Bölüm 87 : Dış Kesim Seçilmişleri Mücadelesi

avatar
7186 28

A Will Eternal - Bölüm 87 : Dış Kesim Seçilmişleri Mücadelesi


Çevirmen : Clumsy 

 

Günler geçti. Bai Xiaochun vaktini kapalı kapılar ardında meditasyon yaparak geçirdi ve dışarıya bir adım dahi atmadı. 10 günün sonunda ise tarikatın içerisini çan sesleri doldurdu ve Bai Xiaochun’un yeşim kâğıdı titreşmeye başladı.

 

Kuzey ve güney yaka arasındaki Seçilmiş mücadelesi başlamak üzereydi!

 

Müsabaka bu yıl da her otuz yılda bir olduğu gibi Dao Tohumu Dağında gerçekleşecekti. Çınlayan çan sesleri, sayısız Dış Kesim çırağının o dağa koşturmaya başlamasına yol açmıştı.

 

Normalde kuzey ve güney yakanın arasında pek iletişim olmazdı. Yalnızca İç Kesim çıraklarının bu iki yaka arasında seyahat etme hakkı olurdu. Ama şimdi Dao Tohumu Dağı açılmıştı ve tüm Dış Kesim çırakları heyecanlı bir şekilde Seçilmiş mücadelesini izlemeye gidiyordu.  

 

“Bu kez güney yakamız kesinlikle geçmişteki rezaletlerimizi unutturacak!”

 

“Kuzey yakanın ihtişamda yeni bir yüksekliğe eriştiğimizi öğrendiğinden emin olacağız!”

 

Güney yakanın Dış Kesim çırakları fazlasıyla heyecanlıydı. Tabii aynı şekilde kuzey yakanın Dış Kesim çırakları da heyecanla Dao Tohumu Dağına koşturmaktaydı.

 

“Güney yaka çok güçsüz! Bin yıldır bize kaybediyorlar ve bu sefer de farklı olmayacak!”

 

“Kaybetmek güney yakanın kaderine yazılmış. Ruh Akımı Tarikatında kuzey yaka yönetir, güney yakanın ağzının suları akar!!”

 

Dao Tohumu Dağı yolu her kafadan çıkan seslerle dolmuştu. Yeşil Sorguç Tepesindeki Shangguan Tianyou’nun yüzünde soğuk bir ifade vardı ve bakışlarını hançer keskinliğine kavuşturarak havalanmıştı.

 

Menekşe Kazanı Tepesindeki Lu Tianlei, başını ardına atmış ve bağırmıştı. Çevresinde titreşen elektriklerle harekete geçmiş ve sayısız çırağın tezahüratı eşliğinde yola çıkmıştı.

 

Zhou Xinqi de havalanmış haldeydi. Güney yakanın üç büyük Seçilmişinin yüzlerinde son derece ciddi ifadeler mevcuttu.

 

Bai Xiaochun ise hala konutundaydı, kanlı gözleriyle derin bir nefes alıyordu. Gayet ciddi görünerek şöyle dedi: “Vakit geldi... Savaşa giden bir savaşçının üniforması olmalıdır!” Yavaşça ayağa kalktı, çantasına vurdu ve sekiz deri ceket çıkarttı. Luochen Klanıyla savaşırken giydiği ceketler paramparça olmuştu. Yeni aldığı bu ceketlerse daha kaliteli ve dayanıklıydı.

 

Hepsini üst üste giydikten sonra kolunu salladı.

 

“Savaşa giden bir savaşçının zırhı olmalıdır!” Bu cümleyle birlikte çantasından iri bir tava uçurdu. Büyük Şişman Zhang’ın tavası da Luochen Klanıyla savaşırken parçalanmıştı. Bu da yeni aldığı bir tavaydı. Son derece ciddi görünerek siyah tavasını sırtına attı.

 

“Savaşa giden bir savaşçının büyülü bir silahı olmalıdır!” Akabinde ellerini salladı ve dışarıya çıkan küçük ahşap kılıcı sola kaydırdı. Onu Altın Karga kılıcı takip etti ve onu da diğer tarafına aldı. Hemen sonrasında çıkan üç uçan kılıcı da arkasına geçirdi. Son olarak İlahi Turna Kalkanını çıkarttı ve önkoluna yerleştirdi.

 

Ancak hala kendisini rahat hissetmiyordu. Li Qinghou’nun gönderdiği bilekliği de taktı ve çenesini kaldırarak yürümeye başladı. Takur tukur sesler eşliğinde evinden çıkabilmişti.

 

Dışarı çıktığında çalan çanları işitiyordu. Birkaç adım attıktan sonra aklına bir şey geldi ve çantasına vurarak çıkarttığı bir uzun mızrağı eline aldı.

 

Ve saçlarını savuran rüzgâr eşliğinde avlusundan ayrıldı.

 

Belli bir mesafeden yusyuvarlak bir top gibi görünüyordu. Sırtında siyah tavası, elinde uzun mızrağı, etrafındaki uçan kılıçlarıyla oldukça seyredilesi bir görüntü sağlıyordu.

 

Yoluna çıkan Kokulu Bulut Tepesi Dış Kesim çıraklarını şok ediyordu. 

 

Çanların sesleri daha yoğun bir hal almaya ve Dış Kesim çıraklarının kalp atışlarını hızlandırmaya başlamıştı. Olayları izlemek için Dao Tohumu Dağı yollarına düşen İç Kesim çırakları da mevcuttu.

 

Bai Xiaochun ilerledikçe ona katılan Dış Kesim çırağı sayısı da artıyordu. Bu grubun içerisinde olan Xu Baocai, liderliği almış ve tezahürata başlamıştı.

 

“Tarikat Amcası Bai inanılmazın da ötesinde biri! O tüm çağların kahramanı!”

 

“Kesinlikle kazanacak! Kesinlikle!” Oldukça geniş bir Dış Kesim çırak grubu Bai Xiaochun’a eşlik ediyordu. En çok öne çıkansa sesiyle herkesi bastıran Hou Xiaomei’ydi.

 

Bai Xiaochun etrafındaki çıraklar yüzünden oldukça duygulanmıştı ve onlara cömertçe başını sallıyordu. İnsanlar bu kadar tezahürat ediyorsa gerçekten buna değecek bir şeyler yapmış olmalıydı…

 

Çenesi kalkık ve gururlu bir şekilde Dao Tohumu Dağına vardı. Oraya vardığında gözüne takılan ilk şey, büyülü ışıklarla çevrelenmiş devasa arena oldu.

 

Dao Tohumu Dağının tepeleri de görüş alanına giriyordu. Yüzeyde nokta halinde görünen binalardan havalanarak arenaya yaklaşan kıdemliler mevcuttu.

 

Arenanın yan tarafı sayısız Dış Kesim çırağıyla dolu stantlarla kaplıydı. On binlerce kişi var gibi görünüyordu.

 

Arenanın kuzey tarafı, genel olarak güneydekilerden çok daha etkileyici görünen kuzey yaka çıraklarıyla doluydu. Nerdeyse hepsinin yanında bir çeşit yaratık vardı.

 

Tüm yaratıklar farklıydı ama her birinin gözlerinde vahşi parıltılar mevcuttu ve kışkırtılmaları akıllıca olmaz gibi görünüyordu. Kuzey yaka kısmının en önünde ise erkek ve kadınlardan oluşan küçük bir grup vardı. İfadeleri soğuk ama enerji doluydu.

 

Grubun içerisinde en göze çarpan kişi uzun, menekşe rengi bir elbise içerisindeki güzel kadındı. Hemen yanında Yaşlı Zhou’nunkilerden daha zarif görünümlü, yedi renkli bir anka görünüyordu. Kuşun yıldırımvari gözleri tüm yaratımlara tepeden bakar gibiydi.

 

Genç kadının yanında uzun, mavi cüppeli bir erkek mevcuttu. O da aşırı yakışıklıydı ve şok edici bir şekilde, alnında kırmızı bir güneş sembolü vardı.

 

Ayaklarının altındaysa kalın siyah tüylü ve keskin dişli devasa bir köpek durmaktaydı. Hatta altın bir ışık saçıyordu.

 

Uzun, keskin dişleri gaddar bir hava yayıyordu ve binek olarak kullanılabilecek kadar iri bir yaratıktı. Ayağa kalktığı takdirde iki insan boyuna ulaşması muhtemeldi ve şok edici derecede güçlü gözüküyordu. Beden gücü hayal dahi edilemezdi.

 

Kırmızı güneş sembollü genç adam, kuzey yakanın beş büyük Seçilmişlerinden biri olan Beihan Lie idi. Ayaklarının altındaki iri köpek ise ünlü… Gece Avcısı Yaratığıydı!  

 

Bu genç adam-kadın ikilisinin yanında, yüzünü kapatan siyah cüppeli bir çırak daha mevcuttu. Yalnızca soğuk parıltılar taşıyan gözleri görülebiliyordu ve yakından bakacak olursanız, gözlerinin içerisinde titreşen zehirli böcekleri görmek mümkündü!

 

Kuzey yaka Seçilmişlerinin görüntüsü güney yaka çıraklarını korkudan titretiyordu.

 

Kuzey yaka çıraklarına gelince… arenanın karşısındaki güney yaka çıraklarına küçümseyerek bakmakla meşgullerdi!

 

“Güney yaka her daim kaybeder. Orada ilgi çekmeye değen kişiler yalnızca Shangguan Tianyou, Lu Tianlei ve Zhou Xinqi.”

 

“Son zamanlarda güney yakada ünlenen birinin olduğunu duydum. Eleme turlarında ilk sırayı almış. Sözüm ona Prestij Çırağıymış ve Tarikat Liderinin Küçük Kardeşiymiş?”

 

“Kim olduğunun önemi yok. Kuzey yakanın karşısında beş para etmez. En güçlü biziz!”

 

Güney yakanın Dış Kesim çıraklarının çoğu alana ulaşmıştı ve sayıları kuzey yakaya kıyasla bariz oranda azdı.

 

“Bir avuç hayvan eğitmeni ve böcek aşığından başka bir şey değiller. Güney yakanın bu kez intikam alacağı kesin!”

 

“Kesinlikle onları utandıracağız!”

 

Güney yakanın dokuz çırağının arasında en dikkat çekici ve umut vaat edici olanlar Shangguan Tianyou, Lu Tianlei ve Zhou Xinqi’ydi. Diğer altı kişi ise karanlık ifadelere bürünmüştü, şiddete susamış görünüyorlardı. Güney yakanın Seçilmişleri, kuzey yakanın insanlarına delici bakışlar atmakla meşguldü.  

 

Bai Xiaochun da bu bakışmaların arasında ortaya çıkmıştı.

 

O anda Shangguan Tianyou’nun ve beraberinde tüm güney yakanın bakışları Bai Xiaochun’a döndü. Gözlerde düşünceli ifadeler belirmiş ve konuşmalar sonlanmıştı.

 

Shangguan Tianyou’nun buz soğukluğundaki gözlerinde ise karmaşık hisler mevcuttu, meydan okuma ve çekememezlik doluydu.

 

Etrafında elektriklerin dans ettiği Lu Tianlei de aynı ifadeyle, nefret dolu bir şekilde Bai Xiaochun’a dönmüştü.

 

Zhou Xinqi ise sessizce duruyor, gözlerinde garip ışıklar parlarken Bai Xiaochun’un ne kadar güç barındırdığını ölçmeye çalışıyordu.

 

Kuzey yakanın insanları da bu manzaraya bakmadan edememişti. Ama onlara yabancı olan bu kişinin giyimi, ani küçümsemelere ve alaylara konu olmuştu.

 

Kuzey yaka Seçilmişleri ise ona bakmaya bile tenezzül etmemişti.

 

Kendini ilgi odağı halinde bulan Bai Xiaochun, utandığını hissetti. Boğazını temizledi, göğsünü kabarttı, mızrağını kaldırdı ve Zhou Xinqi’nin yanına geçti.

 

Tarafların birbirine tehdit edici bakışlar atmakta olduğunu görünce de hemen canlandı.

 

“Gözlerini dikme yarışı! Ben o işte harikayım!” Hemen bakışlarını kuzey yaka çıraklarından birine çevirdi ve çok ciddi bir surat ifadesi takındı.

 

O anda çıkan rüzgâr, uzun saçlarını ardında sallandırmaya başlamıştı. Buna bir de ellerinde tuttuğu mızrak eklenince, oldukça etkileyici bir görüntü sağlıyordu.

 

Zaman geçmiş ve arenanın iki tarafını dolduran kişi sayısı da artmıştı. Yalnızca arena zemini tarafından ayrılan koca bir insan denizi mevcuttu.

 

Çok geçmeden kuzey yakanın tüm Seçilmişleri toplandı. Ortaya çıkan son genç, uzun, siyah bir cüppe giyiyordu. Yakışıklıydı ama yüzündeki tüm kan çekilmiş gibiydi. Diğer Seçilmişlerin yanındaki yerini almış, gözlerini kapatmış ve yüzüne tamamen ilgisiz bir ifade yerleştirmişti. Ve o gözlerini kapattığı anda hava bükülmüş, etrafı cehennemden gelen sayısız gölgeyle ve hayaletle kaplanmış gibi olmuştu.

 

Bu esnada arenanın iki kesiminden de ışık huzmeleri havalandı. Bu huzmelerin içerisinde yedi tepenin lordları bulunuyordu.

 

Kibirli ankasını yanına almış olan Yaşlı Zhou da oradaydı. Bai Xiaochun’u fark eden anka kuşu, oldukça mağrur bakışlar atmaya başlamıştı.

 

Tarikat Lideri Zheng Yuandong da grubun içerisindeydi. Herkes toplandığında iki yakanın çıraklarına da göz gezdirdi ve şöyle dedi: “Kuzey ve güney yaka arasındaki son Seçilmiş mücadelesini kuzey yaka kazandı. Bu nedenle on iki çırak gönderme hakları var.

 

“Kaybeden taraf olan güney yaka ise yalnızca on kişi gönderebilir.

 

“Toplamda yirmi iki yarışmacı olacak. Katılımcılar kura çekecek. Müsabakanın hedefi ilk onu belirleyebilmek ve tabii ki… bir numaralı çırağı da!

 

“Buraya birbirimizden bir şeyler öğrenmeye ve gelişmeye geldik, yani öldürmek yasak. Her turun sonunda iyileşmek için üç tütsülük süre verilecek. Rakibiniz teslim olursa dövüşü kesmek zorundasınız. Müsabakaya Adalet Sarayından Ouyang Jie başkanlık edecek.

 

“İyi yarışın. Dört baş kıdemlimiz ilahi hisleriyle müsabakayı gözlemleyecek… Ve şimdi, Dış Kesim Seçilmişler mücadelesi… başlasın!”

 

#Bizimki yine gözlerini dikme yaarışı buldu, en sevdiği 
Ve tabii ki hiç şaşırtmadan deri ceketlerini, tavasını ve türlü türlü silahını kuşanıp geldi. Korunmasız bir şekilde gelmesini beklemiyorduk herhalde!
Bizi hem komik hem de heyecanlı bölümler bekliyor diyerek ilerliyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr