Çevirmen : Clumsy 

Gongsun Wan’er mavi sınavdan lacivert sınava geçerken Bai Xiaochun da Sonsuz Dağ Vadisinde yavaşça gözlerini açtı.

Boş bir surat ifadesine sahipti ve gözlerinde birer taş golem imgesi belli belirsiz şekilde titreşmekteydi.

Etrafındakilerin farkına yavaş yavaş varıyordu. Yarım tütsülük sürenin geçişinin ardından derin bir nefes aldı, bilinci tamamıyla yerine gelmişti. Uzun bir uykudan uyanmış gibi hissediyordu, düşünceleri biraz sarsaktı.

“İşe yaradı mı?” Alnını ovuşturarak yavaşça kalktı ve yetişim basamağını kontrol etti. Fakat başarılı olup olmadığından emin değildi; son zamanlarda olan her şey tam bir boşluktu.

“Bu…” Anlık bir tereddüt sonrasında bir büyü hareketi gerçekleştirmek için Yaşayan Dağ Büyüsü tekniklerine başvurdu. Bunu yaptığı anda da içini bir titreme aldı ve içinde yükselen patlayıcı güç karşısında gözleri irileşti.

Hemen hemen aynı saniyede gözlerindeki iki taş golem imgesi netleşti. İçinde yapılanan güç kendi bedeni tarafından kısıtlanıyormuş ve salınması imkansızmış gibiydi. Üzerine hiç düşünmeden ağzını açtı.

O anda kendi sesini andıran bir ses kükreyerek gümbürdedi. Buna da üzerinde beliren, aşağı yukarı 30 metre uzunlukta devasa bir taş golem imgesi eşlik etti!

Kükreyen Bai Xiaochun havaya sıçrarken gözleri çılgın bir ışıltıya kavuşmuştu. İçerisindeki güç salmak zorunda olduğunu hissettirecek raddeye gelmişti, bu şekilde ellerini sıkarak yumruğunu yakınlardaki bir dağa geçirdi.

Gümbürdeme seslerinin yeri göğü dolduruşuyla muazzam bir kuvvetin ulaştığı dağ hunharca titreyerek parçalara ayrıldı. Alanda bir bulut denizi kabarırken Bai Xiaochun kocaman bir anaforun merkezi gibi görünmekteydi.

Salmış olduğu güç Ruhun Başlangıcının ilk evrelerinden daha güçsüz değildi ve saf fiziksel kuvvete dayalıydı. Fiziksel bedenle ilişkili bir büyü olduğunu söylemek bile doğru olabilirdi!!

Bu da Boğaz Ezici Kavrayış, Dağ Sarsan Darbe ve Ölmeyen Uğursuzluk gibi bir gizli büyüydü!

İlk saldırısının ardından Bai Xiaochun’u bir titreme teslim almıştı. Ardından taş golem imgesi silinerek belirsizleşti. Bai Xiaochun’un suratı solgunlaşmış olsa da gözleri hayret ve heyecanla ışıldamaktaydı.

“Bu Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinden tamamen farklı. Bunu Boğaz Ezici Kavrayış veya Dağ Sarsan Darbe gibi art arda kullanamayacak olsam da Yaşayan Dağ Büyüsü kesinlikle salabildiğim en güçlü teknik olacak. Boğaz Ezici Kavrayıştan çok daha üstün!” Hızlıca kontrol ettiğinde az önceki yumruğunun bedenindeki tüm güç tiplerini kullandığını ve neredeyse tamamen tükenmiş olduğunu teyit etti.

Yine de yeri göğü sarsabilecek bir saldırı salabilmişken buna değerdi!

“Hahaha! Sonunda başardım. Bundan böyle Yaşayan Dağ Büyüsü de kozlarımdan biri olacak. Hmph! Bai Xiaochun Öz Formasyonun altındakiler arasında rakipsiz hale geldi!” Harikalığı karşısında heyecana kapılarak son derece moralli bir şekilde Sonsuz Dağ Vadisinden ayrıldı.

Çıkışa ulaştığındaysa başarısını paylaşma umuduyla çabucak Taşdağa döndü. Neticede yetişim basamağını tespit edemiyor olsa da aurasından onun da Yaşayan Dağ Büyüsü yetişimi yaptığını anlayabiliyordu.

Fakat çok geçmeden Taşdağın sınav yönüne bakmakta olduğunu fark etti.

“Büyük kardeş Taşdağ,” diye bağırdı heyecanla, “başardım!”

“Mhmm.” Suratında son derece ciddi bir ifade olan Taşdağın gözleri hala sınav istikametine çevriliydi.

Bu tepki karşısında şaşıran Bai Xiaochun tekrar etti: “Büyük kardeş Taşdağ, Yaşayan Dağ Büyüsünde başarılı olduğumu söyledim!”

Taşdağ ona bakmaya bile tenezzül etmedi ve daha da ciddi bir ifadeye büründü. “Oh. Tebrikler.”

Az önce güçlü bir kozun yetişimini tamamlayıp da mutluluğunu paylaşacak hiç kimse bulamamak biraz can sıkıcıydı. Fakat Xiaochun da Taşdağın neyi bu kadar ilginç bulduğunu görmek için sınav istikametine bakma dürtüsünü bastıramamıştı.

Bakar bakmaz da gökkuşağının lacivert kısmında diğerlerinden çok daha parlak bir şekilde, göz kamaştırıcı seviyede ışıldayan yıldızı gördü. O yıldıza odaklandığındaysa zihninde Gongsun Wan’er’in ismi belirdi.

“Ha?” derken ağzı açık kalmıştı. Çabucak komuta madalyonunu çıkartarak sınavda olanları izlemek için erdem puanı harcadı. Ve şok edici bir şekilde lacivert sınavda yabancı bir adamla dövüşmekte olan Gongsun Wan’er’i gördü!

Yetişimi Öz Formasyonun büyük çemberinde olan genç adam mavi bir cüppe giyiyordu. İfadesiz bir surata sahipti ve etrafı sayısız şimşekle çevriliydi. Gongsun Wan’er’le mücadele ederken saldığı ilahi kabiliyetler kesinlikle yetişiminin ötesindeydi.

Buna rağmen Gongsun Wan’er’in parmağını tek sallayışıyla delice titreyerek parçalara ayrılmıştı.

Bu manzara karşısında Bai Xiaochun’un soluğu kesilirken tarikatın tüm yetişimcileri tamamıyla sarsıldı. Neticede lacivert sınavdaki heykel en son başarılı olan üyelerden biri tarafından bırakılmıştı.

Başka bir deyişle az önce yenilen heykel, süperstarlar arasında sekizinci olan Seçilmişi temsil etmekteydi!

Lacivert kısma geçmek isteyen kişi önceki katılımcı tarafından bırakılan heykeli yenmek zorunda olurdu. Menekşe kısma geçmenin tek yolu buydu. Gongsun Wan’er’in galip gelişiyle de lacivert sınavda onun bir heykeli şekillenmişti.

Bu da ondan sonra lacivert sınava girenlerin Gongsun Wan’er’in heykeliyle çarpışması gerekeceği anlamına geliyordu. Bu esnada Gongsun Wan’er oradan silinmiş, mor sınavda tekrar ortaya çıkmıştı!

Yıldızı da lacivert kısımdan çıkarak mor kısma geçmiş, oradaki dokuzuncu yıldız olmuştu!

Havayı sayısız şaşkınlık ve şok nidası doldurmaktaydı. Neticede yıllardır mor kısımda şu anki süperstar neslinden yalnızca sekiz kişi bulunmuş ama an itibariyle bu sayı dokuza çıkmıştı!

Tarikat kurallarına göre gökkuşağının mor kısmına geçen kişinin tüm talepleri aşırıya kaçmadıkça yerine getirilirdi!

Gongsun Wan’er’in mor kısma geçişiyle yeni bir gelişme daha yaşanmıştı, artık hiç kimse onu göremiyordu. Sınav kuralları ilk altı sınavı gözlemlemeyi mümkün kılıyordu lakin sonuncu olan mor sınava yalnızca katılanlar tanık olabilirdi.

Mor sınavın neye benzediğini bilenlerin sayısıysa çok azdı.

Gongsun Wan’er kısacık bir an sonra yeniden açığa çıktığında ismi dokuzuncu sırada olmayı sürdürmekteydi. Buna yönelik dedikodular anında patlak verdi.

Gongsun Wan’er’in 9.luğa ulaşmış olması tüm tarikat nazarında göz kamaştırıcı bir başarıydı. Daha da şok edici bir şekilde, bir an sonra Sayısız Yıldız Gökkuşağının tarikat liderliği kısmından bir Dharmic karar yayınlandı.

“Gongsun Wan’er, talebin yerine getirildi. Bundan böyle bir rehine değilsin, Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatının öz çıraklarındansın!”

Bu duyuru tamamen sersemletici olmuş, hatta çoğu kişi Gongsun Wan’er’in bir rehine olduğunu ilk defa işitmişti. Bai Xiaochun’un gözleriyse şaşkınlıktan kocaman olmuştu.

Gongsun Wan’er’in ne kadar harika olduğunu yeni idrak ediyordu. Doğrusu biraz da rahatsız olmuştu. Daha önce yaşananları düşününce de ansızın öfkesi kabardı.

“Bunun nesi harika ki?” diye mırıldanarak Sonsuz Dağ Vadisinden ayrıldı. Yol boyunca hiç kimse ona dikkat etmemişti; herkes Gongsun Wan’er’den bahsediyordu.

Daha da rahatsız edici bir şekilde Gökkuşağının Gök Çeyreği yetişimcilerinin de sohbet konusu Gongsun Wan’er’di. Canı çok sıkılan Xiaochun mağarasına ulaşarak yere çöktü.

Ve dişlerini sıkarak şöyle dedi: “Ben de aynı şeyi yapabilirim. Geçen sefer mavi sınava kadar gitmiştim. Sadece çok hayalet vardı! Onları bir yere çekip kımıldamalarını engelleyecek bir yol bulmalıyım. Sonra da öylece yanlarından geçip giderim.” Kaşlarını çatarak bu meseleyi düşünmeye başladı.

Birkaç gün sonra kafasını kaldırdığında gözleri kanlı fakat ifadesi heyecanlıydı.

#Şekerim son sınava kadar gidip istediğini aldı, kendisini rehine olmaktan çıkartıp bu tarikatın bir çırağı haline getirdi. Hala ne planladığı pek açık olmasa da er geç öğreniriz diye düşünüyorum. 
Bu arada bizimki insanlara sınavda ilerleyeceğim diye rol yaparken bir anda kıskançlığından gerçekten sınava girmek ister oldu. Şimdi de hayaletleri aşmak için nasıl bir yöntem bulacağını göreceğiz, okumaya devam!