Çevirmen : Clumsy 

“Aghhhh! Bunu yayma!!” diye bağırdı. Tavşanın yatkınlığına bir hayli aşina olan Bai Xiaochun sırtındaki kanatları belirterek maksimum hızla kovalamaya girişti.

Ancak tavşan fazla hızlıydı. Çok geçmeden yalnızca uzaklarda yankılanan sesi işitilebilir hale geldi.

“Aghhhh! Bunu yayma!!”

Tavşanı bir müddet daha takip eden Bai Xiaochun, çaresizliğinin farkına vardı… 10. Seviye Qi Yoğunlaşmada olmasına rağmen tavşanın hızına yetişemiyordu. Tavşanın tanrısal hızı tam anlamıyla inanılmazdı.

“Bittim ben. Mahvoldum...” diye mırıldanarak tavşanın kaybolduğu noktaya doğru boş boş bakmaya başladı. Orada zihni dönerek tir tir titriyordu. En çılgın rüyalarında bile o konuşan tavşanın kuzey yakada belireceğini göremezdi. Kâbusları gerçek olmuş gibiydi.

“Az önce ne dedim ben?” diye mırıldandı saçını çekiştirerek. “Tavşan ne kadarını duymuştur?” Ağlayacak gibiydi. O inanılmaz gizli tavşan yüzünden bir kez daha delirmenin eşiğine gelmişti. Böyle devam ederse zihinsel olarak etkileneceğine emindi. Belki de artık konuşmayı bıraksa iyi olacaktı.

O sinir bozucu konuşan tavşanın yaratımına sebep olan garip hapı yarattığına çoktan pişman olmuştu.

“O lanet olasıca tavşan muhtemelen bir şey duymamıştır. Yok canım, kesinlikle duymamıştır. Duysaydı hemencecik tekrar ederdi!” Hala siniri tepesindeydi ama kendisini rahatlatmaya çalışmak bir nebze işe yarıyordu. Konuşan tavşan her an patlayıp dünyayı ve cenneti sarsabilecek bir hap fırını gibiydi.

Gergin bir şekilde onur koruması istasyonuna dönen Bai Xiaochun, kuzey yakadan acilen ayrılması gerekebileceği ihtimaline karşı işlerini toparladı ve Yaratık Doğumu Çiçeğine döndü.

“Üç gün. Üstün savaş yaratığım üç gün sonra ortaya çıkacak!!” Kanlı gözleriyle gergince beklemekten başka yapacak pek bir şeyi yoktu. Bu sırada siyah köpek bir savaş yaratığı daha sürükledi ama Bai Xiaochun onu kibarca geri çevirerek bundan böyle katkıya ihtiyaç olmadığını açıkladı.

Siyah köpek pek hoşnut görünmüyordu ve dişlerini gaddar bir şekilde sıkmaya başladı. Kalbi küt küt atan Bai Xiaochun ise kuru bir öksürükle karşılık verdi.

“Şey, tam olarak kesin değil aslında...” dedi. “Bak, kuzey yakada süper gizli bir şekilde dolaşan bir tavşan var. Gevezelik etmekten çok hoşlanıyor. Neden gidip benim için onu yakalamıyorsun!?”

Köpek, aralıksız olarak bir şeyler anlatan ve abartılı el hareketleri yapan Bai Xiaochun’u şüpheyle dinledi ve en sonunda anlatılanı anlayarak arkasını döndü, bir bulanıklık halinde uzaklaştı.

Bai Xiaochun ise beklenti dolu gözlerle onu izliyordu.

“İyi şanslar dostum. Eğer o tavşanı benim için yakalayabilirsen senin için bir Canavar Doğumu Tohumu daha bulmak adına elimden geleni yapacağım!” O korkunç konuşan tavşanı düşünmek bile Bai Xiaochun’a iç çektiriyordu. Avlusuna dönerek gergin bekleyişini başlattı.

Bir gün daha geçti.

Bai Xiaochun bu süreçte olası tüm sesleri işitebilmek için kulaklarını açık tutmuştu. Kuzey yakanın çırakları ansızın değişen savaş yaratıklarıyla ilgili olayı çözmeye çalışıyordu. Tabii ki Bai Xiaochun’dan şüphelenip istasyonuna gelip etrafa bakanlar da olmuştu. Ama Bai Xiaochun, hiç kimsenin Yaratık Doğumu Çiçeğini görmemesi konusunda iyi iş çıkarmıştı.

Üstelik tüm aktivitelerini gece gerçekleştirmiş ve kanıt bırakmamak için çok dikkatli olmuştu. Bu yüzden insanlar şüphelense de bir kanıt bulamadığı için eninde sonunda orayı terk etmek zorunda kalıyordu.

Ama Bai Xiaochun’un gerginliği azalmıyordu. Bir gün daha geçmiş, araştırmalar daha ciddi bir hal almıştı. Bu özellikle de yaratıklarının kontrolü daha zor olan çıraklar için geçerliydi. Öfkeden kudurmanın eşiğindeydiler.

“Burada tam olarak neler dönüyor!?”

“Bir çeşit veba falan mı ki? Ama öyle gibi de görünmüyor. Sebep bu olamaz!”

“Bu işte bir bit yeniği var. Çok ama çok şüpheli bir durum!”

Kuzey yaka çılgına dönmüştü ve patlamanın eşiğine gelinmişti. Sayıları bir hayli fazlalaşan Dış Kesim çırakları kendilerini araştırmaya adamıştı, tabii İç Kesim çırakları da. Hatta tepe lordları da bu işe dahil olmuştu. En sonunda Yaratık Doğumu Çiçeğinin açmasına yarım gün kala bir kanıt bulundu.

“Beihan Lie’nin eski Gece Avcısı Yaratığı!”

“Geçenlerde bir savaş yaratığını götürmüştü ve yaratık geri döndüğünde yüzünde çok garip bir ifade vardı!”

“O köpeği bulun!”

Öfkeli kuzey yaka çırakları kuzey yakanın dört bir yanına dağıldı. Çok geçmeden siyah köpek bulundu, yanında bir de tavşan vardı.

Tavşan siyah köpek tarafından kovalanırken döne döne ilerliyordu.

Hepsi bununla sınırlı kalsaydı problem yoktu. Ama tavşanın konuştuğunu fark etmek tüm çırakların yüzlerine şok dolu ifadeler yerleştirmişti.

“Kız Kardeş Meixiang, Hayalet Diş Tepesinin lordu olarak statümü değerlendirerek sana yemin ederim ki, elini kazananın Li Qinghou olmasına asla izin vermeyeceğim!

“Ooh, çok edepsizsin Kıdemli Sun...

“Hahaha! Bu tıbbi hap harika. Ben, Bai Xiaochun, kesinlikle mükemmelim. Bu tavşan resmen konuşabiliyor!”

“Bai Xiaochun en üstün savaş yaratığına sahip olmak üzere. Hmph! Siz kuzey yaka çırakları korkudan titreyeceksiniz!

“Savaş yaratıklarınızı ödünç almama izin vermediğiniz gibi adımı da karaladınız! Olanları anlayana dek bekleyin. Siz yaratıklarınızın benim emrimle yaşam özlerini kattığını öğrenene dek ben çoktan güney yakaya kaçmış olacağım, siz de hiçbir şey yapamayacaksınız. Hahahahahahahahaha!”

Tavşan hızla ilerler ve bu kuvvetli, gerçekçi diyalogları sayarken kuzey yaka çıraklarından çıt çıkmıyordu. Ancak son satırlara gelindiğinde bu garip ve fevkalade tavşanın Bai Xiaochun tarafından yaratıldığına ve konuşmayı pek sevdiğine kanaat getirdiler!

Kuzey yaka çırakları tir tir titremeye başlamıştı, gözleri olabildiğince açık, nefes alış verişleri kesik kesikti. Siyah köpeğin tavşanı kovalayışını ve birlikte uzaklaşışlarını izliyorlardı.

“Yaşam özü katkısı mı?”

“Biz yaratıklarımıza ne olduğunu öğrenene dek Bai Xiaochun güney yakaya kaçmış mı olacak?”

“Bai Xiaochun!!!” Sayısız kuzey yaka çırağı öfkeyle bağırıyor, en çok da savaş yaratıkları etkilenenlerin sesi çıkıyordu. Herkes maksimum hızla Yaratık Köyüne koşuyor, dünya ve cennet sarsılıyordu.

Koşturmaya devam eden tavşansa bir yandan da konuşuyor, tüm kuzey yakanın olanları işitmesini sağlıyordu. Gözler açılıyor, öfkeli sesler yükseliyor ve kuzey yaka giderek deprem mahalline dönüyordu.

“Bai Xiaochun!!”

“Yani bunların altında o varmış!! Demek güney yakaya sıvışacaksın ha?”

“Bai Xiaochun’u indirin!!”

Kuzey yaka çırakları delirmişti. Dış Kesim çırakları, İç Kesim çırakları ve hatta Kıdemliler bile Yaratık Köyü yönünde ilerliyordu.

Bu esnada siyah köpekten kaçmakta olan tavşan bir anda yokluktan beliren yaşlı bir maymunun varlığını fark etti. Maymun son derece ciddi bir ifadeyle tavşana baktı ve antik, tehdit edici bir sesle konuşmaya başladı.

“Sen tam olarak kimsin tavşan?!”

Tavşan da maymununki kadar antik ve tehdit edici bir şekilde karşılık verdi.

“Sen tam olarak kimsin tavşan?!”

Maymun, gözleri keskince titreşerek tavşanın üzerine atıldı. Gözlerinde aynı bakış beliren tavşansa arkasını dönerek kaçmaya başladı. Bir an sonra ne maymundan eser kalmıştı ne de tavşandan.

Bu sırada Yaratık Köyündeki Bai Xiaochun gergin bekleyişini sürdürüyordu. Yalnızca dört saat sonra üstün savaş yaratığı dünyaya gelecekti. Ancak dışarıdan yoğun gümbürtüler duyulmaya ve görüş alanına koşturan figürler girmeye başlamıştı.

“Bai Xiaochun!!” Öfkeli kuzey yaka çırakları istasyonu çevreleyen büyü formasyonuna çarpana dek koşmayı bırakmamıştı. İnanılmaz gümbürtü sesleri formasyonu titretiyordu. Bai Xiaochun’un gözleri irileşmiş, kalbi küt küt atmaya başlamıştı.

“Siz insanlar ne yapıyorsunuz?!?! Ben bir Prestij Çırağıyım! Ben Tarikat Liderinin Küçük Kardeşiyim. Ben bu tarikat için--”

“Kim olduğunun önemi yok!” diye bağırdı kalabalık. Çok geçmeden toplu halde yapılan baskı neticesinde formasyondan çatlama sesleri işitilmeye başlandı. Büyü formasyonu kırılmanın eşiğindeydi.

Kuzey yaka çıraklarının ne kadar öfkelendiğini gören Bai Xiaochun’un kafatasıysa korkudan uyuşmuş haldeydi. Güney yakanın çırakları genellikle taş atarak sataşırdı ama kuzey yakanınkiler tam anlamıyla saldırıya geçmişti. O anda formasyonun kırılması durumunda kanlı bir lapaya dönüşebileceğini fark etti.

“Yardım edin! Beni öldürmeye çalışıyorlar!!” diye bağırarak gerilemeye başladı. Bu zorba kuzey yaka çırakları tarafından tamamen haksızlığa uğradığını hissediyordu. Önce onlar kendisini kışkırtmış ve iftira atmıştı. Kendisi savaş yaratıklarını azıcık katkı için ödünç alınca da onu öldürmeye kalkışıyorlardı.

O gerilerken büyü formasyonu da çatırdıyordu ve sayısız çırak içeriye hücum etmeye hazırdı. Tam da o noktada gökyüzünden soğuk bir homurtu işitildi ve kuzey yakanın dört tepe lordu müdahale etmeye geldi.

Süsen Yaprağı Tepesinin lordu olan yaşlı kadın, kuzey yaka çıraklarına bakmaktaydı.

Bai Xiaochun’un koruma altına alındığını kabullenmek istemeyen çırakların bir kısmı konuşmaya başladı. “Tepe lordu, biz--”

“Kapayın çenenizi!” diyen yaşlı kadının sesi gök gürültüsü gibiydi. “Ne cüretle Yaratık Köyüne saldırırsınız! Ne şok edici bir davranış!”

Çevredeki çıraklar huzursuzca kıpırdanmaya başlamıştı.

Rahat bir nefes alan Bai Xiaochun da bu sözleri ciddi bir şekilde tekrarladı: “Çok haklı! Ne cüretle Yaratık Köyüne saldırırsınız! Ne şok edici bir davranış!”

“Sen de kapa çeneni!” diyen yaşlı kadın bakışlarını Bai Xiaochun’a çevirdi. Ve tam konuşmaya devam edecekken avludaki Yaratık Doğumu Çiçeğini fark etti. Onun nefesi kesilirken diğer tepe lordları da titremeye başlamıştı.

“Bir Yaratık Doğumu Çiçeği!!”

#Kıdemli maymunumuz son anda tavşanla birlikte ortadan kayboldu. Umarım tavşan tamamen yok olmaz, onu sık sık görmek ve gülmek isterim şahsen 
Bu arada tohumun süreci tamamlanmak üzere ve Bai Xiaochun da son anda yakalandı. Kıdemlilerin tepkilerini ve neler yaşanacağını yarın göreceğiz. Görüşmek üzere!