Bölüm 305 : ***

avatar
5482 20

A Will Eternal - Bölüm 305 : ***


Çevirmen : Clumsy 

 

Böylesine ölümcül bir krizle yüzleşmek Lin Mu’nun tüylerini diken diken etmişti. Sağ elini sallayan genç, bir komuta madalyonu çıkarttı ve üzerine bir miktar kan tükürdü.

 

Ve madalyondan ansızın yedi renkli ışıklar yükselmeye başladı.

 

“Kılıç formasyonları, beni koruyun!!” Ağzından bu kelimeler dökülürken Bai Xiaochun sağ eli saldırı pozisyonunda doğruca önünde belirdi. Fakat Xiaochun’un ifadesi darbesini indiremeden önce titreşti. Üstlerindeki çok sayıda formasyon çoğunlukla Ruh ve Kan Akımı Tarikatlarının Öz Formasyon üyelerine kilitlenmiş olsa da bir düzine civarı formasyon yıldırım hızıyla Bai Xiaochun’a atılmıştı.

 

Lin Mu rahat bir nefes aldı. Ardından geriye doğru hızlanarak sekiz büyülü kalkanla bir yeşim kâğıt çıkarttı ve ışınlanma gücü anında yayılmaya başladı.

 

Karşılığında Bai Xiaochun’un gözleri parlak ışıltılarla doldu. “Bir ışınlanma kâğıdı daha mı? Engin Akım Tarikatının ekipman yapımına adapte olduğunu biliyordum ama bana kalırsa ışınlanma konusunda biraz abartmışsınız!

 

“Hem bir düzine adi kılıç formasyonuyla beni yavaşlatabileceğinizi mi sanıyorsunuz gerçekten?!”

 

Bu sözlerden sonra kılıç formasyonlarından kaçınmak yerine hızla ilerlemeyi tercih etti.

 

Ve gümbürdeme sesleri işitilirken kendisini koruyan dört renkli bir ışıkla menekşe bir lamba görüldü. Kılıçlar bu şekilde engellenmiş ve Bai Xiaochun Lin Mu’ya yaklaşmıştı.

 

Lin Mu’nun ifadesi titreşti fakat henüz tepki verme fırsatı bulamamışken Bai Xiaochun Dağ Sarsan Darbesini kullandı. Aynı anda ardında açtığı kanatlarla patlayıcı bir hıza erişti ve aralarındaki mesafeyi anında kapatarak kalkanların ilkiyle buluştu.

 

Kuvvetli bir patlama eşliğinde sayısız çatırdama işitildi. Kalkanların yarıdan fazlası dağılmış ve Bai Xiaochun biraz yavaşlasa da gözlerindeki öldürme güdüsünün titreyişi eksilmemişti. Hemen sağ elini uzatarak baş ve işaret parmaklarından altın bir ışık parlattı. Kullandığı şey…  

 

Boğaz Ezici Kavrayıştı!

 

Yerçekimsel bir kuvvetin doğuşuyla Lin Mu ansızın duraksadı. Ve Bai Xiaochun tam da o anda kalkanların sonuncusunu aşarak doğruca Lin Mu’nun önünde belirdi…  

 

“Geber!!” diye bağırdı.

 

Lin Mu ışınlanma gücüyle bulanıklaşmaya başlamıştı. Yüzü delilikle çarpıklaşıyordu, bir çığlık atıp siyah ışıltılar saçan ve imha dalgaları taşıyan sağ elini uzatmıştı.

 

İmha ettiği kısım tüm bedeni değil, sağ koluydu!

 

Bai Xiaochun yaklaşırken Lin Mu’nun sağ kolu patladı ve darbenin gücü yayılırken Bai Xiaochun yerinde kalakaldı, Boğaz Ezici Kavrayışıysa havayla buluştu. Lin Mu’nun sağ kolu omuz hizasından parçalanmıştı!

 

Kolu yalnızca bedenen değil, ruhen de yok olmuştu!

 

İfadesi delilikle çarpıklaşan adam kana bulanmıştı. Bu noktada yüzde doksan kadar silinmiş ve ışınlanma gücü tarafından kuşatılmıştı. Bai Xiaochun bu ışınlanmada bir farklılık olduğunu görebiliyordu. Bu defaki Dokuz-Adanın veya az önce dövüştüğü Kuruluş Kadrosu yetişimcisinin kullandığı ışınlanma gibi değildi!

 

Bu ışınlanmanın çok daha uzaklara gerçekleşeceği belliydi!

 

Kalbi küt küt atan Xiaochun biraz bilgi kopartmaya çalışmaya karar verdi ve soğuk bir sesle şöyle dedi: “Şehre kaçsan bile savaşta öleceksin!”

 

Lin Mu başını arkaya atarak kuvvetli bir kahkaha patlattı.

 

“Gerçekten Engin Akım Tarikatına döneceğimi sanmıyorsun, değil mi? Beni kandırıp bilgi toplamaya çalışma, Bai Xiaochun. Beni bu savaşta öldüremeyeceksin!!

 

“Şu anda başarısız olmuş ve kolumu yitirmiş olabilirim ama bir sonraki karşılaşmamızda tüm numaralarına karşı hazırlıklı olacağım. O zaman yaptıklarının bedelini faiziyle ödeyeceksin!!”

 

Lin Mu silinmeye devam eder ve ışınlanma gücü kuvvetlenirken Bai Xiaochun attığı bakışla kıs kıs güldü.

 

Soğukkanlılıkla, “Gerçekten bir sonraki sefer olacağını mı sanıyorsun?” derken gözleri gizemli ışıltılar taşıyordu.

 

Bai Xiaochun’un gözlerindeki bakışı gören Lin Mu’nun kalp atışları hızlanmıştı.

 

“Kılıç formasyonlarını kontrol etmek iyi bir numaraydı. Ama bil bakalım ne oldu? Benim de pek çok numaram var. Ulu liç, öldür onu!!” Bai Xiaochun’un Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği canlanırken Ölmeyen Kan damlasının inanılmaz gücü Xiaochun’u Kan Akımı Tarikatının en güçlü varlıklarından birine bağladı. Ve parmağı Lin Mu’ya çevrildi!

 

Bu çağrı karşısında düşman başpapazlardan biriyle çarpışmakta olan ulu liç ansızın ürperdi. Az önce ölümcül bir saldırı salan sağ eli ansızın silindi ve bir an sonra doğruca Lin Mu’nun arkasında belirdi!

 

Lin Mu olanlara inanamaz şekilde acınası bir çığlık koyuverirken beliren el ışınlanma ışığını aşmış ve gencin kalbinin etrafına saplanmıştı!

 

GÜM!

 

Işınlanma gücü patlak vermiş ve Lin Mu bir an sonra ortadan kaybolmuştu. Fakat orada, ulu liçin ellerinde kıpırdanan bir insan kalbi kalmıştı!!

 

Kıpkırmızı olan kalp yavaşça grileşiyor, aynı zamanda her yöne kadim bir aura yayılıyordu. Ardından kalp küle döndü ve Bai Xiaochun’un gözbebekleri kısıldı.

 

Fakat savaşın ortasındayken durumu irdeleyecek vakit yoktu. Şehrin başka bir noktasına ilerlemek üzereyken uzaklardan bir tezahürat işitti. Kafasını çevirdiğinde sağa sola parlak küreler fırlatarak son hızla ilerleyen iki yüz yetişimcilik bir grubu fark etti. Grup, zehirli gazları yaya yaya hücum ediyor ve katliam yaratıyordu!

 

Grubun içerisindeki Xu Xiaoshan avazı çıktığınca bağırıyordu. Aynı şekilde Beihan Lie, Jia Lie ve Usta Tanrı-Kahin de grubun kalanına öncülük ederek dövüşe dövüşe Bai Xiaochun’a yaklaşıyordu.

 

Bai Xiaochun onları yeni görmüş olsa da varlıklarını bir süre önce fark etmişti. Devasa timsah olayı esnasında dağılmış olan grup Bai Xiaochun’u dövüşürken görmüş ve harekete geçmiş, yeniden gruplaşarak Bai Xiaochun’la buluşmak adına savaş alanını aşmaya başlamıştı.

 

Beihan Lie bunu asla kabul etmeyecek olsa da Bai Xiaochun’la birlikte çarpıştığı vakitleri özlemişti. Gözleri buluştuğunda soğuk bir şekilde homurdanmış ama aynı zamanda mücadelesi eskisinden de sıkı bir hal almıştı.

 

Bu sırada Xu Xiaoshan Bai Xiaochun’a dönerek bağırdı: “Bai Xiaochun, biz geldik!”

 

Bu sesi iki yüz farklı ağızdan çıkan cümleler takip etti: “Orta Tepe kan efendisinin büyü gücü sonsuz! Ruh Akımı Tarikatı Cennet-Daosu uzmanı tüm dünyayı sarsabilir!”

 

Çevredeki üç tarikat yetişimcilerinin suratlarına garip ifadeler yerleşti.

 

Bai Xiaochun’unsa gözleri dolmuştu. Kollarını sıvayarak karşılık verdi: “Gelin kardeşlerim! Bu şehri toza dumana katalım!”

 

Başpapazların emirleriyle ön saflar şehre iyice yaklaşmıştı. Engin Akım Tarikatının morali çöküyor, her biri geri çekiliyordu. En nihayetinde Engin Akım Tarikatı başpapazlarından birinin sesi işitildi: “Şehre dönün! Onu canımız pahasına koruyalım!!”

 

Bu emirle şehrin dışındaki Engin Akım Tarikatı yetişimcileri tam hızla geri çekilmeye başladı. İç Kesiminden Dış Kesimine, Öz Formasyonundan Kuruluş Kadrosuna dek herkes harekete geçmişti. Ruh ve Kan Akımı Tarikatı yetişimcileriyse takipteydi.

 

Engin Akım Tarikatı başpapazları bile ağır yaralar ala ala geri çekilmekteydi. Saldırılara karşılık verilmiyor, tüm tarikat ulu büyü formasyonunun içine kaçıyordu!

 

Şehirdekilerin üzerine büyük bir ağırlık çökmüştü. Dışarıdaki Ruh ve Kan Akımı Tarikatı yetişimcileriyse savaş arzusu ve gururla dolup taşıyordu! Büyü formasyonu kalkanına karşılık hiç tereddütsüz büyük bir saldırı gerçekleşmekteydi.

 

Gökte ışıklar parlıyor, gürültüler işitiliyordu.

 

Kılıç formasyonları havalanmıştı. Ruh Akımı Tarikatı savaş araçları kükreyen ejderler misali saldırıyor, muazzam mızraklar atılıyordu. Karşılığında Engin Akım Tarikatının son defans hattı olan ışık kalkanı çarpıklaşmaya başlamıştı. Fakat henüz yıkılmamıştı.

 

Yerdeki ordu dağlara doğru güçlü saldırılar salarak hücum ediyordu.

 

Dağların öteki yüzlerinde bile mücadeleler gerçekleşiyordu ve oradaki mücadeleler ana meydan kadar büyük ölçekli olmasa da yaşananlar çok sertti.

 

Şok edici bir şekilde Hap Akımı Tarikatının kalan üyeleri de Ruh ve Kan Akımı Tarikatlarına Engin Akım Tarikatı kuşatmasında yardım etmeye başlamıştı!

 

Sayıları sadece yirmi otuz bin kadar olsa da Engin Akım Tarikatına yönelik nefretleri Ruh ve Kan Akımı Tarikatının hissettiklerinden kat kat fazlaydı. Bunun bir sebebi de şehrin Engin Akım Tarikatı üyelerinin yanı sıra taraf değiştiren Hap Akımı Tarikatı üyeleri tarafından da savunuluyor oluşuydu!

 

Mücadeleler acımasızdı ve her yeri kan kokusu teslim almıştı. Engin Akım Tarikatına arkadan saldıran Hap Akımı Tarikatı ekibinin içerisinde genç bir kadın bulunuyordu. Tiril tiril beyaz bir peçesi olan kadın son derece çekiciydi. Büyüleyici bir hava yayıyordu ve peçesinin altından sıra dışı güzelliğini görmek mümkündü!

 

Bu savaş sırasında ünlenen kadın Chen Manyao idi!

 

Zehir kullanımındaki başarısının yanı sıra strateji konusunda da başarılıydı. Ayrıca kimileri tarafından yetişim dünyasının Aşağı Sahalarındaki en güzel kız olduğu söyleniyordu!

 

Lin Mu, Dokuz-Ada ve hemen hemen tüm erkek yetişimciler onun cazibesine kapılmıştı. Hatta Engin Akım Tarikatı başpapazları bile kadının güzelliğiyle sarsılmış, onu metresleri olarak almayı arzulamıştı.

 

Fakat güçlü bir kişiliği olan kadın böyle bir şeye boyun eğmektense ölmeyi yeğlerdi!

 

An itibariyle gözlerinde derin bir ışıkla kalan Hap Akımı Tarikatı üyeleri arasında ilerliyor, sıra sıra emirler yağdırıyordu. Hap Akımı Tarikatı yetişimcilerinin hücumuyla Ruh ve Kan Akımı Tarikatının ilerleyişi sayesinde Engin Akım Tarikatını bekleyen tek şeyin yenilgi olacağı barizdi!

 

“Engin Akım Tarikatı henüz kıymetli hazinelerinin gücünü kullanmadı.” dedi kadın. “Kullandıkları zaman yenilgileri kesinleşecek!” Yanındaki iki başpapaz bu sözler karşısında gözleri ışıldayarak başlarını salladı.

 

Ve birinin gözleri ansızın yukarı çevrildi. “İşte şimdi kullanıyorlar!”

 

Bölüm 305 : Lin Mu'yu Öldürmek

#Bu kadın seride kalıcı olacak mı yoksa o da birkaç bölüm gözüküp kaybolan karakterlerden mi acaba?
Ve Engin Akım Tarikatının kullandığı son hazine ne olacak? Ben bu soruların cevabını merak ederek bir sonraki bölüme geçiyorum, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44350 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr