Bölüm 415 : Bai Xiaochun'un Zavallı Küçük Canını Almaya Cüret Eden Kim!?

avatar
4555 17

A Will Eternal - Bölüm 415 : Bai Xiaochun'un Zavallı Küçük Canını Almaya Cüret Eden Kim!?


Çevirmen : Clumsy 

 

Li Yuansheng, Usta Bulut-Daosunun gidişinin ardından mağarasına dönmüş, hem öfkeden yeşermiş hem de beti benzi atmıştı. Ağzından hala kanlar sızarken ellerini yumruğa çevirerek homurdandı: “Bai Xiaochun Orta Sahaların bir rehinesinden fazlası değil. Nehre Meydan Okuyan Tarikatsa daha oturmamış ve bir Devaları bile yok. Her an yok edilebilirler. Nasıl olur da onların bir rehinesi böyle güçlü biri tarafından desteklenebilir?”

 

Li Yuansheng dişlerini sıkarak bu meseleyi bir kenara bırakmayı düşündü. Fakat bu, özellikle de Gök Şehrinde tattığı aşağılanmayı düşününce sindirebileceği gibi bir şey değildi. Sakinliğini yitirmesi tek bir anını almıştı. Gözleri soğuk ışıklarla titreşirken şöyle düşündü: “Sadece bir tesadüf olmalı. Salon Efendisi Feng’in Eksantrik Dünyahabisiyle bir alıp veremediği vardır. Bai Xiaochun’un kendisini gözeten güçlü bir destekçisi olmasına imkân yok!

 

“Madem Usta Bulut-Daosu bana yardım etmeyecek, ben de işleri kendi başıma hallederim. Bu defa Bai Xiaochun’un dünyanın kaç bucak olduğunu öğrendiğinden emin olacağım!” Li Yuansheng bu sözlerin ardından bir yeşim kâğıt çıkarttı, bir müddet düşündü ve klan kaynaklarına başvurmakta karar kıldı…

 

Birkaç gün sonraysa mağarasından sert bir ifadeyle çıkarak doğruca Gökkuşağının Gök Çeyreğine giden ışınlanma portalına yöneldi. Hedefiyse çöl ve Bai Xiaochun’un tavernasıydı.

 

**

 

Büyük Şişman Zhang ve diğer Dao Koruyucularının terfi edişiyle Mavi Ejder Cemiyetinde kalan tek yetkili Xu Baocai olmuştu. O da çoğunlukla erdem puanlarının yağışını izliyor ve rahat bir yaşam sürüyordu.

 

“Ah, hayat diye buna derim. Parmağımı tek şaklatışımla her şeye sahip olabiliyorum. Muhtemelen ikincil başpapaz ve gökkuşağındaki diğer üyeler bile beni kıskanıyordur.” An itibariyle karnının üzerinde yatıyor, sekiz hizmetçi tarafından yapılan bir tüm vücut masajının tadını çıkartıyordu. Onların ılıklıklarını ve ellerinin dokunuşunu hissetmek suratına kocaman bir gülümseme yerleştirmişti. Hatta güzel hizmetçilerden bir tanesini belinden çekerek kendisine yaklaştırmaktaydı.

 

“Bu gece beni sen ısıtacaksın.” derken öyle bir gülüyordu gözleri incecik birer çizgiye dönmüştü.

 

Hizmetçi kızararak karşılık verdi: “Lord Baocai, siz yok musunuz…”

 

Xu Baocai içten bir kahkaha attı. Kalbi tutkuyla yanıp tutuşuyordu ve tam ters dönecekken kulakları yeri göğü sarsıcı bir sesle doldu. Göz açıp kapayıncaya dek her şey delice sarsılmaya başladı, tavernanın tavanı parçalanmak üzere gibiydi.

 

Ansızın sayısız ıstırap çığlığı işitildi ve tüm taverna yıkılmaya başladı. Çığlıklar atarak güvenli bir noktaya çekilmeye çalışan Xu Baocai’nin kalbi öfkeyle çarpmaktaydı. Tam birkaç emir sıralayacakken başını kaldırarak havada süzülmekte olan sarı cüppeli Li Yuansheng’i gördü.

 

“Bai Xiaochun’la irtibat kurup cehennem olup buraya gelmek için bir tütsülük süresi olduğunu söyleyeceksin. Eğer vaktinde gelmezse o mülk bayrağını yırtıp atacağım!!” Li Yuansheng bu sözlerle birlikte sağ elini sallayarak tavernanın kalıntılarına bir alev denizi gönderdi.

 

Taverna yanmaya başlarken açığa çıkan ufak bayrak Xiaochun’un Gök Şehrinde bir özel mülk edinmesini sağlayan bayrağın ta kendisiydi.

 

Xu Baocai kanlı gözlerle etrafını çevreleyen yıkıntılara ve sızlanan Mavi Ejder Cemiyeti yetişimcilerine baktı. Li Yuansheng’in amacının Xiaochun’u buraya çekmek olduğu barizdi ama Xu Baocai de şu anda onunla irtibata geçmekten başka bir şey düşünemiyordu.

 

Dolayısıyla hiç tereddüt etmeden yeşim kağıdını çıkartarak bir mesaj gönderdi.

 

Bu esnada Bai Xiaochun Gökkuşağının Gök Çeyreğindeki ölümsüz mağarasında Feng Youde’nin verdiği hapları tüketmekte ve yetişiminin yükseldiğini hissetmekteydi. Birkaç nefes egzersizi yaptıktan sonra da ağzından saflığı daha az olan yaşamsal enerjilerden çıkartarak yetişimine devam etmeye hazırlandı.

 

Ebedi Akış Kıtasında olanları birkaç kez düşünmüş ama bir sonuç çıkartamamıştı. Ne kadar açıklama üretirse üretsin hiçbiri pek anlamlı gelmiyordu.

 

“Önce Gök Çeyreği tepe lordu vukuatı oldu, şimdi de Feng Youde’nin ani tavır değişimi. Burada neler dönüyor? İnisiyatif alıp kendi başıma biraz araştırma yapmalı mıyım ki?” diyerek düşünceli bir şekilde çenesini ovuştururken ifadesi titreşti ve çantasından bir yeşim kâğıt çıkarttı. İçine ilahi hislerini aktardıktan sonraysa Xu Baocai’nin sızlanışını işitti.

 

“Kurtar bizi İkincil Başpapaz… Li Yuansheng burada, tavernayı yakıp kül etti! Mavi Ejder Cemiyetinden pek çok kardeşimiz yaralandı…

 

“Bir tütsülük sürede buraya gelmezsen özel mülk bayrağını alacağını söyledi. Ne yapacağız İkincil Başpapaz?”

 

Bunu duymak Bai Xiaochun’un soluğunu kesmiş, öfkesini alevlemişti. “Bayrağımı istiyorsun, ha? O benim özel mülküm!! Tavernamı yakıp kül ettin, ha? Li Yuansheng, ah, Li Yuansheng. Daha o gizli saklı kumpasınla ilgili bile hesaplaşmamışken şimdi de bana alenen zorbalık etmeye mi kalkıyorsun!?”

 

Bai Xiaochun tamamen köpürmüştü. Xu Baocai zorbalığa uğramış, taverna yok edilmiş, bayrağı tehdit edilmişti. Bai Xiaochun’un ayağa fırlamaktan başka çaresi yoktu.

 

“Gök Şehrine gelmemi istiyorsun, ha? Gökkuşağının Gök Çeyreğinde saldırmak işine gelmedi galiba? Peki, ben de tam olarak öyle olmasını istiyordum zaten!” dedikten sonra şehirden ayrılırken bir sıkıntı yaşamamak için İblis Katledenler Salonu madalyonunu boynuna doladı ve mağarasından çıktı.

 

“Bakalım Li Yuansheng İblis Katledenler Salonunun bir temsilcisi olarak gittiğimde bana hamle etmeye cesaret edebilecek mi! Salonuma saygısızlık edecek mi!?” Öfkeden köpürerek aceleyle ışınlanma portalına ilerledi. Fakat tam ışınlanma öncesinde anlık bir tereddüde düştü ve hemen ardından Salon Efendisi Feng Yeoude’ye mesaj gönderdi. Sonrasında kendisini çok daha iyi hissederek çabucak ışınlandı ve batıya, çöle yöneldi.

 

Belli bir uzaklıktan bile eskiden taverna olan yıkıntıdan yükselen dumanları izleyen kalabalık yetişimci grubunu seçebilmişti.

 

Ardından yan taraftaki Xu Baocai ve betleri benizleri atık, yaraları kanar haldeki Mavi Ejder Cemiyeti üyeleriyle alev denizinin ortasında, tam da Xiaochun’un bayrağının üzerinde süzülen Li Yuansheng’i gördü.

 

“Li Yuansheng,” diye kükredi, “ne cüretle bayrağımı tehdit edersin!” Bu sözlerle Li Yuansheng’e doğru atıldı ve eşzamanlı olarak yanan tavernanın alevlerine frijit qi’sini gönderdi.

 

Kafasını kaldırıp Bai Xiaochun’u gören Li Yuansheng ise suratı soğuk bir gülümsemeyle çarpıklaşırken parmağını salladı. Karşılığında Xiaochun’un etrafındaki hava da çarpıklaştı ve göz kamaştırıcı enerji dalgalanmaları oluştu. Aynı zamanda havadan dört figür çıktı.

 

Bai Xiaochun’un suratı asıldı ve yerinde duraksayarak etrafındaki frijit qi’yi iyice yoğunlaştırdı, gelmekte olan dörtlüye baktı.

 

Dördü de Öz Formasyon ortalarındaydı. Li Yuansheng’in önceden beraberinde getirdiği zengin züppelere benzemedikleri aşikardı. Dördünün de kasvetli surat ifadeleri ve yoğun öldürücü auraları vardı. Öldürmekte tecrübeli gerçek Seçilmişlerdi. Bunlara ilaveten her yönden benzer yakışıklı çehreleri ve tıpatıp aynı yeşil cüppeleri vardı!

 

Kalabalıktaki yetişimcilerin çoğu tarafından tanınmasalar da tanıyan azınlık anında şaşkın çığlıklar atmaya başlamıştı.

 

“Kıvılcım Dörtlüsü!!”

 

“Bunlar kesinlikle Kıvılcım Dörtlüsü! Yıldızlı Gök Dao Polarite Süperstarları arasında ilk 300deler!!”

 

Bai Xiaochun bu şaşkınlık çığlıkları karşısında kaşlarını çatarak gruba baktı. Dört yeşil cüppeli çırak da Zuo Hengfeng’in iki Öz Formasyon eşlikçisininkine benzer inanılmaz baskılar yaymaktaydı.

 

Bu sırada Li Yuansheng başını arkaya atarak bir kahkaha patlattı. Kollarını kavuşturup Kıvılcım Dörtlüsüne selamını verdikten sonraysa dikkatini yeniden Bai Xiaochun’a çevirdi, gözleri delici ışıklarla parlıyordu.

 

“Bai Xiaochun, bugün ne olduğu umurumda değil, senin bayrağını yerinden sökecek ve taverna günlerine bir son vereceğim!”

 

Bu sözlerle birkaç kahkaha daha patlattı. Kıvılcım Dörtlüsüne, özellikle de Bai Xiaochun’la aynı yetişimde olmalarından ötürü tamamıyla güveniyordu. Ona kalırsa Bai Xiaochun’a mücadelede hükmetmeleri işten bile olmamalıydı.

 

“Hatta yalnızca bayrağını almakla kalmayacağım. Dünyada gücendiremeyeceğin bazı insanlar olduğunu sana bizzat öğreteceğim!” Ardından dudaklarından yeni kahkahalar dökülerek elini salladı ve tavernanın kalan kısmına yeni alev denizleri gönderdi.

 

“Saldırın!” diye bağırdığı anda suratlarında küçümseme ifadeleri görülen Kıvılcım Dörtlüsü harekete geçti. Onlar yürüdükçe bedenlerinden şok edici alevler yayılıyor, adeta bedenleri ateşten yapılmış gibi görünüyordu.

 

Bai Xiaochun’u öldürmeye olmasa da ciddi şekilde yaralamaya teşebbüs ettikleri ortadaydı.

 

Gözleri ışıldayan Bai Xiaochun sağ eliyle bir büyü hareketi gerçekleştirerek önüne savurdu ve Frijit Okulu İrade Gelişim Büyüsünün gücünü patlak verdirdi. Alanda frijit qi birikirken de birkaç adım gerileyerek başını arkaya attı ve kükredi.

 

“Sizi çekilmez zorbalar! İşleri fazla öteye götürdünüz! Bire karşı dört ha? Üstüne üstlük bayrağımı çalıp işimi yok etmek istiyorsunuz! Sırada ne var, zavallı küçük canımı mı alacaksınız!?

 

“Salon efendisi, yetişin, beni öldürmeye çalışıyorlar!!” Bai Xiaochun sözlerini olabildiğince güçle destekleyerek tüm alanda gök gürültüsü misali yankılanmalarını sağlamıştı. Ve Kıvılcım Dörtlüsü ya da Li Yuansheng tepki veremeden önce göğü patlamalar doldurdu, güçlü bir rüzgâr patlak verdi. Uçsuz bucaksız bir gücün kabarışıyla yukarıdan yoğun bir enerji alçalmaktaydı.

 

Akabinde gözleri buz gibi ışıldayan, kasvetli ifadeli yaşlı bir adam belirdi. O yaklaştıkça alandaki aura kuvvetleniyor, zemin sarsılıyor, üzerindeki herkes tir tir titriyordu.

 

Bu yaşlı adam İblis Katledenler Salonu Efendisi Feng Youde’den başkası değildi!

 

“Bai Xiaochun’un zavallı küçük canını almaya cüret eden kim!?!?” diye bağıran adamın öfkesi yeri göğü hunharca sarsıyordu.

 

#Bai Xiaochun'un zavallı küçük canını yiyen Feng Yeoude alana gelmiş durumda  Milletin yüreğine dehşet salan koskoca salon efendisi bizimkinin korumalığını üstlenmiş durumda. Vallahi bizimki zamanında bir kızı kurtardı, onun sayesinde kurtulmadığı durum, karşılaşmadığı iyilik kalmadı. Demek ki neymiş, sahiden de iyilik yapıp iyilik buluyormuşuz arkadaşlar 
O zaman bakalım salon efendimiz bu gençlere ne yapacakmış, bizi başka neler bekliyormuş, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr