Bölüm 401 : İnanılmaz Cüret!

avatar
4586 21

A Will Eternal - Bölüm 401 : İnanılmaz Cüret!


Çevirmen : Clumsy 

 

Song Que o gece geç saatlerde gözlerini açtı ve kendisini tavernanın odalarından birinde yatar halde buldu. Etrafına boş boş baktıktan sonra da o gün yaşananların halüsinasyon olmadığını fark etti. Bir taraftan ağlamasına ramak kalmış, bir taraftan da öfkesi tavan yapmıştı.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir? Ben… ben koca bir yıl boyunca köpek gibi çalıştım. Yemeğimi de giyimimi de kıstım! Canımı riske attım…

 

“Ama Bai Xiaochun… Neden? Neden?! NEDEN?!?!” Artık gözlerindeki yaşlar iyice birikmişti. Ömrünü düşündükçe iki kısma ayrıldığını idrak ediyordu.

 

İlk kısım başarılarla doluydu. Kan Akımı Tarikatının bir Seçilmişi olmuştu, onu sınırsız bir gelecek bekliyordu. Fakat ömrünün o kısmı Bai Xiaochun’la tanışınca sona ermiş ve aşağılanmayla ıstırap dolu ikinci kısım başlamıştı.

 

“Düşmüş Kılıç Uçurumunda da Kan Akımında da Nehre Meydan Okuyan Tarikatta da onun dengi değildim. Ve işte şimdi burada, Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatında da aynı şey oluyor. Ben… Ben ona hiçbir şekilde denk olamadım!!” Öfkelenen Song Que burada kalacak yüze sahip olmadığında karar kılmıştı. Dişlerini sıkıp odasından çıkarak uzaklaşmak adına havalandı.

 

Ama o anda Gökkuşağının Gök Çeyreğinden bir ışık huzmesi hiçbir uyarı olmaksızın üzerine atıldı. Hızlıca erdem puanlarını kontrol eden Song Que’nin gözleri irileşmişti.

 

2,000,000u aşkın erdem puanına sahipti, yani sarı cüppeli olmak için yeter de artardı bile. Hatta puanları, şahsen teslim etmesini dahi gerektirmeyecek düzeydeydi; Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatının büyü formasyonu onu gökkuşağına otomatikman terfi ettirebilirdi.

 

Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatında kurallar böyle işlerdi.

 

Işık alçalırken bunu gören tüm Gök Şehri yetişimcilerinin gözleri kıskançlık ve umutla ışıldamıştı. Song Que ise karmaşık ifadeler görünen suratını aşağıdaki tavernaya çevirmişti. O bile ne düşünmesi gerektiğinden tam olarak emin değildi.

 

Nehre Meydan Okuyan Tarikat grubunun gökkuşağına terfi eden ve sarı cüppeye geçen ilk çırağı olmuştu. Fakat neticede içlerinde en eziği olduğu da doğruydu.

 

O düşüncelerine dalmışken Bai Xiaochun ortaya çıkarak bakışlarını ona çevirdi ve boğazını temizleyip el sallayarak vedasını etti.

 

“Oraya gidince yetişimine odaklan. Teyzeni ve beni utandırma! Herhangi bir problemle karşılaşırsan veya sana zorbalık eden olursa bana söylemekten çekinme. Amcan olarak senin ailen benim! İrtibatı koparmamaya dikkat et…”

 

Song Que’nin karmaşık hisleri bu sözleri işitişiyle iyice karmaşıklaşmıştı.  Bai Xiaochun’a dik dik bakıp iç çektikten sonraysa ışık huzmesi tarafından kuşatıldı ve Gökkuşağının Gök Çeyreği istikametinde gözden kayboldu. Gidişinin ardından geride kalan tek şey gözlemcilerin kalplerini aynı şeyi tecrübe etme arzusuyla dolduran yedi renkli bir ışıltıydı.

 

Song Que’nin gidişini izleyen Bai Xiaochun iyiliği sayesinde kendisini harika hissederek odasına döndü. Yeğenine ne kadar iyi baktığını anlattığında Song Junwan’ın suratında belirecek ifadeyi hayal edebiliyordu.

 

“Que’er benim gibi bir amcası olduğu için çok şanslı!” Kıdemli neslin harikulade bir üyesi olduğunu hisseden Xiaochun bu düşüncelerle bağdaş kurarak Frijit Okulu İrade Gelişim Büyüsü çalışmalarına koyuldu.

 

Artık Frijit Uzmanı olduğu için yetişim hızı yükselmiş, bu da daha yüksek bir enerji tüketimine yol açmıştı. Haliyle her gün şok edici miktarlarda ruh besini yemesi gerekiyordu.

 

Enerjisini yenilemek için fazlasıyla besine sahip olduğu için de Ölmeyen Tendonlarında kafaya ilerlemekte karar kılmıştı. Ona kalırsa yumruk bir mücadeledeki en bariz silahtı ve sol bacağının hızıyla gücü dövüşte kullanmak için fazlasıyla yeterliydi. Rakibin en az temkinli olacağı kısım olarak da en uygun seçim kafa gibi görünüyordu.

 

Mücadelenin ortasında birine ansızın kafa atma düşüncesi onu öylesine heyecanlandırmıştı ki kafadaki tendon arıtımına büyük bir tutkuyla girişmişti.

 

Bu sırada tavernadaki işler düzene girmişti, aksilik sayısı çok azdı. Mavi Ejder Cemiyeti kara geçmiş, birikim yapılmaya başlanmıştı. Artık Gök Şehrinde eşsiz bir organizasyon halini almışlardı.  

 

Özlerinde İlahi Gök Cemiyetiyle eşit ün ve güce sahiplerdi. Yani Mavi Ejder Cemiyetinin eski halini çoktan geride bırakmışlardı.

 

Fakat Sonsuz Yaşam Tavernasının uzunca bir süre Gök Şehrinin bir parçası olacağı ortadayken İlahi Gök Cemiyeti liderleri deliye dönmekteydi. Ne yazık ki taverna özel mülke kuruluydu ve bu duruma etki edecek hiçbir planları yoktu.

 

Bai Xiaochun’la fiziki bir mücadeleye girseler dahi hem kaybeder hem de tarikat kurallarını ihlal ederlerdi. Yapabilecekleri tek şey bu meseleyi bağlı oldukları deva klanındaki üstlerine iletmekti.

 

İlahi Gök Cemiyetinin karı düşüşe geçeli bir yıl olmuş ve klanın dış işlerle sorumlu kıdemlisi en sonunda bunu dikkate almıştı. İlahi Gök Cemiyetinden gelen son raporu okuyan adam soğuk bir homurdanmayla şöyle dedi: “Değersiz turuncu cüppeli! Bu ne inanılmaz bir cüret! İstediğine zorbalık et ama ne cüretle klanımıza ait şeyleri çalmaya kalkarsın!”

 

Söz konusu kıdemli Ruhun Başlangıç Aşamasındaydı ve klanın en önemli fertlerinden olmasa da sözleri büyük önem taşırdı. Biraz düşündükten sonra fevri davranmamak gerektiğinde karar kılmış ve bir yeşim kâğıt çıkartarak Bai Xiaochun’un neden bir özel mülk aldığını araştırmaya başlamıştı.

 

“Gök Çeyreği tepe lordu onunla Fantezi Hapı formülünü takas etmiş. Ehh, Bai Xiaochun’un tepe lorduyla bağlantısı olması beni ilgilendirmez, ona her halükârda dersini vereceğim!” Bu düşünceyle kolunu sıvayıp Bai Xiaochun’u dövmeleri emrini vermek üzereyken odanın dışında ani, delici bir ses yükseldi.

 

Bir an sonraysa odayı koruyan büyü formasyonunu aşıp geçen menekşe bir kâğıt adamın önünde duraksadı.

 

Yeşim kâğıda bakıp ‘cennet’ kelimesini gören Ruhun Başlangıç Aşaması kıdemlisinin suratı düşmüştü. Tir tir titreyerek saygılı bir şekilde kâğıdı kabul edip ilahi hisleriyle taradıktan sonraysa gözleri irileşti.

 

“Ne… bu Bai Xiaochun’un ne biçim bir destekçisi var?” Kâğıttan menekşe ışıklar sızmış, sonra da ortadan kaybolmuştu.

 

Kâğıdın kayboluşunun ardından Ruhun Başlangıç Aşaması kıdemlisinin suratı gözlerinde görünen hafif korku dışında normale döndü. Klana emir vermeye yönelik tüm düşüncelerini bir kenara atarken neredeyse tüm klana zarar verebilecek bir şey yapacağı farkındalığıyla öfkesi iyice yükseldi. Soğuk bir homurdanma sonrasında da İlahi Gök Cemiyeti patronunu gökkuşağında bir toplantıya davet etmek için adamlarını gönderdi.

 

İlahi Gök Cemiyetinin patronu olan orta yaşlı adam deva klanından bir Ruhun Başlangıç Aşaması kıdemlisinin kendisini çağırdığını işitir işitmez çabucak ışınlanma portalına koşturdu. İlk varsayımı Bai Xiaochun’u dövüp kentin girişini geri alma emrini alacağıydı. Fakat karşılaştığı şey soluk benizli Ruhun Başlangıç Aşaması kıdemlisinin azarı oldu.

 

“Beni böyle ufak bir mesele için rahatsız ettiğine inanamıyorum. Neden kendin icabına bakmadın ki!?!?”

 

Ruhun Başlangıç Aşaması kıdemlisinin bağırışı İlahi Gök Cemiyeti patronunun tir tir titremesine yol açmıştı. İtaatkâr kelimeleri sıraladıktan sonraysa ağlamak üzere bir şekilde aceleyle uzaklaştı. Ne zaman Bai Xiaochun’la baş etmesi gerekse ne kadar güçlü olursa olsun işler, başını duvara toslamış gibi hissetmesiyle sonuçlanıyordu.

 

“Ufak mesele demekle ne kastetti? Patron Mavi Ejderin özel mülkü var! Bense sadece bir Öz Formasyon yetişimcisiyim! Benim gibi bir dış klan üyesi böyle bir şeyle nasıl baş edebilir ki?” Durumun adaletsizliği karşısında durmaksızın sitem eden adam klan bu meseleyle ilgilenmiyorsa muhtemelen ben de Bai Xiaochun’un kışkırtacak bir şey yapmamalıyım düşüncesiyle klan avlusuna doğru yola koyulmuştu.

 

“Ah neyse ne. Klan işlerin böyle olmasını istiyorsa bana göre hava hoş.” Tam Gök Şehrine geri ışınlanacakkense bir grup yetişimciyle çevrili şekilde yürüyen, gösterişli sarı cüppeli bir çırağı fark etti.

 

Bu genç adam klanın önemli isimleri arasındaydı ve suratındaki kibirli ifade de ona mükemmel bir uyum sağlıyordu. İlahi Gök Cemiyetinin patronu yüz yıldan az sürede Öz Formasyona ulaşan bu Seçilmişi, Li Yuansheng’i, anında tanımıştı. Tanıma sebebiyse birkaç yıl önce, henüz Kuruluş Kadrosundayken, İlahi Gök Cemiyetinden erdem puanı toplamak için Gök Şehrine gelmiş olmasıydı. Patron hemen kollarını kavuşturarak geçmekte olan grubu selamladı.

 

Li Yuansheng duraksayarak kafasını çevirdi ve son görüşmelerini anımsayarak şöyle dedi: “Seni buraya getiren nedir?”

 

İlahi Gök Cemiyeti patronunun kalbi heyecandan küt küt atmaya başlamıştı. Hemen son derece canlı bir şekilde moral bozucu Patron Mavi Ejder meselesini açıkladı.

 

Li Yuansheng’in arkadaşlarıysa alaycı yorumlara başladı.

 

“Kardeş Li, klanın cidden insanların işinizi çalmasına izin mi verecek!?”

 

“Ne komik, Mavi Ejder Cemiyetinin patronu alt tarafı bir Öz Formasyon yetişimcisi ama kaplanın ağzından yemeğini çalmaya cüret mi ediyor?”

 

İlahi Gök Cemiyeti patronu bu noktada kollarını kavuşturup iyice eğilerek şöyle dedi: “Genç Lordum, lütfen bu durumun icabına bakar mısınız?!”

 

Li Yuansheng’in gözleri titreşmiş, bunda en çok da diğer yetişimcilerin sözleri etkili olmuştu. Soğuk bir homurdanmayla karşılık verdi: “Peki, zaten bugün canım sıkılmıştı, gidip duruma bir el atabilirim. O herifin bu inanılmaz cüretini aklım almıyor!”

 

#İnanılmaz cüretli kahramanımız peşine yeni birini daha takmış durumda. Tabii bundan önce tüm klanı peşine takmak üzereydi ama yine 'birileri' tarafından kurtarıldı. Gelen kağıtta ne yazdığını merak ediyorum doğrusu... 
O zaman bakalım yeni tanıyacağımız bu Li Yuansheng kardeşimiz ne yapacakmış, bizi neler bekliyormuş... Okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr