Çevirmen : Clumsy 

Günbatımı Tepesi lordu soğuk bir şekilde burnundan soluyarak sağ kolunu salladı. Bu hareketle, titreyen Günbatımı Tepesi çıraklarının üzerine büyük bir kuvvet uygulamıştı. Koca dağlar tarafından ezildiğini hisseden çıraklar ise acınası çığlıklar koyuveriyordu.

Beihan kardeşlerin üzerindeki baskı daha da fazlaydı. Yüzleri acıyla büzüşmüştü, yetişim aşamaları sarsılıyordu. Bai Xiaochun’a olan nefretleri kabarmış olsa da bunu yüzlerine yansıtacak halde değillerdi.

“Hepiniz cehennem olup kuzey yakaya dönün hemen! İnzivaya çekilip meditasyon yapacaksınız, on yıl dışarıya çıkmak yok!” Günbatımı Tepesinin lordu bu tepkiyi vermiş olabilirdi ama söz konusu kendi çıraklarıydı ve aslında bir bağlamda onları koruyor sayılırdı. Sert davranıyor olsa da onların eyleminin altındaki sebebe sempati duyuyordu. Böylece kollarını sallamış ve yarattığı güçlü rüzgârla Günbatımı Tepesi çıraklarını uzaklaştırmıştı.

Ardından Bai Xiaochun’a döndü ve yeni bir gülümseme eşliğinde yavaşça şöyle dedi: “Xiaochun, şimdi hatırlayabildin mi acaba?”

Bai Xiaochun işleri fazla uzatmaması gerektiğini biliyordu. Şu ana kadar da her şey iyi gelişmişti, bu yüzden boğazını tatmin dolu bir şekilde temizledi.

“Hahaha! Tüm bunlara hiç gerek yoktu Büyük Kardeş. Bir Prestij Çırağı ve Tarikat Liderinin Küçük Kardeşi olarak nasıl Tarikat Yeğenlerimle aynı seviyeye inerim? Bir avuç terbiyesiz ve afacan çocuk işte.” Bai Xiaochun’un tepe lordlarıyla aynı jenerasyondanmış gibi konuşması, Günbatımı Tepesi lordunda yüzünü ekşitme isteği uyandırmıştı. Yan taraftaki Zheng Yuandong da boğazını temizlemiş, keşke yıllar önce o ani kararı vermeseydim diye düşünmüştü.

Bai Xiaochun ise bu bakışları görmezden gelerek göğsünü kabartmakla meşguldü. İçindeki gururu bastırarak hapının formülünü açıklamaya yeltenmişti.

Ancak o noktada Li Qinghou’nun boğazını temizlediği ve lafa girdiği işitildi.

“Simyacılar için kendi yaratımı olan hap formülleri çok kıymetlidir.” dedi sakin bir şekilde. “Kuzey yaka bu formül karşılığında ne teklif edebilir merak ediyorum doğrusu.”

Bai Xiaochun gözlerini kırpıştırdı ve kuzey yakanın dört tepe lorduna döndü.

Tepe lordları birbirlerine garip bakışlar attılar. Ve en sonunda Süsen Yaprağı Tepesinin yaşlı lordu, etrafına sis yayan yeşil bir inci çıkarttı. Yaydığı manyetik titreşimler çevreyi dalgalandırıyordu.

“Bu bir ProtoManyetik İnci,” diye açıkladı, “bir ProtoManyetik Devden alındı. İçerisinde bir miktar ProtoManyetik güç de mevcut. Belli bir alandaki tüm büyülü nesneleri etkileyebilir. Kuruluş Kadrosu yetişimcileri bile buna sıra dışı bir hazine gözüyle bakar. Qi Yoğunlaşma aşamasındayken doğrudan kullanmak zordur. Ama Cennet Boynuzu Tesisinde bir çift büyülü ruh kanadı var ve o kanatlar ProtoManyetik İnciyle beraber kullanılırsa Qi Yoğunlaşma aşaması için güçlü bir koz hali alabilir. O kanatlarla öyle hızlı olursun ki bir Kuruluş Kadrosu yetişimcisi bile sana yetişmekte zorlanır!

“Bai Xiaochun, Seçilmiş mücadelesini kazandığın için Seçilmiş Tesisinden istediğin hazineyi seçme hakkına sahipsin. Ben sana hap formülünün karşılığında inciyle birlikte manyetik ruh kanatlarını vermeyi teklif ediyorum!” Bu sözleri sarf eden yaşlı kadın, sağ elini sallayarak bir çift yeşil kanat yarattı. Sonra da inciyle birlikte Bai Xiaochun’a doğru havalandırdı.

Bai Xiaochun’un gözleri parlamaya başlamıştı. Zaten inanılmaz bir hıza erişmişti ama bir Kuruluş Kadrosu yetişimcisi tarafından kovalanırsa kaçamayabilirdi. Ancak ProtoManyetik İnci ve büyülü kanatların birleşimi onu daha da akıl almaz bir hıza kavuşturabilirdi. Bu hayat kurtarıcı birleşim, kalbinin deli gibi atmasına yol açmıştı.

“Üstelik” diye devam etti gülümseyen yaşlı kadın, “şansın yaver giderse ProtoManyetik gücün tezahürünü bile hissedebilirsin. Bu sayede Ruh Akımı Tarikatının on gizli büyüsünden olan Esrarengiz Yerçekimi Tepkisinde aydınlanma yaşayabilirsin!”

Bai Xiaochun dudaklarını yaladı ve tam kabul etmek üzereyken duraksayarak Li Qinghou’ya döndü. Onun onay verip vermeyeceğini görmek istiyordu. Ona uzun süredir bir akrabası gözüyle bakıyordu ve o ne derse yapabilirdi. Eğer Li Qinghou formülü vermesini isterse, Bai Xiaochun hiç tereddüt etmeden verecekti.

Onun için alt tarafı basit bir formüldü. Kuzey yaka içinse kutsal bir önemdeydi. Gerçek şu ki Bai Xiaochun’un elinde daha pek çok garip hap mevcuttu. Hatta son olaylar ışığında birkaç tanesini test edip ne çeşit etkileri olduğunu görmeye karar vermişti.

Li Qinghou önce ProtoManyetik İnciye ve manyetik ruh kanatlarına, sonra da dört kuzey lorduna döndü. Ardından bakışlarını yaşlı kadının üzerinde duraklattı. Gözleri parlayarak şöyle dedi: “Ve ilaveten on gizli büyüden biri ve kuzey yakanın mirası olan... Bataklık Krallığı!”

Bu sözleri işiten Tarikat Lideri Zheng Yuandong’un gözkapakları seğirmişti.

“İmkânsız!” diye bağırdı sinirli Günbatımı Tepesi lordu. Kati surette reddeden tek kişi o değildi. Kemer Altı Tepesinin lordu olan yaşlı adam da kocaman açılmış gözleriyle Li Qinghou’ya dik dik bakmaktaydı.

“Üçkâğıtçı Li yüzünü gösterdi!” dedi dudaklarını alaycı bir şekilde büzerek. “Saçmalık bu! Bataklık Krallığı kuzey yakanın mirası ve Ruh Akımı Tarikatının on gizli büyüsünden biri! Gece Dadanan Hayalet gibi yüksek dereceli bir teknik. Onu güney yakadan birine vermemizin imkânı yok!”

Bai Xiaochun yukarıda dönen tartışmayı dinliyordu ve Kemer Altı Tepesi lordunun Li Qinghou’ya ‘Üçkâğıtçı Li’ dediğini duyduğunda ağzı açık kalmıştı.

“Şaka falan mı bu?” dedi Li Qinghou soğuk bir şekilde kollarını sıvayarak. “Gece Dadanan Hayalet bin yıl önce Menekşe Kazanı Tepesinin mirasıydı! Siz kuzey yaka insanları onu neşe içinde takas ettiniz ama şimdi güney yaka bir mirasınızı takas etmeye çalışınca reddediyorsunuz, öyle mi? Çok komik!”

Kuzey yakanın lordları diyecek bir şey bulamamıştı.

Hayalet Diş Tepesinin silik bedenli ve net görülemeyen lordu iç çekerek lafa girdi: “Gece Dadanan Hayalet, Hayalet Diş Tepesi için mükemmel bir eşleşmeydi. Ayrıca bu olanlar yıllar önceydi. Bahsini açmaya değmez. Bataklık Krallığını başarıyla yetiştirebilenler ise bir avuç insandan ibaret. Mesela sekiz bin yıl önceki Başpapaz Cennetkanat gibi. Hiç kimse bu teknikle faydasız ruhlardan fazlasını yaratamıyor. Fazla zor. Tepe Lordu Li, neden bizim için işleri zorlaştırmaya çalışıyorsun?”

"Bataklık Krallığı yoksa formül de yok!” diyen Li Qinghou, demiri kesebilecek bir kararlılıktaydı.

Bai Xiaochun, yukarıdaki Bataklık Krallığı tartışmasını hayretler içerisinde dinliyordu. Zaten bayağı iyi bir teklif aldığına inanıyordu ama Bataklık Krallığı da kulağa ilginç gelmişti. Bu arada Li Qinghou hakkında yeni fikirler ediniyordu. İnsanlardan istediği şeyi alma konusunda mükemmel bir örnek sergiliyordu. Acaba o yüzden mi ‘Üçkağıtçı Li’ olmuştu?  

Aklından bu düşünceleri geçiren Bai Xiaochun, hayranlık dolu gözlerini Li Qinghou’ya dikmişti.

Kuzey yaka lordları bir müddet daha söylense de sonunda şartlarda hemfikir olundu. Mirasları olan gizli büyü önemli olabilirdi ama tıbbi hapın formülü daha kıymetliydi.

Li Qinghou, anlaşmanın sonunda Bai Xiaochun’dan Afrodizyak Hapının formülünü açıklamasını istedi. Tepe lordları, hapın önemi yüzünden kimsenin kulak misafiri olamaması adına alanı mühürlemişti.

Bai Xiaochun anlatmayı bitirdiğinde dört tepe lordu formülü incelemek için biraz vakit rica etti. Sonra da başlarını sallayarak onayladılar ve Süsen Yaprağı Tepesinin yaşlı lordu, Bai Xiaochun’a mavi bir yeşim kâğıt uzattı.

“Bataklık Krallığı en güçlü on gizli büyüden biridir. Tüm yaratık tiplerini gözlemlemeni ve kendi hayat özü ruhunu yaratma bilgisine sahip olmanı gerektiren bir ilahi yetenektir. Hiçlikten bir şey yaratmak için bataklığı şekillendirir ve fiziksel bir krallık çağırırsın.

“Son on bin yıldır Ruh Akımı Tarikatı sınırları içerisinde bir hayat özü ruhu yaratmaya çalışanlar sıradan, basit yaratıklardan öteye gidemedi. Bunun istisnaları yalnızca bir Cennetkanatlı Gargoyle yaratan Başpapaz Cennetkanat ve birkaç kişi daha oldu.

“Ne çeşit bir hayat özü ruhu yaratılacağı ise yetişimcinin ruh yaratıkları üzerindeki kavrayışına bağlıdır. Bataklık Krallığının yetişimini yapan yüz kişi olsa, yüzü de farklı hayat özü ruhları yaratır, kimi güçlü kimi zayıf olur. Bazıları Cennetkanatlı Gargoyle gibi şok edici bir güçte, bazıları ise bir tavşan veya yılan kadar basit olur.  

“Bai Xiaochun, sen güney yakanın bir çırağısın ve kuzey ve güney yaka arasında bir müsabaka olsa bile hepimiz büyük bir aileyiz. Kendi hayat özü ruhunu yaratabilmeni içtenlikle umut ediyorum.” Tabii ki bu sözlere rağmen ne o ne de üç tepe lordu, Bai Xiaochun’un Bataklık Krallığında başarılı olabileceğine inanıyordu.

Çünkü Bataklık Krallığı için büyük oranda ruh yaratığı üzerinde hâkimiyet kurabilmek yani onları gözlemleyebilmek ve haklarında bilgi sahibi olabilmek gerekliydi ki bu da güney yaka için imkânsız sayılırdı.

Takas tamamlanmış ve Zheng Yuandong ile dört tepe lordu mekânı terk etmişti. Li Qinghou ise hala Bai Xiaochun’un yanındaydı. Gözlerinde bir sıcaklık mevcuttu ama bunu keskin bakışlarının altında gizliyordu.

Bir anda Bai Xiaochun’u azarlamaya, Seçilmiş mücadelesinde birinci oldu diye kibirlenmemesini tembih etmeye başladı. Sonra da yetişim aşamasıyla alakalı birkaç tüyo verdi, bilekliğiyle ilgili detaylı bilgiler sundu ve ProtoManyetik İnci konusuna geçti.

“ProtoManyetik İnci ve manyetik ruh kanatları sana çok fayda sağlayacak. Buna zaman ayır ve onları nasıl kullanacağın konusunda bilgilen. Bataklık Krallığına gelince, o büyünün Kokulu Bulut Tepemizin Büyülü Bitki Cephaneliğimizden daha engin olduğunu bil. Bu arada Ejder&Mamut Deniz Oluşumu Kitabı da tarikatımızın kurucu başpapazı tarafından yaratıldı ki kendisi harekâtımızı Cennet Karışı deltasından Aşağı Sahalara taşıyan kişidir. Bu konuya önem verdiğine, sıkı çalıştığına emin ol. Bu kitap, sana Büyülü Bitki Cephaneliğini öğrettiğimde işlerin daha akıcı ilerlemesine yardımcı olacak.” Bunları takiben birkaç tembihte daha bulundu ve en sonunda sustu.

Derinden etkilenen Bai Xiaochun ise kollarını kavuşturarak saygıyla eğildi. Ama şu soruyu sormadan edememişti: “Amca Li, umm... sana neden Üçkağıtçı Li dediler? Bu çok saçmaydı!”

Li Qinghou yarı yolda durdu. Kapkara bir suratla Bai Xiaochun’a döndü ve cevap verdi: “Yetişkinlerin işine burnunu sokmayı bırak! Simyacıların ilaçların Daosuna verdiği kıymeti hatırla. Bedavaya hiçbir şey vermeyiz!”

Li Qinghou bu sözleri ardında bırakarak uzaklaştı.

Bai Xiaochun bu meseleyi düşündükçe hayranlığı daha da artıyordu. En sonunda Li Qinghou’dan hap almanın insanlar için bayağı baş ağrıtıcı olacağı sonucuna varmıştı…  

Bai Xiaochun, Li Qinghou’nun gidişinin ardından mağarasına döndü. Ejder&Mamut Deniz Oluşumu Kitabının kurucu başpapaz tarafından yaratıldığını bilmek ona yönelik takdirini de iyice arttırmıştı.

“Kitabın tanıtımında prangalardan bahsedilmiş. Acaba tam olarak hangi prangalar?” Bir müddet düşünüp farklı fikirler üretti ama bunların doğruluğunu teyit etme imkânı yoktu. Bu yüzden kafasını sallayarak ProtoManyetik İncisini çıkarttı ve Li Qinghou’nun talimatları doğrultusunda ağzına atarak yuttu.

Sise dönüşen inci Bai Xiaochun’un bedeninde akmaya başladı ve dantian bölgesine yerleşti. Bu hiçbir şekilde rahatsız edici değildi, hatta kendisini bir nebze daha hafif hissetmesini sağlamıştı. Bir müddet etrafta dolaştıktan sonra eskisinden hızlı hareket edebildiğini fark etti. Sanki kendisiyle çevresi arasında garip bir bağ oluşmuş gibiydi.

Yeni bir meraka kapılarak manyetik ruh kanatlarını çıkarttı. Yeşil kanatlar bir ağustosböceği kanadını andırırcasına yarı şeffaftı. Bai Xiaochun, kısa bir sürenin sonunda kanatlara ruhsal enerjisini aktardı ve kanatlar erimeye başladı. Avcuna doğru eriyen kanatlar, bir tütsü yanışlık sürenin sonunda sırtındaki yerini aldı.

Suyun içerisine karışan kan damlaları gibi kanatlar da onun bir parçası halini almıştı. Kontrol edilmeleri kendi kolunu kontrol edişi kadar kolaydı. İfadesi aydınlanarak tek bir düşünceye odaklandı ve kanatlarını çırptı.

Bir anda ardışık görüntülere dönüştü ve aşırı yüksek bir hızla ölümsüz mağarasının duvarlarına tosladı. Durmaya çalışırken de acılı bir çığlık kopardı ama alışık olmadığı kanatları kontrol edemediği için duvara yapışmadan durması mümkün olmamıştı.

Çıkan patlama tüm mağarayı sarstı. Neyse ki Bai Xiaochun’un bedeni bir hayli kuvvetliydi de ona bir şey olmamıştı. Yine de homurdana homurdana yerden kalkması için biraz vakit geçmesi gerekti.

Dişlerini sıktı, ayağa kalktı ve duvara tosladığı noktaya baktı. Bu testi içeride sürdürmeye cesaret edemeyecekti. Bu yüzden dışarı çıktı, cesaretini topladı ve kanatlarını yeniden çırptı. Göz açıp kapayıncaya dek büyük bir mesafe kat etmişti.

Birkaç günlük deneylerinin sonunda kanatlarının hızına adapte olmuş ve bu hissiyatı mükemmel bulmuştu. Kendisini neredeyse yenilmez hissediyordu.

“Hahaha! O kadar hızlıyım ki artık Yaşlı Zhou bile beni yakalayamaz!” Bu düşünceyle başını arkaya attı, kükrercesine bir kahkaha patlattı ve daireler çizerek mağarasına döndü.

 #Bizimki yine hızına hız katacak bir şey kazandı. Üçkağıtçı Li sağolsun 
Bu Bataklık Krallığı ve hayat özü ruhu da yakın gelecekte daha net açıklanacak, şimdilik spoiler vermeyeyim. Okumaya devam!