Bölüm 451 : Aşk Azizi Bai Xiaochun

avatar
4304 19

A Will Eternal - Bölüm 451 : Aşk Azizi Bai Xiaochun


Çevirmen : Clumsy 

 

“Ben…” Zhao Tianjiao gerilmeye başlamış ama devamında ne söyleyeceğini bilememişti. Bai Xiaochun’un şu ana dek söyledikleri bile kalbini engin bir minnettarlıkla doldurmaya yetmişti.

 

“Sırada,” diye devam etti Bai Xiaochun, “zamanlama ve çevreyi temsil eden ay karakteri var. Şu anda bir gemideyiz ve ikiniz aynı güvertede kalıyorsunuz. Yani konum konusunda avantajlısın. Ben de yanındayken başaracağın kesin!” Son sözlerini ellerini kuvvetle çırparak pekiştirdi ve sesini yükselterek devam etti. “Sonraysa tartışmamıza dahi gerek olmadığını düşündüğüm para karakteri var. Eminim bir sürü ruh taşın vardır. En son olaraksa çok önemli olan ve ölüm karakterinin antitezi olan ölümlü karakteri geliyor. Bilirsin, içinde bir kriz hissini kucaklamış olsan dahi daima sakin bir kalbe sahip olmalısın. Telaşa kapılmamalı, kontrolü elinde tutmalısın. Ve unutma, bu süreçte her şeyle ben ilgileneceğim!”

 

Sesi cesaretlendirme ve güç aşılayarak Zhao Tianjiao’nun kanının daha kuvvetli pompalanmasına, ruh halinin iyileşmesine yardımcı oluyordu.

 

Usta Tanrı-Kahin ve diğerleri de Bai Xiaochun’un detaylı açıklamalarıyla iyice heyecana kapılıyor, dikkat kesiliyordu. Sonuçta Bai Xiaochun’un söylediklerinin onlara da yardımı dokunacaktı.

 

Yalnızca Song Que alaylı tavrından vazgeçememişti ama ona rağmen o da kendisini dinlemekten alıkoyamıyordu.

 

Bai Xiaochun kuru bir öksürük sonrasında şöyle dedi: “Hemen heyecanlanma, daha konuşmayı bitirmedim.”

 

Bu noktada Zhao Tianjiao Bai Xiaochun’un bardağını bizzat doldurdu, Xiaochun ise bir yudum alkolle boğazını ıslattıktan sonra devam etti: “Galibiyet Efsunu açıklamalarım büyük oranda Aşk Azizi Bai Xiaochun’un neden yıllardır aşk alanına hükmedebildiğini anlamanı sağlamak içindi. Bu noktada detaylardan bahsedeceğiz.

 

“Bilirsin, aşk alanında kendini de düşmanını da tanıman gerekir. Ayrıca uyum sağlamaya da razı olmalısın. Birinin sana aşık olmasını istiyorsan öncelikle onun dostları ve ailesiyle iyi geçineceksin. Onlar senin iyi bir insan olduğunu düşündüğünde aslında öyle olmasan dahi onun gözünde de iyi bir insan olursun!” Bai Xiaochun tam bir özgüvenle konuşarak sözlerini bütünüyle ikna edici kılıyordu.

 

Usta Tanrı-Kahin bir anda uyluğunu tokatlamış ve gözlerine parlak bir ışıltı yerleşmişti. Ardından dimdik oturarak tam bir saygıyla Bai Xiaochun’a baktı; sözlerinin kendisine bir incil vaziyeti gördüğü ortadaydı.

 

Fakat Bai Xiaochun lafı kesildiği için biraz rahatsız olmuştu. Usta Tanrı-Kahine bir süre göz ucuyla baktıktan sonra devam etti: “Farkında olmayabileceğin bir gerçek söz konusu. Kadın yetişimcilerin pek çoğu güven konusunda eksiklik çeker ki bu da yetişim dünyasının gaddar doğasından kaynaklanıyor. Eğer bir kıza güven hissini verebilirsen onun için karanlık gecedeki bir ışıktan farkın kalmaz. O da doğal olarak sana çekilir. Bunu sağladığında başarı yolunda ilk adımını atmış olursun…” Bu sözlerin karşısında Zhao Tianjiao’nun kaşları heyecanla kıpırdadı.

 

Bu noktada Usta Tanrı-Kahin dinlediklerini unutmaktan korkarak bilgileri kalıcı hale getirmek için bir yeşim kağıt çıkarttı. Zhao Tianjiao’nun iki takipçisiyse Bai Xiaochun’a saygı ve huşu içerisinde bakmaktaydı.

 

“Uzmanlaşman gereken iki önemli teknik var. Basitçe ifade etmek gerekirse ikisi de onu sana çekme yolları! İlgisini çektikten sonra tam olarak eski bir şiirin söylediği şeyi yapacaksın: eline bir balçık al ve suratına onu çal. Yani başka bir deyişle kendini gizemli kıl! O sana yaklaşırken uzaklaş! O uzaklaşırkense ona yaklaş! Bir müddet uzaklaşıp yaklaştıktan sonra en nihayetinde söndürülemez bir arzu doğacak! Ve böylece, heh heh, sonunda ona oltayı takmış olacaksın!” Bai Xiaochun bu noktada iyice heyecanlanmış ve dramatik el kol hareketleri yapmaya başlamıştı.

 

“Böylece onu kovalıyor olduğun gerçeğini gizleyecek ve asıl o seni kovalıyormuş gibi göstereceksin!

 

“Kan Akımı Tarikatındayken Que’er’in teyzesinin kalbini tam olarak bu yöntemle kazanmıştım.”

 

Song Que’nun ifadesi iyice kararmış ve o anda daha önce olgun olmayan hiç kimseden hoşlanmayan teyzesinin neden Bai Xiaochun’a vurulduğunu anlamıştı…  

 

Canı odadan çıkıp gitmek istese de Bai Xiaochun’un anlattıklarının ileride işine yarayabileceğini itiraf etmek durumundaydı. Bu yüzden geride kalmak için çabucak bir bahane uydurdu. “Teyzemin Bai Xioachun hakkındaki gerçeklerden haberdar olmasını sağlamam lazım!” diye düşündü.

 

Zhao Tianjiao ise tamamıyla sarsılmıştı. Song Que’nin surat ifadesi Bai Xiaochun’un yalan söylemediğini kanıtlıyordu. Bu da güvenini iyice arttırmıştı.

 

“Tabii o noktada aşk alanındaki galibiyetini garantilemiş olmayacaksın. Pozisyonun hala son derece sarsıntıda olacak ve duruşunu sağlamlaştırmak için sıkı çalışman gerekecek.” Bai Xiaochun insanları sözlerimle nasıl da sarsıyorum diye kendisiyle gurur duyuyordu. Doğrusu son üç gününü sahtekâr Karamahzenle bu meseleyi tartışarak geçirmiş, ondan duydukları karşısında kendisi de bayağı sarsılmıştı.

 

“Anladım!” dedi Zhao Tianjiao heyecanla. “Duruşumu sağlamlaştırma konusunu anladım. Yetişim gibi. Bir ilerleme sonrasında yetişim basamağını istikrarlı hale getirmen gerekir. Evet, anlıyorum!”

 

“Hayır, anlamıyorsun!” diye bağırdı Bai Xiaochun dik dik bakarak. “Senin anladığın şey, var olan hisleri biriktirmek. Ama ben ondan bahsetmiyorum. Bu bağlamda aşkın en yüksek alanı mesafeni koruyabilmek! Onu duygusal olarak geliştirecek ve seni her an kaybedebilirmiş hissi vereceksin. İşte o anda da hamleni yapacaksın!

 

“Kesinlikle bu evrede onunla fazla vakit geçirmeyeceksin. Bunu yaparsan aranızda gelişen hisleri düşünme konusunda fazla ilgisiz olur. O hislerin kıymetini bilmesini sağlaman lazım! Seninle olma konusunda kararlı olmasını sağlaman lazım! Unutma, bir şeyi elde etmek ne kadar kolay olursa değeri de o kadar az olur.” Bai Xiaochun ansızın sessizliğe boğuldu ve suratına eski anılara dalan, özlem dolu bir ifade yerleşti. Gençliğindeki acı tatlı vukuatları anıyor, eski aşk hatıralarında yitip gidiyor gibiydi.

 

Gerçekteyse sahtekâr Karamahzenle konuştuğu şeyleri düşünüyor, konuşmasının sıradaki noktasını gözden geçirip sözlerini zihninden prova ediyordu. İki tütsülük sürenin sonunda düşüncelerini düzene koyabilmişti.

 

Tabii ki Zhao Tianjiao bu süreçte övgüler sıralamanın eşiğine gelmiş, Bai Xiaochun’un aşk ve ilişkiler konusunda sayısız hikaye barındırdığına tamamen ikna olmuştu.

 

Başka şartlarda ömründeki onca tecrübeyle böyle kolaylıkla etki altına alınması mümkün olmazdı. Fakat aklı, fikri, kalbi tamamıyla Chen Yueshan’daydı. Bu yüzden Bai Xiaochun’un sözleri onu sarsmış, işleri açıklayış şekli de muhakeme gücünü elinden almıştı…

 

Gözlerindeki o eski günleri yad etme ışıltılarını kaybetmemiş olan Bai Xiaochun bu noktada Zhao Tianjiao’nun varlığını dahi unutmuşçasına yumuşak bir ses tonuyla devam etti: “Vaktini kullanmalısın. Onu yavaşça kabulleniyormuş gibi göstermelisin…

 

“Ardından doğru anda ona hayatının sürprizini yaşatmalısın. Verebileceği tek mantıklı karar senin Daoist partnerin olmasıymış gibi hissettirmelisin. O noktada seni kaybetme korkusuyla dolup taşmış ve ansızın neşe dolmuş olacak. İşte bu gerçekleştiğinde, Büyük Kardeş Zhao, en sonunda sana başarın için tebriklerimi sunabileceğim!”

 

O anda geçmişteki anılarından sıyrılmış görünerek Zhao Tianjiao’ya baktı ve kafasını kaldırarak şöyle dedi: “Fakat seni uyarmalıyım, Büyük Kardeş Zhao, ilişkiler kolay değildir ve uzun ve karmaşık bir planla ilerleyeceğin için sevdiğinden vazgeçmeyeceğine söz vermelisin! Bunu yaparsan cennetler tarafından cezalandırılacağın kesin!” Bu noktada sesi öylesine yükselmişti ki neredeyse sağır etme raddesine gelmişti. Zhao Tianjiao tamamen sarsılmış bir şekilde kollarını kavuşturarak saygıyla eğildi.

 

Ciddi bir ifadeyle, titreşen gözlerle ve olabilecek en kararlı sesle şöyle dedi: “Ben, Zhao Tianjiao, Küçük Kardeş Yueshan ile bu işi çözeceğime ve onun ömrüm boyunca sahip olacağım tek Daoist partner olacağına tüm içtenliğimle yemin ederim! Bu yeminimden dönersem beni cennetler yok etsin, dünya da mezarım olsun!”

 

“Aferin!” diyen Bai Xiaochun Kıdemli neslin bir üyesiymişçesine takdir dolu bir şekilde başını salladı. “Madem öyle Benim, Aşk Azizi Bai Xiaochun’un sana sırlarını açıklaması boşa gitmedi demektir!” Ardından Usta Tanrı-Kahin, Song Que ve Zhao Tianjiao’nun iki takipçisine döndü. “Aynısı sizler için de geçerli!”

 

Usta Tanrı-Kahin hiç tereddütsüz benzer bir yemin etti. Song Que de Bai Xiaochun’un doğruca kendisine baktığını görünce biraz suçlu hissederek yemin etmek üzereydi fakat son anda homurdanmakla yetinerek konuşmayı reddetti.

 

Zhao Tianjiao’nun iki takipçisiyse tamamen sarsılmış bir şekilde hiç düşünmeden yeminlerini sıraladı.

 

Bai Xiaochun tatminkâr bir şekilde başını salladı. Ardından bir yudum daha içki içti, hararetli Zhao Tianjiao’ya bakıp gülümseyerek çenesini kaldırdı.

 

“Pek iyi, öyleyse kendini Büyük Kardeş Yueshan’ın yakın arkadaşları ve ailesine sevdirme vakti geldi.”

 

“Dur bir dakika,” dedi Zhao Tianjiao acınası bir şekilde, “Bunu yapamam ki! Küçük Kardeş Yueshan’ın sadece iki yakın dostu var ve ikisi de yıllar önce Yaban Arazilere gitti. Ailesine gelecek olursak da babası benim Ustam ve çok katı bir adam. Ona kendimi nasıl sevdireceğim ki?”

 

“Üç gözlü ihtiyar senin Ustan mı?” diyen Bai Xiaochun’un ağzı açık kalmıştı.

 

Zhao Tianjiao boğazını temizledi ve Bai Xiaochun’un Ustasına sesleniş şeklini düzeltmeye yeltendi fakat ondan yardım istediğini anımsayınca bu ithamı duymamış gibi yapmakta karar kıldı.

 

Bai Xiaochun’un kalbiyse ansızın Zhao Tianjiao ve Chen Yueshan’ı bir araya getirdiği takdirde arkasında bir deva olacağı farkındalığıyla ürperdi. Ve bu durumu halletmek için yeni yollar düşünmeye başladı.

 

Bir an sonra gözleri ışıldadı.

 

“Tamamdır, taktik değiştiriyoruz. Büyük Kız Kardeş Yueshan’ın ilgisini çekmen lazım. Bu yüzden onun nasıl erkeklerden hoşlandığını öğrenmemiz gerekiyor.”

 

“Emin değilim!” diyen Zhao Tianjiao daha da acınası görünmeye başlamıştı.

 

“Endişelenme. Ben her şeyin icabına bakacağım. Bir insanın kişiliği hakkında fikir edinmenin en kolay yolu kıyafetlerine bakmaktır. Şuna ne dersin; önümüzdeki birkaç gün ne giyeceğini ben seçeyim. Neden hoşlandığını bulmamız çok uzun sürmez.” Bai Xiaochun Zhao Tianjiao’ya neler giydireceğini düşünürken ne kadar da mükemmel bir plan diye neşelenmeden edemiyordu. Zhao Tianjiao’yu daha da yakına çekerek kulağına hazırlayacağı kıyafetlerle ilgili detaylar fısıldamaya başladı.

 

Zhao Tianjiao’nun ifadesi titreşmişti. Ardından sırasıyla gözleri irileşti, yuhladı, soluğu kesildi ve çok geçmeden suratına acılı bir ifade yerleşti.

 

“Gerçekten böyle yapmak zorunda mıyız?”

 

“Evet, kesinlikle! Onun tepkilerini gözlemle. Kaşlarını çatıyor veya bakışlarını kaçırıyorsa kıyafetini beğenmemiş demektir. Yakından bakıyorsa da ilgisini çekmişsindir. Her halükârda tüm gelişmeler konusunda beni anında bilgilendir.”

 

Zhao Tianjiao tereddüt ediyor gibi görünüyordu, bu da Usta Tanrı-Kahin ve diğerlerinin Bai Xiaochun’un ondan nasıl kıyafetler giymesini talep ettiği konusunda meraklarını kabartmıştı.

 

Lakin Zhao Tianjiao en sonunda ayak uydurmakta karar kıldı. Dişlerini sıktı, başıyla onay verdi ve “Ne söylersen yapacağım!” dedi.

 

#İlişki kurmakta zorlananlar için 'Kız tavlama 101' temalı bir bölüm oldu. Bir kız olarak büyük oranda başarılı taktikler olduğunu da itiraf etmem gerekiyor 
Ama son anda verdiği şu kıyafet taktiği biraz düşündürücü oldu. Adamı yuhlatacak ne tür önerilerde bulunduğunu çok merak ediyorum doğrusu. E o zaman okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr