Bölüm 340 : Öz Formasyonun Kökünü Kazıyan Avuç!

avatar
5100 22

A Will Eternal - Bölüm 340 : Öz Formasyonun Kökünü Kazıyan Avuç!


Çevirmen : Clumsy 

 

Avuç saldırısı havayı savuran bir altın dalga illüzyonu doğurdu, yukarıda ise bir gök gürültüsü patlak verdi. İllüzyonda Bai Xiaochun’un Cennet-Daosu Altın Özünün ve ikinci prangayla temas etmiş olan fiziksel bedeninin gücü mevcuttu. Yani aynı yetişim basamağında hiç kimsenin karşı duramayacağı dominantlıkta bir güç söz konusuydu.

 

Genç Öz Formasyon yetişimcisi kafeslenmiş bir hayvan misali bağırdı. Tattığı ölümcül kriz hissi yüzünden kalbi ürpermişti. Bu delilik anında kaçmasının mümkün olmadığını, canlı çıkma konusundaki tek şansının o saldırıya direnmek olduğunu fark etti. Bir anda az öncekinin tam tersi pozisyona düşmüştü!

 

Durumu değerlendirmeye vakit yoktu. Bağırarak çantasını tokatladı ve bolca büyülü nesne çıkardı. Hemen ardından bir büyü hareketi gerçekleştirerek parmağını Bai Xiaochun’a doğru sapladı. Hatta eylemlerini ağzından kendi Dünya Özünü çıkarma boyutuna ulaştırdı!

 

“Beni Öz Formasyona adım atar atmaz öldürebileceğine inanmayı reddediyorum!!” diye haykırdı.

 

Bai Xiaochun yoğun soğukluk taşıyan gözlerle yıldırım hızıyla elini uzatmıştı. Elinin temas edişiyle büyülü nesneler bu güce bir an olsun direnemedi ve onlar kuru çalılar misali darmadağın edilirken Bai Xiaochun’un avcu hızla genç adama ulaştı.

 

Ardından adamın uzattığı parmağıyla temas etti ve parmak neredeyse aynı saniyede varlığını yitirdi. Cennet-Daosu gücü tarafından parmağı küle çevrilen adam acınası bir çığlık atmıştı. Lakin Bai Xiaochun hiç duraksamadı ve avcunu ilerletmeye devam ederek genç adamın Dünya Özünü parçaladı!

 

O anda yer ve gök gümbürdemelerle doldu, Dünya Özü ise paramparça oldu. Genç adamın ağzından kanlar fışkırmış, Xiaochun’un alnı göğsüyle temas ederken gözlerine bir çaresizlik yerleşmişti!

 

“Beni öldürmek istiyordun, öyle mi? Peki ya önce benim seni öldürmeme ne dersin!?” Bai Xiaochun’un sözleri ağzından hafifçe çıkmasına rağmen insanın ruhunu ürpertecek bir gaddarlık taşıyordu.

 

Henüz konuşması sona ermemişken de kelimeleri kan dondurucu bir çığlığın arasında kayboldu…

 

Genç adam geriye doğru sendelemişti ve henüz duraksama fırsatı bulamadan bedeni parçalandı, kendisine yardıma gelen Gök Nehir Kortu Öz Formasyon yetişimcilerinin üzerine bir kan yağmuru yağdırdı.

 

Bai Xiaochun’un saldırıya geçişiyle mücadelenin sonlanışı arasında tek bir an geçmişti. Hızlı ve etkiliydi!

 

Alana henüz varmış olan Öz Formasyon yetişimcileri bariz bir şoktaydı. Bir Cennet-Daosu Altın Öz uzmanının gerçek dehşetini yeni anlıyorlardı!

 

Daha Öz Formasyona yeni adım atmış olmasına rağmen kendisiyle aynı seviyedeki birini rahatlıkla yok etmişti. Üstelik rakibinin üzerinde tamamıyla üstünlük kurmuştu. Diğer Öz Formasyon yetişimcileri nasıl hayrete düşmeyebilirdi ki?

 

Bir anlığına her şey sessizleşti, ardından Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcileri kabaran mücadele ruhlarıyla tezahürata başladı. Bai Xiaochun ise belli bir mesafedeki Ruhun Başlangıç Aşaması yetişimcilerine bakarak süzülmekteydi.

 

İlk defa kendisini onlara çok da uzak hissetmiyordu.

 

Kan Akımı grubundan Usta Tanrırüzgarı başını arkaya atarak kükrercesine bir kahkaha patlattı. “Nehre Meydan Okuyan Tarikatın evlatları,” dedi, “tüm gücünüzle saldırın! Gök Nehir Kortunda fırtına gibi esin!”

 

Karşılığında nehrin diğer yakasındaki ormanda konuşlanmış olan Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcileri hep bir ağızdan kükreyerek atağa geçti!

 

Bai Xiaochun ise derin bir nefes aldı ve Kuruluş Kadrosunda yapabildiğini fazlasıyla aşan kan rengi bir ışık doğurdu. Işığın yayılışıyla Kan Akımı grubunun savaş gücü bir kez daha artış göstermişti!!

 

Böylece savaş gümbürdemeler eşliğinde ve daha acı, daha ölümcül şekilde yeniden başlamış oldu!

 

Yukarıdan bakıldığında nehrin iki yakasındaki ormanlardan akın eden Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcilerini görmek mümkündü. İki keskin kılıç misali Gök Nehir Kortu karargahlarını ölümcül bir şekilde yarıp geçiyorlardı.

 

Gök Nehir Kortu fazla direnemeyecekti. Dur durak bilmeden geriliyorlardı ve yaklaşan mağlubiyetin işaretleri net bir şekilde ortadaydı!

 

İşte o esnada Gök Nehir Kortundan zümrüt yeşili bir fener havalandı. Yükseldikçe irileşen fener 300 metre uzunluğa eriştiğinde şok edici bir baskı yaymaya başlamıştı. Etrafıysa kinci ruhlarla doluydu ve uğursuz çığlıkları fenerle birlikte nehrin sol yakasında ilerlemekteydi.

 

O fener Gök Nehir Kortunun kıymetli hazinelerinden biriydi!

 

Henüz fazla uzaklaşamamışken nehrin sağ yakasından siyah bir güneş yükseldi. Güneşin içerisinde ise açtığı gözlerinden yoğun soğuklukta ışıklar saçan beyaz bir kuzgun mevcuttu. Kuzgun ortaya çıkar çıkmaz insanın ruhu sarsabilecek bir çığlıkla fenere doğru atılmıştı!

 

Savaşın temposunun yükselişiyle Nehre Meydan Okuyan Tarikatın da saklı güçlerini salma vakti gelmişti. Tabii ki siyah güneş gibi bir saklı güç, Gök Nehir Kortunun kıymetli hazinelerinden daha değerliydi.

 

Kıymetli hazine ve saklı gücün yaklaşımı sırasında sağ yakanın hemen üzerinde yüzlerce metre uzunlukta devasa bir mezar taşı belirdi. Ansızın yere çakılmaya başlarken engin, kadim bir hava yayıyor, alçaldıkça zemini kabartıyor, adeta bir mezar oluşturuyordu.

 

Ardından topraktan pörsümüş bir el yükseldi ve sağ yakada boğuk bir kükreyiş yankılandı.

 

Peki Nehre Meydan Okuyan Tarikatın böyle bir şeye hazırlıklı olmaması mümkün müydü? Mezar taşı belirir belirmez sağ yakada içinde siyah kuzgun barındıran beyaz bir güneş yükseldi. Ve yaklaşmasıyla birlikte topraktan çıkan el küle dönüştü, mezarlıktansa bir surat süzüldü. O surat bağırarak, tüketme arzusuyla beyaz güneşe yöneldi.

 

Saklı güçler ve kıymetli mücadelelerin salınışıyla savaş büyük bir yoğunluk kazanmıştı. Yetişimciler de birbirleriyle sıkı bir mücadele vermekteydi. Nehre Meydan Okuyan Tarikat yavaş ama emin adımlarla Gök Nehir Kortunu geriletiyor, karargahlara giderek yaklaşılıyordu!

 

Artık üçüncü saldırı olan karargâh saldırısının vakti geliyordu!

 

Saldırının ilerlemesi adına çok sayıda Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcisi ormandan çıkarak Uğursuz Gök İncir Ağacıyla çarpışmaya başlamıştı!

 

Patlamalar gerçekleşti. Büyü tekniklerinin ışıkları göğe yükseldi. Ve acı çığlıklar sağda solda yankılanmayı sürdürdü.

 

Başpapazların mücadelesi de giderek yoğunlaşıyordu. İki taraf da ağır yaralar almıştı lakin geri çekilmeye gönüllü olan yoktu, aksine mücadele iyice çılgın bir hal alıyordu.

 

Altın Öz yetişimcileri de hem nehrin iki yakasında hem de karargahlarda çarpışmayı sürdürüyordu!

 

Bu sırada Bai Xiaochun Kuruluş Kadrosu yetişimcilerinin yakasını bırakmıştı. Yükselmişti ve yeni hedefi Gök Nehir Kortu Öz Formasyon yetişimcileriydi. Nehre Meydan Okuyan Tarikat halihazırda üstün hale geldiği için Xiaochun adına pek bir tehlike yoktu. Ayrıca bu sayede diğer Öz Formasyon yetişimcilerinden tecrübe edinebilirdi.

 

Onun savaş gücü tırmandıkça da Gök Nehir Kortunun Öz Formasyon yetişimcilerinin şokları artıyordu.

 

**

 

Bu esnada Gök Nehir Kortunun biraz uzağındaki dağda üç figür maddeleşmişti. Mesafelerine rağmen savaş alanında olup biten her şeyi net olarak görebiliyorlardı.

 

Bu figürlerin ikisi erkek, biri kadındı. Kadın güzeldi ve yaydığı aura bizzat yıldızlı göğü temsil ediyordu. Orada illüzyon bir formda bulunduğu için bazen netleşiyor, bazense bulanıklaşıyordu. Ona uzun süre bakanları sersemletecek gibi görünüyordu.

 

İki erkekten biri orta yaşlıydı ve sayısız siyah kafatası şekli alan siyah bir sis yaymaktaydı. Adamın yakınındaki çimler ölmüş, kayalar bile çürümeye başlamıştı. Yaydığı sisin şok edici bir güç taşıdığı, şeytan qi’sini yakından andırdığı ortadaydı!

 

Diğer erkek ise Daoist cüppeli yaşlı bir adamdı. Şeffaf bir varlık gibiydi ve engin, gizemli bir aura sahibiydi. Ona yaklaşan herkes bir Daonun belli belirsiz müziğini duyabilirdi.

 

Bu üç kişi Orta Sahaların diğer üç büyük tarikatına aitti, yani Yıldızlı Nehir Kortu, Polarite Nehir Kortu ve Dao Nehir Kortu!

 

Görünürlüğü bir gelip bir giden kadın yıldızlı göğün gücünü kuşanmasıyla ünlenen Yıldızlı Nehir Kortundandı! Şeytan qi’li adam şeytani bir tarikat olarak ünlenen Polarite Nehir Kortundan! Yaşlı adam ise Orta Sahaların en iyi tarikatı olan Dao Nehir Kortundan!

 

“Gök Nehir Kortu bugün mağlup edilecek. Enteresan.”

 

“Görünen o ki yeni komşularımız da güçsüz değilmiş. Bu durum işleri biraz daha keyifli kılacak.”

 

“Bir Cennet-Daosu Altın Öz yetişimcileri bile var. Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatının bunu not edeceği kesin…”

 

“Bilirsiniz, Gök Nehir Kortu bugün yenileceğine göre paylarının yeniden dağıtılması gerekecek…”

 

Üçlü birbirlerine hafif, bilmiş gülümsemeler sunmuştu. Anlaşan ümitleri iki tarafın da galip gelmemesi yönündeydi.

 

#Bizimki yeni gücüyle Öz Formasyon üyeleriyle çarpışmaya başlarken ve mücadele saklı güçler-kıymetli hazineler arasında süregelirken Orta Sahalardaki yeni rakiplerimize kısacık bir göz atma fırsatı bulduk. Güçlü ve kibirli insanlarla karşı karşıyaymışız gibi görünüyor. Nehre Meydan Okuyan Tarikatı ileride pek çok zorluk bekleyebilir...
Bu saatten sonra Gök Nehir Kortunu kazasız belasız ele geçiririz diye düşünüyorum. Tabii son anda ufak sürprizler yaşanabilir. O zaman bakalım neler olacakmış, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr