Bölüm 12 : Bambu Çitin Üzerinde

avatar
7772 39

A Will Eternal - Bölüm 12 : Bambu Çitin Üzerinde


Çevirmen : Clumsy 

 

Zorlu sınav bu şekilde sonlandı. Hou Xiaomei dağdan aşağı yürürken Büyük Şişman Zhang ona bakıp çenesini ovalayarak düşünüyordu.

 

“Ah, ne dürüst, ne genç, ne saf…” dedi. Ardından bakışlarını kıyaslıyormuşçasına Bai Xiaochun’a çevirdi.

 

Bai Xiaochun da belli bir mesafeye ulaşmış olan Hou Xiaomei’yi karmaşık duygularla izlemekteydi. Büyük Şişman Zhang’ın sözlerini duyduğundaysa göz ucuyla ona döndü.

 

“Hey, neye bakıyorsun sen!?” diye bağırdı.

 

Büyük Şişman Zhang, Bai Xiaochun’un sinirlenişi karşısında bir kahkaha patlattıktan sonra ruh taşları çantasını çıkartarak hızlıca konuyu değiştirdi.

 

“Gel, gel hadi, niye ruh taşlarımızı saymıyoruz? Zengin olduk! Hahaha! Bu cidden çok iyi bir fikirdi.”

 

“Saymanın ne manası var?” diye yanıtladı Bai Xiaochun burnundan soluyarak. “Kaç kez sayarsak sayalım sonuç değişmeyecek.”

 

“Dokuzuncu Kardeş, anlamıyorsun. Şu anda ruh taşlarına bakıyor olabilirsin ama saydığın şey… hayatın ta kendisi!” Büyük Şişman Zhang hayatın derinliklerinden çok nadir bahsederdi. Onun bu cümlesi de haliyle Bai Xiaochun’u şaşırtmıştı. Bai Xiaochun çantayı alarak ruh taşlarını Büyük Şişman Zhang’ın bahsettiği şekilde saymaya çalıştı ancak sıkılıp çantayı teslim etmesi çok uzun sürmedi.

 

Hemen hemen o anlarda zorlu sınav yollarında bir ışık belirdi. Herkesin görüşü kararmıştı, yeniden kendilerine geldiklerindeyse dağın başladığı noktaya ulaşmış haldeydiler.

 

Bai Xiaochun ve şişmanları gören orta yaşlı onur korumasının yüzünde garip bir ifade belirmişti. Ancak kısacık bir an içerisinde kafasını sallayarak onları görmezden geldi. Fırınlarla ilgili meseleyle bizzat tarikat ilgilenmeliydi.

 

Bai Xiaochun ve diğerleri de gerginleşmişti ancak ani bir yaptırımla karşılaşmadıklarını fark ederek birbirlerine baktılar ve boğazlarını temizleyerek hızlıca Fırınların yolunu tuttular.

 

Büyük Şişman Zhang Fırınlara ulaşana dek ruh taşlarını saymayı hiç bırakmadı. Diğer şişmanların dönüşü de muhteşem olmuştu. Hallerinden çok memnunlardı.

 

Bai Xiaochun, günün hasılası bölüşüldükten sonra kulübesine döndü. Buraya sonsuza dek yaşama arzusuyla gelmişti. Eğer tıbbi bitkileri Yaşam Uzatan-Uzun Ömür Sağlayan Hapla değiştirme ihtimali olmasaydı ruh taşlarını bir an bile düşünmezdi.

 

O gece Fırınlardaki hiç kimse uyuyamamıştı. Büyük Şişman Zhang ve diğer şişmanlar ani zenginlikleri yüzünden fazla mutluydu. Geçmişte cepleri boş olabilirdi ancak artık önlerinde parlak bir gelecek belirmişti. Yine de yaptıklarının olası geri dönüşünden korkuyor, bu yüzden de kolay kolay uyuyamıyorlardı.

 

Bai Xiaochun’un uyuyamama sebebiyse tabii ki Yaşam Uzatan-Uzun Ömür Sağlayan Haptı.

 

Bu esnada Fırınların zorlu sınav yollarını kapattığı haberi Ruh Akımı Tarikatının güney yakasında kulaktan kulağa yayılıyordu. Ertesi gün herkes bu bilgiye sahip hale gelmişti.

 

“Fırınlar tayfasının yaptığını duydunuz mu?!?!”

 

“Deli mi onlar? Bu yaptıklarına inanamıyorum! Cennetler! Resmen Dış Kesim üyeliği satmışlar! İnanılmaz! Böyle bir şeyi bugüne dek nasıl düşünemem?!”

 

“Fırınlardaki insanların önemli geçmişleri olduğunu ve tarikatla ciddi bağlantıları olduğunu duydum. Aksi takdirde böyle bir şeye nasıl cüret edebilirlerdi!?” Tüm departmanlar, tüm bireyler, Fırınların yaptığı eylem hakkında konuşuyor, teoriler alıp başını gidiyordu.

 

Takip eden günlerde Fırınlar tayfası fazla dikkat çekmemeye, dışarıya yalnız çıkmamaya dikkat etti. Birkaç gün geçmişti, Bai Xiaochun kalın tabanlı kâselere çorba doldurmakla meşguldü. O anda kulaklarına dışarıdan gelen ayak sesleri ulaşmaya başladı.

 

“Fırınların tüm üyeleri hemen dışarı çıksın! Denetim Departmanı zorlu sınavda olanları araştırmakla görevlendirildi!” Ses çıktığı anda Fırınların ana kapısı da gürültüyle tekmelenmeye başlamıştı.

 

Kapının tekmelenip açılmasıyla birlikte Denetim Departmanı üniformalı kişiler içeriye girdi. Liderleri de geçen sefer Xu Baocai’yle birlikte gelen iriyarı adamdan başkası değildi.

 

Büyük Şişman Zhang ve Bai Xiaochun, birbirlerine kısa bir bakış atarak soğukkanlı bir şekilde Denetim Departmanı grubuyla konuşmak adına ilerlemeye başladılar.

 

“Kargaların bu sabah gereksiz yere cıyakladığını düşünmüştüm.” dedi Büyük Şişman Zhang. “Senin geleceğini anlamalıydım, Chen Fei.”

 

Chen Fei soğuk bir kahkaha eşliğinde önce Büyük Şişman Zhang’a, sonra da Bai Xiaochun’a baktı. Tamamıyla sakin görünmeleri kendisini rahatsız etmişti.

 

Yolda oldukça heyecanlıydı, sonunda Fırınları indirmek için büyük bir fırsat elde etmişti, bu da iki departman arasında yıllardır süregelen düşmanlığa tuz biber olacaktı.

 

“Bu kadar sakinmiş gibi davranmayı kesin!” dedi Chen Fei soğuk, ürpertici bir gülüşle. “Fırınların insanları, müsaadenizle şunu soracağım, dokuzunuz da son zorlu sınava Dış Kesim terfisi için mi katıldınız?”

 

“Tabii yaa.” dedi Büyük Şişman Zhang kıkırdayarak.

 

“Tek bilmem gereken buydu. Alın şunları!” Chen Fei sözlerini ikiletmedi. Sağ işaret parmağını kaldırarak Denetim Departmanından gelen bir düzine üzeri hizmetliye komutunu verdi. Gümüş kelepçeler taşıyan hizmetliler aceleyle Fırınların personelini tutuklamak için ileriye atılmıştı.

 

Bunu gören Bai Xiaochun kahkahasını tutamayarak şöyle dedi: “Sizin Denetim Departmanınız her şeyden sorumlu herhalde? Bizi Dış Kesim çırağı olmaktan men mi edeceksiniz? Siz gençler bayağı güçlüymüşsünüz.”

 

Chen Fei geçen seferki uçan kılıç olayını anımsamadan edemedi. El işaretiyle hizmetlileri durdurarak kısık gözlerinin ardından Bai Xiaochun’a baktı.

 

“Kardeş Bai, otoritemden emin olamıyorsan sana bir soru daha yönelteyim. Fırınlar Dış Kesim üyeliği satmak için çıkışı kapattı mı kapatmadı mı? Bunu itiraf edecek cesaretin var mı?!”

 

“Tabii ki var!” dedi Bai Xiaochun sakin ve etkileyici bir tavırla. Ardından Büyük Şişman Zhang ve diğerlerini ifade ederek, “Onlar da edebilir.” dedi.

 

“Evet, itiraf ediyoruz. Ne olmuş yani?!” dedi Büyük Şişman Zhang, içten bir kahkaha eşliğinde.

 

Chen Fei’nin yüzü titreşti. Fırınlar personelinin bu suçlamaları kabulleneceğini hiç düşünmemişti. Onlara acı bir deneyim yaşatmayı hayal ediyordu.

 

İşlerin ilerleyişiyse garip görünüyordu, içini bir sıkıntı doldurmuştu. Bu yüzden ağzından şu cümleler çıktı: “Harika. Kabul ederek beni de daha fazla soru sorma zahmetinden kurtardınız. Bizimle Adalet Sarayına geleceksiniz. Karşı koymaya kalkan olursa tarikat kurallarına göre anında sürgün edilecektir!”

 

Bu sözlerle birlikte Bai Xiaochun’a doğru ilerledi.

 

Ama Bai Xiaochun sağ elini kaldırmış ve büyü duruşuna geçmişti. O anda kollarından yayılan bir ışıkla birlikte renkli ahşap kılıcı ortaya çıktı. İki grubun arasında beliren kılıcın soğuk bir parıltısı vardı. Chen Fei adımlarını durdurmak zorunda kaldı.

 

“Bai Xiaochun, tutuklanmaya nasıl karşı koyarsın!”

 

“Chen Abi, Denetim Departmanının bize soru sorma hakkı olabilir ama bizi tutuklama hakkını nerden alıyorsunuz?”

 

“Hmph! Az önce tarikat kurallarını çiğnediğinizi itiraf ettiniz, tabii ki sizi tutuklamaya hakkım var!”

 

“Dur bakalım, hangi tarikat kuralını çiğnemişiz?” diye sordu Bai Xiaochun kısık gözleriyle. Büyük Şişman Zhang ve diğer şişmanlar da Chen Fei’ye kısık gözler ve soğuk gülümsemelerle bakmaktaydı.

 

“Bir Dış Kesim üyeliğini sattınız, bu da tarikat kurallarından… dur bir dakika, ha?” Chen Fei o anda somurtkan bir surata bürünerek konuşmayı kesti. Alnından soğuk terler dökülmeye başlamıştı.

 

O anda kişilerin zorlu sınavda kazandıkları yerleri satamayacakları gibi bir kural olmadığını fark etmişti… Sonuçta bu herkesin aklına gelebilecek bir plan değildi, akıllarına gelse bile muhtemelen hayata geçirmezlerdi…

 

“Chen Abi, neden terliyorsun?” diye sordu Bai Xiaochun, çok şaşırmış gibi yaparak. Ancak konuşmaya devam ettikçe sesi güçleniyordu. “Hadi ama… hangi kuralı ihlal etmişiz? Söylesene. Bekle, acaba herhangi bir kuralı ihlal etmemiş olabilir miyiz? Chen Abi, şahsi düşmanlığını kullanarak Adalet Sarayını oyuna mı getirdin yoksa? Bu yaptığın tarikat yasasının dokuzuncu kanununun on birinci kuralına aykırı bir eylem! Bu ağır bir ceza gerektirir!” Konuşmasının sonuna geldiğinde kendisini şahane hissediyordu.

 

“Yalancı! Ben…” Yüzü düşen tek kişi Chen Fei değildi. Diğer Denetim Departmanı hizmetlileri de yaptıkları büyük hatanın farkına varmıştı.

 

Bu noktada Büyük Şişman Zhang acımasız bir gülümseme eşliğinde kollarını kaldırıp eklemlerini kütürdetmeye başladı. Diğer şişmanlar da gözlerindeki delici parıltılarla Denetim Departmanı üyelerine doğru yürüyordu.

 

“Chen Fei, senin kural ihlalinle Adalet Sarayı ilgilenecek.” diyen Büyük Şişman Zhang’ın yüzünde mükemmel bir sırıtış vardı, enerji doluydu. “Ama atalarımızın bin bir uğraşla inşa ettiği ana kapımızı kırmanın karşılığını bizden alacaksın!”

 

Zorlu sınavda çıkış kapısını kapatmışlardı, e tabii ki bunun hazırlıkları önceden yapılmıştı. Bai Xiaochun planını açıklamadan önce tarikat kurallarını gözden geçirmeyi ihmal etmemişti.

 

“Atılın!” diye bağırdı Büyük Şişman Zhang. Dağımsı figürü Chen Fei ve diğer denetimcilerin dizlerinin bağının çözülmesine sebep olmuştu.

 

Bir an sonra avluda çarpışma ve çınlama sesleri yayılmaya başladı. Bai Xiaochun ise havaya sıçramış, avluyu çevreleyen bambu çitlerin üzerindeki klasik yerini almıştı. Kollarını sıyırdı, ellerini arkaya götürdü ve belli bir mesafeden olup bitenleri izlemeye başladı. Mücadeleye girmeye tenezzül etmeyen yalnız bir kahramandı o.

 

“Bir parmak şaklatışımla, Ben, Bai Xiaochun, Denetim Departmanını küle çevirdim...”

 

“Bir parmak şaklatışımla, Ben, Bai Xiaochun, Denetim Departmanını küle çevirdim...” Bambu çitler, yalnız kahraman pozu ve parmak şaklatışıyla küle çeviriş. En sevdiğim üçlü 

Bai Xiaochun bazı 'kazalar' dışında enine boyuna araştırmadan hiçbir şey yapmaz. Yavaş yavaş öğrenecekler ama bu, Denetim Departmanı için acı bir tecrübe oldu.  Okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr