yaşayacak çok şeyimiz var arkadaşlar, öyleyse okumaya devam!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr