Çevirmen : Clumsy 

Bai Xiaochun boğazında bir yumru oluştuğunu hissetti.

“Bir daha sakın böyle bir şey yapma, tamam mı!” dedi yüksek sesle. “Ben senin babanım! Çocukların mı babalarını korumaları gerekir? Hayır! Asıl benim seni korumam gerekiyor! Benim yaşlanmamı ve elden ayaktan düşmemi bekle, o zaman beni koruyabilirsin!

“Ayrıca bir dahakine öylece ortadan kaybolma. Gidip bir şeyler yapmak istiyorsan önce haber ver!”

Gözleri ışıldayan Karayağız başını Bai Xiaochun’a sürttü ve yere çöküp sırtının üzerinde yuvarlanarak dilini çıkarttı. Son derece tatlı görünüyordu ve Bai Xiaochun’un içerisindeki hisleri iyice yoğunlaştırmıştı.

Ona doğru uzanan Xiaochun Cennet-Daosu Altın Öz aurasının bir kısmını göndererek qi geçitlerini sağlamlaştırdı. Karayağız ise halinden memnun bir şekilde mırıldanıp başını kaldırarak Bai Xiaochun’un suratını yaladı.

Karayağız’ın içsel yaralarını iyileştiren Xiaochun bedenindeki yaralara baktıktan sonra tüketmesi için bolca hap çıkarttı.

Bu hapların her birini bir hayli pahalıya satabilirdi ama söz konusu Karayağız olduğunda hiçbir şekilde cimrilik etmezdi. Onu esas endişelendiren şey Karayağızın yaralarının kötüleşebilecek olmasıydı.

Hapları tüketen Karayağız dişlerini kocaman bir gülümsemeyle sıktı. O anda Karayağız ve Bai Xiaochun tam bir aile imajı çizmekteydi.

Ardından Bai Xiaochun Karayağızı bir müddet daha azarladı ve o da kuyruğunu sallayıp Xiaochun’a sürünüp durdu. Ve en nihayetinde Bai Xiaochun’un kalbi bu işi daha fazla uzatmaya elvermedi.

Ölümsüz mağarasına girdikten sonraysa Karayağızın yaraları silinmeye başladı ve üzerindeki ilerleme aurası iyice kuvvetlendi.

Bai Xiaochun Karayağızın Öz Formasyonun eşiğinde olduğundan emindi. Öz Formasyon savaş yaratıkları için büyük bir önem taşırdı. Hayvanların bu noktada yaşadığı ‘musibet’ yetişimcilerinki gibi olmasa da tehlikeliydi. Üstelik Karayağız bir yaratık kraldı, bu yüzden onun musibeti sıradan yaratıklarınkinden farklı olacaktı.

Endişelenen Bai Xiaochun Zheng Yuandong’a danışmayı düşündü. Sonuçta Karayağız başta Ruh Akımı grubu olmak üzere Nehre Meydan Okuyan Tarikat için çok önemliydi. Bu yüzden Zheng Yuandong Nehre Başkaldıran Dağ zirvesini Karayağızın Öz Formasyona geçeceği mekan olarak niteleyen bir Dharmic karar yayınladı.

O alanda bolca büyü formasyonu oluşturuldu ve ruhsal enerji toplanması adına çalışmalar yürütüldü. Ayrıca Dharma koruyucusu olarak da çok sayıda Öz Formasyon yetişimcisi ayarlandı.

Bai Xiaochun’un talebi üzerine Başpapaz Li Zimo bile inzivadaki meditasyon seansını sonlandırarak Dharma koruyuculuğu görevini üstlendi.

Bai Xiaochun aynı şekilde diğer üç grubu da gezerek yardım talebinde bulundu. Böylece Kan Akımı grubundan musibetlere yönelik kıymetli hazineler ve Hap Akımı grubundan da hap üretecek bini aşkın çırak ayarlandı.

Engin Akım grubu ise zirvedeki özel büyü formasyonlarını yaratmaktan sorumluydu.

Bu özel Öz Formasyon olayı için dört grup da işe koyulmuştu. Bu tüm sıradan çırakları kıskandırmak için kafiydi. Tabii ki bu kısmen Karayağızın bir yaratık kral olmasından kaynaklıydı, esas sebepse Bai Xiaochun’un statüsüydü.

Yedi günün sonunda Karayağızın tamamen iyileşmesiyle birlikte yaklaşan ilerleyişinin aurası tavan yaptı ve Nehre Başkaldıran Dağ zirvesinden gümbürdemeler yankılanmaya başladı.

Yer gök sarsılıyor, yoğun gök gürültüleri eşliğinde bulutlar toparlanıyordu. Karayağız zirvedeki bir sunakta yerini almıştı ve başını arkaya atarak bulutları delme kapasitesine sahip bir şekilde kükremekteydi.

Karşılığında Tüm Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcileri sarsılmış ve pek çoğu olanları görmek adına havalanmıştı.

“Karayağız Öz Formasyona ulaşıyor!!”

“Yaratık kral Öz Formasyonu çok etkileyici!”

“Yaratık krallar çok nadir ve Karayağız da yaratık kralların yaratık kralı gibi bir şey! Tabii ki sıra dışı olacak!”

Tartışmalar alevlenirken Ruh Akımının savaş yaratıkları Karayağıza desteklerini sunmak adına bağırmaya başlamıştı. Bu sırada Cennetboynuz Mürekkep Ejderhası da ortaya çıkıp önce göğe, sonra da Karayağıza bakmıştı, gözlerinde gerginlik ve beklenti ışıltıları mevcuttu.

Bai Xiaochun da ışıl ışıl gözlerle Karayağızın yanındaki yerini almıştı. Doğal olarak onun bir numaralı Dharma koruyucusuydu.

Ansızın bulutlar birleşti ve siyah bir yıldırım ortaya çıkarak Nehre Başkaldıran Dağ sunağına doğru alçalmaya başladı.

Kükreyen Karayağız çevredeki Öz Formasyon Dharma koruyucularından ve formasyonlardan gelecek yardımı almayı reddederek havaya atıldı.

Ve yaklaşmakta olan yıldırımı doğruca karşıladı.

BOOM!

Yıldırımın yeri göğü titreterek çatırdamasının ardından her yöne yağmur yağmaya başladı. Karayağız ise neşe dolu bir şekilde bağırarak gururlu bir şekilde Bai Xiaochun’a baktıktan sonra yeniden göğe döndü.

Bai Xiaochun bu ukala tavırdan sonra boğazını temizledi. Sonuçta bu hareket kendisinin de yapacağı bir şey gibi görünüyordu. İçten içeyse gerginliği artıyordu.

“Odaklan!” diye bağırdı. “İşler kontrolünden çıkarsa da buraya geri dön. Endişelenme, utanç verici bir şey olmaz…”

Sözlerin ağzından çıkışıyla hemen hemen aynı saniyede ikinci yıldırım alçalmaya başladı. Karayağız o yıldırımı da üzerine atılıp yok ettikten sonraysa üçüncü, dördüncü ve beşinciler yaklaştı.

Her yıldırım bir öncekinden daha büyük oluyor ve inanılmaz bir hızla Karayağıza alçalıyordu. Tir tir titreyen Karayağız ise kükreyerek onları karşılamayı sürdürüyordu.

Fakat altıncı yıldırımla birlikte sendeleyerek büyü formasyonlarının içerisine indi. Tam Bai Xiaochun telaşla yardıma koşmak üzereyken yakınlara yerleştirilen tıbbi haplardan bir kısmını tüketti ve kıpkırmızı gözlerle başını arkaya atarak öfkeli bir kükreme koyuverdi. Ardından tekrar havaya yükseldi ve inanılmaz bir hıza erişti, şok edici menekşe alevlerle kuşatılmış bir ışık gibiydi.

Ve hayret edici bir şekilde doğruca bulutlara ulaştı!

Bai Xiaochun derin bir nefes aldı; Karayağız kendisinden de çılgın gibi görünüyordu.

Başpapaz Li Zimo bile olanlar karşısında şaşkına dönmüştü, aynı şekilde havada kanatları tutan Öz Formasyon yetişimcileri de Karayağızın cesareti karşısında şoktaydı.

Bu sırada dört grubun diğer çırakları şaşkınlık nidaları atmaya başladı.

“Bu... bu inanılmaz!!”

“Cennetler! Karayağız musibet bulutlarını yok mu edecek?!”

Bu sesler yükselirken bulutların hareketlenişiyle yedinci, sekizinci ve dokuzuncu yıldırımlar güçlerini biriktirmeye başladı. Ardından Karayağız bir kez daha bulut katmanıyla buluştu.

GÜÜÜÜÜÜMMMMMM!

Bulutlar dağılırken üç Yıldırım Musibeti patlak verdi ve gözlemcileri hayretler içerisinde bırakacak güçlü şok dalgaları gönderdi.

Dağılan bulutların ortasındaki Karayağız ise tam 600 metreye ulaşana dek irileşti ve ayaklarını kuşatan menekşe alevler eşliğinde başını arkaya atarak uzunca bir çığlık koyuverdi.

Çığlık yankıladıkça Karayağız da irileşiyor, bedeninden dünya ve cennetin yoğun enerjisi yayılıyordu. Bir çeşit vaftiz tecrübe ediyor gibiydi ve sonucunda nihai saygıya layık bir aura yaymaya başlamıştı. Bu bir yaratık kral aurasıydı!

Gittikçe güçlenen aura tüm kalpleri titretiyordu. Bai Xiaochun’unsa heyecanı tavan yapıyordu.

Yaratık kral aurası kabarırken dünya ve cennetin enerjisi birleşiyor, Karayağızın üzerinde menekşe rengi bir öz şekilleniyordu.

Harikulade ışıklar saçan bu öz, yaydığı tıbbi aurayla alandaki herkesi rahatlatmakta ve enerjiyle doldurmaktaydı.

Bai Xiaochun ise gerginleşmişti. Yedi gün önce antik kayıtlara ve Başpapaz Li Zimo’ya başvurmuş, savaş yaratıklarının Öz Formasyonunda genellikle Yıldırım Musibeti olmadığını öğrenmişti. Bu Yaratık Kral Musibetine özgü bir durumdu.

Yıldırım Musibeti sonrasında dünya ve cennet bir Öz şekillendirecek ve Karayağız onu özümseyecekti. Sürecin en tehlikeli kısmı da buydu.

Çünkü yaratık kral aurası dünya ve cennetin doğal özü olarak diğer yetişimci ve yaratıklar tarafından sayısız amaçla kullanılabiliyordu. Ruh ilacı yapma amaçlı veya diğer yaratıkların ikinci özü olarak doğası itibarıyla pek çokları için son derece çekiciydi. Hatta bu özü kapmayı başaran bir yaratık olursa kendi kanında arıtıp bir yaratık kral seviyesine ulaşabilirdi!

Bai Xiaochun tedirgin bir şekilde bakınır ve Menekşe Öz özümsenmeye yaklaşırken yeri göğü sarsan bir çığlık yankılandı!  

Metali delebilecek, kalbe ve zihne doğruca saplanabilecek kapasitede bir çığlıktı.

Uzaklarda tam 3,000 metre uzunlukta bir uçan yılan görüldü. Karayağızın Menekşe Özüne doğru atılan yılanın gözleri uğursuz ışıklarla parıldıyordu. Ve şok edici bir şekilde Karayağızınkine benzer bir aura yayıyordu!

Bu uçan yılan da bir yaratık kraldı!

#Karayağız da babası gibi Öz Formasyona ulaşmak üzere. Ama yaydığı aurayla başka bir yaratık kralı kendisine çekti. Tabii etrafta bunca formasyon ve yetişimci varken pek tehlikeli bir şey olacağını sanmıyorum ama yine de okuyup göreceğiz tabii. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!