Bölüm 612 : Baba Bai'yi Ezip Geçme!

avatar
3536 18

A Will Eternal - Bölüm 612 : Baba Bai'yi Ezip Geçme!


Çevirmen : Clumsy 

 

“Gerçekten tek başına mı?!” Şeytani hayalet kafasının üzerine atıldığını gören Bai Xiaochun’un gözleri titreşti ve bir büyü hareketiyle çağırdığı menekşe kazanı hayalet kafasıyla çarpıştırdı.



Sonucunda doğan patlamayla hızlıca dilini ısırdı ve ağzından kanlar çıkarken tiz bir çığlık eşliğinde geriye doğru uçtu. Canı için korkmuş gibi görünmüş, hatta bir avuç dolusu ışınlanma tılsımı çıkartmıştı.


Lakin gözleri etrafı taramaya devam etmekteydi; deva başpapazın ortalıkta olmadığına tamamen emin olamadığı ortadaydı.



Bai Xiaochun’un ışınlanma tılsımları çıkarttığını ve kullanmaya hazırlandığını gören klan şefi meydan okuyucu bir şekilde kükredi. Aslında şu anki hızıyla ışınlansa dahi onu yeniden yakalayabileceğine emindi.


Peki ya sekiz ışınlanma tılsımı söz konusuysa? Yaban Arazilerde tek bir ışınlanma tılsımı bile fazlasıyla pahalıydı, satın almak için Cennetkarışı Nehri suyu gerekirdi.



Klan şefinin gözleri yoğun bir öldürme güdüsüyle ışıldıyordu; şu anda Bai Hao’yu öldürme arzusu her şeyin ötesindeydi. İki elli bir büyü hareketi gerçekleştirerek Ruhun Başlangıcının orta evresinin verdiği patlayıcı güçle devasa bir karadelik çağırdı ve havayı dört bir yanda çarpıttı.



Ayrıca ilahi hislerini yayarak bir adım öne çıktı ve o adımla dosdoğru Bai Xiaochun’un önünde belirdi. Sonra da onu yakalamak için gaddar bir hamlede bulundu.



“Dünyanın sonuna kaçsan bile seni yakalayacağım!!”



Eli Bai Xiaochun’un suratının önündeki havayı delip geçmekteydi. Bai Xiaochun ışınlanma tılsımlarını ezdiği takdirde klan şefi muhtemelen onun kaçmasını engelleyebilecek fakat bu uğurda yaralanacaktı.



Bai Xiaochun klan şefinin suratındaki uğursuz ifadeden aklındaki düşünceyi okuyabilmişti. Yine de soğukkanlılığını korumaya alışkındı. Titreşen gözlerle hiç tereddüt etmeksizin ışınlanma tılsımlarını ezdi!


GÜMM!



Klan şefinin eli yaklaşırken ışınlanma gücü açığa çıktı ve Bai Xiaochun ortadan kayboldu. Klan şefiyse havayı yakalamış oldu.



“Kaçamayacaksın!!”
diye kükredi klan şefi. Ve parmağını öfkeyle şaklatıp yeniden ruh gemisine sıçradı, menekşe bayrağıyla ilahi irade mührünü kullanarak peşine takıldı.



Yarım tütsülük sürenin ardından Bai Xiaochun araya biraz mesafe koymuştu, bir yandan hızla ilerliyor, bir yandan da ne yapacağını düşünüyordu.



“Savaşa hazır başka birileri olsaydı öylece oturup gitmemi beklemezlerdi… Yoksa… klan şefi gerçekten tek başına mı peşime takılmış?” Bai Xiaochun bunun gerçek olduğuna neredeyse inanamayacaktı. İşin doğrusu Bai Klanındakiler onun deva başpapazın avcundan kurtulduğuna tanık olmuş olsa da bunu Öz Formasyonun büyük çemberindeki birinin bir iki hileyle devadan kaçışı olarak görmüşlerdi. Hatta kağıt tılsımlardan ruh katili dikenlerine dek her şeye bu gözle bakmışlardı.


Bir Ruhun Başlangıç yetişimcisini korkutabileceği tek şey on iki renkli ateşi olabilirdi. Ama onu da her şeylerini ortaya koydukları takdirde gerçek bir tehdit olarak görmeyebilirlerdi. Ayrıca klan şefi Ruhun Başlangıcının orta evresindeydi ve bu yüzden Bai Xiaochun’u öldürebileceğine tamamıyla ikna olmuş haldeydi.



Bai Xiaochun ise hala emin değildi.



“Başka bir şey daha var. Klan şefinin beni bu kadar hızlı ve isabetli şekilde takip edebilmesi sadece bir tesadüf müydü…?”
Bu meseleyi düşünürken ansızın yerinde döndü ve gözleri irileşti. Orada, uzaklarda, menekşe rengi bir ışıltı inanılmaz bir hızla kendisini takip etmekteydi ve o ışıltı klan şefinin ta kendisiydi!



“Hala peşimde… Tamamdır, belli ki tam olarak nerede olduğumu biliyor. Fazla vakit geçmedi. Beni takip etmek için bir yolu olmalı…” Gözleri ışıldıyor, kalbi heyecandan küt küt atıyordu. Ama aynı zamanda kaçmanın anlamı olmadığını da biliyordu.


“Ruhun Başlangıcının orta evresi… peki klan şefi, beni gerçekten elimi oynamaya zorluyorsun!” Kaçma düşüncelerini bu şekilde terk eden Bai Xiaochun kükreyip tüm beden gücünü çekerek mücadeleye hazırlandı. Bilhassa özel görünmese de Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinin üçüncü seviyesinin gücü çoktan tüm bedenini doldurmuştu.



İnsan formunda bir ejderha gibiydi! Klan şefi yaklaşırken Bai Xiaochun bir adım atmış, yıldırım hızıyla ardışık imgelerden bir bulanıklık halini almıştı.



Lakin Bai Xiaochun buna rağmen... hızından tatmin olmamıştı!



“Dağ Sarsan Darbe!” diye bağırarak Ölmeme Kodeksinin gizli büyülerinden birini kullandı. Halihazırda şok edici bir hıza sahipken havayı dolduran gümbürtüler eşliğinde adeta ortadan kayboldu. Yeniden belirdiğindeyse klan şefinin önündeydi ve tüm beden gücünü sağ elinde birleştirerek bir kavrama hareketiyle uzanmaktaydı!



Kullandığı şey… Boğaz Ezici Kavrayıştı!!


Tüm bunları tarif etmek zaman almış olsa da her şey bir kıvılcım çakacak sürede gerçekleşmişti. Ayrıca yaşananlar tamamen inanılmaz görünüyordu; klan şefinin gözleri irileşmiş, yüzüne bir hayret maskesi yerleşmişti.


“Ölmek istiyorsun, ha?!”
Elleri çift elli bir büyü hareketiyle ışıldayıp geniş bir daire çizerken etrafında menekşe bir ışık kalkanı yayıldı. Bu kalkan yetişim basamağı ve çeşitli büyülü nesnelerin gücünü alan bir defans mekanizmasıydı. Suratı öldürme arzusu ve nefretle dolan klan şefi bu önlemden sonra Bai Xiaochun’a hücum etti.



“Yetişimin düşündüğünden güçlü olabilir, seni hain piç, ama aynı şeyin beden gücün için de geçerli olduğuna inanmayı reddediyorum!!” Klan şefi kükrerken Bai Xiaochun’la arasındaki mesafe kapanmıştı.


Uzaktan, çarpışma rotasında kaymakta olan iki yıldızı andırıyorlardı!!



Çarpışma anındaysa yeri göğü sarsıcı bir gümbürdeme ortalığı etkisi altına aldı. Devasa bir patlamayla gök dolar, hava harap olurken gök gürültülerini fazlasıyla aşan sağır edici bir ses işitildi. Hatta sağda solda yarıklar oluştu.



Klan şefinin dudaklarından ıstırap dolu bir çığlık çıktı. Ruh gemisi dönerek uçurulan adam ağzından kanlar fışkırarak kafa üstü yığılmış, saçı başı karman çorman olmuştu. Gözlerinde bir şokla, olanlara inanamayarak, “Sen Bai Hao değilsin!!” diye kükredi.



Bai Xiaochun ise azıcık uyuşmuş bir bedenle çarpışma noktasında durmaktaydı. Birine bu şekilde saldırmayalı uzun zaman olmuş ve ilk defa… bedeninin sahip olduğu inanılmaz güç karşısında serseme dönmüştü!!



Rakibine çarpmak canını yakmamış, hatta bedenindeki uyuşma hissi hafiften hoşuna gitmişti. Bu farkındalıkla gözlerine ani bir ışıltı yerleşti.



Tabii ki oturup bu hoş hislerin tadını çıkaracak vakit yoktu. Klan şefinin savaştaki inisiyatifini kaybettiğini gören Bai Xiaochun bir adım öne çıkarak çantasından Zhou Yixing’in yayını çıkarttı. Ve tek seferde hiç tereddütsüz yüzü aşkın ok gönderdi!



Okları bizzat çağırmasına gerek kalmamıştı, tek yapması gereken yayı ruh gücüyle beslemekti, ruh okları kendiliğinden yaratılıyordu. Teknik olarak ruh gücü kullanmıyor, maske tarafından değiştirilen ruhsal enerji aynı işlevi görüyordu.



Tık! Tık! Tık! Tık!



Kaşla göz arasında yüzü aşkın ok havaya atılmış, alçaldığı her şeyi yok edebilecek bir yağmura dönüşmüştü.



Kör edici bir hızla ilerleyen oklar havayı gümbürtü sesleriyle delip geçmekteydi. Klan şefi daha tepki verme fırsatı bile bulamadan ilk ok önüne inip patlamıştı. Ardından diğerleri de hızlıca patlayarak onu takip etti. Klan şefinin tedirgin bir şekilde saldırıdan kaçınmaya çalışmaktan başka çaresi yoktu.



Fakat adamın eylemlerinin hızlılığına rağmen Bai Xiaochun ışıldayan gözlerle Cennetkarışı Dharma Gözünü açmış, menekşe rengi bir ışık huzmesi çıkartarak klan şefinin üzerine indirmişti.



Ardından, “Kontrolü ele geçir!!” diye bağırdı. Klan şefinin şaşkınlıktan küt küt atan bir kalple fark ettiği üzere, beklenmedik bir şekilde… hareketi kesilmişti.


Kımıldayamadığı için gelen yüzü aşkın patlayan ok karşısında yapabileceği hiçbir şey yoktu!!


Hava saptırılıyor, araziler titriyordu ve klan şefini görmek dahi neredeyse imkânsız hale gelmişti!


Hatta yakınlarda, patlayan okların kuvvetiyle çöken bir dağ bile mevcuttu. Lakin tam da o esnada tamamen meydan okuyucu ve öfke dolu bir bağırış işitildi.



“Ne olursa olsun beni öldürecek yeterlilikte değilsin!!”

 

#Büyük karşılaşma sonunda başladı! Bu amcadan ilginç hamleler bekliyorum ben, öyle kolay bir savaş olacağını sanmıyorum. Hatta sonucundan bile emin değilim. Şu deva başpapazla ilgili de biraz daha olay çıkar, yazar bizimkinin her şeyi arkasında bırakıp gitmesine izin vermez gibi geliyor. Ama okuyup göreceğiz, öyleyse bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr