Çevirmen : Clumsy 

Ruh kuyruklu tavuklar sıradan tavuklardan çok daha büyük olurdu. Oldukça esnek tüyleri ve aşırı öfkeli bir mizaçları vardı. Tam olgunluğa eriştiklerinde ikinci seviye Qi Yoğunlaşmaya denk sayılırlardı.

Yalnızca etleri değil yumurtaları da yenilebilirdi. Kanları ve kemikleri ilaçlara eklenir, yakılan kuyruklarından nadir bulunan üç renkli alevler oluşturulurdu. Bu yüzden ruh kuyruklu tavuklar Ruh Akımı Tarikatının güney yakasının üç dağında da mevcuttu.

Ancak tam olarak tarikatın kendisine ait sayılmazlardı. Onlar, kendilerini yetiştiren Li Qinghou ve diğer iki Tepe Lordunun şahsi malıydılar. Kokulu Bulut Tepesindeyse özellikle görüldükleri üç alan vardı.

Bai Xiaochun kümesin çitlerinde tünemiş bir şekilde ruh kuyruklu tavukları izlemekteydi. Fırınlarda çalıştığı süreçte hiç canlı tavuk görmemişti ancak etlerinin lezzetli olduğunu biliyordu. Üstelik Büyük Şişman Zhang ona bu tavukların ruh böcekleri yemeyi sevdiğini de anlatmıştı.

Tavukları bir süre daha izleyen Bai Xiaochun yavaşça hareketlendi. İşleri aceleye getirmek istemiyordu. Kümese girmek yerine oradan uzaklaştı, ruh taşlarıyla ruh böcekleri satın aldı ve avlusuna döndü.

Dönene kadar çok acıkmıştı, dövüşecek kuvveti yoktu ve hızlıca yiyecek bir şeyler aramaya girişti.

Bakışlarının ruhkışı bambusuna ulaşması ve gözlerinin parıldaması çok vakit almadı. Bambular üç metreye ulaşmıştı, kalınlıkları da yumruk kadardı. Saçtıkları ruh parıltısıysa sıradanın çok ötesindeydi.

Bai Xiaochun aceleyle bambulara koşturdu, onları yakından incelerken kahkaha atıyordu. Bitkiler üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde hangi bambunun en sert olduğunu ayırt edebiliyordu ve o sert kısmı keserek ikiye ayırmıştı.

İş tavuk çalmaya geldiğinde Bai Xiaochun’un çok özel bir yöntemi vardı. Anahtar, ‘çalma’ kelimesindeydi. Tavukları kimseye çaktırmadan alacaktı.

Bambuyu kullanarak *bamboo cicada denilen bir alet yaptı.

*// Arkadaşlar bu terimi aynen yazıp görsellerden kendiniz görebilirsiniz, onlara özgü bir alet olduğu için çeviremedim.

Bamboo cicada yapmayı küçük yaşlarındayken babasından öğrenmişti. Bu aletin tavuklardan ankalara her türlü yaratığı yakalayabiliyor olması gerekiyordu. Bamboo cicada tamamlandığında kordonu bağlamak adına birkaç bambu şerit kullandı. Bamboo cicadaya bağlı kordonun sağlamlığını test ettikten sonraysa gecenin karanlığında uçarcasına ilerlemeye başladı.

“Tavuk yiyeceğim!!” Karnı guruldasa da gözleri parlıyordu. Deli gibi acıktığı için normalden de hızlı koşuyordu ve çok geçmeden ruh kuyruklu tavukların çiftliğine varmıştı.

Parmak üzerinde çitlere yaklaşarak içine ruh böceği yerleştirilmiş bir bamboo cicadayı çitten fırlattı. Aç bir şekilde kenara emekledi ve alete bağlı kordonu tutmaya başladı.  

Çitlerin iç kısmında bazı kabinler de vardı, içlerinde yerleşip yetişim yapmakta olan çıraklar mevcuttu. Tavuk çiftliği oldukça genişti, yüzün üzerinde ruh kuyruklu tavuk barındırıyor, çoğu da yerde yatıyordu. O esnada yürümekte olan birkaç tanesi başını kaldırmış ve çevreye bakmaya başlamıştı. Bir süre sonra bir tanesi bir şey fark etmiş gibi göründü. Gördüğü şey ruh böceğiydi ve hızlıca onu kapmaya yeltendi.

Ancak böceğe yeltendiği o kritik anda bükülmüş bambu parçası açıldı ve tavuğun ağzının açık kalmasını sağladı.

Ruh kuyruklu tavuk bağırmak istiyor ancak ağzının içerisindeki bambu parçası yüzünden ses çıkaramıyordu. Bir sonraki hamlesi bambuyu kırmayı denemek oldu ancak bambu çok katı, tüm çabaları da nafileydi.

Ruh kuyruklu tavuk ne kadar mücadele ederse etsin bir ses çıkaramıyordu. Hızlıca çitten geçirilip doğruca Bai Xiaochun’un ellerine ulaşmıştı. Bu sırada Bai Xiaochun dördüncü seviye Qi Yoğunlaşmanın gücünü kullanarak ellerini sağlamlaştırdı ve bu kuvvetle tavuğun boynunu kırdı. Artık tavuğun yeri Bai Xiaochun’un çantasıydı. Bai Xiaochun böyle şeylerde oldukça başarılı görünüyordu.

Tüm işlem otuz nefes kadar sürmüş, çoğu da beklemekle geçmişti. Bu kısım olmasa çok daha az bile sürebilirdi.

Bai Xiaochun tavuğu alarak güçlü aromaların doldurduğu avlusuna koşmaya başladı. Şafak vakti geldiğinde, tüm tavuk Bai Xiaochun’un midesine bir güzel yerleşmişti.

Geriye yalnızca tüyler ve kemikler kalmıştı…

Koca bir ruh kuyruklu tavuk yiyen Bai Xiaochun’un açlığı büyük oranda geçmişti. Artık bedeni yenilenmiş, kendisini çok daha iyi hissetmeye başlamıştı.

Hatta içinde yüksek miktarda ruhsal enerji de birikmişti. En belirgin değişiklikse Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinde görüldü. Bai Xiaochun o anda nefes alıp vermeye başladı, sekiz tur tamamlamıştı.

Her nefes alış verişte bedenine bir sıcaklık yayılıyor, bu da tenini daha sert, daha güçlü kılıyordu. Siyah bir ışığın dalgalanması da görülebiliyordu.

“Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği acıyla başlayıp açlıkla ilerliyor. Bu yetişim tarzı kesinlikle çok zor, sonuçlarsa mükemmel.” Bu sözlerden sonra sağ elini uzatarak ahşap kılıcını yarattı. Ve dikkatli bir şekilde kılıcı elinin tersine batırdı.

Ahşap kılıç iki ruh güçlendirmeden geçmişti ancak tenine dokunduğunda belli bir dirençle karşılaştı. Testi sonlandıran Bai Xiaochun, Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği yetişimine devam etmesi gerektiğine hiç olmadığı kadar emindi.  

“Tanıtıma göre Ölmeyen Tenin dört aşaması var; demir, bronz, gümüş ve altın. Henüz yeni başladım. Ama 81 gün dayanabilirsem… Ölmeyen Demir Tene ulaşacak olmalıyım.” Etraftaki parçalanmış tavuk kemiklerine bakan Bai Xiaochun, Ölmeyen Demir Tenin anahtarının ne olduğunu çözmüştü.

“Neyse ki dağda bir sürü ruh kuyruklu tavuk var.” diye düşünerek içten bir kahkaha attı. Artık ruh kuyruklu tavuklara olan ilgisi iyiden iyiye kabarmıştı.

Bilmediği şeyse son 10,000 yıldır Ruh Akımı Tarikatında Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinin yetişimini yapan çok az kişi olduğuydu. Çoğu ilk 81 günlük işkencede bu süreci bitirmişti. Devam edenler de olmuştu ancak esas problem bunu sürdürmek için gereken paraydı.

Ölümsüz Altın Tene kadar ulaşabilmek inanılmaz bir servet gerektiriyordu. Tüm tarikat birleşse bile bunu kolay kolay başaramazdı. Sonuçta bu kaynaklar israf edilmeyecek farklı tekniklere yatırılabilirdi. Gerçi diğer teknikler bu kadar harika değildi ancak tarikat fiyat-performans olarak en uygun seçimi yapmak zorundaydı.

Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinin Kutsal Kitap Tesisinde toza dönmek üzere olmasının sebebi de buydu.

Bai Xiaochun, kalan tavuk kemiklerini tüylerle birlikte ruh toprağına gömdü.

Ardından avlusunu terk etti ve Dış Kesim çıraklarının toplandığı bir yere gitti, bir tavuk kaybolduğu dedikodusunun çıkıp çıkmadığını öğrenmesi gerekiyordu. Eski köyünden de tecrübe edindiği üzere tavuk çalma işinde en uygun yöntem birkaç günde bir saldırmaktı.

Biraz kulak kabartsa da tavuklarla ilgili bir haber işitmedi. Ancak bu süreçte üç renkli tüylerle üç renkli alevler yakılabileceğini öğrenmişti.

Bunu öğrenen Bai Xiaochun, hızlıca avlusuna koşturarak gömdüğü üç renkli kuyrukları çıkarttı ve düşünmeye başladı.

“Buralarda bu kadar ruh kuyruklu tavuk yetiştirmelerine şaşmamalı.” Tüyleri hemen çantasına yerleştirmişti. Bu tüyler başkaları için güzel bir üç renkli alevden başka bir şey ifade etmiyor olabilirdi. Ancak kendisi için üçlü ruh güçlendirme demekti.

Bunu hemen yapacak değildi tabii. Planı önce biraz ruh ilacı almak, sonra da onları kuvvetlendirmek için ruh güçlendirme gerçekleştirmekti.

Birkaç gün dinlenen Bai Xiaochun, gece yarısı yeniden acıkmaya başladı. İkinci bitkiler kâğıdını bırakarak gecenin karanlığına karıştı. Döndüğündeyse çantasında iki yeni ruh kuyruklu tavuk vardı.

Zaman böylece akıp geçti. Artık bir ay olmuştu ve Kokulu Bulut Tepesinde kaybolan tavukların dedikodusu yayılmaya başlamıştı.

Li Qinghou bile mesele hakkında bilgi edinmişti. Sonuçta tek bir ay içerisinde üç çiftlikten birkaç düzine tavuk eksilmişti. Ancak farklı işlerle meşgul olduğu için bu meseleye pek önem vermiyordu.

En üzgün olanlarsa tavukları yetiştirmekle görevli 7-8 Dış Kesim çırağıydı. Tavuklar kendilerinin değildi ve tepe lordu şimdilik bir şey söylemiyor olsa da iş gurur meselesine dönüşebilirdi. Sonuçta bu tavukları çalan kişi her kimse bu işi burunlarının dibinde yapıyordu.

Ancak bu konuda yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Tavukları korumak için ne yaparlarsa yapsınlar tavuklar eksilmeye devam ediyordu. Onları en çok afallatansa tavukların hiçbir iz bırakmadan kayboluşuydu. Hiçbir ses çıkmıyor, sanki öylece havaya karışıyorlardı.

Bai Xiaochun’un bedeni de bu süreçte tamamen normale dönmüştü, hatta birkaç kilo aldığı bile söylenebilirdi. Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği ondan ne kadar çalıyorsa, o da o kadarını tavuk etiyle telafi ediyordu. Yüzü sağlıklı bir kırmızılıktaydı, yeniden huzurlu hayatına dönmüştü.  

Karnı tok, sırtı pekti. Sonuç olarak ikinci tur bitkilerin eğitimini de hızlandırabilmişti. Eninde sonunda çalışmaları sonlandırdığı gün geldi. Geçen sefer olanlardan sonra bu kez daha da ayrıntılı çalışmış, yapraklar, damarlar, kökler, minicik tüyler, hepsini yalayıp yutmuştu. Kendisine hiç olmadığı kadar güveniyordu, bitkileri düzinelerce parçalara ayırsalar bile onları tanıyabileceğine olan güveni tamdı.

Göğsünü gururla kabartarak avlusundan ayrıldı.

“Bu kez herkese Zhou Xinqi’yi geçen Kaplumbağa Lord olduğumu ilan edeceğim!” Bu cümleden sonra beklenti dolu bir şekilde 10,000 İlaç Tesisine doğru ilerlemeye başladı.

#Yetenekleri arasında tavuk hırsızlığı da olan kahramanımız bir taşla bilmem kaç kuş vurdu. Toprağı tavuk kemikleriyle güçlendirdi, tüylerle ruh güçlendirmek için ateş yakacak, tavuk etiyse zaten her derde deva 
Sırada ikinci dikilitaş sınavı var. Yarın yeni bölümlerle görüşmek üzere!