Bölüm 314 : Tarikat İçin Yaşayacağım

avatar
5603 22

A Will Eternal - Bölüm 314 : Tarikat İçin Yaşayacağım


Çevirmen : Clumsy 

 

Nehre Meydan Okuyan Tarikat başpapazları birbirlerine heyecanlı bakışlar attı ve Kan Akımı grubu nihai başpapazı kollarını kavuşturarak saygıyla eğildi.

 

“Karar ne olursa olsun ayak uyduracağız!”

 

Antik ses karşılık verdi: “Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatı savaşa gitme isteğinizi onaylıyor ve Gök Nehir Kortunu yok ederek yerine geçmenize izin veriyor.”

 

Her kelime gök gürültüsü misali dört bir yanda yankılanıyordu. Son kelimelerin sarf edilişiyleyse nihai başpapaza doğru altın bir ışık huzmesi havalanmış ve ışık başpapazın önüne geldiğinde duraksayarak yeşim bir kâğıda çevrilmişti!

 

Aynı anda altın vorteks ortadan kayboldu, o devasa figür sanki hiç orada yer almamış gibiydi. Anlık bir sessizlikten sonraysa nihai başpapaz altın kâğıdı başının üzerine kaldırdı!

 

O sırada tüm Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcileri ve töreni izlemeye gelen gözlemcilerden çılgın tezahüratlar yükselmeye başladı!

 

“Zafer Nehre Meydan Okuyan Tarikatındır!”

 

“Zafer Nehre Meydan Okuyan Tarikatındır!!”

 

“Zafer Nehre Meydan Okuyan Tarikatındır!!!”

 

Tezahüratları tüm dünyayı kuşatıyordu. Nehre Meydan Okuyan Tarikat, bilhassa Ruh ve Kan Akımı grupları son derece heyecanlıydı. Tabii ki Engin Akım ve Hap Akımı gruplarına bakınca bu heyecanın yerini çabucak özgüven ve beklenti almıştı.

 

Sonuçta müttefiklik oluşturmanın en iyi yolu bir savaşta omuz omuza çarpışmaktı!

 

Dört tarikat savaşın kanlı çarkı sayesinde gerçek bir bütün olacak, dönüşecek ve ihtişama kavuşacaktı!

 

Herkes avazı çıktığınca bağırırken nihai başpapazın gözleri kalabalığı tarayarak Bai Xiaochun’u buldu. Ve tüm sesleri bastırıp işitilen tek ses hali alarak şöyle dedi: “Bai Xiaochun, resmi görevlendirme için öne çık lütfen!”

 

Bai Xiaochun ürpermişti. Atmosfer halihazırda kanının kaynamasına yol açıyordu. Kendisini sakinleştirmek adına derin bir nefes alarak Ruhun Başlangıç Aşamasındaki on yedi başpapaza doğru ilerlemeye koyuldu.

 

“Çırak Bai Xiaochun selamlarını sunar Başpapazlar!” Kollarını kavuşturup eğilirken ifadesi sertleşmiş, etrafında öldürücü bir aura yapılanmaya başlamıştı. Bir demir sertliğinde, yüzlerce savaş görmüş göksel bir savaşçı veya eşsiz enerji sahibi bir birey gibi görünüyordu.

 

Yüz hatları keskin ve sert duruyor, gözlerinin derinliklerindeyse yıldızlar, aylar ve diğer cennetsel bedenler dans ediyordu. Kan qi’si gücü patlak vermiş, etrafını kan rengi bir zırh ve yine kan rengi bir pelerin kuşatmıştı!

 

An itibariyle korkaklığından, ürkekliğinden ve afacanlığından eser yoktu. Bir dağın zirvesi gibi dimdik, bir okyanus kadar derin ve engin görünüyordu!

 

Bu sahneyi izleyen herkes, bilhassa onu ilk defa gören yetişimciler sarsılmıştı. Soluklar kesilmiş, gözlere derin bir saygı yerleşmişti. Her biri Bai Xiaochun ismini işitmişti ve doğu Aşağı Sahalarda yaşanan ani değişimlerden sorumlu kişinin o olduğu herkesçe biliniyordu!

 

Onu ilk defa gören ve hayal ettikleri kadar havalı bir Seçilmiş bulanların akıllarından aynı şey geçmekteydi: saygınlığının hakkını veren bir insandı!

 

“Demek Bai Xiaochun bu, ha?! O Seçilmişlerin en üstünü!”

 

“Bai Xiaochun hakkında birkaç farklı hikâye işittim. Kimileri onun bilge, zeki, cesur, doğuştan deha biri ve sonsuz ışıklar saçan bir yıldız olduğunu söylüyor! Fakat açgözlü, korkak, arsız ve utanmaz biri olduğunu söyleyenlere de denk geldim...”

 

“Onun gibiler kıskançlık odağı olur. Şimdi düşününce ben de onun hakkında kötü şeyler duymuştum. Ama muhtemelen hepsi uydurmadır.”

 

Xiaochun’u en iyi tanıyanlar Ruh ve Kan Akımı Tarikatı üyeleriydi. Pek çoğu onu tanıyamazmış gibi koca gözlerle bakakalmıştı. Büyük Şişman Zhang’ın soluğu kesilmiş, Hou Yunfei bir gülümseme eşliğinde kafasını sallamıştı. Xu Baocai ve Bai Xiaochun’un diğer dostlarıysa doğru anda doğru pozu verme becerisi karşısında iç çekmekle yetinmişti.

 

Bai Xiaochun kendisiyle gurur duyuyordu ve resmi olarak ikincil başpapaz ilan edileceği ihtişamlı sahne karşısında beklenti doluydu. Fakat bu duyguların hiçbirini suratına yansıtmıyor, sert ifadesini ve çelikten damarlarını koruyordu. O havalı duruşuyla tam olarak Karamahzen gibi görünüyordu. İnsanlar anında tezahürata başlamıştı. Bu sırada on yedi başpapazın suratlarına garip ifadeler yerleşmiş fakat içten içe her biri rahatlamıştı. Çünkü pek çoğu Bai Xiaochun’un onlarla beraberken rol yaptığından ve töreni mahvedeceğinden endişeliydi.

 

“Bai Xiaochun, Nehre Meydan Okuyan Tarikatın ikincil başpapazı olarak ağır bir sorumluluk üstlenmelisin. Tarikatımızın çekirdeği olacaksın. Hayatın, onurun ve seninle alakalı her şey tarikata ayrılmaz şekilde bağlanacak.

 

“Tarikatın ihtişamı senin de ihtişamın olacak! Ve tarikatın utancı senin utancın! Aynı şekilde senin ihtişamın ve utancın da tarikata yansıyacak!

 

“Nereye gidersen git, ne kadar vakit geçirirsen geçir, senin evin, senin köklerin, senin her şeyin… tarikat olacak!

 

“Eğer tarikat dağılırsa onu onarmak senin sorumluluğun! Eğer tarikat eşi benzeri işitilmemiş bir ihtişama erişirse onu muhafaza etmek senin görevin! Nehre Meydan Okuyan Tarikatın asla bölünmemesi, kalbini ve ruhunu asla yitirmemesi senin elinde!

 

“Bai Xiaochun, böyle bir sorumluluğu üstlenmeye hazır mısın? Cevap ver lütfen!” Nihai başpapazın sesi gök gürültüsü gibi yükselip herkesin kalplerini ürpertirken ifadesi eşi benzeri görülmedik bir sakinlikteydi.

 

Bai Xiaochun da ürpermiş, tüm gururu ve rahatlığı ansızın ortadan kalkmıştı. İhtişamın tadını çıkarma arzusunun yok oluşuyla çok ender görülür şekilde gerçek bir saygı ve ciddiyete bürünmüştü.

 

Ansızın ikincil başpapazlığın yalnızca ihtişam ve şöhretle alakalı olmadığını fark etmişti. Bu ciddi bir sorumluluktu. Ömrünün geri kalanı boyunca Nehre Meydan Okuyan Tarikatla yollarını ayıramayacaktı.

 

Tarikat onun yuvası ve hayatının en kıymetli parçası olacaktı. Bir anda dalgınlaşmış, aklı Doğukorusu Dağlarındaki Örtülü Dağa gitmişti. Büyüdüğü köydeki akrabalarını düşünüyordu. Ölen ebeveynlerinin ellerini tutuşunu… Tütsüyü yaktığı seferleri… Ruh ve Kan Akımı Tarikatlarında yaşadığı her şeyi…

 

Bu noktada gözleri hiç düşünmeden miras kesimi yetişimcilerinin arasındaki Li Qinghou’ya kaydı. Li Qinghou’nun kalbi tarikata getirdiği Bai Xiaochun’un olgunlaşışı karşısında gurur doluydu. Onun geldiği noktayı ve kendisine bakışını görmek suratına iftihar dolu bir gülümseme yerleştirmişti.

 

Bu gülümsemeyi gören Bai Xiaochun derin bir nefes aldı ve suratına bir kararlılık yerleşti. Hemen ardından Kan Akımı grubu nihai başpapazına dönerek kollarını resmi bir şekilde kavuşturdu.

 

“Evet. Hazırım.” Bu sözleri ağır ağır ama inanılmaz bir önemle telaffuz etmişti. Ardından kendisine çevrilen gözler karşısında kendisini etkileyici veya yüce hissetmedi. Aksine omuzlarına ağır bir yük bindiği hissini taşımaya başladı!

 

Nihai başpapaz Bai Xiaochun’a anlamlı bir bakışla karşılık verdi. Yaşı ve yetişimi sayesinde Bai Xiaochun’un bu onayı kalbinin en derinlerinden gelen mutlak bir samimiyetle verdiğini çözebilmişti. Bu farkındalıkla başıyla onay verdi ve Ruh Akımı grubu kurucu başpapazına döndü. İki başpapaz da birbirlerinin gözlerindeki kararlılığı görebiliyordu.

 

Nihai başpapaz hiç tereddütsüz şöyle dedi: “Bugün itibariyle Bai Xiaochun Nehre Meydan Okuyan Tarikatın ikincil başpapazı unvanını almıştır!”

 

Bu sözler karşısında tir tir titreyen Nehre Meydan Okuyan Tarikat yetişimcileri kollarını kavuşturarak Bai Xiaochun’un karşısında eğilmeye başladı.

 

“Selamlar, İkincil Başpapaz!”

 

Eğilenler Dış ve İç Kesim çıraklarından ibaret değildi, Kuruluş Kadrosu yetişimcileri ve Altın Öz uzmanları da onlara katılmıştı. İkincil başpapazlık başpapazlıktan sonra gelen en sağlam pozisyondu. Miras kesiminden bile üstündü!

 

Song Que ve diğer Seçilmişlerin başlarını eğmekten başka çaresi kalmamıştı. Shangguan Tianyou ise bu zorunluluk karşısında yumruklarını iyice sıkmış, kalbine bir acı saplanmasına engel olamamıştı.

 

Akabinde gök gürültüsünü andıran bir ses ile birlikte sayısız yetişimci resmi selamlarını sunmaya başladı.

 

“Selamlar, Nehre Meydan Okuyan Tarikatın İkincil Başpapazı!”

 

Yeri göğü dolduran bu sağır edici ses her yeri titretmiş, etrafına bakan Bai Xiaochun’un kalbi dalgalanmıştı. Suratındaki ifade söylemek istediği çok şey olduğunu ama onları nasıl ifade edeceğini bilemediğini gösteriyordu.

 

Bir an sonra düşünceleri tek bir cümlede bütünleşti. Bunu sesli olarak dile getirmese de kalbinde netleştirdi ve ömrü boyunca taşıyacağı silinemez bir iz haline getirdi.

 

“Tarikat için yaşayacağım!”

 

Bu sözleri yalnızca içinden geçirmiş olsa da suratındaki ifade Nehre Meydan Okuyan Tarikatın Ruhun Başlangıç Aşaması başpapazlarına ne düşündüğünü aktarmaya yetmişti. Ona bakan başpapazların gözleri hatıralar ve cesaretlendirici bakışlarla ışıldıyordu.

 

Bu sırada şehirdeki bir ruh meskeninin çatısındaki bir maymun, olanları suratında silik bir gülümsemeyle oturarak izliyordu.

 

“Tarikat seni hayal kırıklığına uğratmayacak evlat!” diye mırıldanan maymunun yanındaysa göğe bakmakta olan bir tavşan oturuyordu.

 

#Bizimki resmi olarak unvanını almış bulunuyor. Onun böyle ömürlük bir sorumluluğu ciddi bir şekilde üstlenmesi beni bile duygulandırdı, elimde büyüyor resmen kerata 
Son anda da yine maymun-tavşan ikilisini araya sıkıştırdık. Bu tavşan olayını çözmeden içim rahat etmeyecek vallahi. Neyse serinin sonlanmasına daha bin bölüm var, o bin bölümde daha ne tavşanlar ne olaylar yaşarız kim bilir 
Hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44316 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr