Bölüm 127 : Boşlukta Yüzen Ruh

avatar
6421 27

A Will Eternal - Bölüm 127 : Boşlukta Yüzen Ruh


Çevirmen : Clumsy

 

Derin aydınlanmaya giren kişinin ruhu, özünde cennet ve dünyayla kaynaşır ve kişinin doğal ve büyülü kanunlar konusunda aydınlanarak bilgilenmesini sağlardı.

 

Ölümlüler de kazara derin aydınlanmalara dalabilirdi ama bu olasılık imkânsız denecek kadar azdı. Qi Yoğunlaşma yetişimcileri bile bu aşamaya çok zor ulaşırdı, ulaştıklarında da büyük bir heyecan yaratılırdı.

 

İnanılmaz yetişimli kişiler de dünyadaki dönüşümlerin gizemlerini, cennet ve dünyanın büyük Daosunu anlamlandırmak adına arada bir bu aşamaya girerdi.

 

Ruh Akımı Tarikatının son bin yıllık tarihinde derin aydınlanma yaşayan kişi sayısı ikiydi. Biri sıra dışı bir doğal yeteneğe sahip olan Hayalet Dişti. Bu konuda Shangguan Tianyou bile ona denk olamamıştı.

 

Başarılı olan diğer kişiyse yetmiş gün boyunca heykelin altında oturup gözlem yapan Bai Xiaochun’du!

 

Çevredeki kuzey yaka çırakları bu sersemletici manzara karşısında nefes nefese kalmıştı.

 

“Bai Xiaochun... o... derin aydınlanmaya mı girdi?!?! Büyük Kardeş Hayalet Diş dışında bunu yapabilen tek kişi oldu!”

 

“Hmph. Bu derin aydınlanma nasıl Hayalet Dişinkiyle kıyaslanabilir ki? O on beş günde yapmıştı, Bai Xiaochun ise yetmiş gün uğraştı!”

 

“Bu şekilde bakmamalısın. Bu bizim de yetmiş gün dayanarak derin aydınlanmaya ulaşabileceğimiz anlamına geliyor. Ama bunu yapamayız! Bai Xiaochun’un ne kadar sıkı çalıştığına bak!”

 

Şok çığlıklarının yanı sıra farklı duygular da yükseliyordu. Kimileri içerlemişti, kimileri kıskanç, kimileriyse aşağılayıcıydı. Öyle ya da böyle herkes Bai Xiaochun’un ne kadar sıkı çalıştığının, direnmek için ne kadar mücadele ettiğinin farkındaydı. Bu noktada hiç kimse kıskanmadan edemiyordu.

 

Bu sırada havada altı ışık huzmesi belirmişti. En hızlı olanıysa dört tepe lordundan biri değildi… güney yakanın Li Qinghou’suydu!

 

Bai Xiaochun transa geçtiği anda o da alana gelmişti. Parmağını platforma doğru sallayıp bir ışıktan ekran indirerek Bai Xiaochun’u çevreledi, başkaları tarafından rahatsız edilmesini engelledi.

 

Ardından dört tepe lordu ve Tarikat Lideri Zheng Yuandong da alana vardı.

 

Süsen Yaprağı Tepesinin yaşlı kadını önce Li Qinghou’ya sonra da kalabalığa baktı. Bai Xiaochun’un derin aydınlanmaya girmesi hususundaki şaşkınlığını bastırarak bağırdı: “Platformu çevreleyen tüm alanı mühürleyin. Bai Xiaochun uyanana kadar da açmayın.”

 

“Bai Xiaochun’u rahatsız eden kişi tarikata ihanet etmiş sayılacak ve buna uygun bir şekilde cezalandırılacak!” diye ekledi Zheng Yuandong. “Adalet Sarayını koruma sağlamaları adına derhal buraya getirin!” Karşılık olarak Dış Kesim çırakları başlarını eğmiş ve ellerini saygılı bir şekilde birleştirmişti.

 

Çok geçmeden Adalet Sarayından birkaç düzine çırak alana vararak heykelin etrafında konumlandı, Dharma Koruyucuları olarak bağdaş kurdu.

 

Bu sırada Dış Kesim çırakları haberleri yaymıştı, tüm kuzey yaka Bai Xiaochun’un derin aydınlanmaya girdiğini öğrenmiş durumdaydı. Beihan Lie ve diğer Seçilmişler de hemen ölümsüz mağaralarından çıkarak şok olmuş bir şekilde platforma koşturmuştu.

 

Bai Xiaochun’un Adalet Sarayı tarafından korunduğunu gördüklerindeyse ne düşüneceklerini bilemediler.

 

“O... gerçekten derin aydınlanmaya mı girdi?”

 

“Yetmiş gün! Yetmiş gün dayandı!”

 

“Bizi bu kadar aşmış olmasına imkân yok. Buna inanmayı reddediyorum!” Beihan Lie, Gongsun kardeşler, Xu Song ve diğer İç Kesim Seçilmişleri inanılmaz karmaşık duygu ve düşüncelere sahipti.

 

Dört tepe lordu ise kapalı gözleri ve dağınık aurasıyla bağdaş kurarak oturmakta olan Bai Xiaochun’u havadan izlemekteydi. Hepsi iç çekiyordu.

 

“Bunu başaracağını hiç düşünmemiştim.”

 

“Bu çocuk uzun bir süre sıkı bir şekilde hazırlandı. Başarısı şans eseri değil.”

 

“Acaba derin aydınlanmada kaç gün kalacak? Hayalet Diş yirmi yedi gün kalmıştı.”

 

Tepe lordları iç çekerken gözleri beklentiyle parlayan Zheng Yuandong’tan içten bir kahkaha işitildi. Ustasının Bai Xiaochun gibi bir çırağa sahip olduğu için memnun olacağını hissediyordu.

 

Li Qinghou’nun yüzü de bir gülümsemeyle aydınlanmıştı, gözlerindeyse takdir ve övgü vardı.

 

Bai Xiaochun Ruh Akımı Tarikatının ortasındaydı, Adalet Sarayı tarafından korunuyordu ve bizzat Li Qinghou’nun oluşturduğu bir formasyonun içerisindeydi. Haliyle Altın Özün altındaki hiç kimse tarafından rahatsız edilmesine imkân yoktu.

 

Bir Altın Öz uzmanının dahi ortaya çıkmaya cüret ettiği takdirde öldürüleceğine şüphe yoktu.

 

Bir süre daha gözlem yapan tepe lordları, tarikat lideri ve Li Qinghou alanı terk etti.

 

Kuzey yaka çıraklarıysa izlemeye devam ediyor, iç çekiyordu. Adalet Sarayının neden burada olduğunu ve… Bai Xiaochun’un derin aydınlanmada kaç gün kalacağını tartışıyorlardı.

 

“Başarmak için Hayalet Dişin beş katı zaman harcadı. Bahse varım ki onun kaldığı sürenin yüzde yirmisi kadar ancak dayanabilecektir. En fazla 5-6 gün.”

 

“Ben yedi gün diyorum!”

 

Soğuk homurdanmalar kalabalığı sarmaya başlamıştı. Kuzey yakada çok fazla çırak vardı ve hiçbiri Bai Xiaochun’un baş düşmanları olduğunu unutmuş değildi. Onun kuvvetinden etkilenmiş olsalar da hala belli bir düşmanlık barındırıyorlardı. Tabii onu kıskanan pek çok kişi de mevcuttu.  

 

Zaman geçti. Üç günün sonunda Bai Xiaochun’da bir değişiklik yoktu. Ancak aydınlanmaya erişirken harcamış olduğu yaşam enerjisi yavaş yavaş geri gelmekteydi.

 

Üstelik derin aydınlanmaya girdiği ve aurası yok olduğu için ruhu bedenini terk edip cennet, dünya ve boşlukla kaynaşmış gibiydi.

 

Bu süreçte kapalı gözlerindeki boşluk tüm kişiliğine yayılmıştı. Zaman mefhumu yoktu, ne zamandır bu durumda olduğu hakkında hiçbir fikri de yoktu. Yalnızca pulların görüntüsüne hakimdi. Önündeki heykel canlanmış gibiydi, kendisini sağ pençesinde bulunan bir dünyaya sürükleyen vahşi bir aurayla dolup taşıyordu.

 

Boşluk sahiden yırtılıp açılmış da bilincini o yarıktan sahte bir dünyaya çekmiş gibiydi. Kim olduğunu, buraya neden geldiğini unutmuştu. Yalnızca etrafındaki sahte dünyayı tanıyordu.

 

Devasa bir yaratık gördü, öyle büyüktü ki kelimelere dökmek çok zordu, kendisini o şeyin sırtındaki küçük bir pul gibi hissetmişti.

 

Şok edici bir şekilde, bu yaratık kuzey yakadaki heykelin oluştuğu devasa timsahımsı yaratıktan başkası değildi.

 

Bu sahte dünyada yaşıyor, göğe ve cennetlere bakıyor, var olmayan görünmez bir figürü izliyordu. Ansızın göğe doğru uzanmış ve bir kavrama hareketi gerçekleştirmişti.

 

O anda her yöne yayılan gök gürültüsü gibi bir patlama sesi işitildi. Bai Xiaochun, pençeli elin gökyüzünde bir delik açışını sessizce izlemekteydi. Gümbürdeme sesleri göğü doldururken düşünebildiği tek şey o eldi.  

 

Aslında Bai Xiaochun kim olduğunu hatırlayabilseydi o pençeli elin… Hayalet Dişin saldığı Gece Dadanan Hayaletin pençeli eline ne kadar benzediğini fark edebilirdi.

 

Bai Xiaochun bu sahte dünyanın içerisinde var olmaya devam ederken dışarıdaki zaman hızla akıyordu. Pek çok insanın limit olarak gördüğü günlerin üzerinden de beş altı gün geçmiş, on gün geride kalmıştı.

 

Her gün daha çok kuzey yaka çırağı platforma gelerek Bai Xiaochun’u izlemeye başlıyordu. O alanda meditasyon yapmayı seçen İç Kesim çırakları da mevcuttu.

 

Beihan Lie ve diğer Seçilmişler de oradaydı.

 

Bai Xiaochun’un on günü geçen derin aydınlanmasını izlemek gözlerinde karmaşık duygular doğuruyordu. İç Kesim çırakları sessizce otururken Dış Kesim çırakları kaos halindeydi.

 

“On gün dayandığına inanamıyorum!”

 

“Evet ama Büyük Kardeş Hayalet Dişin yaptığı gibi yirmi yedi gün dayanabilmesine ihtimal vermiyorum gerçekten!”

 

Dış Kesim çırakları meseleyi tartışmayı sürdürürken zaman da ilerlemeyi sürdürüyordu. On bir gün. On iki gün. On üç gün… Ve en sonunda yirminci gün de gelip çattı!

 

Kuzey yaka tam anlamıyla sarsılmış durumdaydı. Şaşkına dönen Dış Kesim çırakları merakla bir şeyi bekliyordu… acaba Bai Xiaochun Hayalet Dişin yirmi yedi günlük rekorunu geçecek miydi?

 

“İmkanı yok!!”

 

“Derin aydınlanmaya girmesi Hayalet Dişinkinden çok daha uzun sürdü. İçsel yeteneği onunla boy ölçüşemiyor belli ki. Onun rekorunu aşmasının hiçbir yolu olamaz!”

 

Bu tarz kelimeler çıraklar arasında dolaşıp duruyordu. Pek çok İç Kesim çırağı da aynı fikirdeydi. En sonunda yirmi ikinci ve sonra da yirmi beşinci gün gelmişti. Bu sırada sesler kesilmiş, herkesin kalpleri şokla dolmuştu.

 

Yirmi altıncı günün gecesinde platformun üzerinde yeni bir figür belirdi. Bu uzun, siyah cüppeli genç bir adamdı.

 

Gelen kişi Hayalet Dişten başkası değildi!

 

Kuruluş Kadrosu hazırlığı için inzivadaydı ancak Bai Xiaochun’la ilgili durumu anlatan bir mesaj almış ve buraya gelmişti.

 

Ruh Akımı Tarikatında ilgisini çeken tek çırak Bai Xiaochun’du. Platformun üzerinde belirdiğinde sayısız Dış ve İç Kesim çırağının dikkatini çekmiş, ılımlı, saygılı ve korku dolu ifadelerle yüzleşmişti. Herkes teker teker kollarını kavuşturarak selam veriyordu.

 

“Selamlar Büyük Kardeş Hayalet Diş.”

 

Beihan Lie ve diğer Seçilmişler bile aynı şekilde selam vermişti. Hayalet Diş ise yankılanan sesleri duymuyor gibiydi. Tüm ilgisi Bai Xiaochun’un üzerindeydi ve gözlerinde garip bir ışık mevcuttu.

 

“Ben gözlemlerime yaratığın keskin pençeleriyle başlamıştım. Zihnimde o imgeyi canlandırdığımda derin aydınlanmaya girdim ve kendimi sahte bir dünyada buldum. Benliğimi o antik yaratığın cennetleri sarsıcı, dünyayı yıkıcı pençelerinde kaybettim ve ortaya çıkmakta zorlandım. Derin aydınlanmamı tamamladıktan sonra antik yaratıkla ilgili herhangi bir değişikliği fark edemedim.

 

“Bai Xiaochun, sen de derin aydınlanmaya girdin, pençeli elin içinden çıkmayı başaracak mısın merak ediyorum doğrusu...”

 

#Derin aydınlanmadaki kahramanımız 26. gününü tamamladı, biraz daha devam ederse Hayalet Dişin rekorunu kıracak. Ve şimdiden Hayalet Dişin dikkatini çekmiş durumda. 
O zaman bakalım pençeli elin içinden çıkmayı başaracak mıymış, okumaya devam!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr