Bölüm 503 : Albaylığa Terfi

avatar
4258 17

A Will Eternal - Bölüm 503 : Albaylığa Terfi


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun neredeyse gözlerine inanamayacaktı. Cennetkarışı arazilerinde gördüğü en üstün ruh güçlendirme on katlıydı.

 

Ama şimdi, tamamen beklenmedik şekilde, onun çok daha ötesinde büyülü nesnelere bakıyordu.

 

“Bu işte bir tuhaflık var. Acaba… Yabanilerin ruh güçlendirme konusunda gizemli bir sırrı falan mı var?!” Bu mesele üzerine düşünürken hislerini istemsizce parmağındaki kaplumbağa tavaya yöneltmişti.

 

Bu durumun en ilginç yönlerinden biri de Bai Lin ve diğer güçlü uzmanların pek çoğunun bu durumu olağandışı bulmayışıydı. Ruh büyücülerin bu tarz ruh güçlendirilmiş nesneler kullanmasına alışkınmış gibi bir halleri vardı. Ayrıca gözleri bu manzara karşısında tutkuyla yanıp tutuşuyor, saldırıları o nesneleri ellerine geçirme umuduyla daha da sertleşiyordu.

 

Belli ki general ve tümgeneraller için bu savaştan kazanılabilecek en önemli şey savaş kredisinden ziyade ruh büyücülerinin ruh güçlendirilmiş hazineleriydi.

 

Savaş bir ay daha devam ettikten sonra Yabaniler nihayet geri çekildi… Büyük Set kuvvetleriyse onların peşine takılmadı.

 

Neticede Büyük Set de bu savaşta ağır kayıplar vermişti.

 

Bu süreçte Chen Hetian da kırmızılı kadın da üstün taraf olamamış, ikisi de benzer yaralar almıştı. Bai Xiaochun ise Yabani ordusu geri çekilirken ilk defa kırmızılı kadına güzelce bakabilme fırsatı bulmuştu.

 

Kadın uzun, kırmızı bir kıyafet giyiyordu ve siyah saçları ardında savruluyordu. Çok genç görünüyordu ve Chen Manyao’yu bile aşan bir güzellikteydi.

 

Ayrıca yetişimi sayesinde kendisine bakan herkesin kalbini küt küt attıran asil bir hava taşıyordu.

 

Tabii ki bunların hiçbiri Bai Xiaochun’un umurunda değildi. An itibariyle kasvetli bakışları, mücadelenin bittiği öğlen Cephaneliğe kendisini ziyarete gelen Li Hongming’in üzerindeydi. Önceleri de albay olan Li Hongming mücadele esnasındaki savaş kredisi artışı sayesinde hala albay olmasına rağmen albaylar arasında yükselmişti.

 

“Xiaochun, artık ünlüsün! Tamamen ünlüsün! Gördüğüm gizli raporlara göre Yabaniler başındaki ödülü arttırmış. Seni öldürmenin ödülü ne, biliyor musun?

 

“Bir deva yaratığı ruhu!! Gerçi sadece bir ruh veriyorlar ve tipi de belirgin değil ama yine de inanılmaz değerli. Neticede metal, odun, su, ateş ve topraktan beş deva yaratığı ruhu toplayınca Ruhun Başlangıcına adım atabiliyorsun!!

 

“Yalnızca İnfaz Listesinin ilk 10undakilerin başlarına böyle ödüller konulur. Tebrikler! Xiaochun… şimdiden ilk 10a girdin!

 

“O listede sana yakın olan kişilerin hepsi Ruhun Başlangıcında. Ayrıca ilk 30daki tek Öz Formasyon yetişimcisi sensin!

 

“Şeytan Bai. Yabaniler sana öyle diyor!!” Li Hongming Bai Xiaochun’a tebriklerini sunma konusunda gayet samimiydi ve ona bu haberleri vermek için koşturmuştu. Fakat Bai Xiaochun korkudan tir tir titremeye başlıyordu.

 

“Ödül olarak bir deva yaratığı ruhu…” Bai Xiaochun şok içerisinde iç çekmeden edememiş, kalbi küt küt atmaya başlamıştı. Yaban Arazilerdeki vahşi ve ruh yetişimcilerinin kendisini öldürmeyi ne kadar istediğini hayal edebiliyordu.

 

Li Hongming ise içinden ah ediyordu. Bai Xiaochun’un geldiği günleri düşünüyordu da o zamanlar onun Büyük Setin içinde de dışında da bu kadar ünleneceğini asla hayal edemezdi.

 

İkili bir müddet havadan sudan konuştuktan sonra Li Hongming Bai Xiaochun’un keyfinin kaçtığını hissetti. Ve omzunu sıvazlayarak oradan ayrıldı.

 

Bai Xiaochun da onun arkasından yere oturarak iç çekti.

 

“Ah, neyse ne. Nereye gidersem gideyim sürekli nefes kesici bir performans sergiliyorum. Ai… En kötü bundan böyle Büyük Setin dışına çıkmam, olur biter. On yıl dolana kadar burada takılır, sonra da tarikata dönerim.” Kalbi küt küt atarken kendisini ancak bu şekilde birazcık yatıştırabilmişti.

 

Yine de tedirginliğinin silineceği yoktu. Hem Yabanilerin ruh yetişimcilerinin kellesine konan ödülü elde etmeye çalışacağından ötürü endişeliydi hem de beş lejyondaki yetişimcilerin… Neticede artık kellesi bayağı değerlenmişti…

 

Neyse ki bu endişeleri çok uzun sürmedi. Mücadelenin bitişiyle terfiler verilmeye başlanmıştı. Pek çok sıradan yetişimci teğmen veya yüzbaşı oluyordu.

 

Bai Xiaochun ise albaylığa terfi ettirilen iki yüzbaşıdan biriydi!

 

Artık bir albay olarak hem Cephaneliğe hem de şahsi albay komuta merkezine sahipti. Üstelik Zhao Long ve diğer adamlarından oluşan 100 kişiye… komuta edeceği 900 kişi daha eklenmişti!

 

Yüzbaşılıktan albaylığa terfi etmek çokça savaş kredisi gerektirirdi, dolayısıyla böyle terfilerin tek bir savaşta gerçekleşmesi pek yaygın değildi.

 

Albaylığa terfi eden diğer yüzbaşı yüz yıldır Büyük Set Şehrindeydi. En sonunda terfi alabilmesinin tek sebebiyse Öz Formasyonun büyük çemberine ulaşmaya çok yaklaşması ve sayısız mücadelede canını riske atmış olmasıydı.

 

İşin doğrusu Bai Xiaochun katlettiği onca ruh yetişimcisine ve bir kabile şefini öldürmüş oluşuna rağmen terfi alacak kadar çok savaş kredisine sahip olmamalıydı. Bir albay olabilmesinin sebebi Ruh Yaklaştırma Hapları ve hap fırını bombalarıydı!

 

Bu sayede çığır atlamış ve tek seferde albaylığa terfi etmişti!

 

Bir simyacı olarak icat ettiği Ruh Yaklaştırma Hapları savaşın seyrini değiştirmişti. Ayrıca patlayan fırınları herkesi şok etmişti. Ve bir de savaş gücü vardı. Sayısız ruh yetişimcisi ve hatta bir kabile şefini öldürmek fiziksel bedeninin Ruhun Başlangıcına benzer olduğunu açık etmişti. Ve gerçek bir Ruhun Başlangıç uzmanı olmasa da sıradan Öz Formasyon yetişimcilerinin yapamayacağı şeyleri yapabildiği ortadaydı!

 

Bunların yanı sıra 10,000i aşkın canı kurtarmış, pek çok yetişimcinin saygısını kazanmıştı.

 

Son olarak Yabanilerin İnfaz Listesinde ilk 10a girmişti!

 

Tüm bu onur ve ihtişam Büyük Set Şehrinde bir şok dalgası doğurmuştu. Ayrıca diğer dört lejyon yetişimcilerinin Bai Xiaochun’a bakışları değişmiş, Xiaochun eskisine nazaran çok daha önemli bir birey haline gelmişti.

 

Bai Xiaochun’u lejyonuna katan kişi hem yiğit bir savaşçıya hem de Ruh Yaklaştırma Hapları ve patlayan hap fırınlarına sahip olacak demekti. Ayrıca binlerce yetişimcinin saygısını kazanan bir üyeleri de olacaktı. Yani gerçekten kapsamlı bir paketti.

 

Diğer dört lejyonun generalleri bu düşüncelerle heyecanlanmışken Bai Xiaochun’un o gece albaylığa terfi edilmesi şaşırtıcı olmamış, Cephaneliğin dışında aniden parlak bir ışık huzmesi belirmişti.

 

O huzmenin içerisinde simsiyah zırhlı yaşlı bir adam bulunmaktaydı. Siyah enerjiler yayan adamın kafasının üzerindeyse gaddar bir kaplan imgesi süzülmekteydi. Adamın gözleri kıpkırmızıydı ve şeytani qi sahibi gibi görünüyordu. Tüm bunlar son derece dehşete düşürücü bir manzara sağlıyordu.

 

Her şeyden öte son derece engin bir yetişim basamağı taşıyordu, Deva Alemine ulaşma yolunu yarılamıştı. Varışıyla yer ve gök titreşmiş, Cephaneliğin tüm yetişimcileri kollarını kavuşturarak askeri selamlarını sunmaya başlamıştı.

 

“Kara İblislerin generali! Selamlar, General!”

 

Zhao Long ve yoldaşları sarsılmıştı, meditasyonun ortasında olan Bai Xiaochun ise alanda ani bir baskı hissetti ve dışarı çıkarak havada süzülmekte olan Kara İblislerin generalini gördü.

 

Bai Xiaochun daha önce bu adamla birebir iletişim kurmamıştı, birbirlerini savaş alanında görmekten öteye gitmemişlerdi. Bu yüzden onu gördüğüne şaşırarak kollarını kavuşturdu ve eğildi.

 

Yaşlı adam içten bir kahkahayla Bai Xiaochun’un önüne indi, gözleri takdir ve hayranlıkla ışıldıyordu.

 

“Büyükusta Bai, neden Kara İblislere katılmıyorsun? Sana ödedikleri maaşı üçe katlayacağım!”

 

Bai Xiaochun’un ağzı açık kalmıştı. “Ah…” 

 

Bai Xiaochun Deri Yüzücülerde bir hayli özgürdü ve onlardan ayrılmayı planlamıyordu. Fakat bu generalin gözleri de alev alevdi; Bai Xiaochun’un teklifini kabul etmesini gerçekten istediği ortadaydı. Bai Xiaochun bir anlık tereddütten sonra ağzını açmak üzereyken gökte yeni bir ışık huzmesi belirdi. Ve herhangi biri ağzını açamadan yeni bir ses çınladı.

 

“Onu dinleme, Büyükusta Bai. Yıkım Yıldızlarına katılmaya ne dersin? Şu anki maaşını ona katlamakla kalmayacağız, sana Yabaniler tarafından bir kez olsun yaralanmayacağının garantisini de vereceğiz. Seni kesinlikle geçen seferki gibi kritik bir duruma sokmayacağım!” Bu sözler çınlarken kıpkırmızı cüppeli orta yaşlı bir adam açığa çıkmıştı.

 

Son derece etkileyiciydi ve hiçbir kötü mizaç barındırmayan sıcacık bir gülümsemeye sahipti; mütevazı görünüyor denebilirdi. Fakat Bai Xiaochun onu savaşta görmüştü ve Bai Lin’den başka hiç kimseyle kıyaslanamayacak öldürücülükte bir auraya sahip olduğunu biliyordu.

 

“Güvenliğimi garanti mi edeceksiniz?!” diyen Bai Xiaochun’un kalbi küt küt atmaya başlamıştı. Az önce işler ne kadar da tehlikeli diye düşünüyorken Yıkım Yıldızlarının generalinden böyle bir teklif almak bir anda heyecanını kabartmıştı.

 

Bai Xiaochun’un ifadesini gören Kara İblisler generali gerilmeye başlamıştı ve tam ağzını açıp yeni şeyler sıralayacakken havayı soğuk bir homurdanma sesi doldurdu.

 

“Kara İblisler de Yıkım Yıldızları da cimridir, Büyükusta Bai. Onlarınki gibi pinti lejyonlara katılmak ne işine yarar ki? Eğer Yabani Kasaplarına katılırsan maaşını yirmi kat arttıracağım. Ayrıca güvende olacağını garanti edecek ve istediğin her türlü tıbbi bitkiyi karşılayacağım. İstediğin tüm yetişim kaynaklarını da cebinde bil!” Bu sözler eşliğinde üçüncü bir ışık huzmesinin içerisinde uzun, iriyarı bir adam da görünür olmuştu.

 

 #Bizimki yine kendini pazarlığın ortasında buldu. Valla nereye giderse gitsin adam açık arttırmaya konu oluyor resmen 
Bai Lin amcamız onu kimselere kaptırmaz gibime geliyor ama göreceğiz tabii. Hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr