Bölüm 123 : Dövüş

avatar
6420 29

A Will Eternal - Bölüm 123 : Dövüş


Çevirmen : Clumsy 

 

“Tam bir utanmaz!! Dünyada böyle bir utanmaza yer olduğuna inanamıyorum!!”

 

“Cennetler! Bunca yıllık ömrümde böylesine utanmaz bir herif görmedim. Buna katlanamam. Valla katlanamam! Gidip onu gırtlaklayacağım!”

 

“Çekilin yolumdan! Bu Bai Xiaochun’un utanmazlığı akıl almaz derecede!!”

 

Herkes çılgına dönmüş bir şekilde avazı çıktığınca bağırıyordu. Gözler kanlanmıştı. Teslim olduktan sonra tekrar beliren Liu Dabiao’nun dizleri titriyor, gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Oradaki herkes onun adına üzgündü.

 

“Bu çok fazla artık! Herhangi bir İç Kesim çırağı yerine bir Dış Kesim çırağının meydan okumasını mı kabul etti? Güçsüz birini seçmesine lafım yok ama o kadar güçsüz birini seçmek zorunda mıydı cidden?!?!”

 

“Hey, benimle dövüş, ben Chen Ao! Sana ilk gün meydan okumuştum. Hadi, sana diyorum!!” İç Kesim çırakları iyice deliye dönmüştü ve cenneti ve dünyayı sarsabilecek öfkelerini Bai Xiaochun’a kusuyorlardı.

 

Gongsun kardeşler ve Xu Song da uzaklardan son hızla platforma yaklaşmaktaydı. Olanları öğrendikten sonra hem sarsılmış hem de öfkelenmişlerdi.

 

Bu özellikle de başını arkaya atıp kükreyen Beihan Lie için geçerliydi.

 

“Bai Xiaochun, sana meydan okuyorum!!”

 

Sözleri gök gürültüsü misali her yeri sarsmış, kuzeyin dört tepesine ulaşmıştı. Sayısız İç ve Dış Kesim çırağı şoktaydı. Gözleri irileşmiş, ayaklar platforma doğru koşturmaya başlamıştı.

 

Bir sürü insan dövüşmek istediğini söylüyor ve yüzlerce kâğıt uçak Bai Xiaochun’u boğma kıvamına geliyordu.

 

Bu kuzey yakanın asla ama asla görmediği bir sahneydi. Çıraklar çıldırmıştı, hatta dört tepe lordu bile soluk soluğaydı. Pek çok kıdemli alana inmiş ve havada süzülerek olan biteni izlemeye başlamıştı.

 

Ancak durumu nasıl analiz ederlerse etsinler Bai Xiaochun’un herhangi bir tarikat kuralını ihlal ettiğini söyleyemiyorlardı. Süsen Yaprağı Tepesinden yaşlı bir kadın kocaman gözleriyle bakıyor, Bai Xiaochun’un yaptığı her şeyin yönetmeliğe uygun olduğunu söyleyebiliyordu.

 

Kâğıt uçakların gelişini ve herkesin öfkelenişini gören Bai Xiaochun da delirmeye başlamıştı. Bunu hak edecek hiçbir şey yapmamıştı, doğru davrandığına inanıyordu. Hiçbir tarikat kuralını ihlal etmemişti. Tek bir kişiye dahi meydan okumuş değildi ama herkes ona meydan okumaya devam ediyordu!

 

Yaptığı tek şey bir meydan okumayı kabul etmekti…

 

Herkesin bağırıp meydan okumayı sürdürdüğünü görünce gözlerini kıstı ve kükredi: “Sizi zorba sürüsü! İyi. İyi! Beni buna siz zorladınız!”

 

Öfkeli bakışlarını kalabalığın üzerinden geçirip elini salladı ve su sesi gibi bir şey eşliğinde çantasındaki 5,000 kâğıt uçak kendisini gösterdi. Bunlar son zamanlarda topladığı uçaklardı, sırf bu sabah bin tane daha eklenmişti…  

 

Kalabalık ansızın sessizleşti. İç Kesim çırakları parmaklarını çatırdatıyordu, her an dövüşmeye hazırlardı. Dış Kesim çıraklarıysa öfke doluydu. Tabii Liu Dabiao’nun hareketiyle gaza gelip fevri davranan bin küsür kişi birazcık gergindi.  

 

Bai Xiaochun, kalbi öfkeyle küt küt atarken kâğıtlarına bakıp beşinci seviye Qi Yoğunlaşmadaki bir Dış Kesim çırağını seçti.

 

“Sen!” dedi gururla. “Meydan okumanı kabul ediyorum!”

 

Sesi yankılanırken kalabalığın içerisindeki ergen bir Dış Kesim çırağı platforma ışınlandı. Titreyerek, gözlerinden yaşlar akarak gerilemeye başlamıştı.

 

“Ben... Ben teslim oluyorum!!”

 

Seyircinin ağzı açık kalmış, kimilerinin görüşleri kararmaya başlamıştı. Sebepse Bai Xiaochun’un utanmazlığını hafife almış olmalarıydı…

 

“ARRGHHHH! Onu öldüreceğim! Bai Xiaochun, bu kez kaçamayacaksın! Buradaki herkesle dövüşmedikçe kaçışın yok! O gün gelene dek bu iş sona ermeyecek!”

 

“Utanmazlığın da bu derecesi... Ben... Ne söyleyeceğimi bile bilemiyorum!”

 

“Cennetler! Umarım gökten ölümsüz bir yıldırım düşer de şunu öldürür!”

 

Bu durum Bai Xiaochun’u daha da kızdırmıştı. Deliye dönen kalabalığa bakarak şöyle dedi: “Ben, Bai Xiaochun, güney yakadan buraya tek başıma ve yoksul bir şekilde geldim. Kuyruğumu bacaklarımın arasına sıkıştırdım, çünkü kimseyi gücendirmek istemiyordum. Ama madem beni zorladınız, şimdi neyim var neyim yoksa ortaya koyacağım!”

 

Gözleri kıpkırmızı kesilmiş bir şekilde dişlerini sıktı ve beşinci seviye Qi Yoğunlaşmadaki bir çırağın kâğıt uçağını çekti.

 

Bir an sonra karşısına, yığılmanın eşiğine gelecek kadar korkan bir çocuk ışınlandı ve hemen teslim olduğunu ilan etti. Bai Xiaochun ise soğuk bir homurdanma sonrasında yeni bir kâğıt uçak daha çıkarttı.

 

Tabii kalabalığı daha da öfkelendirecek şekilde seçimi yine Dış Kesim çıraklarındandı. Tek tek Dış Kesim çıraklarını çağırıyor, onlar da bacakları jöle misali kıvranarak platforma geliyordu. Ancak meydan okuyucu kişi meydan okumayı geri çekemeyeceği için gözyaşları içinde teslim olmak ve erdem puanlarının Bai Xiaochun’a transfer oluşunu izlemek zorunda kalıyorlardı.

 

Teslim olduktan sonra da hem hiç olmadıkları kadar öfkeleniyor hem de erdem puanlarının kaybı yüzünden canları acıyordu.

 

Tabii ki Bai Xiaochun’un erdem puanları mütemadiyen artıyordu, artık onu bile şok edecek bir noktaya gelinmişti. O gün tüm fevri Dış Kesim çırakları için büyük bir yıkım olmuştu.

 

Onların gözünde Bai Xiaochun, erdem puanlarını büyük bir adaletsizlikle tüketen ölümcül bir şeytandı. Bai Xiaochun’un acımasız bir şekilde tüm Dış Kesim çıraklarını silip süpürmesiyse üç gün almıştı.

 

Tek bir kez bile dövüşmesine gerek kalmamıştı, gerçi kâğıt uçakları çantadan çıkarıp durmak kollarını biraz ağrıtıyordu.

 

Kuzey yaka çıraklarına inme inmiş gibiydi, onca bağırma yüzünden sesleri boğuklaşmış ve kısılmıştı. Yine de bir nebze bile sakinleşmiş değillerdi. En sonunda Adalet Sarayının gelip işleri kontrol altına alması gerekmişti. Yine de yapabilecekleri, Bai Xiaochun’u izlemek ve kuzey yakada çıkabilecek olası bir isyana karşı temkinli olmaktan ibaretti.

 

Dört tepe lordu mutlak bir hayret içerisindeydi. Birbirlerine baktıklarında görebildikleri tek şey gözlerindeki çaresizlikti.

 

“Güney yakanın Bai Xiaochun’u buraya göndermesine şaşmamalı!”

 

“Bu herif tarikatı yerin dibine sokabilir!!”

 

“Ve her şeye rağmen hiçbir kuralı ihlal etmiyor...”

 

Bai Xiaochun üç günün sonunda sağ kolunu esnetip soğuk bir homurdanma çıkardı. Tüm Dış Kesim çıraklarını temizlemiş ve etrafındaki on binlerce çırağın yakasını bırakmayacağını anlamıştı.

 

Bir anlık sessizlikten sonra kıs kıs güldü. “Ehh, madem böyle yapmaya devam ediyorsunuz, o zaman yaşanacaklar için beni suçlamayın.”

 

O anda olağan temkinliliği silinmiş, Luochen Klanıyla dövüşürken çıkarttığı çelik damarları çıkartmıştı!

 

Seyirciler ona kanlı gözlerle bakarken o da İç Kesim çıraklarından bir üye seçti.

 

Tüm gözler tamamen platformda maddeleşen figüre odaklanmıştı. Sahnede beliren iriyarı adam, başını arkaya atmış ve kuvvetli bir kahkaha atmıştı.

 

“Bai Xiaochun, bugün seni--”

 

BOOM!

 

Daha cümlesini bile bitiremeden önce önüne çıkan Bai Xiaochun’un yumruğuyla karşılaştı. İriyarı adamın gözleri irileşti ve havada süzülerek platformun kalkanına tosladı, bilinçsiz bir şekilde yere yığıldı.

 

Seyircinin nefesi kesilmiş, gözleri irileşmişti. Bu sırada Bai Xiaochun sakin bir surat ifadesiyle ikinci İç Kesim kâğıdını çıkartmaktaydı. Kısa bir süre sonra ikinci İç Kesim çırağı da platformda belirdi. Göz açıp kapayıncaya dek bir yumruk parıldadı ve çırak bilincini yitirdi. Sonra da Bai Xiaochun üçüncü meydan okuma uçağını çıkarttı…

 

Bir gün boyunca yüz İç Kesim çırağının meydan okumasını kabul etti. Hepsi 8. Qi Yoğunlaşmada olan çıraklardan hiçbiri Bai Xiaochun’un tek yumruğu sonrasında ayağa kalkamamıştı.

 

Gece çökerken Bai Xiaochun dinlenmeyi tercih etti. Platformda bağdaş kurarak oturdu ve çevresi, istediği takdirde kaçmasını engelleyecek olan öfkeli bir kalabalıkla çevrildi.

 

Bai Xiaochun ertesi günün şafağında gözlerini açtı. Aynı ifadeyle kâğıt uçağını seçti ve işe koyuldu. Bugünün yüz kişisi de tek bir yumruğuna dahi dayanamamıştı!

 

Üçüncü gün. Dördüncü gün. Beşinci gün…

 

Derken yirmi gün de geride kaldı, Bai Xiaochun iki bin İç Kesim çırağının meydan okumasını kabul etmişti. Hepsi sekizinci seviye olan çırakların hiçbiri tek yumruk sonrasında ayağa kalkamamıştı.

 

Hiçbiri yeterli değildi.

 

Bu kesinlikle etkileyici bir sahne olsa da kuzey yaka çırakları sessizleşmemiş, öfkeleri dinmemişti.

 

Bai Xiaochun yirminci günde sakin bir havayla 9. Qi Yoğunlaşmadaki birini seçti. Çok geçmeden insanlar Bai Xiaochun’un gerçekten çok güçlü olduğunu anlamaya başladı... 9. Qi Yoğunlaşmadakiler de iki yumruk sonrasında bilincini yitiriyordu.

 

Hatta içlerinde ağız dolusu kan kusanlar mevcuttu.

 

Kuzey yaka çırakları afallamış ve pek çoğu sessizliğe bürünmüştü. Dört büyük Seçilmiş olan Gongsun kardeşler, Xu Song ve Beihan Lie bile on saldırıdan öteye gidememişti!

 

Beihan Lie, Günbatımı Büyüsünün Bai Xiaochun’un karşısında hiçbir şansı olmadığını görerek şok olmuştu!

 

Gongsun kardeşler de hayretler içerisindeydi. Seçilmiş müsabakasından beri ciddi bir ilerleme kaydettiklerini düşünüyorlardı ama görünen o ki Bai Xiaochun kendilerinden çok ama çok daha hızlı gelişmişti!

 

Bai Xiaochun’la acı bir karşılaşma yaşayan Xu Song, Hayalet Dişle çarpıştığını hissetmiş, hayatında hiç tatmadığı bir dehşet tatmıştı.

 

On yumruk her şeyi bitiriyordu. Bai Xiaochun’un bedeni ilk prangayla bağlantı kurmuş durumdaydı. Ölmeyen Altın Tene ulaştığında Ejder&Mamut Deniz Oluşumunun zirvesine erişecek, daha da üstün bir seviyenin eşiğine varacaktı.  

 

Böylesi bir kuvvet Kuruluş Kadrosu altındakiler arasında yenilmezdi.

 

Dört büyük Seçilmişin yenilişini gören kuzey çırakları sessizce oturmuş, Bai Xiaochun’a karmaşık bakışlar atmaya başlamıştı. Kalplerindeki öfke hala yanıyor olsa da… onun üstünlüğünü kabul etmek zorundaydılar!

 

Yetişim dünyasında güçlü ve kuvvetli olana saygı duyulurdu. Bai Xiaochun da herkesin kalbinde bir dehşet doğurmuş, kuzey yaka çıraklarını gerçek anlamda mağlup etmişti.

 

Hala baş düşmanlarıydı ama artık yenebilmek için olabildiğince sıkı çalışmalarını gerektiren bir baş düşmandı!

 

İlk adımı kimin attığını söylemek zordu ama kalabalık dağılmaya ve Yaratık Köyüne doğru bir yol açmaya başlamıştı.

 

#En büyük kaplumbağa bizim kaplumbağa  Utanmazın teki olabilir ama yeri geldiğinde gücünü göstermeyi de bilir. O zaman bir parmak şaklatışıyla tüm kuzey yakayı küle çeviren kahramanımızı başka neler bekliyormuş bakalım, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44352 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr