Bölüm 414 : Xiaochun, İblis Katledenler Salonu Senin Evindir

avatar
4664 18

A Will Eternal - Bölüm 414 : Xiaochun, İblis Katledenler Salonu Senin Evindir


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun tarikatın kendisine gösterdiği iyi muamele karşısında gerçekten etkilenmişti. Bilhassa İblis Katledenler Salonu efendisinin 10,000i aşkın kişi ve on sıra dışı savaş gemisiyle sırf kendisini kurtarmak için gelişi bir harikaydı.

 

Salon efendisi ismini bile hatırlamıştı! Gerçi o 10,000i aşkın yetişimcinin hepsi şaşkın ve şüpheli görünüyordu ama bu Xiaochun’un şu şekilde bağırmasına engel değildi: “Çırak Bai Xiaochun iyi ve güvende!”

 

Suratında bir gülümseme beliren Feng Youde şefkatle karşılık verdi: “Hiç yaralanmadın mı?”

 

Bu sözler ağzından çıkarken de Bai Xiaochun’u baştan aşağı kontrol etti. Hatta biraz tıbbi hap çıkartarak uzattı.

 

“Döndükten sonra bunları al, belki şu an belli olmayan içsel yaralanmaların vardır, ne olur ne olmaz. İblis Katledenler Salonu senin gibi çıraklara ne kan ne gözyaşı döktürür!” Gözleri takdirle ışıldarken Bai Xiaochun’un sırtını sıvazladı.

 

“Bai Xiaochun, bir Öz Formasyon yetişimcisi olarak o Ruhun Başlangıç Aşaması Daoist efendisine uzun süre direndin. İblis Katledenler Salonu için büyük bir hizmet sergiledin!” Bu sözlerin ardından içten bir kahkaha patlatarak çevresindeki 10,000i aşkın yetişimcinin birbirlerine garip bakışlar atmasına yol açtı. Hiçbiri Bai Xiaochun’un ne gibi bir hizmet sergilediğinden emin olamasa da kendince şüpheleri vardı. Feng Youde sahiden de Bai Xiaochun’a gereğinden çok daha iyi yaklaşıyordu.

 

Uzun süredir İblis Katledenler Salonunda olan ve Feng Youde’yle aşinalığı yüksek çıraklar söz konusuydu. Onun bu davranışlarını görmek gözlerini irileştirmişti. Daha önce hiçbir çırağa böyle davrandığını görmemişlerdi. Herkes bilirdi ki o nazik suratına rağmen son derece eski kafalı ve aşağılık biriydi. Birine azıcık bile sinir olsa ona olabilecek en kötü şekilde muamele gösterirdi.

 

Hatta İblis Katledenler Salonunun çoğu çırağı ona gizliden gizliye “Cehennem Tanrısı Feng” derdi.

 

Fakat Cehennem Tanrısı Feng şu anda Bai Xiaochun’a bir ilkbahar esintisi gibi tatlı davranıyor, tüm gözlemcileri şok ediyordu. Sonra da akıllarına herkesi çabucak toplayışı ve hatta sırf Bai Xiaochun’u kurtarmak için on İblis Katleden Savaş Gemisini harekete geçirişi gelmişti.

 

“Kim bu Bai Xiaochun? Ne biçim bir desteği var?!”

 

“Bai Xiaochun’un Salon efendisiyle ne gibi bir bağlantısı var?”

 

Herkesin kafasında spekülasyonlar dönerken kalabalığın içerisindeki Usta Bulut-Daosu tepeden tırnağa titriyordu. Kalbi korku ve keder tarafından teslim alınmıştı ve Li Yuansheng’ten de Bai Xiaochun’a yönelik kumpaslarından da iliklerine dek nefret etmekteydi.

 

“Lanet olsun sana, Li Yuansheng! Beni bir sebepten öldürmek niyetinde falan mıydın?!?!”

 

Bu sırada Feng Youde’nin 'tarikat adına büyük bir hizmet sergiledin' sözleri Bai Xiaochun’u biraz şaşırtmıştı. Herhalde fark etmeden bir şeyler yapmış olmalıydı. Bu yüzden hemencecik göğsünü kabartarak ölümden korkmayan biri gibi davranmaya başladı.

 

“Bu yaralar hiçbir şey.” dedi yüksek sesle. “Hem tek yaptığım yirmi civarı Altın Öz yetişimcisiyle yüz civarı Kuruluş Kadrosu uzmanını öldürmek oldu. Sonra da o eksantrik Ruhun Başlangıç Aşaması adamıyla biraz uğraştım, o kadar. Ben, Bai Xiaochun, İblis Katledenler Salonunu canım pahasına savunmaya, uğrunda gerekli her şeyi feda etmeye yemin ettim. Yalnızca görevimi yerine getirdim! Bunun yanında değersiz erdem puanları neymiş ki!?”

 

Etraftaki yetişimciler kahkahalarını tutmak için büyük çaba sarf etmiş, pek çok garip surat ifadesi doğmuştu. Feng Youde’nin bile boğazını temizlemesi gerekmişti. Az önceki sözleri Bai Xiaochun’u emniyete alma ve tarikata döndüklerinde ona bolca erdem puanı verme konusunda sunduğu güzel bir bahaneden ibaretti.

 

Bu yüzden Bai Xiaochun’un abartılı ifadesi kendisini biraz tuhaf hissetmesine yol açmıştı. Bai Xiaochun’un konuşmayı daha da uzatmaya niyetlendiğini görünce de çabucak araya girdi: “Peki, hadi tarikata dönelim!”

 

Bu sözlerle elini sallayarak herkesi göz kamaştırıcı ışıklardan oluşan ışınlanma portalına gönderdi.

 

Gökkuşağının Gök Çeyreğine yaptıkları tantanalı ve ihtişamlı dönüş ve tamamıyla beklenmedik yolculuk Bai Xiaochun ismini İblis Katledenler Salonunun favori sohbet konusu haline getirmişti. Ayrıca Feng Youde’nin ona yönelik tavrı da herkesin Xiaochun’a derin bir saygıyla yaklaşmasına yol açtı.

 

Bai Xiaochun’un Feng Youde ve Usta Bulut-Daosuyla birlikte İblis Katledenler Salonunun ana tapınağına ilerleyişi herkes tarafından ışıltılı gözlerle izlendi. Hatta başı nazik suratlı Feng Youde’nin onaylayıcı bakışları altında ilerleyen Bai Xiaochun çekmişti.

 

Usta Bulut-Daosu ömrü boyunca Feng Youde’yi buna benzer bir şekilde bile görmemiş, bu da onu tamamen sarsıp dehşete düşürmüştü. Bu felakete yakın durumu başlarına saran kişinin kendisi olduğunun son derece bilincindeydi.

 

Bu esnada hiç olmadığı kadar içten bir gülümseme takınan Feng Youde, Bai Xiaochun’a bakarak şöyle dedi: “Xiaochun, bugün gerçekten harika bir iş çıkardın ve tarikat için muazzam bir hizmet sergiledin. Bu yüzden şu kararı alma sorumluluğunu üstleneceğim: Bundan böyle İblis Katledenler Salonunda herhangi bir görev yapmaktan muafsın! Yalnızca yetişimine odaklanmakta özgürsün!”

 

Bai Xiaochun etkilenişinin verdiği keyifle yol boyunca sessizliğini korumuştu. Feng Youde’nin şu anki sözleriyse daha da sarsılmasına yol açmıştı.

 

“Salon efendisi,” dedi heyecanla, “bana fazla iyi davranıyorsunuz.”

 

Bu sırada Feng Youde ve Bai Xiaochun’un sohbetini yan taraftan izleyen Usta Bulut-Daosu kendi kendine acınası bir şekilde mırıldanmadan edememişti: “Fazla iyi mi? Daha ziyade imkânsız derecede iyi…”

 

Feng Youde kuvvetli bir kahkahanın ardından son derece nazik bir tonla karşılık verdi: “Sadece yapılması gerekeni yapıyorum. Bundan böyle İblis Katledenler Salonu senin evindir! Burada hiçbir tehlikeyle yüzleşmeyeceksin, rahat olup yetişimine odaklanabilirsin. Sıkı çalış ki yakın zamanda Ruhun Başlangıç Aşamasına ulaşabilesin!”

 

Bai Xiaochun derin bir nefes aldı. Nedense kendisini son derece iyi ve kutsanmış hissediyordu. Ama bu kutsanış çok ani olmuştu ve ne kadar düşünürse düşünsün nasıl bir hizmet sergilediğini bulamıyordu.

 

“Yetişiminde tökezlediğin her vakitte beni bulabilirsin, sana yardım ederim. Erdem puanı konusunda da sergilediğin muazzam hizmet sayesinde İblis Katledenler Salonundan ihtiyacın olan tüm kaynaklara erişebilirsin!”

 

“Salon efendisi--” diyen Bai Xiaochun bir nebze titriyordu.

 

“Hahaha! Bana bu çocuksu ifadeyle bakmana gerek yok, Xiaochun. İblis Katledenler Salonu senin evin ve bu evin reisi olarak sana iyi davranmak da benim işim. Zaten Öz Formasyon için harika iş gören bazı tıbbi hapları çoktan almıştım. Al bakalım. Ve unutma, iyiliğimin karşılığını ödemenin en iyi yolu bir an önce Ruhun Başlangıç Aşamasına geçmen.” Sözleri eşliğinde kocaman sırıtarak Xiaochun’a bir çanta uzattı.

 

Bai Xiaochun tekrar titremişti. Çantayı kabul ettikten sonra kollarını kavuşturup eğildi ve ağzını açtı: “Salon efendisi--”

 

Fakat Feng Youde bir kez daha ona izin vermedi ve yeni cesaret verici sözler sonrasında da Bai Xiaochun’u gönderdi.

 

Bai Xiaochun’un gidişinin ardındansa suratındaki gülümseme silindi, sert bakışları Usta Bulut-Daosuna çevrildi.

 

“Bunu nasıl yapabildin, Usta Bulut-Daosu?!”

 

Usta Bulut-Daosu hemen yere çöküp secdeye başladı, beti benzi atıktı. “Salon efendisi, lütfen beni bağışlayın…”

 

“İyi ki Bai Xiaochun zarar görmedi, yoksa beni korkunç bir duruma sokacaktın!” diyerek soğuk bir şekilde homurdanan Feng Youde elini salladı, doğurduğu güçlü rüzgarla Usta Bulut-Daosunu sarmaladı ve ağzından kanlar fışkırarak salondan şiddetle fırlamasını sağladı.

 

“Kaç yıllık sadık hizmetlerin olmasaydı,” diye devam etti, “kesin canlı canlı derini yüzdürtürdüm! Bundan böyle İblis Katledenler Salonunda Bai Xiaochun’un başına en ufak bir şey gelirse hesabını senden soracağım!”

 

Usta Bulut-Daosu zar zor duraksayarak kollarını kavuşturdu, eğildi ve karşılık verdi: “Endişelenmeyin Salon Efendisi, ya bu görevi yerine getirecek ya da öleceğim!”

 

Bu sözlerin ardından bir süre geçti fakat tapınaktan ses gelmedi. Usta Bulut-Daosu ağzının kenarındaki kanları sildi ve gözlerini belli bir noktaya çevirdi. O gözlerdeki zehrin muhatabı Bai Xiaochun değil Li Yuansheng’ti!

 

“Li Yuansheng!!” dedi sıkılı dişlerinin ardından. Ve harekete geçerek İblis Katledenler Salonundan ayrıldı, Li Yuansheng’in klanın dışındaki ölümsüz mağarasına yöneldi.

 

Varır varmaz ilk işi ana kapıyı tüm mağarayı sarsacak güçte yumruklamak oldu. Meditasyonun ortasında olan Li Yuansheng’ın gözleri açıldı ve çabucak koşturarak öfke saçan Usta Bulut-Daosunu karşıladı.

 

“Kardeş Bulut-Daosu, sen--”

 

Fakat o daha cümlesini bitiremeden Usta Bulut-Daosu bir büyü hareketi gerçekleştirerek havada doğurduğu yarığı Li Yuansheng’e ilerletti. “Arkadaş olmaya değersin sanmıştım, Li Yuansheng! Nasıl böyle fena bir şey yapabilirsin!?!?”

 

Li Yuansheng’in ağzı açık kalmış ve Usta Bulut-Daosunun ilahi kabiliyetinden kaçmak adına çabucak sıçramıştı.

 

“Fena mı?” dedi öfkeyle. “Ne fenalık etmişim?”

 

“Benden Bai Xiaochun’dan kurtulmamı istedin ama hepsi beni öldürtmek için bir tuzakmış! Bai Xiaochun’un kim olduğunu biliyor musun? Ha, biliyor musun, Li Yuansheng? Ben seni gücendirecek ne yaptım!?!?” Usta Bulut-Daosu, Li Yuansheng tepki dahi veremeden öne atılarak gencin göğsüne avcunu geçirdi.

 

Li Yuansheng ise ağzının kenarından kanlar akarak, gözleri şokla yanıp tutuşarak sendeledi. “Bu imkânsız! O alt tarafı Orta Sahaların rehinesi! Sadece--”

 

“O asla sıradan biri değil. Onun başının belaya girdiğini duyunca Salon Efendisi Feng’in suratında beliren ifadeyi görmeliydin. Onu kurtarmak için 10,000 çırak ve on İblis Katleden Savaş Gemisini harekete geçirdi!”

 

Bu sözleri işiten Li Yuansheng’in gözleri irileşmiş, dudaklarından bir şok ifadesi çıkmıştı.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir?”

 

“Nereden bileyim ben?” dedi Usta Bulut-Daosu öfkeyle. “Eksantrik Dünyahabisinin ne fena yaralandığını görmen lazımdı!”

 

Bu noktada Li Yuansheng’e olan nefreti iliklerine dek işlemişti. Fakat onun bir deva klanına bağlı olduğunu biliyordu, bu yüzden öfkesini biraz çıkarttıktan sonra kolunu sıvayarak orayı terk etti.

 

#Böylece bizimkinin 'muazzam hizmeti' sayesinde hiç görev yapmayacağı kesinleşti. Aslında ben bu salonda başına bayağı iş gelir falan diyordum ama daha ilk görevinde kurtuldu. Şansı fazla yaver gitti.
Şu eksantrik abimizi de öldürmediler, ileride intikam için bizimkini bulur mu acaba diye merak etmiyor değilim. Umarım bulmaz çünkü o ismi yazmayı hiç içim almıyor 
Hadi bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr