Çevirmen : Clumsy 

Olanları gören Büyük Şişman Zhang anında gerginleşerek bağırdı: “Xiaochun!”

Chen Manyao da afallamıştı. Usta Tanrı-Kahin ise Bai Xiaochun’un güvenliğiyle ilgili bir bilgi alabilmek adına, üzerine hiç düşünmeden bir kehanete başvurdu.

Song Que bile tamamıyla şoktaydı.

Geri kalanlarsa hem sersemlemiş hem de bir şekilde mutlu olmuştu. Fakat bir an sonra hepsinin ifadesi çılgınlar gibi titreşmeye başladı.

“Neden... neden dışarı ışınlanmadı?”

“Sakın vakti yetmedi demeyin…”

“Belki de ışınlanma kolyesini almamıştır?”

“Yok artık! Gerçekten öylece öldü mü?” Olayların ani değişimi herkesi hayrete düşürmüş, ne tepki vereceklerini bilemez hale gelmelerine yol açmıştı. Bildikleri kadarıyla Bai Xiaochun tehlikede olduğunu fark ettiği anda ışınlanmış olmalıydı.

Fakat dışarıda hiç kimsenin belirmemesi ve Xiaochun’un kolyeyi çıkardığını görememiş olmaları çeşitli tepkiler doğurmuştu.

“Gerçekten ölmemiştir, değil mi?”

“Ehh, daimî dondurucu sudan bahsediyoruz. Daha önce de içine düşen birkaç kişi görmüştüm, hepsi de anında ölmüştü…”

“Bu…” Hiç kimse ne söyleyeceğinden emin olamıyordu. Durum gerçekten çok garip görünüyordu.

Fakat o saniyede, ansızın tüm yetişimcilerin gözlerinin neredeyse yuvalarından çıkacak kadar irileşmesine yol açacak bir şey yaşandı. Ve biri parmağıyla yıldızı işaret ederek bağırdı: “Yü-yüzüyor... o... o-o... o yine yüzüyor!!”

Herkes tir tir titreyerek yükselmekte olan yıldıza dönmüş, iç çekişler işitilmeye başlanmıştı.

Az önce sarı sınav alanındaki siyah, denizimsi su kanalında Bai Xiaochun’un başı belirmişti. Ve derin bir nefes alıp ürpererek etrafına bakarken suratı biraz morarmıştı.

“Ne cehennemdeyim ben?” diye düşünürken ağlamasına ramak kalmıştı. “Soğuktan ölecekmişim gibi geliyor.” Bu sırada sınavların hiç de eğlenceli olmadığına ikna olmuştu. Kavurucu sıcağı da dondurucu soğuğu da ayrı bir işkenceydi.

“O tıbbi bitki için olmasaydı buraya asla gelmezdim. Ne boktan bir sınav bu?” O anda pek seçeneği olduğu söylenemezdi. Uçmak yasaktı ve kılıç da ortalıkta görünmüyordu. Bu yüzden dondurucu suda yüzmeye başlasa iyi ederdi…

“Bu sınav yüzme yeteneğiyle alakalı değildir herhalde?” deyip iç çekerek titreye titreye yüzmeye başladı. O yüzerken dışarıdan onu izleyenler tam bir kaosa sürüklenmekteydi.

Tabii ki Bai Xiaochun’un bunu bilmesine imkân yoktu. Yüzdükçe soğuk yüzünden suratı daha da morarıyordu. Eklem yerleri katılaşmaya başlamıştı. Ve o anda fark ettiği üzere alandaki frijit qi gözeneklerine dolarak Cennet-Daosu Altın Özüyle etkileşime giriyordu.

“Eee? Buradaki frijit qi yetişimime yardım mı ediyor yoksa?” Hiç tereddüt etmeden Frijit Okulu İrade Gelişim Büyüsünü salarak içerisindeki frijit qi’yi dışa vurdu. Ve göz açıp kapayıncaya dek tüm alanı doldurdu.

Karşılığında sudaki frijit qi de ona akın etmeye başladı. Çatlama sesleri işitiliyor, deniz donarken qi Bai Xiaochun’a ilerliyordu.

Bai Xiaochun’un zihni çalışırken Cennet-Daosu Altın Özü delice bir hızla hareketleniyor, mütemadiyen frijit qi çekerek rezervini güçlendiriyordu.

Neşe dolan Bai Xiaochun Frijit Okulu İrade Gelişim Büyüsüne daha da derinlemesine başvurmuştu ve özümsediği frijit qi’nin Cennet-Daosu Altın Özünü yavaşça genişletmesini izlemekteydi. Aynı zamanda yetişimi de yükseliyordu!

Aslında Altın Öz ortalarındaydı fakat şimdi, Altın Özün sonlarına doğru hızla yaklaşıyordu. Üstelik Frijit Uzmanından uzaklaşarak Frijit Efendiliğine yaklaşmaya da başlamıştı.

Bu ani kısmetle kendinden geçerek avazı çıktığınca bağırmaya başladı.

“Talihe bak be! Vuuuhuuu! Bu sınav bir harika. Buranın böyle bereketli olduğuna inanamıyorum! Hahaha!” Neşe saçarak daha da hızlı şekilde frijit qi özümsemeye başlamıştı. İçerisinde bir anafor oluşuyor ve sudaki hemen hemen tüm frijit qi deliler gibi bir hızla ona akın ediyordu. En nihayetinde su siyahlığını yitirerek transparan bir hal almaya başlamıştı.

Netleşmeye başladıkça artık dondurucu bir sıvı olmaktan çıkacağını hayal etmek de zor olmasa gerekti.

Dışarıdaki herkes bunu ağızları açık bir şekilde izliyor, insanlar Bai Xiaochun’un sergilediği tanrımsı performans karşısında serseme dönüyordu.

“Yıldızlı Gök Dao Polarite Süperstarları sınavları bu herif için mi yapılmış?”

“Kırmızı sınavı yüzerek geçti, turuncuda aydınlanma kazandı. Şimdi de sarı sınavda yetişim mi yapıyor?!”

“Neler dönüyor!?!?”

Her kafadan bir ses çıkıyordu, pek çoğu da kıskançlık doluydu. Tabii gözkapakları seğiren ve ellerini yumruğa çevirerek Düşmüş Kılıç Dünyasını düşünen Song Que hariç tüm Dao Koruyucuları rahatlamıştı…

Sıkılı dişlerinin ardından, “Bai Xiaochun gittiği her yeri yerle bir ediyor!” diye homurdanmadan da edememişti.

Bu sırada tarikatın gökkuşağı alanlarında Bai Xiaochun’u izleyenlerin sayısı artmıştı ve yetişiminin artışıyla ilgili neşeli söylemlerini herkes işitebiliyordu. An itibariyle çıkışa ulaşmasına yalnızca 3,000 metre kadar kalmıştı ama yüzmeyi kesmiş ve güçlenmenin verdiği hissiyatla öylece süzülmeye başlamıştı.

“Hahaha! Burası cidden benim için bir kutsal arazi!” diyen Bai Xiaochun yetişim basamağının tırmanışını heyecanla izliyordu. Fakat tam burada Altın Öz sonlarına ulaşmanın bir rüyadan ibaret olmadığını düşünürken birisinin kendisini izlediği hissine kapıldı.

Gergin bir şekilde başını kaldırdığındaysa devasa demir ustasının doğruca kendisine bakmakta olduğunu gördü…

Ölümcül bir kriz hissiyatıyla ürperirken frijit qi özümsemesini olabildiğince hızlı şekilde durdurdu.

“Tamamdır, sanırım artık gid--” Lakin o daha cümlesini tamamlayamadan demir ustası homurdanarak devasa çekicini Xiaochun’a doğru savurdu.

Bai Xiaochun tiz bir çığlık eşliğinde deliler gibi yüzmeye başladı. Çekiç inerken kanaldaki siyah sıvı da yaklaşan darbenin gücünden ötürü dalgalanmaya başlamıştı.

Dalgalar tarafından savrulan Bai Xiaochun’un ağzından kanlar akıyordu. Hemen bir frijit qi akışı gönderdi, bu defa 3,000 metre değil, tam 9,000 metredeki her şeyi buza döndürdü. Uçmak yasak olsa da frijit qi klonlarıyla ışınlanma misali yer değiştirebilirdi ki bu da bir an önce çıkmak için seçtiği yöntem olmuştu.

O gözden kaybolur kaybolmaz devasa çekiç az önce bulunduğu konuma inerek buz katmanlarını parçaladı ve dört bir yana kuvvetli şok dalgaları yaydı. Bai Xiaochun ağzından fışkıran kanlara rağmen ivmelenmeyi başarmıştı.

Artık çıkışa çok yakındı ama demir ustası göz açıp kapayıncaya dek çekici bir kez daha kaldırmış ve savurmuştu. Neyse ki Bai Xiaochun o sırada tiz bir çığlıkla çıkışa atılarak sarı sınavdan çıktı ve bir sonraki seviyeye ışınlandı.

Bai Xiaochun’un ortadan kaybolduğunu gören devasa demir ustası soğuk bir şekilde homurdandıktan sonra kaşlarını çatarak siyah suya baktı. Az önce çekicini tam gücüyle savurmamıştı; öyle olsaydı Bai Xiaochun asla kaçamazdı. Bu demir ustası önceki taş golemler gibi değildi, Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatıyla iyi bir ilişkiye sahipti. Bu yüzden gelip dondurucu sıvısını çalmaya çalışan böcek karşısında yaptığı tek eylem onu kovmak olmuştu.

Az önce yaşananları görmek herkesi şok içerisinde bırakmıştı. Doğrusu bugün, bu çırakların ağızlarından çıkan haykırışlar koca bir yılda işitilenden çok daha fazlaydı.

“Resmen gardiyanın tepesini attırdı…”

“Sınavlara girmeye değil, bir şeyler çalmaya gelmiş!!” Her yönde hayret ve öfke ifadeleri işitilmekteydi. Sınav alanı dışındaki neredeyse hiç kimse gülse mi ağlasa mı karar veremiyordu.

“Her halükârda bu Bai Xiaochun’un kaliteli bir Seçilmiş olduğu kesin. Nasıl yapmış olursa olsun ilk üç sınavı aştı ve ilk 1,000e girmesine az kaldı!”

“Aynen, bakalım sıradaki sınavda ne yapacak. O sınav acayip zor. Eğer onu da geçerse ilk 500e ulaşacak!!”

Zhao Yidong çoktan dördüncü sınava geçmiş olsa da hiç kimse ona dikkat etmiyordu. Herkes Bai Xiaochun’un yıldızını yakından takip ediyor ve dördüncü seviye olan yeşil sınavda ne yapacağını merak ediyordu!

#Geçen sınavda dev tarafından fırlatılmıştı, bu sefer de demirci abimizin çekicinden kaçarak geçti. Bir de kovulmasa bu sınavlarda deva alemine kadar falan çıkardı herhalde 
Şaka bir yana hepsinde kendisini geliştire geliştire ilerliyor, bakalım bir sonraki sınav nasıl olacak ve orda da kendine bir güzellik yapacak mı... Okumaya devam!