Bölüm 126 : Başarıya Hazırlanmak

avatar
6612 26

A Will Eternal - Bölüm 126 : Başarıya Hazırlanmak


Çevirmen : Clumsy 

 

Önceleri heykele baktığında dövüşme isteği uyandıran garip bir hisle karşı karşıya kalıyordu. Ancak şu anda bundan daha derin bir şey söz konusuydu ve bunu tam olarak tarif edemiyordu.

 

Belki dört ruh yaratığı gardiyanını gözlemlemiş olduğu, belki de bir hayat özü ruhu oluşturmaya yaklaştığı için kendisini savaş yaratığını bir bütün olarak değil de pullarını inceler halde bulmuştu!

 

Bir heykelin üzerindeki pullardan başka bir şeyi andırmasa da onlara odaklandığı anda içindeki Bataklık Krallığı hayat özü ruhunun ansızın güçlendiğini hissetmişti.

 

Aynı zamanda kulaklarında ilkel ve antik bir şeylerin kükrediğini duyar gibiydi.

 

Bunun bir hayal olup olmadığını merak ediyordu ve tam daha çok odaklanmak üzereyken o hissiyatı kaybetti, içindeki hayat özü ruhu da ansızın durgunlaştı.

 

Derin bir nefes alarak heykelin önüne yürüdü ve bağdaş kurarak oturdu. Sonra da başını kaldırdı; az önce tecrübe ettiği şeyin bir hayal olmadığından emindi.

 

“Bu heykel... çok ama çok garip!” Böylece bakmayı sürdürdü ancak heykele bir bütün olarak bakmıyor, sayısız pulu tek tek inceliyordu.

 

Basit pullardan başka bir özellikleri yok gibi görünse de Bai Xiaochun, onları hafızasına kazımanın gerçekten çok zor olduğunu fark etmişti. Gözünün önünde olsalar da şekil ve görüntülerini bir türlü ezberleyemiyordu.

 

Tabii bu onun cesaretini kırmadı; aksine daha da çok odaklanmasını sağladı. Gözleri parlayarak pullara daha yakından bakmaya başladı.

 

Zaman akıp geçti ve akşam oldu. Meydan okuma platformu kuzey yakanın merkezi bir noktası olduğu için pek çok çırak geçmiş, Bai Xiaochun’un heykele bakakaldığı fark edilmişti. İlginç bir manzara olsa da hiç kimse durup bu konuyla ilgilenmemişti.

 

O akşam Bai Xiaochun’u görmüş olanlar ertesi sabah şafakta da aynı manzarayla karşılaşmıştı. Görünen o ki Bai Xiaochun tüm gece kıpırdamamış, kanlı gözleriyle önündeki heykeli izleyerek oturmayı sürdürmüştü. Kuzey yaka çıraklarının şaşkınlığı büyümekteydi.

 

Bai Xiaochun önündeki aşamayı kaydetmesinin tek yolunun bu heykel olduğuna emin olmuştu. Hayat özü ruhu konusunda elinden gelen her şeyi yapmış durumdaydı. Yaratık Köyündeki her şeyi incelemiş, dört ruh yaratığı gardiyanını da eksik etmemişti. Hatta kuzey yaka çıraklarının pek çok savaş yaratığını da gizliden gizliye gözlemlemiş durumdaydı.

 

Bataklık Krallığının hayat özü ruhu hala belirmemişti ve belireceğine dair bir işaret de göstermediği için buna zaman harcamayı kesmeye karar verebilirdi. Ancak hayat özü ruhunun ortaya çıkmanın eşiğinde olduğunu hissedebiliyordu; yalnızca bunun nasıl olacağını bilemiyordu. Çok yakın ama bir o kadar da uzaktı!

 

Bu nahoş hissiyat kolaylıkla kabullenebileceği bir şey değildi. Bu yüzden elindeki fırsata sımsıkı tutunmuş, azimli karakterini tam olarak devreye sokmuştu.

 

Oraya ilaç yaparken girdiği gibi tamamen odaklı bir şekilde girmişti. Gecenin görünüp kaybolmasının, gözlerinin kan çanağına dönmesinin önemi yoktu. İkinci bir günün geçmesi de bir şey ifade etmiyordu. Bai Xiaochun durmuyordu.

 

Doğrusu şu anda Bataklık Krallığı yetişimini pas geçtiği takdirde… asla bir hayat özü ruhu doğuramayacağı hissine kapılmıştı. Elde ettiği fırsatı değerlendirmek zorundaydı, hayat özü ruhu da kozasından çıkacaktı!

 

“Başarısız olacağıma inanmayı reddediyorum!” diye düşündü dişlerini sıkarak. Bu azimle heykeldeki pulları gözlemlemeye, şekil ve görüntülerini hafızasına kazımaya devam etti.

 

Kendisini hiç düşünmeksizin dünyadan soyutlamıştı. Diğer tüm hissiyatlarını boş verip tamamen bu manzaraya odaklanmıştı. Günler geçiyordu. Dördüncü günün şafağında varlığıyla kuzey yaka çıraklarını daha da şok etmeye başlamış, aralarında konuşmaların geçmesine yol açmıştı.  

 

“Bai Xiaochun dört gündür platformun önünde oturuyor... Ne yapıyor ki? Heykeli mi gözlemliyor?”

 

“O platform bayağı garip aslında. Geçmişte başka insanların da ondan bir şeyler kazanma umuduyla gözlem yaptığını duymuştum. Ama bugüne dek Büyük Kardeş Hayalet Diş dışında başaran olmadı!”

 

Konuşmalar ağızdan ağıza yayıldıkça kuzey yakanın İç Kesim çırakları da olaya daha çok ilgi gösterir olmuştu. Yakınlaşıp Bai Xiaochun’u izleyenler bile vardı. O tamamen odaklanmış hali pek çok kişinin nefesini kesmişti.

 

“Yani yalnızca gözlemleyip hafızasına kazımaya çalışıyor, tam bir aydınlanma elde etmeye değil. Ehh, daha önce de söylediğim gibi. Platform heykelinin derinlere gömülü sırları var. Öyle herkes aydınlanamaz.”

 

“Heykelin dört bin yıl önce Antik Yaratık Kanyonundan çıkarıldığıyla ilgili antik kayıtlar okumuştum. Bazı Kıdemli jenerasyon üyelerinin o sayede aydınlanma yaşayıp yaşamadığını söylemek zor ama sıradan çıraklara gelince… Hayalet Diş dışında kimse başarılı olamadı.”

 

“İster inanın ister inanmayın ama ben bir kez denemiştim. En sonunda pes etmekten başka şansım kalmamıştı. Hiçbir şey hissedememiştim. Yalnızca Hayalet Diş gibileri gözlem yoluyla derin aydınlanışın efsanevi aşamasına geçebilir. Bazıları on, hatta on beş gün bile denedi. Limit yirmi gün gerçi. Sonrasında bayılıp kaldılar.”

 

Beihan Lie, Gongsun kardeşler, Xu Song ve diğer İç Kesim Seçilmişleri Bai Xiaochun’un yalnızca heykeli gözlemlediğini görünce rahat birer nefes almıştı.

 

Onu heykelin altında gören dört tepe lordunun gözleriyse beklentiyle ışıldıyordu.

 

“Acaba Bai Xiaochun da Hayalet Diş gibi heykelden faydalanabilecek mi?”

 

“Bu doğru şartları, doğru karakteri ve doğru miktarda sıkı çalışmayı gerektirir. Bu gözlem tarzı rastgele boya fırlatılmış bir tabloya bakmak gibidir. Kimileri yalnızca kaosu görür, kimileriyse düzeni. Bazıları o boyaların altında bir şey fark eder. Ve bazıları, ufacık bir kesimse… herkesten çok ama çok farklı bir şeyler görebilir.”

 

Bai Xiaochun gerçekten yalnızca gözlemlemekle yetiniyor, derin bir aydınlanma aramıyordu. Kan çanağına dönen gözleriyle baktığı pullar giderek büyüyor, irileşiyor ve çevresindeki dünyanın yerini alıyordu. Pek seçemediği yüzen objelerle dolu bir cennet ve dünya görüyordu. Bulanık bir illüzyon gibiydi, net bir anlam yüklemek imkansızdı. Ancak Bai Xiaochun’un umurunda değildi. İstediği tek şey o pulların şeklini ve görüntüsünü ezberlemekti.

 

Kaç kez denediğini bile bilmiyordu. Bin? On bin? Belki de daha fazla? Defalarca kez başarısız olmasına rağmen tamamen ve katıksız olarak bu sürece adapte olmuş durumdaydı.

 

Zaman geçti. Beş gün. Altı gün. Yedi gün... Derken onuncu gün de geride kaldı. Heykelle ilgili gözlemleri hayat enerjisini düşürüyor, bedeni acı çekmeye başlıyordu ama devam etmekte ısrarcıydı.

 

On dokuzuncu güne gelindiğinde Beihan Lie ve diğer Seçilmişler Bai Xiaochun’un en fazla bir gün daha direnebileceğine emindi. Hayat enerjisi çok düştüğünde bilinci kapanacaktı.

 

“Hayalet Dişin derin bir aydınlanma aşamasına erişmesi on beş gününü almıştı, transtan uyanmasıysa yirmi yedi günün sonundaydı. Gece Dadanan Hayaletle ilgili sonraki ilerleyişinin o aydınlanma dönemiyle büyük bir bağlantısı var!”

 

“Bai Xiaochun on dokuz gün harcadı ve hala derin bir aydınlanma yaşayamadı. Yetişimi ne kadar olursa olsun bu konuda Hayalet Dişle yarışamaz.”

 

“Heykel tam anlamıyla esrarengiz ve akıl sır erdirilemez bir şey. Pek çok kişi denedi ve ilk denemede başarısız olduktan sonra giderek zorlaştığını söyledi. Yarın bayılacaktır. Uyanıp enerjisini yenilediğinde de artık çok geç olacak.”

 

Beihan Lie ve diğer Seçilmişler bu hisse sahipken dört tepe lordu pişman bir şekilde iç çekmekteydi.

 

Böylece Bai Xiaochun’un gözlem dolu on dokuzuncu günü de geride kaldı. Güneş battı ve yirminci günün şafağı ortaya çıktı. Göğü güneş ışıkları doldururken herkes Bai Xiaochun’un bayılmış olacağını farz ediyordu. Ancak yirminci gün de bitip yirmi birincisi başlarken herkesin gözü şok doluydu.

 

Bai Xiaochun bayılmamıştı. Biraz zayıf görünse de direnmeyi başarıyordu.

 

Yirmi bir gün. Yirmi iki gün. Yirmi üç gün... Zaman aktıkça hayretler de çoğalıyordu. Yirmi üçüncü günde tepe lordları tam anlamıyla afallamış durumdaydı.

 

“Bai Xiaochun’un bu kadar enerjiye sahip olduğuna inanamıyorum!”

 

“Sıradan çıraklar en fazla on gün direnirdi. Vücut geliştirme çıraklarıysa on beşe çıkabiliyor. Hayalet Diş gibi Seçilmişler bile en fazla yirmiyi görebilirdi. Derin bir aydınlanma aşamasına girmedikçe yaşamsal enerji heba olur ve en sonunda bilinçsizliğe düşülür. Ama Bai Xiaochun... bu kadar uzun süre dayanabildi!”

 

“Ama amaç ne ki? Daha çok dirense bile derin bir aydınlanmaya ulaşmadıkça hepsi ziyan olacak.”

 

Beihan Lie ve diğerleri tamamen şoktaydı, Bai Xiaochun’un bedeninin ne kadar güçlü olduğunu yeni idrak ediyorlardı. Yine de hepsi iç çekmekteydi; derin bir aydınlanmaya ulaşmadıkça daha uzun süre harcaması fayda etmezdi.

 

On gün daha geride kaldı ve Bai Xiaochun hala pulları hafızasına kazıma işine tamamen odaklanmış haldeydi. Kaç girişimde bulunduğunu saymak imkânsızdı. Belki 50,000, belki 100,000. Her denemesi başarısızlıkla sonuçlanıyordu.

 

Ellinci gün de geçti, sonra da altmışıncı gün. Sayısız çırak Bai Xiaochun’un durumu karşısında sersemlemiş haldeydi. Bulundurduğu yaşam enerjisine inanamıyor, bu kadar dayanmış olmasına akıl sır erdiremiyorlardı. Bu, inanılmaz bir beden gücü olmadıkça imkânsızdı.

 

En nihayetinde yetmişinci güne varıldı ve Bai Xiaochun titremeye başladı. Eskisine nazaran çok daha zayıftı, hayat enerjisi ile bedeni limitine ulaşmış durumdaydı.

 

Seyirci de bu titreyişi fark ederek yorum yapmaya başlamıştı.

 

“Sona gelmek üzere olmalı. Yalnızca birkaç gün sonra bayılır.”

 

“Derin bir aydınlanmaya ulaşamadı. Çok yazık.”

 

Seyircinin çoğu benzer hisleri paylaşırken gecenin ışıkları da yayılmaya başlamıştı…

 

Bu sırada Bai Xiaochun’un gözleri açıldı… o gözler tamamen boştu.

 

Ve bir an sonra da yavaşça geri kapandı!

 

Gözlerini kapattığında zihni pulların tam görüntüsüyle dolmuştu… sayısız girişimin sonunda başarmıştı!

 

Pullar belirdiği anda zihni bir gök gürültüsü sesiyle doldu ve nefesi kesildi. Aurası dışarı çıkarken bedeni dışında hiçbir şeyi kalmamış gibiydi. En sonunda… derin aydınlanmanın efsanevi aşamasına geçmişti! 

 

O anda seyircinin gözleri olabildiğince açıldı. Bu öyle beklenmedik bir gelişmeydi ki pek çok kişi gözlerine inanamıyordu.

 

Bai Xiaochun derin aydınlanmaya girmişti. Bu tesadüf veya kader değildi, sıkı çalışmanın ödülüydü!

 

Bataklık Krallığının hayat özü ruhuna yönelik fırsatı bir aydınlanmayla birlikte gelmişti. Üstelik Bai Xiaochun’un çalışma yoğunluğu herkesi geride bırakacak seviyedeydi!

 

Gücü ve anlayışı Hayalet Dişinki kadar olamayabilirdi ama Hayalet Dişten yaklaşık beş kat daha fazla çalışmıştı, bunun sebebi de bedeninin ve yaşam enerjisinin kuvvetiydi. Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği, ona inanılmaz bir enerji rezervi sağlıyordu!

 

#Kaplumbağa Lordumuz her zamanki gibi önündeki işe kendisini tamamen kaptırmış durumda. Şahsen ben değil 70 gün, 7 saat boyunca bile bir şeyi derinlemesine inceleyebileceğimi sanmıyorum.
Bakalım onca günün sonunda ulaştığı 'derin aydınlanma' nasıl bir şeymiş ve bir sonuca bağlanacak mı, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr