Bölüm 136 : Hepsi Geldi

avatar
6560 30

A Will Eternal - Bölüm 136 : Hepsi Geldi


Çevirmen : Clumsy 

 

Dört tepe lordu Yaratık Doğumu Tohumuna doğru atılmış, soluk soluğa kalmış ve titremeye başlamıştı. Sanki dünyadaki en kıymetli hazinenin önünde gibi hissediyorlardı. Süsen Yaprağı Tepesinin yaşlı kadın lordunun yüzünde eskisinden de çok kırışık var olmuş gibiydi…  

 

Diğer üç tepe lordu da eşit oranda heyecanlı bir şekilde Yaratık Doğumu Tohumuna dokunabilmek için ilerliyordu. Onlara kutsal gelen bu şeyden başka bir şey göremiyorlardı, varlığı diğer her şeyi gölgede bırakıyordu adeta.

 

Çevredeki çıraklardansa çıt çıkmıyordu. Pek çoğu Yaratık Doğumu Tohumunun ne olduğundan bile haberdar değildi ve dört tepe lordunun hareketleri karşısında ürkmüş haldeydiler.

 

Ancak birkaç İç Kesim çırağı neye baktığını fark etmiş durumdaydı. Tepe lordlarının ağzından çıkan sözler de çırakları tamamen sarsmış, kalpleri şaşkınlık dalgalarıyla teslim alınmıştı.

 

“Yaratık Doğumu Tohumu mu!?!? Cennetler! Bu gerçekten bir Yaratık Doğumu Tohumu çiçeği mi?!”

 

“O dünyada çok nadir görünen efsanevi ve kutsal bir objedir!!”

 

“Onu yalnızca antik kayıtlarda okuyabilmiştim. Sözüm ona soyları antik çağlarda tükenmiş. Karşımda bir tane olduğuna inanamıyorum!!”

 

Sesler giderek güçleniyordu. Orada bulunan on binlerce kişi, tüm iriliğine rağmen sıradan görünen bitkinin tarifsiz değerde bir obje olduğunu anlamaya başlamıştı. Herkes Yaratık Doğumu Tohumu hakkında konuşmaya başlamış ve Bai Xiaochun’un yarattığı sıkıntılar unutulmuştu.

 

Kısacık bir süre sonra tüm alan gürültüye boğuldu ve en sonunda Hayalet Diş Tepesinin yaşlı lordu kalabalığa sert bir bakış atarak tüm sesleri kıstı.  

 

Bu sırada Bai Xiaochun çenesi havaya doğru kalkık bir şekilde yalnız kahraman pozunu takınmış haldeydi.

 

“Humph. Şimdi Benim, Bai Xiaochun’un neden bu kadar savaş yaratığından katkı talep ettiğini anladınız mı? Hepsi Yaratık Doğumu Tohumum içindi!” Bai Xiaochun’un kalbi heyecan ve gururla atsa da yüzündeki yalnız ifadeyi koruyordu. Dört tepe lordunun yüzleriyse büyülenme ve hayal kırıklığı arasında gidip gelmekteydi. En sonunda dişleri sıkıldı ve gıcırdamaya başladı. Bu özellikle de gözleri tamamen kan çanağına dönen Süsen Yaprağı Tepesi lordu için geçerliydi.

 

“Bai Xiaochun!!” diye çığlık atan kadının sesi hem öfkeli hem de kederliydi. “Bu Yaratık Doğumu Tohumunun ne kadar eşsiz olduğunu bilmiyor musun? Bu şeyin soyunun tükendiğini bilmiyor musun!? Bu Yaratık Doğumu Tohumunun neyi temsil ettiğini bilmiyor musun?!?!” Yaşlı kadın çılgına dönmüş bir şekilde kükrüyordu, içi kan ağlıyor gibiydi ve Yaratık Doğumu Tohumuna ben sahip olsaydım işler çok daha farklı olurdu diye düşünüyordu.

 

“Tabii ki biliyorum.” diye yanıtlayan Bai Xiaochun şaşkındı. Tohumun değerinin farkında olmasa tüm kuzey yakayı ayaklandırmış olmazdı herhalde!

 

Yaşlı kadın keder doluyken diğer tepe lordlarının Bai Xiaochun’a dönük bakışları da bıçak keskinliğindeydi. Yaratık Doğumu Tohumunun tarifsiz değerinden haberdarlardı. Eşsiz bir hazineydi ve ona sahip olan Bai Xiaochun’a yönelik bakışları da katıksız bir hayal kırıklığı içeriyordu.

 

“Buraya böylesine kıymetli bir tohum ektiğine inanamıyorum!” diye bağırdı yaşlı kadın. “Ve süreç de tamamlanmak üzere. Çok yakında bir yaratık doğacak!

 

“S-s-sen... Bai Xiaochun, hareketlerinin tarikattaki tüm yaratıkları deliye döndürdüğü bariz. Ama ne işe yaradı ki? Tüm o yaratıklar düşük düzen soylara sahipti!!

 

“O Yaratık Doğumu Tohumuna Yaşlı Sun’un donuk akik deniz yaratığını katarak üçüncü düzen bir soy doğurabilirdik!! Ama artık çok geç. Çok, çok geç...”

 

Bai Xiaochun birkaç kez gözlerini kırpıştırdıktan sonra boğazını temizledi. “Yaşlı Sun’un donuk akik deniz yaratığı katkıda bulundu.”

 

“Sen... bekle, ne?” Sitemine devam etmek üzere olan yaşlı kadının ağzı açık kalmıştı. Diğer üç tepe lordu da benzer tepkilerle kalabalığa dönerek kendilerine şok olmuş bir şekilde bakan Yaşlı Sun’la göz göze geldi. Yaşlı Sun buraya kendisi için değil çıraklarının yaratıklarının yaşadığı problemler yüzünden gelmişti. Ancak şu anda kendi yaratığının da ‘’katkıda bulunduğunu’’ fark ediyordu.

 

Yaşlı kadının öfkesi bir anlık tereddütten sonra geri dönmüştü.

 

“Yaşlı Sun’un donuk akik deniz yaratığını katsan bile Yaratık Doğumu Tohumunu ziyan etmiş olurdun. Yaşlı Chen’in mavi gök boa yılanını alabilirdin. O da yalnızca üçüncü düzen soyda ama bir gün bir ejderhaya dönüşebilirdi. Üstelik o gök boası--”

 

Bai Xiaochun kadının lafını bitirmesine müsaade etmeden temkinli bir şekilde araya girdi. “Mavi gök boa yılanı da katkıda bulundu.”

 

Yaşlı kadının gözleri irileşti. Kalabalığın içerisindeki Yaşlı Chen ise nefesi kesilerek çantasına baktı. Çantanın içerisinden kafasını uzatan mavi yılan, Yaratık Doğumu Tohumuna doğru zevk sarhoşu bir şekilde bakmaktaydı.

 

“Yaşlı Chen’in mavi gök boa yılanı hala güçlü ve genç.” dedi Hayalet Diş Tepesinin lordu öfkeden titreşen bir sesle. “Onu bir Yaratık Doğumu Tohumu olmadan da üretebilirdik. Bai Xiaochun, benim yaksha yaratığım bir Yaratık Doğumu Tohumuna mükemmel uyum sağlardı. Keşke--”

 

“Um... Tepe Lordu Wu, sizin yaksha yaratığınız... da katkıda bulundu.”

 

Bu cümlenin soluksuz bıraktığı tek kişi Tepe Lordu Wu değildi. Çevredeki tüm çıraklar şok olmuş haldeydi.

 

Diğer tepe lordları da ağzını açmak üzereyken Bai Xiaochun birkaç adım geriledi ve dikkatli bir şekilde şöyle dedi: “Hepinizin yaratıkları katkıda bulundu...”

 

Dört tepe lordu yıldırım çarpmışa dönmüştü. Nasıl savaş yaratıklarının gizlice buraya geldiğinden haberdar olmazlardı ki? Bu sırada çevredeki çırakların da nefesi kesilmiş ve sessizlik daha fazla sürememişti.

 

“Cennetler, kaç savaş yaratığı katkıda bulunmuş ki!?!?”

 

“Bu Bai Xiaochun, o... o resmen tepe lordlarının yaratıklarını bile kancaya takmış!”

 

“Ne dengesizlik!!”

 

Bağırışlar giderek yükselirken Bai Xiaochun da gerilmeye başlayarak birkaç adım daha geriledi, bu süreçte gözleri dört tepe lordunun üzerinden hiç ayrılmamıştı. Bir süre sonra Süsen Yaprağı Tepesinin yaşlı kadınının bakışları yoğunlaştı.

 

“Ehh, anlaşılan seni hafife almışım Bai Xiaochun. Biz tepe lordlarının savaş yaratıklarını bile gizlice buraya getirmeyi başarmışsın. Peki neden orada durdun ki? Neden Süsen Yaprağı Tepesinin yedi renkli ankasını almadın? Savaş yaratıklarımız üçüncü düzen soylara ait ama yedi renkli anka kuşu dördüncü düzende. Bir dördüncü düzen kesinlikle ziyan sayılmazdı...” Daha konuşmayı bitiremeden önce Bai Xiaochun’un yüzündeki ifadeyi gördü ve kalbi sıkıştı. “Yo... yapmış olamazsın...”

 

“Yedi renkli anka kuşu da katkıda bulundu.” dedi Bai Xiaochun birazcık yanlış anlaşılmış bir havayla.

 

“Peki ya Kemer Altı Tepesinin üç gözlü kuzgunu?”

 

“O da katkıda bulundu.” diyen Bai Xiaochun kendisini cesaretlendirdi. “Ayrıca kertenkele ve dağ hayaleti de... Hepsi katkıda bulunmaya geldi.”

 

Tepe lordlarının gözleri irileşmiş, nefes alışları düzensizleşmişti. Bir süre sonra hepsi yeşim kâğıtlar çıkartarak kendi ruh yaratığı gardiyanlarıyla iletişime geçti. Gelen cevaplarla Bai Xiaochun’un verdiği bilgi onaylanmıştı ancak hiçbir gardiyan Cennet Boynuz Mürekkep Ejderhasından bahsetmeye cesaret edememişti. Tepe lordlarının Bai Xiaochun’a bakan gözleri olabildiğince açıktı, inanılmaz bir şüphe içerisindeydiler.

 

Çevredeki kuzey yaka çırakları da şaşkınlıktan zar zor nefes alıyordu. Beihan Lie ürpermiş ve Bai Xiaochun’un ne kadar güçlü olduğuna iyice emin hale gelmişti. Xu Song’un zihni dönüyordu; dört ruh yaratığı gardiyanının ne kadar güçlü olduğunun farkındaydı ve Bai Xiaochun’un onları katkıda bulunmaya nasıl ikna ettiğini bilemiyordu.

 

Süsen Yaprağı Tepesinin yaşlı kadınıysa delireceğini hissediyordu. Tüm bunlara Bai Xiaochun’a bir ders verme niyetiyle başlamıştı ama ne kadar şey söylerse söylenecek o kadar az şeyi olduğunu kavrıyordu. Bai Xiaochun bir Yaratık Doğumu Tohumunun ne kadar değerli olduğunu bilmiş ve kuzey yakanın en güçlü yaratıklarının katkıda bulunmasını sağlamıştı. Tepe Lordu kendisinin bile böyle bir şeyi başarabileceğinden emin değildi.

 

Ancak izleyen bir sürü çırak olduğu için ne diyeceklerini bilemiyorlardı ve Bai Xiaochun’un açıklamaları yaşlı kadının öfkesini iyice arttırmıştı. Kadın, kollarını sıvayarak şöyle dedi: “Yine de ziyan olmuş! Bai Xiaochun, eğer Yaratık Doğumu Tohumunu Baş Kıdemlilerden birine verseydin başpapazların bile şok olabileceğini bilmiyor muydun? Bir Dharmic buyrukla tarikatın kutsal yaratık gardiyanı olan Cennet Boynuz Mürekkep Ejderhasını ikna edip o tohumla yeni bir jenerasyon yaratabilirlerdi! O zaman tohumun ziyan olmayacağı kesindi. O...” Başlangıçta öfkesini giderek arttırıyordu ama en nihayetinde Bai Xiaochun’un lafını kesmeye yeltenip durduğunu fark ederek konuşmayı kesti. Kalbi küt küt atıyordu…  

 

Bu heyecanı taşıyan tek kişi o değildi. Bai Xiaochun’un yüz ifadesi üç tepe lordunun da nefeslerini tutmasına yol açmıştı.

 

Bai Xiaochun gözlerini birkaç kez kırpıştırarak hızlıca lafa girdi: “Şey... Başpapazlara Dharmic bir buyruk konusunda zahmet vermemize gerek olacağını sanmıyorum. Kıdemli Cennet Boynuz Mürekkep Ejderhası üç gün önce geldi. Yardım etmekten son derece memnundu ve hatta elli seferin üzerinde katkıda bulundu...”

 

Tüm alana bir ölüm sessizliği hakim olmuştu.

 

Dört tepe lordu, kıdemliler ve çıraklar sersemlemiş durumdaydı. Herkes Bai Xiaochun’a bakıyordu, kalpleri öyle güçlü atıyordu ki cennetleri sarsmaları ve dünyayı yerle bir etmeleri mümkündü.

 

Bu noktada Yaratık Doğumu Tohumu ansızın solmaya başladı ve yaprakları tek tek döküldü. Çiçeğin içerisinde güçlü bir hayat kaynağı özü belirmişti ve giderek güçleniyordu. Tepe lordlarının, kıdemlilerin ve çırakların dikkatlerinin çiçeğe kayması çok sürmemişti.

 

Dört tepenin ruh yaratığı gardiyanları kendi çocukları doğacakmış gibi titriyordu, sayısız savaş yaratığı da aynı hissiyattaydı.

 

Antik Yaratık Kanyonunun içerisindeki Cennet Boynuz Mürekkep Ejderhası da gözlerini açarak saf bir beklentiyle Yaratık Köyü yönüne bakmaya başlamıştı.

 

Bai Xiaochun gergin bir şekilde dikiliyor, işlerin nasıl sonuçlanacağını merak ediyordu. Tepe lordlarıysa kesik kesik nefes alarak iyice yaklaşmıştı.

 

Yaratık Doğumu Tohumu yavaş yavaş kurumayı sürdürdü ve içerideki aura da güçlendi, her an içerisinden bir şey çıkabilecek gibiydi. Bu noktada yukarılarda bir anafor belirdi ve yavaşça dönmeye başladı. Adeta cennetlerin gözleri varmış da bu sahneyi izlemek istemişler gibiydi.

 

#Hahahha! Sürekli araya girip o da katıldı, bu da geldi falan demesi bir harikaydı. Gerçekten hiç ama hiç kimse ondan daha iyi bir iş çıkartamazdı herhalde bu tohum konusunda.
O zaman bakalım kurumaya başlayan çiçeğimiz bizlere neler yaşatacak, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr