Bölüm 358 : Kibirli Ve Despot

avatar
5121 17

A Will Eternal - Bölüm 358 : Kibirli Ve Despot


Çevirmen : Clumsy 

 

Her grupta Öz Formasyon ve Kuruluş Kadrosu üyeleri de dahil olmak üzere aşağı yukarı birer düzine kişi vardı ve her biri farklı Daoist cüppeleri giymekteydi.

 

Birinci grup kanlı ay imgeleriyle süslü siyah cüppeler giyiyor ve bilhassa öldürücü auralar yayıyordu. Yüzlerinde alaylı bir ifade ve buz soğuğu bakışlarında öldürme güdüsü mevcuttu.

 

Diğer grup yıldızlı gök işlemeli kıyafetler giyiyordu. Her biri fazlasıyla çekiciydi ve ışıldayan gözlerindeki küçümseme daha bariz olamazdı.

 

Son grupsa siyah beyaz Daosist cüppeler kuşanmıştı. Bu grup hem kız hem erkeklerden oluşuyor, ölümlü dünyadan üstünmüşçesine bir hissiyat yayıyordu. Fakat bu kudretli havaya rağmen tamamıyla küçümseyici bir halleri vardı.

 

Bai Xiaochun diğer üç tarikata dair bilgileri okumuş ve hangi grubun hangisi olduğunu anında çıkartabilmişti. Yıldızlı gök deseni kuşanan grup Yıldızlı Nehir Kortu, öldürücü auralı grup şeytani Polarite Nehir Kortu, Siyah beyaz Daoist cüppelilerse tarikatların en güçlüsü olan Dao Nehir Kortuydu!

 

Üç tarikatın çırakları büyük salonun önünde durmuştu ve herhangi birinin girmesi engelleniyordu. Misafir olmalarına rağmen ev sahibi gibi davranıyorlardı ve korumalık görevine atanan Nehre Meydan Okuyan Tarikat çıraklarını bile uzaklaştırmışlardı.

 

Hemen üstlerindeki gökte devasa, simsiyah bir kertenkele görünüyordu ve aşağı çevrilen bakışları buz soğukluğundaydı. Nehre Meydan Okuyan Tarikat çıraklarını yemek ister gibi bir hali vardı.

 

Kertenkelenin biraz ötesindeyse tam 3,000 metre uzunlukta ve tamamen gümüş rengi devasa bir savaş gemisi duruyordu. Güneş ışıklarını göz kamaştırıcı bir şekilde yansıtan gemi dehşet verici bir güç saçıyordu.

 

Başka bir yönde de tam 3,000 metreyi kaplayan ve kavurucu alev denizleriyle çevrili devasa bir meteor bulunuyordu. Yaydığı ısı öyle yoğundu ki aşağıdaki bitki ve ağaçların pek çoğu kurumaya başlamıştı.

 

Bai Xiaochun yaklaşırken Yıldızlı Nehir Kortunun orta yaşlı bir yetişimcisi Nehre Meydan Okuyan Tarikatın bir Kuruluş Kadrosu çırağını otuz metre kadar gerileyecek şekilde itti.

 

“Geri çekil.” dedi Yıldızlı Nehir Kortu yetişimcisi. “Hiç kimse giremez!” Ardından dudak büzerek arkasını döndü ve yoldaş çıraklarıyla sohbet etmeye başladı. “Gerçekten ne güçsüz bir tarikat. Büyük salonu böyle çöplerin koruduğuna inanamıyorum.”

 

Karşılığında yoldaşlarının dudakları da alaycı bir şekilde büzüldü ve diğer iki tarikatın suratları iyice küçümseme dolu bir hal aldı.

 

Nehre Meydan Okuyan Tarikat çırakları öfkeliydi fakat kendilerini tutmayı başarıyorlardı. Nehre Meydan Okuyan Tarikatın Orta Sahalara daha yeni katıldığını ve henüz pek sağlam bir pozisyonları olmadığını biliyorlardı. Diğer üç tarikat resmi bir ziyaret için gelmişken ve başpapazlar salonda toplantı yaparken çıkacak herhangi bir zıtlık çok kötü sonuçlara yol açabilirdi.

 

Diğer taraftan o üç tarikatın çıraklarının bir zıtlık yaratmaya çalıştığı da ortadaydı…

 

Ama Nehre Meydan Okuyan Tarikat çıraklarının yemi yutmadığını görmek ifadelerini iyice sertleştiriyordu. Buna rağmen alenen agresif bir harekette bulunan yoktu. Üç tarikat çıraklarının tereddütlü bakışlarının ardından grupların liderleri yüksek sesle konuşmaya başladı.

 

“Nehre Meydan Okuyan Tarikatta kendisine Seçilmiş diyen bir sürü kişi olduğunu duydum. Bai Xiaochun nerede? Peki ya Song Que, Hayalet Diş, Dokuz-Ada, Shangguan Tianyou ve Chen Manyao? Onlar nerede?”

 

“Ruhun Başlangıç Aşaması Daoist efendileri salonda toplantı yapıyor, biz gençlerse burada tıkılıp kaldık, çok sıkıldık. Neden Nehre Meydan Okuyan Tarikat Seçilmişleri gelip neleri olduğunu göstermiyor?”

 

Üç grubun çırakları liderlerinin kendilerinden ne beklediğini biliyordu.

 

Polarite Nehir Kortu kalabalığından genç bir adam öne çıktı ve her adımıyla göğü dolduracak çatırdama sesleri çıkarmaya başladı; belli ki inanılmaz bir fiziksel kuvvete sahipti. Etrafına bakınıp güçlü bir kahkaha atarak şöyle dedi: “Müsaadenizle kendimi tanıtayım. Ben Di Gong, Kuruluş Kadrosu sonlarındayım. Nehre Meydan Okuyan Tarikatın yoldaş Daoistleri, lütfen öne çıkın da bana biraz yetişim tavsiyesi verin!”

 

Bu şekilde açığa çıkan tek kişi o değildi. Diğer iki tarikattan da yetişimciler çıkmış ve benzer sataşmalarda bulunmuştu.

 

“Gerçekten mi?” demişti biri. “O görkemli Nehre Meydan Okuyan Tarikatta benimle karşılıklı tüyo paylaşmaya cesareti olan yok mu? Ne biçim bir tarikat bu?!”

 

Nehre Meydan Okuyan Tarikat çıraklarının sinirden nefesi kesiliyordu. Bir an sonra Kuruluş Kadrosu sonlarındaki bir Engin Akım grubu çırağı Di Gong’a doğru hücuma geçti.

 

İki farklı çırak da diğer iki tarikatın çıraklarına doğru atıldı.

 

“Kıçınızı hizaya sokun!” dedi Di Gong bir kahkaha eşliğinde. Ardından sağ bacağını yere yerleştirip sol bacağını havada döndürerek bir tekme savurdu. Beklenmedik bir şekilde bu tekme beden kuvvetinin gücünü taşımamıştı; kocaman bir rüzgâr bıçağı sürüsü ortaya çıkmış ve tehlikeli bir büyü saldırısı şeklinde harekete geçmişti!

 

 Engin Akım grubu çırağıysa bir uçan kılıç gönderdi ama şaşırtıcı bir şekilde kılıcı Di Gong’u öylece geçip gitti. Bir ardışık imgeyle karşı karşıya olduğunu anladığında artık çok geçti, Di Gong tam önünde belirmişti. Ve daha tepki veremeden önce Di Gong’un saldığı yumrukla karşılaştı.

 

Di Gong bununla da sınırlı kalmadı. Pis bir öldürme güdüsüyle kahkaha atarak aynı çırağa yeni bir saldırı gerçekleştirmeye hazırlandı. Etraftaki Nehre Meydan Okuyan Tarikat çıraklarının tepesi atmıştı ve birkaç tanesi yoldaşlarını kurtarmak üzere havalanmaktaydı.

 

Bu esnada misafir tarikatlara meydan okumak adına öne çıkan diğer iki çırak da dövülmekteydi. Üstelik onların rakipleri de Di Gong’la aynı öldürme niyetine sahipti.

 

Bu yaşananları gören Bai Xiaochun’un gözlerinde bir öfke titreşti. Hemen Engin Akım grubu çırağının önünde belirdi, Di Gong’un yumruğunu yediğindeyse kılı dahi kıpırdamadı. Darbesinin gücü ters tepen Di Long ise ağzından kanlar fışkırarak şoklar içerisinde sendeledi.

 

“Bir Öz Formasyon yetişimcisi mi?!” diye feryat etti Di Gong. “Bu ne utanmazlık Nehre Meydan Okuyan Tarikat! Bir Öz Formasyon yetişimcisini Kuruluş Kadrosu üyeleriyle dövüştürmeye cüret mi ediyorsunuz?!?!”

 

Bu sözler yankılanırken Bai Xiaochun yeniden harekete geçti ve ardışık imgeler halinde diğer iki çırağı kurtarmaya koyuldu. Aynı şeyi yineleyerek bedeniyle darbeleri geri teptirdi. Hiç canı yanmıyor, diğer iki tarikat yetişimcileriyse kan kusarak ve öfke dolu bağırışlar eşliğinde geriliyordu.

 

“Tam bir utanmazlık!!”

 

“Ne cüretle bir Öz Formasyon yetişimcisi bir Kuruluş Kadrosu çırağına pusu kurabilir!”

 

Di Gong ve diğer iki çırak Bai Xiaochun’a öfke dolu, soğuk bakışlarını dikmişti.

 

Bai Xiaochun ise bir kez daha bulanıklık şeklinde harekete geçerek üç tarikat yetişimcilerinin önündeki yerini aldı, ellerini arkasında kavuşturdu ve çenesini kaldırdı. Onlara dik dik bakarak şöyle dedi: “Ne olmuş birkaç Kuruluş Kadrosu yetişimcisine saldırdıysam? Zamanında Qi Yoğunlaşma çıraklarına da saldırmıştım. O da mı utanmazlık? Hem benim saldırdığımı gördünüz mü? Bana vuranın siz olduğunuz barizdi! Bence utanmaz olan sizsiniz! Üç Kuruluş Kadrosu yetişimcisi bana, bir Öz Formasyon uzmanına karşı cephe aldı!! Siz insanlar sınırı aşıyorsunuz, pis zorbalar. Beni fazla zorlamayın. Öfkelendiğimde kendimi bile korkutuyorum!”

 

Üç tarikatın yetişimcileri öfkeli bakışlarla karşılık veriyor, Xiaochun'un sahiden de bir saldırı gerçekleştirip gerçekleştirmediğini anımsamaya çalışıyordu…

 

Bu esnada hiç olmadığı kadar heyecanlanan Nehre Meydan Okuyan Tarikat çırakları Xiaochun’u selamlamaya başlamıştı.

 

“İkincil başpapaz!!”

 

“Selamlar, İkincil başpapaz!!”

 

“Selamlar, İkincil başpapaz!!!”

 

Karşılarındaki kişinin kim olduğunu anlayan grup liderlerinin gözbebekleri kısılmıştı.

 

Bu noktada Yıldızlı Nehir Kortundan genç bir adam soğuk ışıklarla titreşen gözleriyle öne çıktı. Elinde siyah bir mızrak gizliydi; ona kalırsa Bai Xiaochun’u sakat bıraktığı takdirde bazı negatif sonuçlar doğacak olsa da kendileri için büyük bir galibiyet olurdu. “Ne harika!” dedi. “Demek sen Bai Xiaochun’sun, ha? Müsaade et de kendimi tanıtayım. Ben Chen Yunshan. Neden biraz tüyo paylaşmıy--”

 

O konuşurken Polarite Nehir Kortu ve Dao Nehir Kortundan da gözleri parlak ışıklar taşıyan Öz Formasyon yetişimcileri öne çıktı.

 

Fakat daha Chen Yunshan konuşmayı bitirememişken Bai Xiaochun’un bağırışı işitildi: “Beni buna siz zorluyorsunuz!”

 

Bu sözler eşliğinde Chen Yunshan’a bir hap fırlattı.

 

“Ha?” diyen Chen Yunshan’ın ağzı açık kalmıştı. Kollarını salladı ama hapın patlamasını önleyemedi ve siyah bir duman yayıldı. Yoldaş çırakları da şok olmuş ve her biri dumanı dağıtmak için kollarını sallamaya başlamıştı. Ama dumanla ilgili bir gariplik söz konusuydu, dağıtmak imkansızdı ve insanın tenine işliyordu.

 

Tabii ki hap ortaya çıkınca etraftaki Nehre Meydan Okuyan Tarikat çıraklarının suratlarına garip ifadeler yerleşmişti. Bu özellikle de Ruh ve Kan Akımı çırakları için geçerliydi. Onlar anında gerilemeye başlamış, bir yandan da diğer iki grubun çıraklarını beraberinde geri çekmişti. Bir an sonra hepsi 300 metreyi aşkın bir mesafeye ulaşmıştı.

 

Dao Nehir Kortu ve Polarite Nehir Kortuysa şoktaydı, hiçbiri Bai Xiaochun’un neden bir tıbbi hap fırlattığını anlayamıyordu. Ayrıca Nehre Meydan Okuyan Tarikat çıraklarının tepkisi de bir hayli etkiliydi ve onlar da istemsizce gerilemeye başlamıştı.

 

“Ne yapıyorsun, Bai Xiaochun?!” diye bağırdı Chen Yunshan öfkeyle. Ve tam bir adım öne çıkacakken ansızın gözleri seğirdi. Eşzamanlı olarak arkasındaki yoldaşlardan biri bir anda bağırıp öne atılarak arkadan Chen Yunshan’ı kucakladı! 

 

“Küçük Kardeş Li,” diye bağırdı, “sonunda buldum seni!!”

 

Göz açıp kapayıncaya dek bir düzine civarı Yıldızlı Nehir Kortu yetişimcisi delirmeye başlamıştı. Etkilenenlerden biri kollarını kocaman açmış, ileri geri koşturuyordu. Bir başkası delirmişçesine abuk sabuk konuşuyordu. Biriyse tüm dişlerini göstererek sırıtmaktaydı. Etkileri büyük bir çabayla defedebilen tek bir Öz Formasyon çırağı olmuştu.

 

“Uçuyorum! Uçuuuuyoruum…”

 

“Burası da neresi? Herkes geri çekilsin! AIIIEEEE…”

 

“Hahaha! Sonunda Deva Alemine ulaştım! Bundan böyle göklerin altında eşim benzerim yok!!”

 

Etkilenen çırakların bir kısmı dehşet dolu ifadelere bürünmüş ve avazı çıktığınca bağırmaya başlamıştı. Bir tanesiyse ansızın zevk sarhoşu olmuş ve devasa kertenkeleye doğru uçmaya koyulmuştu.

 

“Hey bebeğim!” diyordu. “Korkma, geliyorum…”

 

#Ahahahahha, bu çocuğun haplarına hastayım gerçekten  
Orta Sahalar da haplardan nasibini almaya başladı, Xiaochun efsanesi burada da yayılsın bakalım...
Peki onlar bu duruma tepkisiz kalabilecek mi ve içeride neler döndüğünü öğrenecek miyiz... Bu soruların cevapları için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr