Bölüm 325 : ***

avatar
5137 18

A Will Eternal - Bölüm 325 : ***


Çevirmen : Clumsy

 

Bai Xiaochun’un kalp atışları Kan Atasının içerisinde yankılanıyor, kalbi Kan Atasının kalbine dönüşüyordu. Etraftaki kan damarları Xiaochun’un bilincinin yayılışıyla titriyordu. Çok geçmeden 108 akupunktur noktasındaki Kuruluş Kadrosu yetişimcilerini, 72 açıklıktaki baş kıdemlileri, 36 meridyendeki kan kazıyıcıları ve hatta fiziksel ruh hali alan 7 başpapazı bile hissedebilir hale gelmişti!

 

“Ben… Kan Atasıyım!” diye kükredi. Sesi dışarı çıkmamış olsa da içerideki tüm Kan Akımı grubu yetişimcileri tarafından net olarak işitilmişti!

 

Bu onlar için bir sinyal görevi görmüş ve her biri avazı çıktığınca bağırarak tüm kan qi’lerini salmaya başlamıştı!

 

Kan qi’si yayılışına akupunktur noktalarından başlamış, kan açıklıklarından devam etmiş, qi geçitleri ve yedi fiziksel ruha ilerlemiş, oradan da Bai Xiaochun’un bilincine ulaşmıştı. Bunu yapabilecek tek kişi oydu, yani Kan Lordu. Kan Atasının mirasını aldığında Kan Akımı Tarikatına, dolayısıyla içerisindeki tüm yetişimcilere de bağlanmıştı. Ve bir de Kan Atasına!

 

Eksikliği çekilen tek şey her şeyi bir araya bağlayacak olan bilinçti. Doğal olarak bunu sağlayabilecek tek kişi de Kan Lorduydu!

 

Kan Atasının bedeninde gümbürdemeler yükseldikçe koca cüssesi seğiriyor, Cennetkarışı Nehrinde sayısız dalga kabarıyor ve Kan Akımı grubu karargahları şiddetle sarsılıyordu.

 

Uzun bir süre önce pılını pırtını toplayıp karargahları boşaltmış olan Kan Akımı grubu çırakları nehir kıyısına yerleşmişti ve yaşananları heyecanla izlemekteydi.

 

“Ayağa kalk!!”

 

“Ayağa kalk!!!” Bunu ilk söylenenin kim olduğunu söylemek zor olsa da çok geçmeden tüm Kan Akımı grubundan aynı kelimeler yükselmeye başlamıştı. Diğer üç tarikatsa hayretler içerisindeydi.

 

Lakin Kan Atasını kontrol etmek kolay iş değildi. Yapılan tüm hazırlıklara rağmen önlerindeki bir haftada gerçekleşen tek şey Kan Atasının sağının solunun seğirişi olmuştu.

 

Kan Akımı grubu yetişimcilerinin gerginliği giderek artmış ve en nihayetinde hepsi bağırmayı kesmişti. Fakat içlerindeki tezahürat dinmemişti.

 

Diğer üç grup, bilhassa da Cennetkarışı Savaş Gemilerine adapte olmaya odaklanan Engin Akım ve Hap Akımı grupları gelişmeleri yakından takip etmekteydi.

 

Sekizinci günün öğle saatlerinde, bir zamanlar bir Kan Akımı Tarikatı karargâhı olan el noktasında bir hareket görüldü ve buna boğuk bir ses eşlik etti!!

 

Bu basit hareket Kan Akımı grubu yetişimcilerinden sevinç nidaları yükselmesine yetmişti. Diğer üç grupsa Orta Tepenin yavaşça bükülüşünü şaşkınlıkla izlemekteydi!

 

Bu yaşandıkça sayısız bina ve yapı yavaş yavaş yok olup çöküyordu. Fakat bu durum kimsenin umurunda gibi görünmüyordu. Herkesin dikkati Cennetkarışı Nehri yüzeyinin altında hafif hafif seğiren Kan Atasının bedenindeydi.

 

Nehir suları kabarıyor, iri dalgalar oluşuyordu. Diğer parmaklar da yavaş ama emin adımlarla hareket etmeye başlamıştı. Kan Akımı grubu yetişimcileri heyecandan delirecek gibiydi ve diğer yetişimcilerin de daimi iç çekişleri işitiliyordu.

 

Tarifsiz gümbürdemeler yankılanıyor ve buna şahit olan herkes gözlerinin önünde efsanevi bir şeyin gerçekleştiğini hissediyordu.

 

Buna zihnen hazırlanmış olmalarına rağmen kalplerinde yükselen şoktan kaçınmaları imkansızdı. Tüm yetişimciler, hatta diğer üç tarikatın başpapazları bile olup biteni değişken ifadeler ve iri gözlerle izliyordu.

 

Kurucu başpapaz Frijit Tarikat ter dökerken mırıldanıyordu. “Eğer Kan Akımı Tarikatının Kan Atası gerçekten ayağa kalkarsa…”

 

Bai Xiaochun’un Kan Akımı grubu için hayal edilenden daha da önemli olduğu ortaya çıkmıştı!

 

Başpapaz Kızılruh da bükülen koca parmakları görünce soluğunun kesilmesine engel olamamıştı. Sertçe yutkunduğunda alnında terler birikmişti. Ansızın Ruh ve Kan Akımı Tarikatlarının Kan Atasını Engin Akım Tarikatı savaşı esnasında harekete geçirmedikleri için rahatlamaya başladı. Bu yaşansaydı şu an burada olan üyelerin yarıdan fazlası savaştan canlı çıkamazdı.

 

İşler parmakların hareketiyle sınırlı kalmamıştı. Takip eden günlerde sulara kayalar dökülmeye devam ediyordu. Artık Kan Akımı Tarikatı karargahları dağlardan ziyade gerçek bir eli andırmaya başlamıştı!

 

Hatta yüzeydeki bazı noktalar gerçek bir tene benziyordu!

 

Bu süreçte Engin Akım ve Hap Akımı grupları gemilerle işlerini bitirmişti, artık onlar da Ruh Akımı grubu gibi harekete hazırdı. İşte o noktada Kan Atasının tüm eli hareket etti!

 

Ve sayısız gözlemcinin karşısında bir zamanlar Kan Akımı Tarikatı karargahlarını oluşturan avuç sıkılarak devasa bir yumruğa dönüştü!

 

Yoğun gümbürtüler yankılanır ve kayalar parçalanmaya devam ederken bir moloz yağmuru doğdu. Bunu şaşkınlık çığlıkları eşliğinde tüm kolun hareket edişi takip etti!

 

Basit bir hareket olmasına rağmen kolun hem karaya hem de nehre bağlı oluşundan ötürü her yer şiddetle sarsılmış ve dört bir yanda kocaman çatlaklar oluşmuştu. Cennetkarışı Nehrini kuşatan arazilerin büyük bir kısmı çökmekteydi.

 

Nehirde oluşan devasa dalgalar öylesine güçlüydü ki Hap Akımı Tarikatının gemisi bir o yana bir bu yana sallanmaya başlamıştı.

 

“Neler oluyor?”

 

“Az önce kol hareket etti. Sakın…”

 

“Sakın bana o elin yere bastırıp tüm kolu kaldıracağını söylemeyin!” Başpapaz Kızılruhun ağzından dökülen bu kelimelerin sonrasında her şey sessizleşmişti. Artık herkes olup bitenlerin ayırdındaydı. Üç grubun başpapaz ve çıraklarının çıt çıkarmadan izlemekten başka yapabileceği hiçbir şey yoktu. Kan Akımı grubuysa yeniden bağırmaya başlamıştı.

 

“Ayağa kalk!”

 

“Ayağa kalk!!”

 

“Ayağa kalk!!!”

 

Geride kalan yarım ayda biriken duyguları yüzünden sesleri daha da yükselmişti.

 

Kan Atasının kolu tezahüratlar eşliğinde hareketine devam ediyordu. Çatlama sesleri çıkarken yeni kayalar dökülüyor, Kan Atasının içerisindeki Kuruluş Kadrosu ve Altın Öz yetişimcileriyle başpapazların yetişim basamakları patlak veriyor, mütemadiyen Kan Atasıyla kaynaşıyordu.

 

Tabii en zor iş Bai Xiaochun’undu!

 

Hem herkesin bilincini birleştirmek hem de o bilinci Kan Atasının bedeninin kalan kısımlarına kaynaştırmak zorundaydı. O her şeyin düğüm noktasıydı ve en ufak bir hatası dahi başarısızlığa yol açıyordu.

 

Yarım ay boyunca sayısız deneme gerçekleştirip yine sayısız başarısızlık tatmış fakat asla pes etmemişti. Kan Akımı grubu yetişimcilerinin desteklerini, kuvvetlerini ve ilahi hislerini alıyordu. Ve yapması gereken şey, onlar aracılığıyla Kan Atasına ayağa kalkma gücü vermekti!  

 

An itibariyle Kan Atasının kalbinde bağdaş kurmuştu ve gözle görünür şekilde titremekteydi. Kalbi küt küt atıyor, uçsuz bucaksız bir kan qi’si kan damarları aracılığıyla Kan Atasına akın ediyordu.

 

“Ben… Kan Atasıyım!!” diye kükredi. Son yarım ayda tattığı her şey onu bu ana yönlendirmişti. Hem herkesin bilincine rehberlik ediyor hem de en ufak bir atlama olmaksızın Kan Atasının bedeninin her noktasına güç aktarıyordu.

 

Gözleri kan çanağına dönmüş bir şekilde avazı çıktığınca bağırıyordu. Zihni mirası elde ettiği ana çok benzer bir tecrübeye erişmişti. Artık Kan Atasıydı!

 

Bu his hiç olmadığı kadar yoğundu. Uzun, derin bir nefes alarak bu hissiyata tutundu ve sağ elini kaldırarak ileri itti.

 

Tamı tamına aynı anda üç grup yetişimcilerinin gözleri irileşti. Ve insanlar çığlık atmaya başladı!

 

“O…”

 

“O kıpırdıyor!!”

 

Herkesin gözleri önünde bir zamanlar Kan Akımı Tarikatına el sahipliği yapan el kalkmış, açısını değiştirmiş ve kendisini zemine yaslamıştı. Adeta elini kullanarak ona bağlı bedeni ayağa kaldırıyordu!!

 

Alanı sağır edici patlamalar doldurmuş ve zeminde sayısız çatlak doğmuştu. Her taraf toza dumana bulanırken arazide kocaman bir çukur açıldı.

 

Nehrin yüzeyindeyse görülmedik büyüklükte dalgalar oluştu. Aynı anda nehir yüzeyinden iki muazzam ışık huzmesi yükseldi!

 

O huzmeler gözlerdi! Kan Atasının ve Bai Xiaochun’un gözleri açılmıştı!

 

Evet, o devasa suratın üzerindeki iki göz sessizlikle geçen sayısız yılın ardından açılmıştı!!

 

Bölüm 325 : Kan Atasının Gözleri Açılır

#Kaplumbağamız buradaki görevini başarıyla tamamlayacak gibi görünüyor. Zaten Kan Akımı grubunun seyahat etmek için bir gemisi yoktu, o işi Kan Atası yoluyla halledecekler inşallah. Ve bunu gerçekten başarırlarsa savaş için de muazzam olacak.
O zaman bakalım gözleri açılan Kan Atası tamamen kontrol edilebilecek mi, okumaya devam!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr