Bölüm 594 : Seremoni Esnasında Değerlendirme

avatar
3788 16

A Will Eternal - Bölüm 594 : Seremoni Esnasında Değerlendirme


Çevirmen : Clumsy 

 

Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinin ilk ve ikinci seviyelerinde de aynı şey yaşanmıştı. Prangayla ilk temasın kısa bir süre sonrasında yetişim basamağı gücüyle prangayı aşması mümkün olmuştu.



Bai Xiaochun hareketsizce oturuyor, gözleri ışıldıyorken odada ikinci bir gölgemsi figür belirdi. Bu figür klon değildi, daha ziyade inanılmaz hızının göstergesi olarak yaratılan bir ardışık imgesiydi.


Hatta figür silinmeden önce uzunca bir süre görünür oldu. 


Başka bir test yapmaya gerek yoktu. Bai Xiaochun hızının bambaşka bir seviyeye ulaştığının farkındaydı ve tam olarak ne kadar hızlı olduğunu dile dökmese de bir devanın bile onu yakalamakta zorlanacağını biliyordu.


“Ölmeyen Ten defansa odaklanıyor!



“Ölmeyen Cennetsel Kral güce odaklanıyor!



“Ölmeyen Tendonlar patlayıcı bir hıza odaklanıyor!


“Öyleyse dördüncü seviye olan Ölmeyen Kemikler neye odaklanıyor?”
Bu düşünceler Bai Xiaochun’un içini büyük bir beklentiyle dolduruyordu.



“Ruhun Başlangıcına ulaşmadan önce yetişimini yapmanın çok zor olması kötü oldu… Ayrıca Yaban Arazilerdeki kaynaklar da çok kısıtlı. Ölmeyen Kemiklere Ölmeyen Tendonlardan da fazla kaynak lazım…” Biraz daha düşündükten sonra hayal kırıklığını bastırdı. Qi’sini düzene koydu, zihnini temizledi ve Ölmeyen Tendonlardaki ilerleyişini sağlamlaştırmaya koyuldu.



Bu esnada atasal arazinin açılışı için belirlenen gün giderek yaklaşıyordu. Aynı zamanda klan, atalarına sunacakları adaklar için büyük bir seremoni düzenliyordu.



Bu bir Bai Klanı geleneğiydi; atasal arazinin açılacağı vakitlerde hep bu tarz seremoniler düzenlenirdi. Seremoniye hangi aileye ait olursa olsun tüm klan üyeleri katılım gösterirdi. Ayrıca yüksek rütbeli klan üyeleri diğer klan üyelerini değerlendirir, sıra dışı bireylere ödüller verilirdi.



Diğer klan üyeleri de sık sık davet edilir ve genellikle Dev Hayalet Kral da etkinliğe katılması için bir temsilci gönderirdi.



Neticede atasal arazinin açılması basit bir mesele değildi ve nadiren gerçekleşirdi.



Atasal arazinin açılışından önceki gün düzenlenen seremoni mekanı, Bai Klanının merkezindeki atasal mabetti.


Diğer iki büyük ruh büyücüsü klanları da Dev Hayalet Kral da temsilcisini göndermişti. Tüm Bai Klanı son hazırlıklarla meşgul, cıvıl cıvıldı.



Merkezdeki atasal mabet, içerisinde kocaman taş bir geçit bulunan devasa bir alandı. Geçitte sert bakışlarıyla tüm yaratımlardan üstün görünen orta yaşlı bir adamın çizimi mevcuttu. Bu adam Bai Klanı kurucu başpapazından başkası değildi!


Atasal mabet Bai Klanı kalabalığı tarafından çevrelenmişti, sayıları 10,000i aşkındı. Zeminde yeterli yer kalmayınca havada süzülen masalar da yerleştirilmişti. Öylesine ihtişamlı bir manzaraydı.



Klanın yaşlı üyeleri mabede yakın oturuyor, gülümsemeler eşliğinde diğer klanların temsilcileriyle sohbet ediyordu.



Herkes seremoninin başlamasını bekliyordu.



Madam Cai ve diğer kadınlar da kendilerine ayrılan alanda oturuyor, oradaki konuşma sesleri kadınları ilgi odağı haline getiriyordu.



Bai Qi ise kalabalığın arasında gece göğündeki bir yıldız misali dikkat çekiyordu. Mabede yakın oturuyordu, etrafı bir kısmı diğer klanların seçilmişleri olmak üzere pek çok önemli şahısla çevriliydi ve her biriyle canlı bir sohbet yürütüyordu.


Tabii ki yakınlarda diğer ailelerden de fertler bulunuyordu lakin hiçbiri özel olduğu bariz olan Bai Qi kadar dikkat çekmiyordu. Mesela biri Bai Xiaochun’un klandaki ilk gününde tanıştığı beşinci genç leydiydi. Güzel bir kızdı ve soğuk karakterine rağmen oldukça kalabalık bir grupla çevrelenmişti.


Bai Qi ile hemen hemen aynı yaşlarda genç bir adam da mevcuttu. Uzun ve kaslıydı, ayrıca klan üyesi olsun olmasın herkesin ondan hoşlanmasını sağlayan etkili bir kahkahaya sahipti.



Bai Hao da bir piç olarak doğmasına ve sahip olduğu son derece düşük pozisyona rağmen damarlarında Bai Klanı kanı taşıyordu. Bu yüzden onun da seremoniye katılması zorunluydu. Mabede yakın oturmamış, havada süzülen masalardan birine yerleşmişti.



Varır varmaz da gözüne beşinci genç leydi ve iriyarı genç adam takılmıştı. Klanda geçirdiği sürede bu ikili hakkında biraz bilgi edinmişti. Beşinci genç leydinin adı Bai Yan’er’di ve Dev Hayalet Şehrinde güzelliğiyle tanınıyordu. Diğer klanlarda ona göz diken pek çok genç elit mevcuttu.



İsmi Bai Lei olan iriyarı adamsa yan soylardan birinin seçilmişiydi. Yetişimi Bai Qi kadar olmasa da Öz Formasyon sonlarındaydı. Hatta o ve Bai Qi klanın yükselen yıldızları olarak değerlendirilmekteydi!


Fakat o ikili pek iyi anlaşamazdı ve bu klan genelinde bilinen bir gerçekti.



Bu üçlü seremonide bir hayli ilgi odağıydı.



Bai Xiaochun ise zorunda olmasa seremoniye katılmama taraftarıydı. Kalabalığı incelerken yarınki atasal arazi planlarını gözden geçirmekteydi.



“Yarına ruh katili dikenlerini ekmeliyim.” diye düşünüyordu. Ansızın birinin kendisine baktığını hissetti ve bakışlarını doğal bir tavırla çevirdiğinde o kişinin kadınlar grubundan zehirli bakışlarını atan Madam Cai olduğunu fark etti.



“Bu kadar uzakta oturmamıza rağmen beni bulmayı başardı…” diye düşünen Bai Xiaochun şaşırmıştı. Oldukça ücra bir noktada oturuyordu, insanların kendisini tespit etmekte zorlanacağı bir konumdu. Ama Madam Cai buna rağmen kalabalığın içerisinde onu seçmeyi başarmıştı.



Bai Xiaochun da hiç düşünmeden kadının bakışlarına, gözlerini irileştirecek bir sertlikle karşılık verdi. Fakat bir an sonra o şaşkın gözlerdeki zehir geri döndü. Yine de kadın herhangi bir şey yapamadan çan sesleri işitilmeye başlandı.



Kalabalık hızlıca sessizleşirken uzaklarda üç ışık huzmesi belirdi. Başta klan şefi, iki yanındaysa Ruhun Başlangıcının büyük çemberinde iki yaşlı adam bulunmaktaydı. Bu kişiler Disiplin Kurulu ve Adalet İşlerinden sorumlu ulu kıdemlilerdi.



Mabedin dışına ulaşan klan şefi kuvvetli bir sesle konuşmaya başladı: “Bugün burada toplanan tüm Bai Klanı üyeleri…”



Tüm klan üyeleri hevesle dinliyordu fakat Bai Xiaochun’un umurunda bile değildi, hatta gözlerini kapatmıştı.


Atasal arazinin karmaşık detayları açıklanmış, klan üyelerinin çoğunu etkilemeyen şeylerden bahsedilmişti. Yalnızca katılmayı planlayan sıra dışı figürlerin dinlemesini gerektirecek şeylerdi.



Arada bir çan sesleri işitiliyor, bulutlu gökte dalgalanmalar doğuyor ve kutlu işaretler beliriyordu.


Bai Xiaochun’sa ara sıra gözlerini aralayıp bakıyor, ölümlü dünyada gizli bir ölümsüz gibi hissederek, “Bundan çok daha büyük gösterilere tanık oldum ben.” diye düşünüyordu.



Bir iki saat geride kalmış ve akşam çökmüştü. Atalara sunulan adaklar tamamlanmış, çanlar yeniden çalmaya başlamıştı. Bu sırada Bai Xiaochun esneyerek gözlerini açtı ve her şeyin bittiği varsayımıyla oradan ayrılmaya hazırlandı. Fakat o noktada dev taş geçidin önünde oturmakta olan Adalet İşlerinden sorumlu ulu kıdemli bir kahkaha attı ve “Peki, peki.” dedi. “Madem klan şefi ısrar ediyor ve hiç kimse itiraz etmiyor, sanırım bugünkü değerlendirmeden ben sorumlu olacağım.” Ulu kıdemlinin kahkahası yoğundu ve yetişim basamağı gücüyle desteklediği için dört bir yanda illüzyon dalgalanmalar doğmuştu. Hatta o konuştukça etrafında ruh bulutları dönmeye başlamıştı.



Ona bakan klan üyelerinin gözlerinden saygı okunmaktaydı. Diğer klan temsilcileri ve Dev Hayalet Kralın elçisi bile son derece ciddi bir surat ifadesine bürünmüştü.



Yaşlı adamın yetişim basamağı dalgalanmalarını işiten Bai Xiaochun da ciddi bir ifadeyle bakışlarını adama çevirdi. Bu adam da Bai Lin gibi Deva Alemine yarı yarıya adımını atmıştı. Ayrıca yaydığı ruh gücü dalgalanmaları bir ruh büyücüsü olduğunu bariz kılıyordu.



“Muhtemelen ruh büyücülüğünde engin yeteneği olan bir karasal ruh büyücüsüdür. Bu da neden sesinin yankısıyla bile etrafında bir sürü ruh belirdiğini açıklar…” 



Bai Xiaochun bu mesele üzerine kafa yorarken ulu kıdemli konuşmaya devam etmekteydi: “Bai Klanının genç kahramanları, hepiniz ruh güçlendirmenin nihai zirvesinin bugüne dek hiç başarılmamış, efsanevi otuz katlı güçlendirme olduğunun farkındasınız. Yirmi kat güçlendirme dahi duyulmamış sayılır. Bu yüzden hepinize bir soru sormak isterim: sizce bu basit tüye otuz kat ruh güçlendirme uygulanırsa ne olur?” diyen adam elinde bir tüy tutarak gülümsüyordu.



Tamamen sıradan doğalı, hiçbir şekilde olağandışı denilemeyecek bir şeydi. Sahiden de basit bir tüyden fazlası değildi.



“Bu sorunun doğru cevabı yok. Ruh güçlendirme yeteneklerinize dayalı olarak cevabı bir süre düşünün. Sonuçta hayatta üzerine uzunca düşünülmedikçe gerçek olamayacak şeyler mevcuttur!

 

#Bu soru bana birazcık tanıdık geldi arkadaşlar, size de öyle oldu mu  
Bizimki labirentte bayağı bir ruh güçlendirme yaparak bir yaprağı önce ağaca çevirmişti, sonra da bir dünya oluşmaya başlamıştı. Yani bizimki cevabı biliyor sayılır. Peki cevapla hava atacak mı? Bunun cevabını bir sonraki bölümde alacağız, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr