Çevirmen : Clumsy 

Bai Xiaochun dövüşmeyi bitirmişti. Kuzey yaka çıraklarının kendisi için açtığı yolu görünce de başını sallayıp melankolik görünerek yavaşça uzaklaşmaya başladı.

Gidişini izleyen çırakların gözlerinde karmaşık duygular görünüyordu. Bai Xiaochun ise uzaklaşırken iç çekiyor ve kollarını sıvıyordu.

“Benim hatam.” dedi. “Dikkat çekmemem lazımdı. Ai.” İçten içe kendisiyle gurur duyuyordu ve biraz da heyecanlanmıştı. Ama yine de o melankolik ve yalnız bakışlarını sürdürüyordu. Oldukça kasvetli bir siluete dönüşmüştü…

Kuzey yakanın çıraklarıysa darmadağındı, hiçbiri ne hissedeceğini bilemiyordu. Gongsun kardeşler, Xu Song ve Beihan Lie grubu böyle kolayca vazgeçmek istemese de kendisini güçsüz hissediyordu.

Bai Xiaochun’a yetişmek için çok sıkı çalışmış ve onu bastırabileceğine inanmışken fazlasıyla geçildiklerini görmüşlerdi. Bu his onları çok düşürmüştü.

Xu Song iç çekti. “Belki de yıllar sonra ya o ya da Hayalet Diş... Miras Kesimine ulaşacaktır!”

Gongsun kardeşler de aynı düşüncedeydi.

Farklı tepki veren, orada titreyerek ve yumruklarını sıkarak dikilen tek kişiyse Beihan Lie’ydi. O pes etmeyecekti. Edemezdi. Seçilmiş müsabakasında yaşananlar canını durmaksızın acıtan görünmez bir kırbaç gibiydi.

Dişlerini sıkarken omzuna yerleşen bir el hissetti. Bu Günbatımı Tepesinin bir numaralı Seçilmişi ve kendisinin abisi olan Beihan Feng’ten başkası değildi. Uzun zaman önce alana varmıştı ve Bai Xiaochun’un geride bıraktığı kâğıt uçaklardan bir tanesi de ona aitti.

Bai Xiaochun’un şu son ayda başardıklarına bizzat tanık olan Beihan Feng, kendisinin de Bai Xiaochun’a denk olamayacağına kanaat getirmişti. Ve kendisi onuncu seviye Qi Yoğunlaşmadaydı.

Bai Xiaochun’un korkunç beden kuvveti ve tarifsiz hızı karşısında kuru bir dal misali ezilip kalacağını biliyordu.

“Abi...” dedi Beihan Lie.

“İçsel yeteneğin benimkini aşıyor.” dedi Beihan Feng cesaretlendirircesine. “Yetişimine sıkı çalış. Geçici aksaklıklar bir şey ifade etmez. Şu anki Miras Kesiminin kıdemli jenerasyonunun bazı üyeleri Qi Yoğunlaşmada veya Kuruluş Kadrosunda iken birer hiçti. Yıllarca çalışıp kendilerini hazırlayarak jenerasyonlarının nihai Seçilmişleri oldular.” Bu sözleri kardeşi için sarf ediyor olsa da kendisi için de anlam taşıyordu.

Beihan Lie uzunca bir süre sessiz kaldıktan sonra başını sallayarak onayladı.

“İleride Bai Xiaochun’u kışkırtma.” dedi Beihan Feng sessizce. “Geçmişte ne pislikler yaptığının önemi yok, şu anda kuzey yakanın saygısını kazanmış durumda. Ayrıca onun işleri yürütme şeklinden de feyz alabilirsin. Neyi nasıl söyleyeceğini biliyor. Ne zaman ilerleyip ne zaman geri çekileceğini de biliyor. Hayal gücüne kapılmıyor, zenginlikle büyülenmiyor. Odaklı ve dirençli kalabiliyor. O herif... dehşet biri.”

Bu düşüncelere kapılan tek kişi Beihan Feng değildi. İki binin üzerinde İç Kesim çırağı da Bai Xiaochun hakkında aşağı yukarı aynı fikre kapılmış durumdaydı.

Bai Xiaochun bazen mükemmel olabiliyordu. Kuzey yaka ona meydan okuma inisiyatifini alsa da o işleri çok uzatmamıştı. Bu kuzey yakanın yararına bir karardı, dövmediği iki bin küsür çırağın yüzünü yere eğmemişti.

Meydan okumaları kabul etmeye devam etmek anlamsız olacaktı. Zaten korkunç miktarda erdem puanı da toplamıştı. Şimdilik yapılacak en iyi şey meseleyi geride bırakmak, mücadelelerin yarım yıl daha baki kalmasına izin vermekti.

Böylece hem kuzey yakaya yüz bırakacak hem de içlerindeki düşmanlığı bir nebze azaltacaktı.

Hiç kimse ağzını açmıyordu. Kuzey yaka çırakları öyle sessizce dikilmekteydi ve pek çoğu olup bitenleri anlamış durumdaydı. Büyük bir çoğunluk da iç çekerek Bai Xiaochun’a saygı beslemeye başlamıştı.

Dört tepe lorduysa ciddi ifadelerle havada süzülmekteydi.

“Bu Bai Xiaochun cidden Seçilmiş müsabakasındakinden çok daha güçlü hale gelmiş...”

“Genç Hayalet Diş tüm bu süreci inzivada Kuruluş Kadrosu için hazırlık yaparak geçirdi. Bu ikiliden hangisi daha güçlü merak ediyorum doğrusu. Belki de yıllar sonra biri Miras Kesimine girecek ve Ruh Akımı Tarikatının en güçlü kaynaklarından biri haline gelecek.”

“Miras Kesimine girmek çok ama çok zor. Bunun tek yolu iki altmış yıllık döngü içerisinde Altın Öze ulaşmak. Altın Öze ulaşmak da kişiyi yalnızca Baş Kıdemli yapıyor. Hayalet Diş ve Bai Xiaochun’un önünde uzun bir yol var… Eğer biri gerçekten Miras Kesimine girip biz tepe lordlarını aşarsa Ruh Akımı Tarikatının rezerv güçleriyle ilgili gizemlerinin bulunduğu konuma, Ruh Akımı Cep Alemine ulaşabilir. Böylece hem oradaki baş kıdemlilerin miras büyülerine erişirler hem de şanslıysalar… Başpapaz Ruh Akımıyla tanışabilirler!!”

“Ruh Akımı Cep Alemine yalnızca yirmi civarı Miras Kesimi üyesi girebildi... Onlar gerçekten de Ruh Akımı Tarikatının yok edilemez mirasları. Her biri… Ruh Akımı tarikatını destekleyecek güce ve desteğe sahip… Hiçbirimiz dağları koruyan tepe lordu olmaktan öteye gitme şansına sahip değiliz. Yalnızca Li Qinghou... gerçek bir şansa sahip!”

Dört tepe lordu bu noktada birbirlerine bakmış ve Bai Xiaochun’un Li Qinghou ile ilişkisini anımsamıştı.

Eninde sonunda kalabalık dağıldı. Kuzey yaka kısa bir sürede sessizleşerek normale döndü. Bu hem Dış hem de İç Kesim için geçerliydi. Kalplerinde kök salan korku, gayretli bir yetişim formuna çevrilmişti.

Artık neredeyse hiçbiri Bai Xiaochun’u gerçek bir düşman olarak göremiyordu, ona aşılması gereken bir rakip gözüyle bakılmaya başlanmıştı. Yetişim aktivitelerindeki patlayıcı artış da kuzey yakanın tepe lordlarını bir hayli memnun etmişti.

Yarım yıl geride kaldı.

Bai Xiaochun her zamanki gibi Yaratık Köyünde yaşamını sürdürmekteydi. Her gün Ejder&Mamut Deniz Oluşumunun yetişimini yapıyor, Bataklık Krallığına çalışıyordu. Ayrıca Yaratık Köyündeki yaratıkları dikkatle gözlemlemeyi de ihmal etmiyordu.

Hem uysalların hem de vahşilerin olmak üzere tüm yaratıkların bakımı uğruna sıkı çalışıyordu. Sonuç olarak yaratıkların ona olan bağlılığı da büyük oranda artıyordu. Ayrıca ormanda geçirdiği vakit çoğaldıkça aşinalığı da çoğalıyordu.

Bu özellikle de ormanın derinliklerindeki kapkara bir mağara için geçerliydi. Burası engin siyah sislerin çıktığı, kuzey yakada ünlenen bir mekandı: Antik Yaratık Kanyonu.

Sözüm ona bu kanyonun aşağısı Dokuz Dingin Yeraltı Dünyasına çıkıyor ve bir gizli cep alemine bağlanıyordu. Sayısız yaratığın yaşadığı kanyon çok çok uzun yıllar önce Ruh Akımı Tarikatının başpapazları tarafından mühürlenmişti. Tarikatın bir yedek gücü olan mekân, kuzey yaka çıraklarının şamanik yaratık kontrol sanatlarının yetişimini yapmasının ana sebeplerinden de biriydi.

Ancak bu gizli cep aleminin oldukça gizemli bir kökeni vardı. Ruh Akımı Tarikatının 10,000 yıllık tarihi boyunca yalnızca ufak bir kısmı keşfedilebilmişti. Birkaç yüz yılda bir mühürlerin gücü kuvvetlendirilir, tarikat tarafından hatırı sayılır bir bedel ödenirdi. Yine de gizli cep alemindeki uçsuz bucaksız kaynaklar, oranın kuzey yakanın en önemli mekanlarından biri olmasını sağlıyordu.

Tüm bunlara ek olarak burası, Ruh Akımı Tarikatının kutsal yaratık gardiyanlarından biri olan Cennet Boynuz Mürekkep Ejderhasının da yuvasıydı. Hatta o da mührün bir parçasıydı.

Ruh Akımı Tarikatının en güçlü ofansif silahı olan ve on kat ruh güçlendirmeden geçen Cennet Boynuzu Kılıcı bizzat bu ejderhanın boynuzuyla yapılmıştı.

Cennet Boynuz Mürekkep Ejderhasının yetişimi öyle korkunçtu ki Zheng Yuandong bile ona Kıdemli demek durumundaydı. Ruh Akımı Tarikatının deltadan aşağı sahalara geldiği dönemlerde, Cennet Boynuz Mürekkep Ejderhası Ruh Akımı Başpapazının takipçisi olmuş ve tarikata hafife alınamayacak katkılarda bulunmuştu.

Bai Xiaochun bir gün Antik Yaratık Kanyonuna doğru akan şelalenin kıyısına geldi. Burayı defalarca kez ziyaret etmiş, mekân ve ejderle ilgili hikâyeleri okumuştu.

Her zaman yaptığı gibi tıbbi haplarından birini şelaleye attı ve boğazını temizledi.

“Kıdemli Cennet Boynuz.” dedi. “Yine ben, genç jenerasyonun Bai Xiaochun’u. Burada toprak alevi kullanmak istiyorum. Ah... bedel her zamankiyle aynı, değil mi? Hep yaptığım gibi bir tıbbi hap attım.” Bu cümlelerden sonra bir yanıt beklemeden kısa bir mesafede açmış olduğu mağaraya doğru koşturdu.

Yaratık Köyü ormanını tanımaya başlar başlamaz alandaki toprak alevi damarlarını fark etmişti. Açtığı bu küçük mağara da o damara bağlıydı ve kendisinin kuzey yakadaki hap yapım istasyonu halini almıştı. Yaratıklara attığı tüm hapları burada üretiyordu.

Ancak mekânın tarihini yeşim kâğıttan okuduktan sonra temkinli olmaya karar vermişti. Bu yüzden buraya her gelişinde şelaleye bir hap atıyor ve bir bakıma kira ödemiş oluyordu.

Hapı fırlattıktan sonra sözlü veya sözsüz hiçbir tepki alamıyor olsa da bu ritüele alışmıştı ve sürdürmeyi seçiyordu.

Bir ay sonra küçük mağarasından çıkan Bai Xiaochun’un gözleri parıl parıl, ifadesi heyecanlıydı.

Hap yapım süreci çok akıcı geçmişti. Artık 3. Kademe ruh ilaçlarında süperdi. Üstelik yetişimi de o ürpertici yavaşlıkta olmaktan çıkmış, roket hızıyla dokuzuncu Qi Yoğunlaşmanın büyük çemberine ulaşmıştı.

“Hahaha! Onuncu seviye Qi Yoğunlaşmaya ulaşmam çok sürmez. O zaman Kuruluş Kadrosu için hazırlanmaya başlayabilirim!” Geçtiğimiz yarım ay içerisinde Ölmeyen Demir Teni daha da rafine hala gelmişti.

Yetişim basamağı eskisinden çok daha harika hale geldiği için Menekşe Qi Kazan Çağırmayı test etmeye karar verdi ve birkaç kazanın belirişiyle keyiflendi. Artık bu ilahi yeteneği salma ve geri çağırma konusunda oldukça başarılı hale gelmişti.

Hafızasını yoklayarak uzun süre önce kullandığı ve teknik olarak kendisi yarattığı bir büyüyü kullanmaya karar verdi.

“İnsan Kontrolü Ulu Büyüsü!” Luochen Klanıyla dövüşü esnasında bu büyüyü istemeden de olsa Chen Heng üzerinde kullanmış ve üzerinde derin bir intiba bırakmıştı. Bunu mükemmelleştirme arzusuysa yıllar içerisinde artmıştı.

Pratik yapacağı bir yetişimciye sahip değildi ama Yaratık Köyünde sayısız yaratık mevcuttu. Bir müddet düşündükten sonra heyecanı iyice arttı ve İnsan Kontrolü Ulu Büyüsünü deneyebileceği yaratıklar aramaya başladı.

Son günlerde ormana yoğun bir kaos hakim olmuştu. Bai Xiaochun, büyüsünün çok iri yapıdakilere veya yüksek yetişimlilere işlemediğini keşfetmişti. Ancak beşinci seviye ve aşağısındaki Qi Yoğunlaşma üyeleri üzerinde kısıtlı bir başarı elde edebilmişti.

Biraz üzülse de yenilgiyi kabul etmemiş, İnsan Kontrolü Ulu Büyüsü üzerinde yeni düşüncelere kapılmıştı. En nihayetinde bu tekniğin rakibin bedenini ve zihnini kontrol ederken ruhsal güç kullanması konusunda bir eksiklik olduğuna karar verdi.

Eğer o eksik parçayı bulabilirse... büyüyü işler hale getirebilirdi!

Bai Xiaochun bu büyüye çalışırken Antik Yaratık Kanyonunun derinliklerinde açılan mavi bir göz vardı. Kanyondan dışarıdaki Bai Xiaochun’a bakan gözde garip bir parıltı mevcuttu.

Ansızın derin ve antik bir sesin mırıltısı işitildi: “İnsan Kontrolü… Yıllar önce Eksantrik Frijit Tarikat da bu fikre kapılmıştı.”

#Yeni bir yer ve yeni bir karakter daha tanımış olduk. Bu arada bizimki de her alanda iyice güçleniyor. Tabii daha yürünmesi gereken çok yol var. Okumaya devam!