Çevirmen : Clumsy 

Qi Yoğunlaşma. Kuruluş Kadrosu. Öz Formasyon!

Aşağı Sahalarda bu üç aşama arası uçurum, yetişimcileri gruplara ayıran devasa geçitler gibiydi. Bazı ekstrem durumlar dışında yüksek aşamalı olan düşük aşamalıyı rahatlıkla ezip geçebilirdi!

Qi Yoğunlaşma esnasında yetişimciler dünya ve cennetin enerjisini çekerek nehir ve göllere dönüştürürdü. Kuruluş Kadrosunda bu nehir ve göller ruhsal denizlere dönüştürülür, yetişimciye Qi Yoğunlaşmanın kıyaslanamayacağı bir güç sağlanırdı.

Lakin bu dönüşüm gücün kalitesinden ziyade miktarından ibaretti.

Fakat Öz Formasyon farklıydı!

Ruhsal denizlerin kristalleşip bir öz şeklinde kaynaşması sonrasında eşsiz bir savaş gücü salınabilirdi. Üstelik bu yalnızca bir güç miktarı ilerlemesi değildi; kalite de bir hayli yükseliyordu!

Kişinin kaynaştırdığı ruhsal deniz sayısına göreyse farklı tipte özler şekilleniyordu: Ölümlü Öz, Dünya Özü ve tabii ki Altın Öz!

Örneğin Bai Xiaochun bir Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu yetişimcisi olmasa ve klasik Dünya Sicimi Kuruluş Kadrosuna dahil olsaydı bir Dünya Özü şekillendirecekti.

Ama o farklıydı. Bir Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu yetişimcisi olarak onun yürüdüğü yol Cennet-Daosu Altın Özüne çıkıyordu!!

Her yöne Cennet-Daosu aurası yayılmış ve Gök Nehir Kortuyla Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcilerinin üzerine çöken baskı artmıştı. Herkes savaşı bırakmak zorunda kalmıştı, hiç kimse yetişim basamağı dalgalanmaları dahi yayamıyordu.

Gizemli bir doğa kanunu işlemeye başlamış gibiydi!

Savaş alanında yankılanan iç çekişlerin ardı arkası kesilmiyor, tüm gözler Bai Xiaochun’un üzerinde süzülen devasa Altın Öze çevriliyordu!

Herkes şoktaydı lakin farklı kişiler farklı düşünceler taşıyordu. Örneğin Shangguan Tianyou’nun elleri yumruk şeklinde sıkılıydı ve gözlerine cüretkâr bir ışıltı yerleşmişti. Kıskanmakla yetinmiyor, ondan geri kaldığını itiraf etmeyi de reddediyordu.

Song Que ise titriyordu, kalbi sükûnet dışında her şeyle doluydu. Fakat Bai Xiaochun’u izlerken ne hissedeceğinden emin olamıyordu. Aynı şey diğer Seçilmişler için de geçerliydi.

Zhou Xinqi, Hayalet Diş, Usta Tanrı-Kahin, üç kan efendisi, Engin Akım grubundan Dokuz-Ada ve Seçilmiş olmayı hak eden herkes Bai Xiaochun’un üstünlüğünü ilan edip nesillerinin ilk Öz Formasyon üyesi oluşunu izlemeye zorlanıyordu. Kalplerinde doğan duygular son derece karmaşık ve kelimelere dökülmesi zordu.

Hap Akımı grubunun Chen Manyao’sunun gözlerineyse garip bir ifade yerleşmişti. Kimsenin kendisine dikkat etmediğini düşündüğü bir anda yavaşça sağ elini kaldırdı. Ancak kendisine buz gibi ve gözdağı verircesine kilitlenmiş bir bakış mevcuttu.

Ansızın son derece üşüdüğünü hissetti ve etrafında baktığında kendisine bakan kişinin daha önce Cennetkarışı Nehrinde gördüğü Ruh Akımı grubu çırağı olduğunu fark etti. Yani Gongsun Wan’er isimli genç kadın!

Zihinlerde türlü türlü düşünceler dolanırken dokuz ruhsal denizin içerisinde mevcut gök gürültüsünü aşan ani bir ses patlak vermişti!

GÜMM!

Tüm ışıklar sönükleşti ve tüm kalpler sarsıldı. Cennetler kükremiş gibiydi. Aynı zamanda bulutlardan altın bir yıldırım alçaldı ve dokuz ruhsal denizin etrafını kuşatan sayısız ele çevrildi!

Karşılığında kaynaşan denizler büzüşmeye başladı!

Bu sırada Gök Nehir Kortunun en güçlü yetişimcisi olan, Deva Alemine girmesine ramak kalan yaşlı adam ansızın bağırdı: “Dokuz yıldırım, özü eritecek!!”

Neredeyse aynı anda Nehre Meydan Okuyan Tarikatın Ruhun Başlangıç Aşaması başpapazları da bağırmaya başlamıştı.

“Bu gerçekten Cennet-Daosu Altın Özü! Bu tip bir Öz Formasyon belirirken cennetler özün erime sürecine yardım etmesi için yıldırım gönderir!”

“Yardım gibi görünse de aslında bir Musibet! Başarıya yalnızca dokuz yıldırıma direnerek erişebilir…”

Konuşmalar yankılanıp dururken dokuz ruhsal deniz ufalıyor ve Bai Xiaochun tir tir titriyordu. Ağzından kanlar sızmaya ve korkunç bir aura yaymaya başlamıştı. O aura tam bir delilik örneğiydi; en ufak bir hata yapsa yok olacaktı. Evet, Öz Formasyona ulaşmayı başaramamakla kalmayacak, parçalara ayrılacak, bedenen ve ruhen yok olacaktı!

Tam olarak hazırlanmadan Öz Formasyona geçme teşebbüsü fazlasıyla tehlikeli bir işti!

Bai Xiaochun’un ağzından kan sızmaya başladığını gören Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcileri iyice gerilmişti. Fakat yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Cennet-Daosu Altın Öz Formasyonu girişimine dışarıdan müdahale edilemezdi. Her şey yalnızca Bai Xiaochun’a bağlıydı.

Xiaochun gözleri tamamen kanlı bir şekilde gökteki ruhsal denizlere bakarken hava yeni bir çatırdamalı patlama sesiyle kaplandı.

GÜMM!

İlkinden daha büyük olan ikinci altın yıldırım da kendisini göstermişti. Alçalan yıldırım dokuz ruhsal denizi sarmalamış ve onları baskısıyla ezmeye başlamıştı!

İşler bununla da sona ermiş değildi. Üçüncü yıldırım, derken dört ve beşinci de geldi. Her yıldırım bir öncekinden daha büyük oluyor, baskıları dokuz ruhsal denizin giderek ufalmasına yol açıyordu. Çok geçmeden ruhsal denizlerin oluşturduğu öz sadece 300 metre genişliğe inmiş ve altın ışıltılar taşımaya başlamıştı!  

Bai Xiaochun ise gözlerinden, burnundan ve kulaklarından kan sızarak titremeyi sürdürüyordu. Gerçekten de yığılıp kalmanın eşiğinde gibi görünüyordu.

Fakat henüz sona gelinmemişti. Sırada altıncı ve yedinci yıldırım vardı. Yeni yıldırımlar geldikçe dokuz ruhsal deniz de çökmenin eşiğine geliyordu, her an patlayabilirmiş gibi bir halleri vardı!

Altı yıldırım yeterince zorluyken yedincinin ortaya çıkışıyla iyice şok edici bir Cennet-Daosu aurası yayılmıştı. Ruhsal denizlerin oluşturduğu öz ise dalgalanmaktaydı!

Artık denizlerin boyutu 300 metreden otuz metreye inmişti ve her an dağılabilirlerdi.

“Xiaochun!!” Nehre Meydan Okuyan Tarikattan pek çok kişi Bai Xiaochun’un ismini sesleniyordu. Bilhassa yakın arkadaşları herkesten daha gergindi. Hou Yunfei, Büyük Şişman Zhang ve Li Qinghou stres içerisindeydi. Hou Xiaomei ve Song Junwan ise tamamen sınırdaydı.

Tam aksine Gök Nehir Kortu üyeleri Öz Formasyon süreci başarısız olacakmış gibi göründüğü için rahat birer nefes almaktaydı. Bu özellikle de Bai Xiaochun’un dövüştüğü Öz Formasyon genci için geçerliydi. Yüzüne uğursuz bir gülümseme yerleşmiş, kalbindeki pişmanlık dağılmaya başlamıştı. Hissettiği rahatlamayla birlikte öldürme güdüsü de gözlerine geri dönmüştü.

“Görünen o ki hiçbir şey yapmama gerek kalmayacak. Öylece bekleyip ölmesini izleyeceğim!”

Ancak o rahatlamakla meşgulken Bai Xiaochun dişlerini sıkarak başını kalkmaya zorladı, sekizinci yıldırımın yeri göğü sarsarak gelişi esnasında gözlerini dokuz ruhsal denize çevirdi!

Sağır edici bir sesle birlikte öncekilerden çok daha iri olan sekizinci yıldırım ortaya çıkmıştı ve dokuz ruhsal denizi kuşatırken altın bir ejderha gibi görünüyordu!

Cennetsel yıldırımlar göğü sarsıyordu!

Dokuz ruhsal denizden şekillenen Altın Öz 30 metreden 3 metreye inmişti. Şeklen çarpıklaşıyor, hatta üzerinde çatlaklar beliriyordu!

Bai Xiaochun ise gözeneklerinden dökülmeye başlayan kanlar yüzünden kıpkırmızı kesilmişti. Kanlı gözleri delilikle doluydu. İşte o noktada Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği devreye girdi ve bedeninden altın ışıklar saçılmaya başladı. Arkasındaysa Asura Bedeni belirdi!

“Şekillen!!” diye bağırdı. İçi gök gürültüleriyle dolarken yaşam gücü patlak vermiş ve iyileşmeye başlamıştı. Bu sırada sekizinci yıldırım ortadan kalkmış, Altın Öz deforme olmayı bırakmıştı!

İnsanlar gürültülü şaşkınlık sesleri çıkartırken ise göğü dolduran bir sesle birlikte dokuzuncu yıldırım kendisini gösterdi!

“Son yıldırım!!” diyen Usta Tanrırüzgarı bile görünür şekilde sarsılmıştı.

Gök Nehir Kortunun yaşlı adamı ise kısık bir sesle, “Ya başaracak ya da ölecek!” dedi. Bai Xiaochun’a dönük suratında karmaşık duygular görünüyordu. Bai Xiaochun’un beklenmedik bir sonla karşılaşmaması ve başarıyla Cennet-Daosu Altın Özüne erişmesi durumunda mutlaka Ruhun Başlangıç Aşamasına ve muhtemelen de Deva Alemine erişeceğini biliyordu!

Bölüm 338 : Cennet-Daosu Altın Özü

#Bizim kaplumbağa bu işin altından kalkar yaa, ona güvenimiz tam. Hatta bu savaş bitene kadar daha da gelişip insanları şok etmesi, ortalığın altını üstüne getirmesi mümkün. Ondan sakin ve normal bir insan olmasını, uslu uslu yavaşça gelişmesini hiç bekleyemiyorum doğrusu, hep bir tuhaflık olması lazım gibi 
O zaman bakalım hayatımıza Cennet-Daosu Altın Özüyle devam ediyor muymuşuz, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!