Bölüm 308 : Yin-Yang Kuzgunları

avatar
5446 19

A Will Eternal - Bölüm 308 : Yin-Yang Kuzgunları


Çevirmen : Clumsy 

 

Büyü formasyonu kalkanının yüzeyinde güçlü titreşimler gerçekleşiyordu, Cennetboynuz Kılıcının darbesi göz kamaştırıcı gümüş ışıklar çıkartmış ve kalkan bariz şekilde çarpıklaşmıştı. Bunu takiben tüm formasyon sallandı ve tamamen çökmese de ruhsal gücünde ciddi bir azalış gerçekleşti.  

 

Aynı anda Ruh ve Kan Akımı Tarikatının başpapaz ve Altın Öz yetişimcileri bolca Kuruluş Kadrosu uzmanıyla birlikte kuvvetli saldırılarını saldı.

 

Öfkeli Bai Xiaochun da bu hücuma dahil olmuştu ve durmaksızın saldığı kan qi’siyle Kan Akımı Tarikatı yetişimcilerini formlarının zirvesinde tutuyordu. Yanı başındaki Karayağız da eşit oranda öfkeliydi ve yaratık kralı aurasıyla sayısız savaş yaratığını delirtmiş, her birini büyü formasyonuna saldırmaya yönlendirmişti.

 

Gargoyle’lar, arıtılmış cesetler, kan kılıçları ve menekşe kazanlar her tarafı doldurmuştu. Ardından Ruh Akımı Tarikatının dokuzuncu tepesi her şeyi şiddetle sarsarak ortaya çıktı… Ve dağlar dağılmaya başladı!

 

Yayılan kan bulutları dağları ve şehri kırmızıya buladı. Dağ sırasının diğer tarafındaki Hap Akımı Tarikatı savaşçıları da tüm güçleriyle saldırmakta ve formasyonun arka kısmını yıkımın eşiğine getirmekteydi!

 

Formasyon pek uzun süre direnebilecek gibi görünmüyordu, bozulmasını engellemenin tek yoluysa menzilini düşürmekti.

 

Bu sırada Kan Akımı Tarikatı nihai başpapazının suratında son derece amansız bir ifade mevcuttu. Bai Xiaochun’un başına gelen ölümcül kriz yüzünden hem gerilmiş hem de öfkelenmişti. “Engin Akım Tarikatı... Oturup gerçek saklı güçlerinizi salmanızı bekleyemeyeceğim. Bakalım Kan Akımı Tarikatının saklı güçlerini görünce kendinizi ne kadar tutabileceksiniz!”

 

Nihai başpapaz Kan Akımı Tarikatının tek Ruhun Başlangıç Aşamasındaki üyesiydi. Onun öfkesi karşısında durabilecek kişilerse Ruh Akımı Tarikatının kurucu başpapazı ve Engin Akım Tarikatının Başpapaz Kızılruhundan ibaretti.

 

Bu üçlü büyük çemberdeydi ve dolayısıyla güçleri diğer Ruhun Başlangıç Aşaması yetişimcilerini fazlasıyla aşmaktaydı.

 

Nihai başpapaz sağ eliyle bir büyü hareketi gerçekleştirerek parmağını göğe çevirdi. Ve yıldırımı andıran bir sesin yankılanışıyla bağırdı: “Kan akımı gece sureti!”

 

Sözler ağzından çıkar çıkmaz gök titreşmeye başladı ve kırmızı bir yıldırım ansızın kendisini gösterdi. Gökte ilerleyişiyleyse koca bir yırtık doğurdu, yırtığın içerisinde de parlak kırmızı gözlere sahip tuhaf bir korkuluk görüldü!

 

Bu tuhaf görünümlü korkuluğun ağzından zalim kıkırdamalar yükselmekteydi. Bir elinde insan derisinden bir yığın, diğer elindeyse bir terazi tutan korkuluğun belirişi yeri göğü şok edici, yoğun bir baskıyla doldurmuştu.

 

Tek başına bu baskı bile formasyonun bozulmanın eşiğine gelmesine yetmişti.

 

Bu sırada Kan Akımı Tarikatı yetişimcilerinin solukları kesildi ve gözlerine garip ışıklar yerleşti. Bu korkuluk Kan Akımı Tarikatının esas saklı gücünün ta kendisiydi.

 

Saklı güçler tarikatların temelini oluştururdu!

 

Sayısız kırmızı şimşeğin gökteki çarpışmasıyla korkuluk ansızın ortadan kayboldu. Yeniden ortaya çıktığındaysa formasyon kalkanının tam dışındaydı ve sağ elini kaldırmıştı. Bu esnada terazisi ölçüsüz bir iriliğe erişmiş ve ağırlık tepsisinde bir imge belirmişti.

 

Yakından bakıldığında bu imgenin Engin Akım Tarikatı şehrinin inşa edildiği dağ sırası olduğu görülmekteydi!

 

Terazinin hareketiyle birlikte zemin titreşmeye, dağlar sarsılmaya başladı. Şehir bir o yana bir bu yana sallanıyor, formasyon kalkanında çatlaklar beliriyor, adeta yerin ve göğün ağırlığı şehre biniyordu!

 

Bu süreç sonlandığında dağ sırası ve şehirden geriye yalnızca külleri kalacaktı!

 

Bai Xiaochun derin bir nefes aldı. Korkuluğun tuhaf görüntüsüyle yüzleşmek saklı güçlerin başpapazların bile baş edemeyeceği seviyelerde olduğunu idrak etmesini sağlamıştı.

 

“Acaba Ruh Akımı Tarikatının esas saklı gücü neye benziyor?” diye düşünürken zihni bulanmıştı. Bu sırada Engin Akım Tarikatı başpapazlarının suratlarında son derece ciddi ifadeler mevcuttu. Gözleri titreşen Başpapaz Kızılruh ansızın sağ elini uzatarak zemine geçirdi.

 

Sonucunda oluşan patlama ile her şey titremiş, sayısız kaya havalanarak şehrin ortasında bir sunak oluşturmuştu.

 

“Engin Göksel Tütsü!” diye kükredi Başpapaz Kızılruh. Aynı anda başparmak ebadında siyah bir tütsü sunağın yüzeyinde ortaya çıktı!

 

İnanılmaz antik bir hava yayan tütsü sayısız yıldır varlığını sürdürüyor gibiydi. Üstelik zamanında pek çok kez yakıldığı da ortadaydı; yalnızca ufacık bir parçası kalmıştı…

 

Ortaya çıkar çıkmaz yanmaya başlayan tütsü narin yeşil duman öbekleri çıkartırken formasyona ilerleyen öbekler bir imge oluşturmaya koyuldu!

 

Karşılığında korkuluğun gözlerindeki ışıltı yoğunlaştı. Ve kısacık bir an sonra yeşil dumanın imgesi bir yetişimci formu aldı!

 

Bu, Daoist cüppeli ve başlıklı orta yaşlı bir adamdı. Şeffaf bir varlık gibiydi ve ölümlü dünyayı aşan bir zarafeti vardı. Patlama yapan aura ve enerjisiyle adeta hem dünya hem cennetle kaynaşmış görünüyordu. Gökteki kan bulutları kaynamaya, dokuzuncu tepe sarsılmaya başlamıştı.

 

Orta yaşlı yetişimcinin parmağını sallayışıylaysa her şey çarpıklaştı, korkuluğun elindeki terazi şiddetli bir şekilde patladı ve baskı sürecini sürdürmesi imkânsız hale geldi. Herkes tam anlamıyla afallamıştı.

 

Ruh Akımı Tarikatı kurucu başpapazının gözleri parıldamaya başlamıştı. Engin Akım Tarikatı saklı gücünün sıra dışı olduğunu biliyordu ve buna bizzat şahit olmak aklına işittiği hikayeleri getirmiş, bu sayede gerçeği anında idrak etmişti. “Deva Aleminin gücü!!”

 

Bai Xiaochun kalben sarsılmıştı. Dumandan oluşan adama baktıkça yaydığı korkunç baskıyı hissedebiliyordu. Bir an sonraysa ona bakmanın bile gözlerini acıttığını, zihnini bulandırdığını fark etti.

 

Ona kalırsa bu adam cennetlere aitti ve cennetsel kudretin ta kendisiydi!

 

Korkuluğun gözlerindeki yoğun kırmızılıksa giderek yoğunlaşmaktaydı. Güçlü bir çığlık koyuveren korkuluk bu defa sol elindeki insan derisi yığınını alarak kendi bedenini kaplamaya başladı! Göz açıp kapayıncaya dek bir çocuğa dönüştü ve ağzını korkunç bir şekilde açarak orta yaşlı adamın üzerine atıldı. Bu iki nihai saklı güç arasındaki çatışma göğün altındaki her şeyi hunharca sarsıyordu!

 

Gökte ışıklar doğuyor, patlak veren kuvvetli rüzgarlara gök gürültüsünü andıran patlamalar eşlik ediyordu. Bu sırada Ruh Akımı Tarikatı kurucu başpapazı hiç tereddüt etmeden bir büyü hareketi gerçekleştirerek elini kaldırdı!

 

“Ruh Akımı Yang Kuzgunu!”

 

Kurucu başpapazın sözlerine ahenksiz gümbürdemeler eşlik etti. İki eli havayı yarıp parlak, temiz bir göğü ortaya çıkartmış gibiydi. Ve orada beyaz bir güneşin şok edici imgesi görünmekteydi!

 

Beyaz güneşin içerisindeyse siyah bir kuzgun bulunuyordu. Kuzgunun açılan gözleri kör edici ışıklar yayıyordu ve sağır edici bir ses çıkartmıştı.

 

Dalgalanmalar çıkartan kuzgun derin bir nefes alarak beyaz güneşi tamamen özümsedi ve bir ışık huzmesi şeklinde, kayan bir yıldız misali formasyon kalkanına yöneldi.

 

“Hap Akımı Tarikatı, saklı gücünüzü kullanın!!” diye bağırdı amansız ifadeli Başpapaz Kızılruh. Hemen ardından şehirdeki mühürlü üyelerden biri olan eski Hap Akımı Tarikatı başpapazı dişlerini sıkarak elini salladı.

 

Her yaratım gümbürdemelerle dolarken gök bir kez daha birebir aynı noktadan açıldı ve bu defa tamamen farklı bir şey kendisini gösterdi: siyah bir güneş!

 

Siyah güneşin belirişiyle aşağıdaki her şey karanlığa boğuldu. En garip olaysa siyah güneşin içerisinde tıpa tıp Ruh Akımı Tarikatı kuzgununa benzeyen bir kuşun belirişiydi!

 

Fakat bu kuzgun beyazdı!

 

Olanları görebilen tüm yetişimcilerin şaşkınlıktan nefesi kesilmiş, pek çoğunun gözleri çay tabağı kadar açılmıştı. Ruh Akımı Tarikatı ve Hap Akımı Tarikatı saklı güçlerinin bu derece benzemesi aralarında bir bağlantı olduğunun kesin kanıtıydı!

 

Gözleri irileşen Bai Xiaochun beyaz kuzgunun ağzını açarak siyah güneşi içine çekişini izlemekteydi. Ardından beyaz kuzgun baş düşmanına olan nefretiyle gözleri ışıldayarak Ruh Akımı Tarikatının siyah kuzgununa atıldı. İkilinin buluşmasıyla çıkan devasa patlamaysa alandaki her şeyi sarstı.

 

Bu sırada Kan Akımı Tarikatı nihai başpapazı aklına gelen bir söylentiyi anımsamıştı. “Yin-Yang Kuzgunları!”

 

Söylenenlere göre Ruh Akımı Tarikatı 10,000 yıl önce Aşağı Sahalara girişini yaptığında herhangi bir saklı güce sahip değildi. Sonraları Hap Akımı Tarikatıyla güçlerini birleştirmiş ve ansızın bir ruh hazinesi sahibi olmuşlardı!

 

“Her halükârda savaş sona ermek üzere.” diye düşünüyordu nihai başpapaz. “Engin Akım Tarikatının üçüncü bir saklı güce sahip olmasına imkân yok.” Kan Akımı Tarikatı nihai başpapazı bu düşünceyle Ruh Akımı Tarikatı kurucu başpapazına döndü ve ikili birbirine başlarıyla onay verdi. Doğrusu daha önce de bunun gibi bir toplu saldırı gerçekleştirmeleri mümkündü. Fakat Ruh ve Kan Akımı Tarikatı yetişimcilerine birlikte savaşmak için bir şans vermek ve aynı zamanda Engin Akım Tarikatının moralini düşürmek istemişlerdi. Neticede hedefleri Engin Akım Tarikatını tarihten silmek değil, onları içlerine katabilmekti!

 

Artık Engin Akım Tarikatı saklı gücünü de ortaya koymuşken sonucu ertelemeye gerek kalmamıştı.

 

Bu yüzden Ruh Akımı Tarikatı kurucu başpapazı kolunu sıvayarak buz soğukluğunda bir sesle şöyle dedi: “Engin Akım Tarikatı, teslim oluyor musunuz?!”

 

 #Ruh Akımı ve Hap Akımının saklı güçlerinin bu derece benzemesi gerçekten enteresan. Bizim kaplumbağa da hap akımının duvar parçasıyla ciddi bir aydınlanma yaşamıştı, iki tarikat arasında bir bağlantı olması gayet mantıklı. 
Herkesin saklı güçlerini ve nihai kozlarını ortaya koyduğu bu bölümden sonra savaşın sonuna gelmiş gibi görünüyoruz. Bakalım Engin Akım Tarikatı teslim olacak mıymış, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr