Çevirmen : Clumsy 

“On iki saat…” diye düşünen Bai Xiaochun Gökkuşağının Gök Çeyreğinde hızla ilerliyordu. An itibariyle çelikten damarları atıyor ve canını riske atıp ölümüne dövüşmeye hazır görünüyordu!

Ne Büyük Şişman Zhang’ın ne da başka bir dostunun ölmesine izin verebilirdi. Yetişim dünyasının gaddarlığından haberdardı ve büyük olayları değiştirme konusunda nispeten güçsüz olsa da öylece pes edemezdi. Zamanında Ruh ve Kan Akımı Tarikatı savaşı patlak vermek üzereyken pes etmemişti. Nehre Meydan Okuyan Tarikat ve Gök Nehir Kortu arasındaki savaşta da pes etmemişti. Miras Mühürleri Dağındaki mücadelesinde de pes etmemişti.

Ve şimdi de pes edecek değildi!

Onun ölümsüz yetişim yolu buydu. Onun kararı buydu. Onun için önemli olan buydu!

Bai Xiaochun yetişim basamağının tüm gücünü çekerek ışınlanma portalına ulaştı. Sonra da Sayısız Yıldız Gökkuşağı ve sınav alanına doğru ilerledi.

Büyük Şişman Zhang’ın mağarasından çıkmasıyla sınav girişine ulaşması arasında sadece iki tütsülük süre geçmişti. An itibariyle alanda birkaç yüz yetişimci toplanmıştı. Pek çoğu girişte vakit harcıyor, başarı şansını ilerletme umuduyla başkalarının performansını izliyordu.

Alanda bolca sohbet dönüyordu fakat buna rağmen Bai Xiaochun’un belirişi topluluğun bir kısmının dikkatini çekmişti. Neticede önceki gelişinde ta 400lere beklenmedik bir şekilde yükselişiyle ilgi odağı olmuştu.

“Bai Xiaochun!!”

“Geri dönmüş! Üstünden ne kadar zaman geçti ki?”

“Bu herifi duymuştum. İnsanlar onun önceki performansından gerçekten rahatsız olduğunu ve bir dahakine kesinlikle yükseleceğini söylüyordu!” Herkesin gözleri Bai Xiaochun’a çevrilmişti ki bu normal şartlarda onun yavaşlayıp övgüleri karşılamasına yol açardı. Ama şu anda o havada değildi. Sert bir ifade ve hatta öldürücü bir aurayla kalabalığı aşarak girişe yönelmiş, bir an olsun duraksamamıştı!

Kişi sınavlara her defasında baştan başlamak zorundaydı. Bu hiç kimsenin değiştiremeyeceği standart bir kuraldı. Yani yıldızı mavi kısma ulaşmış olsa da ilk sınavdan başlamaktan başka şansı yoktu.

Görüşü bulanıklaşıp yeniden netleştiğinde suratına bir ısı vurmuştu. Hiç duraksamadan uçurumdan sıçrayarak kendini lav denizine bıraktı.

Lavın yüzeyine değer değmez de gözleri ışıldadı ve salabildiği maksimum hızı saldı. Gümbürdeme sesleri eşliğinde devasa gölgeler doğurdu. Düz zeminde koşar gibi bir hali vardı, buna bir de öldürücü aurası eklenince tüm katılımcıların soluğunu kesiyordu.

Bu esnada kalabalığın bir kısmı çoktan Bai Xiaochun’un performansını izlemek için erdem puanı harcamıştı. Pek çoğu onun geçen seferki gibi yüzmesini beklemiş, bu yüzden sergilenen manzara kalplerini şokla doldurmuş, şaşkınlık çığlıkları atmalarına yol açmıştı. Bu da sınavı izleyenlerin sayısını çoğaltmaya başladı.

“İlk seferkinden farklı ilerliyor. Resmen lavın üzerinde yürüyor!”

“Cennetler! Gongsun Wan’er’in önüne geleni öldürmesi yeterince şok ediciydi ama Bai Xiaochun’un denizin yüzeyinde koşması da eşit oranda şaşırtıcı!”

Herkes şaşkınlık çığlıkları atarken Bai Xiaochun kasvetli bir surat ifadesiyle hızını düşürmek yerine arttırarak ilerliyordu. Yalnızca yarım tütsülük bir sürenin sonundaysa tüm denizi aşmayı tamamlayarak ikinci sınava geçti!

İkinci sınavdaki taş golemler hala hiddetli bir mücadele içerisindeydi. Gökten kayalar yağıyor, kuvvetli rüzgarlar esiyordu. Lakin Bai Xiaochun bir an olsun duraksamıyordu!

O mücadeledeki hiçbir engel onu etkilemiyor gibi görünüyor, her biri ona dokunmadan un ufak oluyordu!

Fakat esas şok edici olanın yanında bunlar hiçbir şeydi. İki taş golem kalabalığı şok edecek şekilde Bai Xiaochun’u fark eder fark etmez dövüşmeyi bırakmıştı!

“Beni buradan çıkartın!” dedi Bai Xiaochun Yaşayan Dağ Büyüsü aracılığıyla. Kendine ait bir taş golem çağırmasa da büyünün aurası golemlerin sezebilmesi için yeterliydi. Bu onlar için çok tanıdıktı, birileri veya bir şeylerin kendisiyle iletişim kuruşu gibiydi.

Bai Xiaochun bu yardımı talep eder etmez kalabalığın şaşkınlıktan aklını çıkartacak şekilde taş golemlerden birinin eli Bai Xiaochun’a uzandı. Ve ona saldırmak yerine onu kavrayarak çıkışa fırlattı.

Patlayıcı gümbürdemeler eşliğinde taş golemin tüm gücünü arkasına alan Bai Xiaochun kayan bir yıldız misali ikinci sınavın havasında ilerleyerek doğruca üçüncü sınava açılan portala ulaştı!

İlk ve ikinci sınavı geçmesi bir tütsülük süre bile almamıştı!

Dışarıdaki herkes şaşkınlıktan delirmek üzereydi.

“Cennetler! Bu... bu Bai Xiaochun...”

“Geçen sefer kendini tutuyormuş!!”

Dışarıdaki yetişimciler arkadaşlarına mesaj göndermeye başlamış, sınavlara dikkat kesilenlerin sayısı iyice artmıştı.

Bu sırada Bai Xiaochun çoktan demircinin bulunduğu üçüncü sınava adımını atmıştı. An itibariyle çıkış yolu olan kılıç, demircinin çekici tarafından dövülmekteydi.

Bai Xiaochun yine hiç tereddüt etmedi ve kılıcın üzerinden ilerlemek yerine doğruca aşağıdaki dondurucu denize daldı!

Bu defa frijit qi özümsemek yerine kendi frijit qi’si ile tüm alanı dondurdu. Sonra da lav denizinde olduğu gibi yüzeyde koşmaya başladı.

Fakat bu defa sınavda bir farklılık söz konusuydu. Demirci, denizdeki Bai Xiaochun’u fark eder fark etmez öfkeden çarpıklaşan bir ifadeyle geçen seferi anımsamıştı.

Ardından kükreyerek Bai Xiaochun’u kavramak adına koca elini uzattı.

El yaklaşırken Bai Xiaochun’un öldürücü aurası devreye girdi ve Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğiyle sol bacağındaki Ölmeyen Tendonlara başvurdu. Ardından el kendisini kavramadan önce inanılmaz gümbürdemelerle bir tekme savurdu. Ve yoğun güçten ötürü ağzından kanlar fışkırsa da ivmelenmeyi başararak tam hızla çıkışa uçtu.

El ise tekmenin geldiği noktadaki damarların mühürlenişiyle yerinde kalakalmıştı. Geçici olarak eli duraklatılan demirci öfkeyle kükredi ve elini yumruğa çevirerek kabarttığı damarlarıyla yeniden hareket yetisini kazandı.

Fakat Bai Xiaochun bu kısa sürede çıkışa ulaşmış, yine bir tütsülük süre bile kullanmamıştı!

Artık sıra dördüncü sınavdaydı!

Yeşil sınav yıldırım köprüsünü barındırıyordu. Fakat Bai Xiaochun yıldırımlardan hiç etkilenmeden, inanılmaz bir hızla ilerliyordu. Çarpan yıldırımlar onu azıcık bile yavaşlatmıyordu. Ve düşmeyen hızıyla sınavın sonuna varması yine bir tütsülük süreyi bile bulmamıştı.

Çıkışta gözden kayboluşuyla seyircileri sersemlemiş bir şekilde sessizliğe bürüdü.

“Sadece iki tütsülük sürede ilk dört sınavı geçti. Cennetler…”

“Geçen sefer kendisini ne kadar tutuyordu? Bu hız inanılmaz!”

“Sınavları Gongsun Wan’er’den bile daha iyi ilerletiyor. Delice bir şey!”

“Mavi sınava gidiyor. Geçen sefer orada durmuştu…”

Herkes Bai Xiaochun’la ilgili bir tuhaflık olduğunu düşünüyor ama hiç kimse bu konuya fazla kafa yormuyordu. Esas merak konusu mavi sınavda ne yapacağıydı.

Mavi sınav kinci ruhlar ve sonu gelmeyen mezar taşlarıyla dolu bir dünyaydı. Bai Xiaochun belirir belirmez mavi bir duman yükselmiş ve sayısız korkunç ruh kendisini göstermişti. Bai Xiaochun’a bakan ruhlardan yeri göğü sarsıcı ulumalar yükselmekteydi.

#İlk sınavları delice bir hızla geçen kahramanımız geçen sefer ödü koparak kaçtığı mavi sınava ulaştı. Ama bu defa hazırlıkldır, haftalarını harcadığı hapları yanındadır diye düşünüyorum. O hapların etkisini sadece sahtekar karamahzen üzerinde görmüştük, sayısız ruh karşısında ne yapacağınıysa bir sonraki bölümde göreceğiz herhalde. Şu olaylar çabucak çözülse de büyük şişman kendine gelse valla giderek stres yapıyorum dedikten sonra susuyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!